Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/284 E. 2021/67 K. 03.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2019/284 Esas
KARAR NO: 2021/67

DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/05/2019
KARAR TARİHİ: 03/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı … arasında “Kurumsal Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşme uyarınca müvekkili banka tarafından davalı borçluya, işyerinde kredi/banka kartları ile yapılacak satışlarda kullanmak üzere POS cihazı verilerek kullandırıldığını, POS cihazı kira ve kullanım bedellerinden kaynaklanan borçlarını ödemeyen davalı/borçlu aleyhine 20/07/2017 tarihinde … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalı borçlu tarafından yasal süresi içerisinde borca itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, akabinde başvurdukları arabuluculuk sürecinin ise anlaşamama ile sonuçlandığını, davalının itirazının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve ekleri ile tensip zaptı davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın, davalı tarafça davaya karşı cevap verilmediği gibi, duruşmalara da katılınmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında akdedilen kurumsal nitelikteki bankacılık hizmet sözleşmesi uyarınca davalıya işyerinde kullanması için verilen POS cihazına ilişkin kira ve kullanım bedellerinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla davacı banka tarafından davacı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla girişilen ilamsız icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; Kurumsal Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi, hesap kat ihtarnamesi, … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takip dosyası, arabuluculuk son tutanağı, bilirkişi incelemesi ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf ise herhangi bir delil bildirmemiştir.
Mahkememizce … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası celbedilerek incelenmiştir. İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacı banka tarafından 20/07/2017 tarihinde 900,00-TL. asıl alacak, 288,49-TL. işlemiş faiz ve BSMV olmak üzere toplam 1.188,49-TL. üzerinden takip başlatıldığı, davalı borçlu tarafından yasal süresi içerisinde 30/11/2018 tarihli dilekçe ile borcun tamamına itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, daha sonra davacı banka tarafından 17/05/2019 tarihinde harca esas değer olarak 1.188,49-TL. gösterilmek suretiyle ve 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçluların icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereğince, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacıya ait olduğundan, bu kapsamda davacı tarafça bildirilen deliller toplanmış, mahkememizce icra takip dosyası getirilerek dosyaya kazandırılmıştır. Sonrasında mahkememizce 13/12/2019 tarihli ara karar ile davacı taraf iddiası, davalı tarafın takip dosyasındaki itirazları ve tüm dosya kapsamına göre konusunda uzman bankacı bilirkişiden rapor alınmasına karar verilerek dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen 28/01/2020 tarihli raporda özetle; davacı bankanın sunmuş olduğu ve taraflar arasında imzalanan Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi’nde POS cihazı kira bedeli alınacağına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığı, davalıdan POS cihazı kira bedeli talep edilebilmesi için taraflar arasında imzalanmış bir üye iş yeri sözleşmesinin de dosyaya sunulmadığı, dolayısıyla davacı bankanın takipte talep ettiği alacağın sözleşme şartlarına göre talep edilmesinin mümkün olamayacağı, ancak davacı bankanın alacaklı olduğuna karar verilmesi halinde dosyaya sunulan hesap ekstresine göre davacı bankanın takip tarihi itibariyle davalıdan 825,00-TL. alacaklı olduğunun tespit edildiği, davacı banka tarafından davalıya gönderilen herhangi bir ihtarname dosyaya sunulmadığından, davacının takip öncesi işlemiş faiz talebinin yerine olmadığı şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı banka vekili tarafından 12/02/2020 tarihli dilekçe ile bilirkişi raporuna itiraz edilmiş, davalı vekilince ise 20/02/2020 tarihli dilekçe ile rapora karşı yazılı beyan dilekçesi sunularak davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Mahkememizce 24/06/2020 tarihli duruşmada; davacı banka vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde belirtiği hususlar ile özellikle dosyada bulunan ve davacı tarafından imzalanan “POS Cihazı Üye İşyeri Başvuru ve Tahsis Formu” ile “BMA Listesi” dikkate alınmak ve bu husustaki bankacılık uygulamaları da gözetilmek suretiyle davacı tarafça takip konusu yapılan POS cihazı kira ve kullanım bedeli alacağının doğup doğmadığı hususunda değerlendirme yapmak ve ek rapor düzenlenmek üzere dosyanın kök raporu düzenleyen bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bankacı bilirkişi tarafından düzenlenerek 31/08/2020 tarihinde dosyaya sunulan ek raporda kök raporundaki görüşler aynen tekrar edilmiştir.
Ek bilirkişi raporu da dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı banka vekili tarafından 02/09/2020 tarihli dilekçe ile ek rapora itiraz edilmiştir. Davacı vekili 03/02/2021 tarihli duruşmadaki beyanında; davalı tarafça POS başvurusu yapılmış olması ve davalıya POS cihazı tahsisi yapılması karşısında bankacılık uygulamalarına göre takip konusu borcun doğduğu belirtilerek, davalarının kabulüne karar verilmesini belirtmiştir. Davalı vekili ise aynı duruşmadaki beyanında; taraflar arasında müvekkili davalıdan POS cihazı kira bedeli alınacağı konusunda herhangi bir yazılı sözleşme olmadığı, hizmet sözleşmesinde de buna ilişkin bir ibarenin bulunmadığı ifade edilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
POS cihazı kredi kartlarının işlem yapabilmesi için sokulduğu cihazdır. Bu cihazlar, kısaca POS veya diğer adı olarak POS aleti olarak da bilinir. POS cihazının açılımı “Point of Sales Terminal” yani satış noktaları terminalidir. Müşterilerin ödeme noktalarında nakit kullanmadan ödeme yapmasını sağlar. Kredi kartlarının çiplerindeki bilgiyi okumaya, otomatik olarak onay alma ve satış tamamlamaya yarayan elektronik cihazlardır. Kredi kartı üreten her bankanın müşterilerine kolaylık olması amacıyla üye iş yerleri aracılığıyla POS cihazı ile hizmet vermesi gerekmektedir.
Somut olayda; davanın her iki tarafının da tacir olduğu, davalı …’in (Safir Kuyumculuk’un) davacı banka ile karşılıklı olarak “Kurumsal Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi”ni akdettiği, yine davalının “Üye İşyeri Başvuru ve Tahsis Formu”’nu imzalayarak davacı bankadan uyuşmazlık konusu ADSL tipli, 1 (bir) adet taksitli POS (bonus) cihazı talebinde bulunduğu konusunda taraflar arasında herhangi ihtilaf yoktur. Uyuşmazlık, davacı bankanın davalıya tahsis ettiği POS cihazının kullanımı nedeniyle davalıdan POS cihazı kira ve kullanım bedeli talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
POS, nakit kullanılmaksızın mal ve hizmet bedelinin ödenmesine veya nakit çekimine ilişkin onayın verilmesine aracılık etmek üzere üye işyerleri tarafından kullanılan her türlü donanımı veya yazılımı ifade eder. Uygulamada herhangi bir şahıs firması veya ticari işletme üye işyeri başvurusunda bulunduğunda bankalar tarafından başvuru sahibine POS cihazı bağlanmaktadır. Bankalar her POS cihazı için kayda değer ücretler ödeyerek bu cihazları satın almaktadırlar. Bunun doğal sonucu olarak da bankalar aldıkları POS cihazlarını üye işyerlerine kiralamaktadır. Davacı bankanın da davalının açık talebi üzerine mülkiyeti, yazılımı ve diğer tüm hakları kendisine ait 1 (bir) adet POS cihazını davalıya tahsis ettiği ve bu POS cihazını davalıya ticari alış-verişlerinde kullanması için teslim ettiği dosya kapsamı ile sabittir.
6102 sayılı TTK.’nun “Ücret isteme hakkı” başlıklı 20/1. maddesinin 1. cümlesine göre; “Tacir olan veya olmayan bir kişiye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir, uygun bir ücret isteyebilir.” Buna göre; davacı bankanın davalıya ait üye işyerine tahsis edip bağlamış olduğu POS cihazı aracılığı nedeniyle gerek POS cihazlarının menkul maliyeti gerekse diğer işletme giderleri ile birlikte masraf yaptığı dikkate alındığında davalıya ait üye işyerinden makul oranda bir kira ve kullanım bedeli isteyebileceği tabiidir.
Davacı taraf iddiası, davalı taraf savunması, dosyada alınan bilirkişi kök ve ek raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; tacir olan davalının Üye İşyeri Başvuru ve Tahsis Formu ile tacir olan davacı bankadan işyerinde kullanmak üzere 1 (bir) adet POS cihazı talep ederek işyerinde kullandığı, tacirin ücret isteme hakkı ile ilgili 6102 sayılı TTK.’nun 20/1 maddesi gereğince davacı bankanın tacir olan davalıya ticari işletmesiyle verdiği POS cihazı ile bundan kaynaklı hizmet karşılığında uygun bir ücret isteyebileceği, davacı banka tarafından dosyaya sunulan davalının kullandığı POS cihazı kira ve kullanım bedeline ilişkin hesap ekstresine göre bilirkişi tarafından hesaplandığı üzere davacı bankanın takip tarihi itibariyle davalıdan 825,00-TL. tutarında alacaklı olduğu, bu tutarın 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ile bankalara faiz dışında menfaat elde etme hakkının da tanınmış olması karşısında makul ve mevzuata uygun olduğu, özetle davalının 825,00-TL. asıl alacak miktarına yönelik vaki itirazının haksız ve dayanaksız olduğu ve İİK.’nun 67. maddesi gereğince bu miktar (825,00-TL.) yönünden iptalinin gerektiği, davacı bankanın davalıyı temerrüde düşürmek için takip öncesinde herhangi bir ihtarname keşide etmediği, bu nedenle davalının takiple temerrüde düşürüldüğü, sonuç olarak davacı bankanın icra takip dosyasında takip öncesine yönelik faiz talebinin haklı ve yerine olmadığı, her iki taraf da tacir olduğundan asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesinin uygun olacağı, dava konusu alacak likid ve önceden belirlenebilir olmadığından davacı bankanın icra inkar tazminatına yönelik talebinin de yerinde olmadığı kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne, davacının fazlaya ilişkin isteminin ise reddine dair aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;

1-Davanın kısmen kabulü ile; … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalının 825,00-TL. asıl alacağa yönelik itirazının iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olmadığından şartları oluşmayan davacının icra inkar tazminatına ilişkin istemin reddine,
3-Alınması gerekli 56,35-TL karar ve ilam harcından 44,40-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 11,95-TL harcın davalıdan alınıp Maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 44,40-TL peşin harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 gereğince hesap ve takdir olunan 825,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 6,40-TL vekalet harcı, 800,00-TL bilirkişi ücreti ve 129,70-TL posta masrafı olmak üzere toplam 980,50-TL yargılama giderinin, kabul ve red oranına göre 680,62-TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 gereğince hesap ve takdir olunan 363,49-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalanın kesinleşme şerhi yazıldıktan sonra davacı tarafa iadesine,
Dair, HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/2 vd. maddeleri uyarınca ve miktar itibarıyla kesin olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır