Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/287 E. 2022/1204 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/287 Esas
KARAR NO :2022/1204

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:20/05/2019
KARAR TARİHİ:29/12/2022

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı, davalı …’ya ait, diğer davalı …’nın sürücüsü olduğu … plakalı aracın karıştığı 09/08/2018 tarihli trafik kazasında, araçta yolcu olarak bulunan müvekkillerinin murisi … …’un vefat ettiğini, araç sürücüsü davalı gerçek kişinin oluşan kazada kusurlu olduğunu, müvekkillerinin ölenin desteğinden yoksun kaldıklarını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle şimdilik davacı anne … için 32.829 TL, davacı baba … için 32.829 TL olmak üzere toplam 65.658 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan; davacı … için 100.000 TL, davacı … için 100.000 TL ve davacı … için 50.000 TL olmak üzere toplam 250.000 TL manevi tazminatın davalı gerçek kişilerden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan aracın kaza tarihi itibariyle müvekkili sigorta şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, kusur oranının tespit edilerek destek tazminatının hesaplanması gerektiğini, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Dava; 09/08/2018 tarihli trafik kazasında, davalı sigorta şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı olan, davalı …’nın maliki, diğer davalı …’nın sevk ve idaresindeki aracın karıştığı trafik kazasında, bu araçta yolcu olarak bulunan davacıların murisinin ölümü nedeni ile desteğinden yoksun kalan davacılar … ve …’in uğramış oldukları destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan, tüm davacıların uğradıkları manevi tazminatın davalı gerçek kişilerden tahsili istemine ilişkindir.
Davacılar … ve … tarafından davalı sigorta şirketine yönelik açılan dava yönünden;
Davacılar vekili 22/11/2022 tarihli dilekçesinde; davalı sigorta şirketi ile yapılan İbraname-Feragatname protokolü kapsamında davalı sigorta şirketine yönelik açılan davadan feragat ettiklerini, bu davalıdan vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını; diğer davalılar yönünden dava konusu manevi tazminat taleplerinin devam ettiğini bildirmiş; davalı sigorta şirketi vekili ise 24/11/2022 tarihli dilekçesi ile, davacı taraf ile yapılan uzlaşma neticesinde ödeme yapıldığını ve müvekkili şirket yönünden davanın konusuz kaldığını, davacı taraftan vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını bildirmiştir.
Davadan feragat HMK’nun 307 ve 309. maddelerin hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir.
HMK’nın 307.maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Davacılar vekilinin vekaletnamesindeki yetki durumu incelendiğinde davadan feragate yetkili olduğu anlaşılmaktadır. Feragat bildirimi de HMK.nun 307. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tespit olunmuştur. Bu yasal nedenlerle davacı tarafça davalı sigorta şirketine yönelik açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş; talep olmadığından anılan taraflar yararına vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Davacılar … ve … tarafından diğer davalılara yönelik açılan maddi tazminat davası yönünden yapılan yargılama sonrasında;
Davacılar vekili tarafından, 22/11/2022 tarihli dilekçi ile, davalı sigortacı … Sigorta Aş’den alınan ödeme nedeni ile bu davalıya yönelik davadan feragat edildiğinin bildirildiği, bu hali ile davalıların tamamının maddi tazminat istemi yönünden poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere sorumluluktan kurtulduğu, davacılar tarafından poliçe teminat limitini aşan zararının bulunduğunun ispat edilemediği anlaşıldığından bu davalılara yönelik açılan maddi tazminat davasının reddine karar verilmiştir.

Tüm Davacılar tarafından davalılar … ve …’ya yönelik açılan manevi tazminat istemleri yönünden yapılan inceleme sonrasında;
Oluşan kazada kusur oranlarının belirlenmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu alınmış, bu yönden sunulan 05/04/2021 tarihli kusur raporunun dosya arasında olduğu ve alınan rapora göre; kazaya karışan araç sürücüsü davalı …’nın oluşan kazada %100 oranında kusurlu olduğu, kazaya karışan diğer dava dışı araç sürücülerinin kusursuz oldukları tespit edilmiştir.

Bilindiği üzere (6098 sayılı BK. 56 md hükmüne göre), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; davalı …’nın maliki olduğu kazaya karışan araç sürücüsü diğer davalı …’nın oluşan kazada %100 oranında kusurlu olduğu, kaza sonucu adı geçen murisin ölümü nedeniyle davacılara olay nedeniyle duyulan acı ve elemin giderilmesi için hakkaniyete uygun bir tazminatın verilmesi gerektiği; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geldiği tarihteki paranın alım gücü ile oluşan kazadaki tarafların kusur oranlarına (müteveffa … …’un emniyet kemeri takmadığı ve davalı sürücünün alkollü olduğunu bilerek aracına bindiği de dikkate alınarak) göre taraflarda zenginleşmeye ve fakirleşmeye neden olmayacak şekilde murisin ölümü nedeniyle davacılar anne ve kardeş ile yargılama sırasında vefat ettiği anlaşılan davacı müteveffa babanın mirasçıları davacılara aşağıda belirtildiği miktarlarda manevi tazminata hükmedilmiş olup, açıklanan gerekçelerle uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş.’ye yönelik davanın feragat nedeni ile REDDİNE,
2-Davalılar … ve …’ya yönelik maddi tazminat davasının REDDİNE,
3-Davacıların manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile;
a-Davacı … … için takdir edilen 60.000 TL manevi tazminatın, davalılar … ve …’dan olay tarihi olan 09/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal ve faizi ile müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya ödenmesine,
b-Davacı … için takdir edilen 40.000 TL manevi tazminatın, davalılar … ve …’dan olay tarihi olan 09/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal ve faizi ile müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya ödenmesine,
c-Dava açıldıktan sonra vefat ettiği anlaşılan davacı … … için takdir edilen 60.000 TL manevi tazminatın, davalılar … ve …’dan olay tarihi olan 09/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal ve faizi ile müştereken ve müteselsilen alınarak, … … mirasçıları … … ve …’e miras hisseleri oranında (davacı …’e 45.000 TL ve davacı … …’a 15.000 TL olmak üzere) ödenmesine,
4-Davacıların manevi tazminata ilişkin fazlaya dair istemlerinin REDDİNE,
5-Maddi tazminat yönünden alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcının 1.078,13-TL peşin harçtan mahsubu ile kalan harcın 997,43-TL olduğunun tespitine,
6-Manevi tazminat yönünden alınması gerekli 10.929,6‬0 TL karar ve ilam harcından yukarıda açıklandığı üzere peşin harçtan tahsil edin karar harcı sonrasında kalan bakiye harç miktarı 997,43 TL’nin mahsubu ile geriye kalan 9.932,17‬ TL harcın davalı gerçek kişilerden müştereken ve müteselsilen alınıp maliyeye gelir kaydına,
7-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 1/2’sinin davacılardan, 1/2’sinin davalı gerçek kişilerden müştereken ve müteselsilen alınıp maliyeye gelir kaydına,
8-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin harçtan reddedilen maddi tazminat davası yönünden hesaplanan karar harcının düşümü sonrasında tespit edilen bakiye harç miktarı olan 997,43 TL’nin davalı gerçek kişilerden alınıp davacılara verilmesine,
9-Davacılar … ve … … tarafından sigorta şirketine yönelik açılan ve feragat edilen dava yönünden talep olmadığından bu taraflar yararına yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, bu yönden yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
10-Manevi tazminat davası yönünden davacılar vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca; davacı … yönünden hesap ve takdir olunan 9.600 TL, davacı … yönünden hesap ve takdir olunan 9.200 TL, müteveffa … yönünden hesap ve takdir olunan 9.600 TL (mirasçıları davacı … için 7.200 TL, davacı … için 2.400 TL) vekalet ücretinin davalı gerçek kişilerden alınıp belirtildiği şekilde davacılara verilmesine,
11-Davacı tarafça yatırılan 44,40 TL başvuru harcı, 12,80 TL vekalet harcı, 2.250 TL bilirkişi ücreti ve 992,45 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 3.299,65 TL’nin kabul ve red oranına göre takdiren 1.649,82 TL’sinin davalı gerçek kişilerden alınıp davacılara verilmesine,
12-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı …’nın yüzünde, diğer tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 29/12/2022

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı