Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/295 E. 2022/889 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/295 Esas
KARAR NO :2022/889

DAVA:İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:22/05/2019

BİRLEŞEN MAHKEMEMİZ ESAS NO : …Esas

DAVA:İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:22/05/2019
KARAR TARİHİ:20/10/2022

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı asıl ve birleşen davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında yapılmış 02/07/2018 tarihli Hizmet Alım Sözleşmesi kapsamında, yüklenici müvekkili şirket tarafından işin sözleşmeye uygun olarak tamamlandığını ancak, ilave iş bedellerinin ve bakiye alacağın ödenmediğini, ödenmeme gerekçesi olarak gösterilen iddiaların yerinde olmadığını, mahkemece aldırılan d.iş tespit raporunda microfiber donatı kullanıldığının ve sözleşme kapsamındaki işlerin tamamlandığının tespit edildiğini, akabinde davalı tarafça sözleşmenin feshedildiğini, tamamlanmayan edimlerin sözleşme kapsamı dışında kalan ilave işler olduğunu ve ilave iş bedelleri ödendiğinde yapılacağının davalıya bildirildiğini, müvekkili tarafından düzenlenen ve davalıya tebliğ edilen faturalara davalı tarafça süresi içinde itiraz edilmediğini, alacağın tahsili amacıyla asıl dava yönünden …. İcra Müdürlüğü’nün … E ve birleşen dava yönünden …. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyalarından başlatılan takiplere de itiraz edildiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle asıl ve birleşen davalara dayanak takiplere yapılan itirazların iptallerine, asıl ve birleşen davada davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında yapılmış sözleşmenin eki olan “Yapılacak İşlerin Tanımı ve Detaylı Teklif” belgesinde sözleşme konusu ana iş olan depo içi ve fabrika bahçesindeki yolların betonlanmasında … Donatı kullanılacağının yazıldığını ancak, yapılan analiz raporunda beton elyafı kullanıldığının ve … donatının hiç kullanılmadığının tespit edildiğini, ayrıca beton sınıfının C30 olması gerekirken C20 olarak tespit edildiğini, davalının sözleşmeye aykırı davranışları ile kalitesiz malzeme kullanmasından dolayı depo içi ve yollarda çatlaklar meydana geldiğini, davacı tarafça işin ayıplı yapıldığını ve süresinde teslim edilmediğini, bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini; sözleşmede bulunmayan davacının iddia ettiği ilave işler yönünden müvekkiline herhangi bir teklif sunulmadan davacının kendi iradesi ile müvekkili şirkete danışılmadan yapıldığını ve bunlar yönünden ücret taleplerinin olmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı reddini savunmuş; asıl ve birleşen davalarda davacının kötüniyet tazminatına mahkumiyetini istemiştir.
Asıl ve birleşen davalarda takiplerin başlatıldığı, …. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı ve …. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyaları üzerinde yapılan incelemede; davacı tarafça davalı borçlu hakkında davaya dayanak eser sözleşmesinden kaynaklı fatura alacaklarının tahsili amacıyla ilamsız icra takiplerine girişildiği, ödeme emirlerinin tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde davalı borçlunun vaki itirazları üzerine takiplerin durduğu ve yasal 1 yıllık süre içerisinde davacı tarafça, itirazın hükümden düşülmesine yönelik dilekçede ileri sürülen nedenlerle eldeki asıl ve birleşen davaların açıldığı görülmüştür.
Asıl dava; taraflar arasında yapılmış eser sözleşmesi kapsamında bakiye iş bedeli alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi uyarınca iptali;
Birleşen dava; aynı sözleşme kapsamı dışındaki ek iş bedeline ilişkin alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında yapılmış eser sözleşmesi her iki tarafında kabulünde olup, davacı taraf taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında bakiye alacağının ve ilave iş bedellerinin ödenmediğini ileri sürmüş; davalı taraf ise, davacı tarafça yapılan işin ayıplı olduğunu ve süresi içinde teslim edilmediğini savunmuştur.
Yanlar arasında sözleşmelerin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı BK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi bulunmakta olup, iş sahibinin borcu iş bedelini ödemek ( TBK’nın 479/1.md.), yüklenicinin borcu ise, eseri iş sahibinin amacına uygun, haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmektir (TBK’nın 471/1). Ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumluluğunun düzenleyen TBK’nın 474. Maddesi uyarınca açık ayıplar yönünden iş sahibi imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde; gizli ayıplar yönünden ise, 477/son maddesi uyarınca da, ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunluluğu bulunmaktadır. Ayıbın bildirilmemesi halinde eser kabul edilmiş sayılır. Ayıp ihbarı yapılması vakıasından lehine sonuç çıkaracak olan iş sahibi olduğundan ayıp ihbarı yapıldığını HMK 190 ve TMK 6. madde gereğince iş sahibi ispatlamalıdır. Eksik işler yönünden ise ihbar yapılmasına gerek olmayıp, zamanaşımı süresi içerisinde eksikler yönünden istemde bulunulması mümkündür.
Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, 6098 sayılı TBK’nın 474-478. Maddeleri arasında düzenlenmiştir. Ayıp, imâl edilen bir eserde veya malda, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin beklediği amaca ve dürüstlük kurallarına göre bulunması gereken vasıfların bulunmaması, bulunmaması gereken vasıfların ise bulunmasıdır. Şayet, imâl edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu’nun 475. Maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. Bu hakkın kullanması için iş sahibi tarafından ayrı bir dava açılabileceği gibi, yüklenici tarafından aleyhine açılmış olan bir davada da bu hususu def’i olarak ileri sürebilir.
Somut olayda; yanlar arasındaki uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü uzmanlık gerektirdiğinden, her iki davaya dayanak ve konu yapılan yanlar arasındaki eser sözleşmesi gereği davacı taraf isteminin yerinde olup olmadığı, yerinde ise miktarının tespiti için mahallinde keşif yapılarak bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş; bu yönden aldırılan 15/03/2021 tarihli raporun dosya arasında olduğu görülmüş; bu kez aldırılan talimat raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle asıl ve birleşen dava konusu faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, yüklenici davacı tarafça üstlenilen tüm işlerin eksiksiz yapılıp yapılmadığı, yapılan işlerin ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, tüm bunlara bağlı olarak davacının asıl ve birleşen davalardaki takip konusu faturalardan dolayı alacağının bulunup bulunmadığı, varsa takip tarihi itibariyle miktarının tespiti amacıyla bilirkişi kurulu raporu alınmasına karar verilmiş; taraf ticari defter ve kayıtları, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya konusunda uzman bilirkişiler SMMM …, İnşaat Mühendisi … ve nitelikli hesaplamalar konusunda uzman Doç. Dr. …’e tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 26/09/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporunun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Talimat ile aldırılan bilirkişi kurulu raporunda özetle; taraflar arasında 02/07/2018 tarihli Hizmet Sözleşmesinin imzalandığı; işbu sözleşme kapsamında yapılan işlere yönelik; saha ve bina içi zemin beton yüzeylerinde betonun alt seviyesine kadar inen çatlaklar bulunduğu, bunun sebeplerinin yeteri kadar donatı kullanılmaması, derz kesimlerinin zamanında ve uygun aralıklarda yapılmaması, betonun zamanında yeteri kadar sulanmaması, beton kalitesinin döküm yerinde mukavemetinin düşürülmesi sebeplerinden kaynaklanabileceği, saha betonunda yeterli miktarda mikro … donatının (forta) bulunmadığı veya beton içerisinde homojen bir dağılım göstermediği; dava dosyasında bulunan beton irsaliyelerinin tarihleri olan 17.11.2018, 14.11.2018, 13.11.2018, 09.11.2018, 24.10.2018, 23.10.2018, 22.10.2018, 13.10.2018, 20.09.2018, 19.09.2018 tarihlerine göre işin süresinde bitirilmediği; saha ve bina içi zemin betonlarında oluşan çatlaklar ve yüzeysel soyulmalar nedeniyle betonda ayıplı imalat olduğu;
Sözleşme ve ek protokol kapsamı dışındaki ilave işlerin bedelinin piyasa rayiçlerine göre 50.710 TL + KDV olduğu, davacı ticari defter ve kayıtlarına göre, asıl davaya dayanak faturadan dolayı davacının davalıdan 387.866 TL alacağının bulunduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi kurulu raporunda özetle; taraflar arasında 02/07/2018 tarihli Hizmet Sözleşmesi ile bu sözleşmeye ek 17/08/2018 tarihli Ek Protokol imzalandığı, işbu sözleşme ve ek protokolde yapılacak işlerin detaylı olarak açıklandığı; talimat ile alınan bilirkişi kurulu raporunda da açıklandığı üzere, saha betonunda yeterli miktarda mikro … donatının (forta) bulunmadığı veya beton içinde homojen bir dağılım göstermediği, C30/37 beton yerine C20 sınıfı beton kullanıldığı, imalatların teknik şartnameye uygun olmadığı, ayıplı olduğu ve yenilenmesi gerektiği, bu nedenle, bu işler yönünden işveren davalı tarafça ödenen 221.000 TL’nin iadesinin gerektiği; yine keşfen inceleme yapılarak alınan talimat raporunda açıklandığı üzere beton yol projesine ilişkin tablo II’de gösterilen 1-6’ya kadar gösterilen (7.sıradaki hariç) imalatların ayıplı olduğu, bu yönden ayıplı imalat bedelinin 322.708 TL olduğu; dolayısıyla, talimat raporunda açıklandığı üzere tablo I ve tablo II’de belirtilen iş kalemleri yönünden (221.000 TL + 322.708 TL=) 543.708 TL’lik imalatın ayıplı olduğu ve yenilenmesi gerektiği;
Davacı yüklenici tarafça birleşen davada talep edilen, sözleşme kapsamı dışında yapılan ilave iş bedellerinin 50.710 TL olarak hesaplandığı,
Bu kapsamda, ayıplı imalat bedeli olan ve yukarıda hesaplanan 543.708 TL’den, asıl davada talep edilen 389.918,42 TL’nin ve birleşen davada yukarıda açıklandığı üzere talep edilebilecek 50.710 TL’nin düşümü neticesinde asıl ve birleşen davacının davalı işverenden alacaklı olmadığı; dosyadaki beton irsaliyelerine göre taahhüt edilen işlerin süresinde tamamlanmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce alınan ve talimat ile aldırılan bilirkişi kurulu raporları gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Asıl ve birleşen davada tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen takip dosyaları, alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu raporu ve toplanıp değerlendirilen delillere göre; taraflar arasında yapılmış 02/07/2018 tarihli Hizmet Sözleşmesi (eser sözleşmesi) ile 17/08/2018 tarihli Ek Protokol gereğince konusu Beton Yol Projesi ve Bina Zemin Uygulaması olan işlerin yapımının davacı tarafça üstlenildiği, talimat ile aldırılan bilirkişi kurulu raporu ile mahkememizce alınan bilirkişi kurulu raporlarında dayanak ve gerekçeleriyle ayrıntılı olarak açıklandığı üzere sözleşme konusu işin süresinde ve eksiksiz olarak tamamlanıp işveren davalıya teslim edilmediği, sözleşme konusu işin ayıplı olduğu ve teknik şartnameye uygun olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle işi eksiksiz ve ayıpsız teslim etmekle yükümlü olan davacı yüklenici, TBK’nın 474.vd maddeleri gereğince ayıp nedeniyle doğan zarardan sorumludur. Bilirkişi kurulu raporları ile yenilenmesi gereken ayıplı iş bedeli 543.708 TL olarak hesaplanmıştır.
Asıl dava yönünden yapılan yargılama sonrasında; bilirkişi kurulu raporlarında ve yukarıda tespit edilen 543.708 TL ayıplı iş bedelinden, asıl davada talep edilen alacak miktarı olan 389.918,42 TL’nin mahsubu sonrasında asıl davada davacı tarafın alacak bakiyesinin (-153.781,58 TL) bulunmadığı, bu nedenle asıl dava konusu taleplerin yerinde olmadığı anlaşıldığından asıl davanın reddine karar vermek gerekmiş; davacı taraf alacağının tahsili yönündeki davalı hakkında başlattığı icra takibinde kötüniyeti kanıtlanamadığından asıl davada davalı tarafın kötüniyet tazminat isteminin de reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen dava yönünden yapılan yargılama sonrasında; bilirkişi kurulu raporlarında ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, taraflar arasındaki sözleşme kapsamı dışında yapılan ek iş bedeli 50.710 TL olduğu belirlenmiş ise de; yukarıda tespit edilen 543.708 TL ayıplı iş bedelinden, asıl davada talep edilen 389.918,42 TL’nin mahsubu neticesinde kalan 153.781,58 TL ayıplı iş bedelden, birleşen davada talep edilebilecek ek iş bedeli olan 50.710 TL’nin düşümü neticesinde, birleşen davada da davacı tarafın talep edebileceği alacağının bulunmadığı anlaşıldığından birleşen davanın reddine karar vermek gerekmiş; davacı taraf alacağının tahsili yönündeki davalı hakkında başlattığı icra takibinde kötüniyeti kanıtlanamadığından birleşen davada davalı tarafın kötüniyet tazminat isteminin de reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Asıl Davanın ve Birleşen Mahkememize ait …Esas Sayılı Davanın ayrı ayrı Reddine,
2-Her iki dava yönünden koşulları oluşmadığından davalı tarafın tazminat istemlerinin reddine,
3-Asıl dava yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 4.709,25 TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 4.628,55 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Birleşen dava yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 981,29 TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 900,59 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Asıl dava yönünden 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
6-Birleşen dava yönünden 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
7-Asıl dava yönünden davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 57.588,58 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
8-Birleşen dava yönünden davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 12.999,80 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
9-Davalı tarafından yapılan 100 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
10-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 20/10/2022

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı