Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/291 E. 2021/728 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/291 Esas
KARAR NO:2021/728

DAVA:İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:21/05/2019
KARAR TARİHİ:13/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ülke çapında 350 bayisi bulunan, LPG sektörünün muteber bir üyesi olduğunu, müvekkili ile davalı … arasında 05/12/2017 tarihinde davalının iş yerinde kullanılacak olan LPG’nin müvekkili davacı şirketçe temini hususunda yazılı sözleşme akdedildiğini, mezkur sözleşmeye binaen davalının iş yerinde kullanacağı tüm dökme LPG’yi müvekkilinden satın almaya başladığını, ancak davalının geçen zaman içerisinde sözleşmeden kaynaklanan borçlarını ödemekte gecikmeye ve ödememeye başladığını, müvekkili şirket yetkilileri tarafından defalarca borçlarını ödemesi hususu davalıya ihtar edilmesine rağmen davalının sözleşmeden kaynaklanan ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, sonrasında 3.901,88-TL. tutarındaki muaccel alacağın tahsiline yönelik olarak …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından yetkiye, borca ve fer’ilerine haksız olarak itiraz edildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu, davalının yetki itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 12. maddesine göre; sözleşmeden doğan uyuşmazlıkların çözümünde … Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri’nin yetkili kılındığını, her iki taraf da tacir olduğundan mezkur sözleşmedeki yetki şartının taraflar için bağlayıcı olduğunu, davalının borca yönelik itirazlarının da haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek, davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalı taraf aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve ekleri ile tensip zaptı davalı …’e usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın, davalı taraf davaya cevap vermediği gibi, duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında akdedilen LPG teminine ilişkin sözleşmeye dayalı olarak, davalının iş yerinde kullanmak üzere davacı şirketten satın aldığı LPG ürünleri nedeniyle, ödenmeyen faturalar ve cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı sayılı dosyasıyla girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, taraflar arasında akdedilen 05/12/2017 tarihli sözleşme, davacı şirketin ticari defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesi ve sair tüm delillere dayanmıştır. Davalı taraf ise herhangi bir delil bildirmemiştir.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı icra takip dosyasının aslı celbedilerek dosyaya kazandırılmıştır. İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacı şirket tarafından 06/08/2018 tarihinde davalı … aleyhine, borcun sebebi olarak “20/07/2018 vade tarihli Cari Hesap Alacağı” gösterilmek suretiyle 3.895,64-TL. asıl alacak, 6,24-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.901,88-TL. üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, Örnek-7 nolu ödeme emrinin davalı borçluya 14/09/2018 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, davalı-borçlu tarafından … Nöbetçi İcra Müdürlüğü kanalıyla 20/09/2018 havale tarihli dilekçe ile yasal süresi içerisinde borca ve yetkiye itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, sonrasında davacı alacaklı şirket vekili tarafından 21/05/2019 tarihinde ve 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde harca esas değer olarak 3.901,88-TL. gösterilmek suretiyle huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı tarafça icra takip dosyasına sunulan 20/09/2018 tarihli itiraz dilekçesinde borca itirazla birlikte icra dairesinin yetkisine de itiraz edilerek … İcra Daireleri’nin yetkili olduğu ileri sürülmüş ise de; taraflar arasında akdedilen 05/12/2017 tarihli sözleşmesinin “Yetkili Mahkeme” başlıklı 12. maddesinde sözleşmeden doğan ihtilafların çözümü için İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili kılındığından, dolayısıyla davaya konu ilamsız icra takibinin yapıldığı …. İcra Müdürlüğü yetkili olduğundan, HMK.’nun 17. maddesi gereğince davalı tarafın yetki itirazının reddine karar verilerek işin esasına girilmiştir.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus; borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir. İtirazın iptali davaları icra takibine ve takip talebine sıkı sıkıya bağlı davalardan olup; davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereğince takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafa aittir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, mahkememizce 16/09/2020 tarihli duruşmada öncelikle davalı …’in yerleşim yeri adresinin bağlı bulunduğu … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak ilgili mahkemece re’sen seçilecek mali müşavir bir bilirkişi marifetiyle davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Talimat mahkemesince davalı asile meşruhatlı tebligat çıkartılarak; HMK.’nun 222. ve TTK.’nun 83. maddeleri gereğince uyuşmazlık konusu ile ilgili tüm ticari defter ve belgelerini incelenmek üzere 08/01/2021 günü, saat: 14:00’te mahkeme kaleminde hazır etmesi (ibraz etmesi) için kesin süre verilmiş, kesin süreye riayet etmediği takdirde HMK.’nun 222., TTK.’nun 83. maddeleri gereği defter ibrazından kaçınmış sayılacağı ve HMK.’nun 94/1-3 maddesi gereği defter deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı hususları açıkça ihtar edilmiştir. Yapılan ihtarata rağmen davalı taraf ticari defter ve belgelerini incelenmek üzere talimat mahkemesine sunmamıştır.
… 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Talimat sayılı dosyasında SMMM bilirkişi … tarafından düzenlenen 11/01/2021 havale tarihli raporda özetle; davalıya ait … 11. Noterliği tarafından onaylı 2017 yılı (50 tek sayfalı) işletme defterinin … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi kaleminde incelendiği, …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına konu 3.895,64-TL. tutarındaki alacağın dayanağı faturaların 2018 yılına ait olduğu, davalının 2018 yılına ait ticari defterlerini mahkemeye sunmadığı, bu nedenle dava konusu edilen 2018 yılına ait faturaların incelenemediği bildirilmiştir.
Talimatla alınan bilirkişi raporu dosya taraflarına tebliğ edilmiş, davacı şirket vekili tarafından rapora karşı 28/01/2021 tarihli dilekçe ile yazılı beyanda bulunulmuş, davalı … tarafından ise usulüne uygun tebligata rağmen talimat raporuna karşı herhangi bir beyan veya itirazda bulunulmamıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/01/2017 tarihli, 2016/2630 Esas ve 2017/258 Karar sayılı kararında vurgulandığı üzere; mahkemece tacir olan taraflara ticari defterlerini sunmaları için kesin süre verilmesi halinde davacı taraf ticari defterlerini öngörülen sürede ibraz etmesine karşın davalı taraf ticari defterlerini mahkemeye sunmaz ise artık davacı tarafın usulüne uygun tutulan ticari defterleri onun (davacının) lehine delil niteliğini haizdir. Davacının icra takibine konu ettiği tutarlar eğer davacının usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinde yer almakta ise (kayıtlı ise) bu durumda davalı tarafın ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olması nedeniyle ispat yükü kendisinde olan tarafın (davacının) ticari defterleri davacı lehine delil olacaktır.
Mahkememizce 26/05/2021 tarihli duruşmada; iddia, savunma, taraflar arasındaki sözleşme, dosyadaki deliller ve davacı şirkete ait ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek dosya SMMM bilirkişi …’ya tevdi edilmiştir.
SMMM bilirkişi tarafından düzenlenerek dosyaya sunulan 27/07/2021 tarihli raporda özetle; incelenen davacı şirkete ait 2018 yılına ait elektronik ticari defterlerden yevmiye ve kebir defterlerine ait beratların yasal sürelerde alındığı, envanter defterlerinin noter tasdiklerinin yasal süresinde tasdik edildiği, bu anlamda davacı tarafça sunulan ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğunun görüldüğü ve HMK.’nun 222. maddesi gereği bu konudaki takdirin mahkemeye ait olduğu, davacı yanın incelenen 2018 yıllarına ait ticari defterlerinde davalı yan ile olan hesap hareketlerini ilgili numaralı hesap kodunda takip ettiği, davalı adına düzenlediği faturaları bu hesabın borcuna, yapmış olduğu tahsilatları bu hesabın alacağına kaydettiği, dava dosyasına sunulu muavin defterlere ait dökümlerin incelenmesi sonucunda davacı yanın davalı yandan ticari defterlerindeki son işlem tarihi olan 01/07/2018 tarihi itibariyle 3.895,00-TL. alacaklı olduğunun görüldüğü, huzurdaki davadaki hukuki ihtilafın davacı yanın davalı yandan 3.895,64-TL. tutarlı cari hesap alacağını tahsil edemediği iddiası üzerine çıkmış bulunduğu, davacı şirketin incelenen 2018 yılına ait defterlerinde davalı yandan son işlem tarihi olan 01/07/2018 tarihi itibariyle 3.895,00-TL. alacaklı olduğunun görüldüğü, sonuç olarak davacı yanın davalı yandan icra takip tarihi itibariyle 3.895,64-TL. asıl alacak, 6,24-TL. faiz olmak üzere toplam 3.901,88-TL. alacaklı olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, rapor davalı asil … tarafından 18/08/2021 tarihinde bizzat tebellüğ edilmesine karşın, davalı tarafından rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
6100 sayılı HMK.’nun 281/1 maddesine göre; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” HMK.’nun 281. maddesinin gerekçesinde ise maddede rapora itiraz için taraflara tanınmış bulunan 2 haftalık sürenin kesin süre olduğu ve hak düşürücü bir nitelik taşıdığı ifade edilmektedir. Dolayısıyla, taraflar bu süre içerisinde bilirkişi raporuna karşı itirazlarını dile getirmezlerse bilirkişi raporu itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir, yani itiraz etmeyen taraf artık rapora itiraz olanağını tümüyle kaybeder. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da bilirkişi raporuna yasal süresi içinde itiraz edilmemesi halinde diğer taraf yönünden usulü müktesep hakkın doğacağı belirtilmektedir.
Dosyada alınan 27/07/2021 tarihli bilirkişi raporu mahkememizce incelenip denetlenmiş, raporun toplanan delillere, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere uygun olduğu görülmüş, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu saptanarak mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınmıştır.
2004 sayılı İİK.’nun 67/2 maddesine göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun da itirazında haksız olması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine haksız olarak itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunların dışında alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli, 2019/4054 Esas ve 2019/7699 Karar ve 04/06/2020 tarihli, 2020/2083 Esas ve 2020/2727 Karar sayılı ilamları)
İddia, taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümleri, icra takip dosyası münderecatı, davalının borca itiraz dilekçesi, dosyada toplanan deliller ile mahkememizce benimsenen bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinde; davacı şirket ile davalı … arasında 05/12/2017 tarihinde akdedilen sözleşme ile davalının döner, pide ve lahmacun üzerine faaliyet gösterdiği … Mahallesi, … Caddesi, No:12/A …/… adresindeki iş yerinin ihtiyacı olan LPG’yi davacı …’dan temin ettiği, davacı şirketin taraflar arasındaki sözleşmeye ve ticari ilişkiye uygun olarak temin ettiği LPG ürünü karşılığı davalı adına faturalar düzenlediği, düzenlenen faturaların davacı şirketin resmi ve mevzuata uygun ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, böylece taraflar arasındaki ticari ilişkinin ve dava konusu alacağın varlığı konusunda mahkememizde kanaat oluştuğu, davacı tarafın bilirkişi incelemesi için ticari defter, kayıt ve belgelerini ibraz ettiği, ancak davalı tarafın talimat mahkemesince verilen kesin süreye ve yapılan ihtarata rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçındığı, bu nedenle ispat yükü kendisinde olan davacı şirketin usulüne uygun şekilde tuttuğu ticari defterlerinin sahibi lehine delil olduğu, davacı tarafça sunulan ticari defter, kayıt ve belgelere göre düzenlenerek hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporunda tespit edilen miktara göre taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak davacı şirketin davalıdan takip tarihi itibariyle 3.895,64-TL. asıl alacak, 6,24-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.901,88-TL. alacağı bulunduğu, buna göre davalının icra takip dosyasında yaptığı itirazının haksız olduğu ve İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptalinin gerektiği, her iki taraf da tacir olduklarından, ancak davacı alacaklı tarafça takip talebinde yıllık %19,50 oranında avans faizi talep ettiğinden, taleple bağlılık ilkesi gözetilerek asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranını geçmemek üzere avans faizi yürütülmesinin uygun olacağı, ayrıca İİK.’nun 67/2 maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemek olduğundan, takip konusu fatura alacakları da likit ve önceden belirlenebilir olduğundan, ayrıca davalının itirazları da haksız olduğundan, davacı lehine kabul edilen alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatını da kapsar şekilde davanın kabulüne ilişkin olarak aşağı gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 3.895,64-TL. asıl alacak, 6,24-TL. işlemiş faiz olmak üzere TOPLAM 3.901,88-TL.’ye yönelik itirazının iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek (yıllık %19,50 oranını geçmemek üzere) avans faizi uygulanmak suretiyle takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına,
2-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 780,37-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 975,47-TL. karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 66,64-TL. harcın mahsubu ile kalan 908,83-TL.’nin davalıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 3.901,88-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 44,40-TL. başvuru harcı, 66,64-TL. peşin harç, 6,40-TL. vekalet harcı, 1.600,00-TL. bilirkişi ücreti ve 844,40-TL. posta masrafı olmak üzere toplam 2.561,84-TL. yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve harcanmayan gider avansından geriye kalan kısmın kesinleşme şerhi yazıldıktan sonra davacı tarafa iadesine,
Dair, HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/2 vd. maddeleri uyarınca ve miktar itibarıyla kesin olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır