Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/272 E. 2023/475 K. 12.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/272 Esas
KARAR NO:2023/475

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:14/05/2019
KARAR TARİHİ:12/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … Anonim Şirketi ile 21.06.1997 tarihinde 1 yıl süreli yetkili servis sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin sürekli olarak yenilendiği, ticari ilişkinin sözleşmenin feshedilmesine kadar devam ettiğini, davalı şirketin, imzalanan sözleşmenin gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirmediğini, kendileri ile … Yetkili Servisleri arasında haksız rekabet ortamı yarattığını, güven ve dürüstlük ilkesine aykırı olarak sözleşmeyi feshettiğini, … ve … şirketleri, sözleşme yürürlükteyken haklarını yok sayarak yetkili olduğu servis hizmetlerini yapmasını engellediğini ve bu işlerin …’in yetkili servislerine gördürülmesi konusunda anlaştıklarını, aralarındaki sözleşme henüz feshedilmemişken, davalıların gizli olarak anlaşma yaptıklarını, dolayısıyla Rekabet Kanunu m.57 uyarınca; … … A.Ş., dava konusu yetkili servis sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle uğradığı tüm zararlardan … şirketleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, bu süreçte; Davalı … … 31.10.2018 tarihinde Türkiye yerel satış operasyonundan çıkma kararı aldığını duyurduğunu, bu duyuruda “Süreç tamamlanana kadar, müşterilerimiz önceliğimiz olmaya devam edecek ve günlük işlerimizi herhangi bir değişiklik olmadan yürütmeye devam edeceğiz. Siz de geçmişte olduğu gibi işlerinizi … Tüketici Hizmetleri ile sürdüreceksiniz.” denilerek sözleşme devamı konusunda güven uyandırıldığını, 02.11.2018 tarihinde ise davalı … …, ek garanti kodlarının temininin sağlanmayacağını duyurduğunu, 18.12.2018 tarihinde, 31.03.2019 tarihi itibariyle Türkiye pazarından çıkacağını ve fesih mektubunu müvekkil ile paylaşacağını bildirdiğini, bu bildirim üzerine … 43.Noterliği aracılığıyla … yevmiye numaralı ve 18.12.2018 tarihli ihtarname ile sözleşmeye aykırı davranışların sona erdirilmesi ve sözleşmeden kaynaklanan haklarının teslim edilmesinin ihtar edildiğini, davalı … … ve davalı … …’nin, … 25.Noterliği aracılığıyla gönderdiği … yevmiye numaralı ve 16.01.2019 tarihli ihtarnamesinde; sözleşmenin yürürlükte olduğunu, satış, lojistik, montaj ve garanti yükümlülükleri gibi satış sonrası servis hizmetlerinin herhangi bir değişime uğramaksızın aynen devam ettiğini/edeceğini, bu kapsamda hiçbir servisin ve müşterinin mağduriyetinin söz konusu olmayacağını beyan ettiğini, önceki ilanlarını yok sayan davalı şirket, aralarındaki ticari ilişkinin devam edeceğine yönelik güven uyandırmaya devam ettiğini, Aralık ayından itibaren yedek parça çıkışı yapılmadığını, kendileri gibi diğer yetkili servislerde bu sorun nedeniyle zor durumda kaldığını, tüketicilerin şikayetlerine maruz kaldıklarını, kendileri ve diğer yetkili servisler durumu davalı şirkete bildirmesi üzerine bu konuyla ilgili “Sene başından beri dönem açılışı ile birlikte sistemsel sorunlar yaşadık. Bununla ilgili … da duyuru yayınlamıştık.” Açıklaması ile yedek parça sevkiyatı yapılmadığının kabul edildiğini, davalı … A.Ş., Aralık 2018’den itibaren taraflar arasındaki ticari ilişki süresince uygulanmış vade süresinde değişikliğe gittiğini, 90 gün olan ödeme süresini önce 30 güne indiren …, 31.01.2019 tarihi itibariyle de geri ödeme vadesini peşin ödeme olacak şekilde düzenlediğini, bu uygulama ile kredi/kredi kartı kullanımına yönlendirilip, ekonomik anlamda mahvına zemin hazırlandığını, ayrıca işlemlerini ve ödemelerini uzun ve kısa dönemli olarak planlayan davacının zor durumda bırakıldığını, 07.02.2019 tarihinde Yedek Parça Operasyon Bilgilendirmesi konulu mailde “Sistemde yapılan vade değişiklikleri tamamlanmış olup yedek parçaların sevkiyatları depodan 06 Şubat itibariyle başlamış olduğunu, daha önce duyurduğumuz gibi 1 Şubat öncesi tüm açık siparişler iptal edilmiş, liste sizlerle paylaşılmıştır. İhtiyacınız olan parçaların tekrar sipariş giriniz.” denildiğini ve çok uzun bir süre yedek parça sevkiyatı yapılmadığını, davacının yaptığı işin niteliği gereği kabul edilebilir süreyi çoktan geçmiş bulunmasına rağmen, sonraki süreçte de borçlu olduğu gerekçesiyle yedek parça sevkiyatı yapılmadığıını, kendi cari hesabına göre borçlu olmadığını, sorun davalı şirketin cari hesaplarındaki karışıklıktan kaynaklandığını, ödeme planındaki ani ve anlamsız değişiklik de cari hesabın tutarsız olmasına sebeplerinden biri olduğunu, 18.03.2019 tarihinde, imzalanmış bulunan yetkili servis sözleşmesinin fesih halleri başlıklı 38. maddesi uyarınca, sözleşmenin 15 günlük ihbar öneline uyularak feshedilmiş olacağı davacıya ihbar ve ihtar edildiğini, feshin herhangi bir nedene dayanmaması, dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı çerçevesinde geçersiz olan 38. maddeye dayandırılarak gönderilmiş olan fesih ihtarnamesinin ve buna bağlı olarak gönderilen e-mailler geçersiz olduğunu, bu doğrultuda sözleşme kapsamındaki hak ve yükümlülüklerin söz konusu hüküm dışında geçerliliğini sürdürdüğünü, müvekkil ile … Yetkili Servisleri arasındaki haksız rekabet ortamını onarılarak eski hale getirilmesini, aksi halde sözleşmenin haksız olarak feshedilmesi nedeniyle menfi/müspet zararların ve kar mahrumiyetlerinin tazminini yasal yollara başvurarak talep edileceğini ihtarname ile bildirildiğini, söz konusu yetkili servis sözleşmesi, … A.Ş. tarafından ileride çok sayıda benzer sözleşmede kullanılması amacıyla, önceden tek başına hazırlanarak davacıya sunulduğunu, sözleşme hükümleri üzerinde müzakere etme imkanı tanınmadığını, bu şekilde karşı tarafın zayıf konumundan yararlanarak ileride çok sayıda benzer sözleşmede kullanılmak amacıyla hazırlanan metinlerin müzakere edilmeden imzalanması, genel işlem koşulu niteliğinde olduğunu, genel işlem koşulu niteliğinde olan sözleşme maddeleri geçersiz ve davalı tarafından bu maddelere göre yapılan işlemlerin hukuka aykırı olduğunu, çerçeve maddelerden oluşan sözleşmenin davacı aleyhine olan hükümlerinin uygulanmayacağı yönünde güven uyandırıldığı, uzun vadeli hedeflerin gerçekleştirilmesi konulu seminerler ve toplantılar düzenlendiğini, davacıya yatırımlar yaptırıldığını, bu kapsamda: Davalı … A.Ş, genel işlem koşulu niteliği taşıyan 38. maddeyi gerekçe göstererek fesih bildiriminde bulunmuşsa da söz konusu maddeye dayanılarak geçerli bir fesih yapılabilmesi mümkün olmadığıın, feshin geçerli olmaması sebebiyle tarafların sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmekle mükellef olduğunu, yetkili servis sözleşmesinde feshin sınırını hakkın kötüye kullanılmasının oluşturduğunu, hakkın kötüye kullanıldığını gösteren unsurlardan biri de, karşı tarafta uyandırılan güvene aykırı davranışta bulunulması olduğunu, hukuki ilişkide taraflardan biri davranışı ile karşı tarafta korunmaya değer ve esaslı bir güven uyandırdıktan sonra bu davranışıyla çelişkili bir tutum takınamayacağını, davalı şirket ile arasındaki sözleşmenin uzun yıllardır devam etmesi sebebiyle kendisinde söz konusu güvenin uyandırıldiğini, uyandırılan güvenin aksine takınılan tutum hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, … A.Ş.’nin yetkili serviste sözleşmenin devam edeceğine dair haklı bir güven oluşturduktan sonra, … A.Ş. ile birlikte haksız rekabet teşkil eden eylemleriyle sözleşmeyi feshetmiş olmaları çelişkili davranış yasağına aykırı olduğunu, sözleşmelerin bir yıl süreli olduğunun kabulünün mümkün olmadığını zira kendisine her yıl tekrar tekrar imzalatılan ve birbirinin aynısı olan sözleşmelerin maddelerinin tümü, hiçbir maddesi tartışılmadan aynı olduğunu, sözleşmenin her imzalanmasında, maddelerin hiçbir öneminin olmadığı, sözleşmenin bir formalite olduğu, yabancı bir şirket olduğu için maddelerin tartışılamayacağı, değiştirilemeyeceği ama bu maddelerin de uygulanmayacağı, sözleşmenin fiilen uygulanan koşullarla devam edeceğine yönelik beyanlarıyla güven duygusu oluşturularak, sözleşme ilişkisinin yıllarca sürdürüldüğünü, bu güven duygusu ve davalının yönlendirmeleriyle yüksek meblağlı ve uzun vadeli krediler çektiğini, yatırımlar yaptığını, 1 yıl süreli bir sözleşme kapsamında bu denli büyük yatırımların yapılması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ayrıca, bir an için sözleşmelerin bir yıl süreli olduğu varsayılacak olsa dahi taraflar arasındaki ticari ilişki bunca yıl aynı şekilde devam ettiğini, bu husus sözleşmenin, bir yıldan çok daha uzun süre geçerli olması beklentisiyle yapıldığının ve bu şekilde uygulandığının bir göstergesi olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/9009 E. , 2018/3615 K., argıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/18588 E. , 2018/6680 K.,
… A.Ş, Türkiye‘deki üretimlerini durdurup Türkiye pazarından çıkmak üzere olduklarını ve bu anlamda servis hizmetlerini yeniden düzenleyeceklerini davacıya bildirdiğini ancak ilgili şirketler halen Türkiye‘de aktif olarak … ve … sektöründe faaliyette bulunduğunu, …, Türkiye pazarından çıkmadan önce yetkili servis hizmetlerini başka bir şirketin servislerine bıraktığını, ancak Tüketicilerin Korunması Hakkındaki Kanun’un Satış Sonrası Hizmetler başlıklı 58. maddesine göre; “Üretici veya ithalatçılar, ürettikleri veya ithal ettikleri mallar için Bakanlıkça belirlenen kullanım ömrü süresince, satış sonrası bakım ve onarım hizmetlerini sağlamak zorundadır.” Bu maddeye göre davalı şirket, Ticaret Bakanlığı tarafından ev aletlerinin kullanım ömrü olarak belirlenen ortalama 10 yıl boyunca bakım ve onarım hizmetlerini mevcut servisleriyle sağlamak yerine başka bir şirketle anlaşarak kenddisinin iş gücünü elinden aldığını ve 10 yıl boyunca sağlayacağı kazançtan yoksun bıraktığını, bu kapsamda 10 yıllık süreye ilişkin olarak, herhangi bir kabul anlamına gelmemek üzere ve yaptıkları hesaplamaya göre, yoksun kalınan kar 117.878,50.-TL. olduğunu, ayrıca … … A.Ş.’nin tüketicilerle yapmış olduğu sözleşme gereği uzatılmış garanti ile vadedilmiş bir garanti kapsamı ve süresi bulunduğunu dolayısıyla … … A.Ş. Türkiye pazarından çekilecek olsa da, Türkiye‘de satmış olduğu ürünlerin kullanım ömürleri süresince bakım ve onarım hizmeti sağlamak zorunda olduğunu ve bunu var olan yetkili servisleri ile yapması gerektiğini ancak davalı … A.Ş sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmeyip, … … A.Ş. ile birlikte haksız rekabet teşkil eden eylemleriyle haksız feshe yol açtığını, ddavalı … A.Ş.’nin, sözleşme ayaktayken geçersiz bir sözleşme hükmüne dayanarak sözleşmeyi feshettiği gerekçesiyle üzerine düşen yükümlülükleri zamanında ifa etmemesi, temerrüde düştüğünü ve kusurlu olduğunu ortaya koyduğunu, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2018/3765 E. ve 2018/4907 K. sayılı kararında ifade edildiği üzere; “Munzam zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğu kurallarına bağlı bir zarar şeklinde tanımlanabilir.” Enflasyonun yüksekliği ve paranın satın alma gücündeki azalma nedeniyle faizle karşılanamayan bir zarar söz konusu olduğunu, … A.Ş. çok yakın zamana dek yetkili servislerden yeni işyeri kiralamaları, araç almaları v.b. taleplerde bulunmuş olmasına rağmen sözleşmenin haksız feshinden önce yedek parça sevkiyatını durdurduğunu, gerekli yedek parçaları temin edemeyen davacının, işinin gereğini yerine getiremediğini, mevcut ve potansiyel müşterilerine karşı itibarının sarsıldığını, müşterilerine karşı saygınlığını kaybettiği gibi kendi iş çevresi ve bankalar bakımından da ticari güvenirliğinin sarsıldığını, …’un haksız işlemleri nedeniyle ekonomik olarak zor durumda kalan davacının araç satmak, bünyesinde çalışan işçilerin iş akitlerini feshetmek zorunda kaldığını, kısa vadede aynı iş hacmini tekrar yakalaması mümkün olmadığını, zira …’un isteği nedeniyle yaptığı hizmetlerin çok büyük bir kısmını …’un ürünlerine ayırdığını, sözleşme devam etmekte iken … A.Ş tarafından kendi yetkili servislerine Şubat 2019’da gönderilen iletide; “… firmasının satış faaliyetlerini durdurma ve Türkiye’den çekilme kararı ile birlikte, mevcut ürünlerin satış sonrası hizmet süreçlerinin bizim tarafımızdan yönetilmesi konusunda işbirliğine gitme kararı aldık. Yaklaşık 25 yıldır Türkiye’de satışı yapılan …, … marka …, klima ve küçük … ürünlerine … olarak biz hizmet vereceğiz. Ana hizmetimiz arıza olmak üzere bayi ve fabrika stoklarında kalan yaklaşık 300K ürün için montaj-nakliye hizmetini de biz vereceğiz. Aktif ürün sayısı 5 mio olarak tahminlenmekte, hizmet vereceğimiz garanti parkı ise 1.5 mio dur.” şeklinde bilgiler yer aldığını, … A.Ş.’nin yaptığı sözleşme haksız olarak feshedildiğinden, bu iletide belirtilen ürünlere verilecek yetkili servis hizmetlerinden elde edilecek kazanç üzerindeki hak sahibi kendisinin olduğunu, ayrıca; nakliye, kurulum ve ek garanti satımı sebebiyle de kar etmekte iken işbu işler … yetkili servislerine bırakıldığını, bu hususlara ilişkin olarak da kar kaybına uğradığını, sunmuş olduğu belgelerden, … yetkili servis hizmetlerini … Holding bünyesindeki … A.Ş.’ye devretmeye çalıştığı ve bu yolda, … A.Ş ve … A.Ş.’nin aralarında gizli bir anlaşma yaptıkları anlaşıldığını, aralarındaki gizli anlaşmanın özünün; müvekkilimizin … A.Ş. yetkili servisi olarak çalışamaz hale getirilmesi ve … A.Ş. yetkili servisleri ile rekabet etmesinin engellenmesi olduğu anlaşıldığını, davalı … A.Ş. tarafından yetkili servislere yapılan “Yedek Parça Operasyon Bilgilendirmesi” başlıklı duyurudan da anlaşılacağı üzere; davalı … A.Ş. müvekkilimizin yedek parça taleplerini yerine getirmeyerek yetkili servis hizmeti sunmasını zorlaştırmakta ve yetkili servis hizmetlerinin yaptıkları gizli anlaşma çerçevesinde … A.Ş. tarafından görülmesininin sağlandığını, hizmetlerin özellikle henüz aralarında resmi bir sözleşme bulunmayan … A.Ş.’ye gördürülmesi konusundaki anlaşma, ilgili piyasadaki rekabetin kısıtlanmasına ve bozulmasına neden olduğunu, … A.Ş.’den yakın zamanda ayrılan bir yetkili, bu faaliyetlerin amacını sözlü olarak şu şekilde belirttiğini: “Rekabet Kurumuna şikayetten veya dava açmaktan bir sonuç alamazsınız. Daha önce aynı şekilde … servisleri şikayette bulunmuştu, Rekabet Kurumu …’i haklı buldu. Dedi ki, …’in yeterli olmayan servislerle çalışmama hakkı vardır. Şimdi … sizi yetersiz hale getirecek, sizin şikayetinizden ve davanızdan bir sonuç çıkmayacak.” … Müşteri Hizmetleri Genel Müdürü Dr. …’ın … yetkili servislerine gönderdiği e-mailden … A.Ş.’nin Türkiye pazarından çekileceğine dair bildirim yapılmadan önce davalılar arasında gizli bir anlaşmanın yapıldığı anlaşıldığını, … … yetkili servisinin taraflar arasındaki yetkili servis sözleşmesi yürürlükteyken sosyal medya hesabı üzerinden …/… montajı yaptığını duyurması ile aralarındaki gizli anlaşmaya uygun olarak çalışmaya dahi başladıkları anlaşıldığını, ayrıca … A.Ş. yetkilisi … …’in gönderdiği e-mailden … A.Ş. ile işbirliği içine girileceği anlaşılmakta ve bu da gizli anlaşmanın varlığına delil teşkil ettiğini, … A.Ş. yetkilisinin göndermiş olduğu ileti, … yetkilileri ile yaptığı ve önümüzdeki yıllarda var olması beklenen iş potansiyelini … Yetkili Servislerine anlatması, işin ekonomik boyutunu ve bu işin haksız rekabete neden olduğunu gösterdiğini, olduğunu gösterdiğini, sözleşmesel ilişki süresince, Davalı … şirketlerinin pazarlamasını yaptığı ürünlerin satışını destekleyen teknik faaliyeti ile ürünlerin pazarlamasına doğrudan ve başarılı katkılar yaptığını ancak … tarafından, sözleşme ile kurulan ilişkinin iyiniyetli olmayan kullanımı sebebiyle, yükümlülüğü olmadığı halde davalı şirketin yetkililerinin oldu bittisi sonrası piyasa emsallerinin üzerinde satış emsalleri belirlendığı ve sözleşmeyle ilgisi olmayan malzemelerin satışına zorlandığını, yetkili servislerin aksesuar ve yedek parça ihtiyacı olmadığı ve dolayısıyla sipariş vermedikleri zamanlarda, servislerin kullanıcı kodları ve şifreleri ile servis panelinden sipariş girişi yapıldığını ve kendisinin bilgisi dışında hazırladığı sipariş listeleri ile yedek parça ve sair ürünlerin daha büyük oranlarda satın alınması için zorlandıklarını, davalı …, her ay tamamlanması zorunlu tutulan aksesuar hedeflerini tamamlanmadığı zamanlarda diğer yetkili servislere yaptığı gibi kenidisine de fatura ederek tamamlamaya çalışıldığın, sonuç olarak depolarında satış hızının üstünde büyük bir stok oluştuğunu kendisinin stoku eritmek için ürünleri gerek hediye etmek gerekse satış fiyatının çok altında satmak zorunda kaldığını, davalı … şirketlerinin Türkiye pazarından çıkma kararı ile birlikte tasfiye işlemlerine başlama ihtimali olduğunu fakat tasfiye işlemlerinin alacaklar ve borçlar denkleştirildiği takdirde uygulanması mümkün olacağını, işbu dava da alacaklar ve borçlara ilişkin olup … şirketleri sunulan belgelerden görüleceği üzere borçlu olduğunu kabul ettiğini, dolayısıyla bu dava sonuçlanmadan davalı şirketlerin tasfiye sürecine girmesi yasaya aykırı olduğunu belirterek, davalıların ortak kusuruna dayanan haksız rekabet teşkil eden eylemleri sonucunda müvekkilimizin taraf olduğu sözleşmenin haksız feshedilmesi nedeniyle doğan şimdilik 10.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi zararın haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek ticari işlerde uygulanan temerrüt faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu davalılardan tahsil edilerek kendisine ödenmesini, davalı şirketin menkulleri, gayrimenkulleri, banka hesapları ve sair tüm alacakları üzerinde ihtiyati tedbir uygulanmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı … … Paz. Ve Tic. A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle sayın mahkemenizden talep sonucu belli olmayan davanın kısmi dava olarak mı yoksa belirsiz alacak davası olarak mı ikame edildiğinin sorulması talep edildiğini, davacının delillerini somutlaştırmadığını, davacının, vakıalarla onu ispata yarayan deliller arasında bağlantı kurmadığını, bu bağlantı kendileri tarafından da kurulamadığını, davacı ile Yetkili Servis Sözleşmesi ve süregelen ticari ilişki uyarınca Davacı, kendileri tarafından satış ve pazarlaması yapılan ürünlerin satış sonrası bakım, onarım, montaj gibi servis hizmetlerinin yürütülmesini üstlendiğini, sözleşme’nin “…-Yetkili Servis Ürün Satış Ticari Koşulları” başlıklı 3 no’lu eki uyarınca davacı, …’dan tedarik edeceği Aksesuar Ürün Grubu, Yedek Parça Ürün Grubu, Uzatılmış Garanti Ürün Grubu, Sanayi Tipi Ürün Grubu ve Birinci Sınıf Ürün Grubu’nun satışını üstlenmiş, 3.Madde uyarınca ise açıkça “Yetkili Servis, … tarafından kendisine yazılı ya da elektronik ortamda bildirilecek satış hedefleri ve buna bağlı teşviklere hak kazanmak için gerekli çabayı göstermeyi, bu amaçla gerekli ürün stoğunu sürekli bulundurmayı” açıkça kabul ve taahhüt ettiğini, davalının, aksesuar ve yedek parça satışı için belirlenen satış hedeflerini ve bu hedeflere bağlı primlerin düzenlendiği yetkili Servis Prim Teşvik Koşullarını yazılı olarak tüm yetkili servislere tebliğ etmiş ve uygulamış olup yetkili servislere bildirilen satış hedefleri bir çok kez davacı tarafından da tutturulduğunu, davacı birçok kez sözleşme şartları uyarınca prime hak kazanmış ve bunları iktisap ettiğini, nitekim, davacı tarafından her dönem de prime hak kazanma gayesiyle ve tamamen davacı’nın ticari takdirinde olmak üzere ilgili sipariş sistemi üzerinden siparişler verilmiş ve taraflar arasındaki ticari ilişki uzun yıllardır bu şekilde devam ettiğini, davalı … … Ve Ticaret A.Ş’nin bağlı bulunduğu … …, Türkiye yerel satış operasyonundan çıkma kararı aldığıını, söz konusu karar yetkili servislere bildirilmiş ve servisler süreçle ilgili bilgilendirildiğini, bu bilgilendirmeden sonra da davacı dahil yetkili servislere aksesuar hedefi gönderilmediğini, servislerden talep olmadıkça satış da yapılmadığını, davalı … … Ve Ticaret Anonim Şirketi, bu süreçte Türkiye yerel satış operasyonundan çıkma kararına istinaden tüm yetkili servis sözleşmelerini sonlandırma kararı almış ve Tüm Yetkili Servis Sözleşmeleri’ni 2019 yılı Mart ayı sonu itibariyle feshettiğini, bu kapsamda davacı’nın tarafı olduğu Sözleşme, Sözleşme’nin Fesih Halleri başlıklı 38.maddesi uyarınca “…, işbu sözleşmeyi herhangi bir neden göstermeksizin ve hiçbir şekilde tazminat ödemekle yükümlü olmaksızın 15 (Onbeş) gün önceden Yetkili Servis’e yazılı ihbarda bulunarak her türlü hak ve alacakları saklı kalmak suretiyle istediği zaman sona erdirebilir.” hükmüne uygun surette 15 (On beş) günlük ihbar öneline uyularak müvekkil şirket’in ticari kararının bir gereği olarak feshedildiğini, davacı’nın da içinde bulunduğu bir kısım yetkili servisler kendilerine karşı birleşerek Sözleşme’nin feshinden aylar önce, henüz sözleşme hükümleri yürürlükteyken 18.12.2018 tarihinde Müvekkil Şirket’e ihtarname göndererek kötü niyetli iddiaları ile itham ettiğini, haksız ve ortada bulunmayan zararlar için tazmin talebinde bulunduklarını, davacı’nın bahsi geçen ihtarnamesi … 43. Noterliği’nin 18.12.2018 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamesi olup söz konusu ihtarnameye ilişkin cevaplarını … 25.Noterliği’nin 16.01.2019 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamesi ile bildirildiğini, burada önemle dikkat edilmesi gereken hususun; davacı henüz sözleşme’nin feshi söz konusu dahi değilken sözleşme uyarınca yetkili servis hizmetlerini vermeye devam eder durumda iken yani sözleşme yürürlükte iken dahi doğmamış soyut zararları olduğu iddiası ile tazminat talebinde bulunduğunu, davacı’nın dava dilekçesine ve … 43. noterliği’nin 18.12.2018 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamesi içeriğine bakıldığında davacı’nın dava dilekçesinde bu kez aynı beyanlarını haksız rekabet, sözleşmenin haksız feshi gibi iddialarla temellendirmeye çalıştığı ve dava dışı 3. kişilerle bağlantı kurmaya çalıştığını, davacının, işbu davayı sözleşme’nin haksız feshi iddiası ile ikame etti ise dava dilekçesinde yer alan iddialarını fesihten yaklaşık 4 ay önce ileri sürerek nasıl bir zarar tazmini iddiasında bulunabildiğini, sözleşme yürürlükte iken taleplerini elde edemeyen davacının, bu sefer de sözleşme’nin feshi nedeniyle kötüniyetli şekilde gelir elde etmeye çalıştığını, edemeyen davacının, bu sefer de sözleşme’nin feshi nedeniyle kötüniyetli şekilde gelir elde etmeye çalıştığını, teknik servis hizmetleri verilmesi konusunda bağımsız bir işletmesi olan Davacının, kendileri ile olan ilişkisinde hiçbir zaman kendilerinin münhasır bir yetkili servisi olmadığıın, davacının, kendileri ile ticari ilişkisi devam ettiği sürece birçok firmanın yetkili servisliğini devam ettirdiğini aynı zamanda özel servis olarak da hizmet verdiğini, davacı’nın fesihten sonra da … yetkili servisi olarak hizmet vermeye başladığı bilgisi edinildiğini, davaya konu yetkili servis sözleşmesinin feshi halinde öncelikle “davacının emsal bir iş bulup bulamayacağının tespit edilmesi, bulabileceğinin kabul edilmesi halinde hangi sürede bulabileceğinin belirlenerek, belirlenecek makul süre
için kazanç kaybı zararının hesaplanması; bulamayacağının kabul edilmesi halinde ise bu durumda da ne kadarlık bir süre için söz konusu zararı isteyebileceğinin belirlenmesi, sonrasında ise belirlenen bu sürede özel servis olarak çalışması halinde elde edebileceği kazanç ile davalının yetkili servisi olarak çalışması halinde elde edebileceği kazancın tespit edilerek, davalının yetkili servisi olarak çalışması halinde kazancının daha fazla olacağının anlaşılması halinde özel servis olarak çalışması halinde elde edeceği miktarın yetkili servis olarak çalışması halinde elde edeceği miktardan mahsubunun yapılarak aradaki kazanç farkının davacının uğradığı kazanç kaybına ilişkin zarar”ın tespiti yönünde olması gerektiğini, kendilerinin, çalışma esasları uyarınca yetkili servis olarak belirlenen kişilerle 1 yıl süreli yetkili servis sözleşmesi akdedildiğini, bu husus Yetkili Servis Sözleşmesi’nin Sözleşme’nin Süresi başlıklı E. maddesinde de açıkça görüleceğini, davacı ile belirsiz süreli veya münhasır bir şekilde yetkili servis sözleşmesi ya da yetkili servisliğin yapılmasına ilişkin bir ticari ilişki kurulmadığını, davacı tarafın haksız ve kötü niyetli talepleri uyarınca taraflar arasındaki güven ilişkisinin sarsılması nedeniyle ve Sözleşme hükümlerine de uygun surette haklı olarak feshedildiğini, Sözleşme’nin hiçbir maddesinde Davacı’ya 10 yıl süre ile ya da herhangi bir belirli süre ile Tüketici’nin Korunması Hakkındaki Kanun’un Satış Sonrası Hizmetler başlıklı 58/1. Maddesi uyarınca herhangi bir malın satış sonrası bakım
ve onarım hizmetlerini sağlaması taahhüt edilmediğini, davacı’nın kendilerinin pazarlamasını yapmış olduğu ürünlerin bakım ve onarımını sağlaması taraflar arasındaki Sözleşme’nin süresi ile sınırlı olduğunu, tüketicilere sağlamakla yükümlü olduğu satış sonrası bakım ve onarım hizmetleri ile ilgili olduğun, bu düzenleme davacı’yı hiçbir şekilde ilgilendiren bir husus olmadığını, üretici veya ithalatçı konumunda olan kişilere yönelik bir düzenleme olduğunu, üretici veya ithalatçı bü yükümlülüğü dilerse kendisi bizzat, dilerse de 3. Kişiler eliyle yerine getirmekte özgür olduğunu, davacının, bir yandan ihtiyacı olmadığı halde yedek parça gönderildiğini iddia etmekte, bir yandan ise kendisine yedek parça gönderilmediğini iddia ettiğini, davacı’nın yedek parça iddiaları konusundaki beyanları öncelikle kendi içinde çelişkili olduğunu, 200 küsur servisi bünyesinde barındıran Müvekkil Şirket’in sistemlerinde zaman zaman sistemsel aksaklık olması son derece doğal olduğunu, ravacı’ya talebi halinde yedek parça gönderilmemesi de söz konusu olmadığını, kendileri tarafından yapılan bildirimlerde de açıkça görüleceği üzere kendisine borcu olan servislere yedek parça göndermeme kararı alması da tamamen ticari bir karar olduğunu, yetkili servislerin hakedişlerini vade tarihi beklemeden ilgili ay sonunda ödediklerini, borç bakiyesini kapatmaksızın sürekli yedek parça siparişi veren yetkili servislere de sipariş göndermesi ticari hayatın olağan akışında uygun olduğunu, aksesuarlar bakımından, kendilerinin iş akışında her yetkili servisin iş hacmine, yapmış olduğu ziyaretleri göz önünde bulundurularak her servis özelinde satış hedefleri belirlenmiş ve ilgili yetkili servislere yazılı olarak iletildiğini, yetkili servisler aksesuar satışlarından prim aldıklarından ilgili dönemlerde kendilerine iletilen satış hedefleri doğrultusunda kendilerine sipariş verildiğini, satmış oldukları ürün grupları üzerinden prim almaya hak kazandıklarını ve bu primleri iktisap ettiklerini, aksesuar satışındaki gibi yedek parça satışına ilişkin kendilerinece konulan hiçbir hedef bulunmadığını, davacının, tamamen kendi inisiyatifi ve ticari kararı ile yedek parça siparişi ile yedek parça satın alımı yaptığını, yetkili servis hizmetlerinin yürütülmesi sırasında yedek parça satın alınması ve bu yedek parçaların servisin stoklarında hazır bulundurulması da işin doğası gereği olduğunu, uzatılmış/genişletilmiş garanti tamamen ticari bir karar olup yetkili servislerin kazanç elde etmesi için ortaya konulan bir gelir kalemi olmadığını, söz konusu iddia ile Davacı’nın zarar iddiası arasında hiçbir illiyet bağı bulunmadığını, davacı’nın “…-Yetkili Servis Ürün Satış Ticari Koşulları” başlıklı 3 no’lu eki uyarınca bu aksesuarları satma yükümlülüğü bulunduğunu, davacı, yedek parçalarla birlikte müvekkil şirket’ten almış olduğu aksesuarların satışını yapmakla yükümlü olduğunu, nitekim, Davacı ile arasındaki ilişki aynı zamanda aksesuar satışı ve davacı’nın bu aksesuar satışından da prime hak kazanması yönünde olduğunu, bu ticari ilişki Sözleşme’nin feshine kadar da bu şekilde sürdürüldüğünü ve davacı tarafından bir itiraz ile karşılaşılmadığını, Türkiye yerel satış operasyonundan çıkma kararı alındıktan sonra hiçbir servise aksesuar satışı yapılmadığını, bu kararla birlikte hiçbir servise aksesuar satış hedefi de verilmediğini, davacının, kendilerinin almış olduğu ticari karar kapsamında sahip olduğu haklarını kullanmasının haksız rekabet teşkil ettiğini iddia etmiş ise de, kendileri ile diğer davalılar arasında fesih tarihinde ve halen imzalanmış bir sözleşme de bulunmadığını, kendilerinin diğer davalılar ya da 3. Sair kişiler ile arasında sözleşme müzakerelerinin yapılmış olması ve Türkiye’deki faaliyetlerini durdurma kararı üzerine satış sonrası servis hizmetlerinin 3.kişiler tarafından yürütülmesi hususunda anlaşma müzakerelerine girişilmesi haksız rekabet olarak nitelendirilemeyeceğini belirterek, davanın tüm fer’ileri ile birlikte öncelikle usulden reddine, talebinin reddi halinde davacı’nın açıklamış olduğu 117.878,50-tl kazanç kaybı tahsilinin talebi üzerinden eksik yatırılmış harcın tamamlatılmasına ve bu hususta davacı’ya kesin süre verilmesine, davanın tüm fer’ileri ile birlikte esastan reddini talep etmiştir.
Davalı … Elektronik San. ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Gerek davacı ile gerekse de … şirketleri ile arasında akdedilmiş bir sözleşmenin olmadığından söz konusu tazminat talebinin kendisine yöneltilemeyeceğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Ticaret A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; Tarafların arasındaki akdedilen sözleşmenin tarafı olmadıklarından söz konusu tazminat talebinin kendisine yöneltilemeyeceğini, kendileri ile … … San. A.Ş. ile ticari ilişkilerinin haksız rekabet teşkil etmediğini, davalı … ile 20.03.2019 tarihinde imzalanan niyet mektubunun, davacının sözleşmesinin fesih edildiği tarihten sonra akdedildiğini, niyet mektubunun içeriğinin taraflar arasında akdedilecek sözleşmenin temal esas ve koşullarını belirlediğini, haksız rekabet koşullarının oluşmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı taraf delil olarak; taraflar arasındaki yetkili servis sözleşmesi, ihtarnameler, E-mailler, taraflararasında yazışmalar, bilirkişi incelemesi, tanık, keşif ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Davalılar delil olarak; … ile … Tic. A.Ş arasında imzalanan 20.03.2019 tarihli niyet mektubu, rekabet kurumunun sözleşmeye ilişkin menfi tespit incelemesi, ticari defter ve belgeleri, keşif, bilirkişi incelemesi, uzman görüşü, yemin, tanık, her türlü yazışmalar, ihtarnameler, taraflar arasında yazışmalar ve sair delillere dayanmışlardır.
Bilirkişi raporu:
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle, dosya mali müşavir Bünyamin Balcı ve makine mühendisi Yunus Sitil’e tevdi edilmiş ve bilirkişiler sunmuş oldukları raporlarında; Bilirkişi raporunda listede tespit edilen 42 kalemden oluşan marka ve nitelikleri yazılı makine ve aksesuarlar davacının iş yerine gidilip tespit edilmiş olup defter ve belgelerle uyumlu olduğu listede yazılı ürünlerin kullanılmamış olduğu tespit edilmiş olduğuna dair rapor sunmuşlardır.
… Asliye Ticaret Mahkemesinden talimat yoluyla; davalı …….A.Ş’nin defterleri üzerinde SMMM bilirkişisi … ve dava konusu beyaz eşyalar üzerinde makine mühendisi …’ya tevdine karar verilmiş olmakla, bilirkişiler sunmuş oldukları raporlarında; … ile davalı kurum … Ticaret A.Ş. arasında herhangi Ticari ilişkinin bulunmadığı, … Ticaret A,Ş Defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve tasdiklerinin süresi içerisinde yapıldığını, … ile Davalı … … ve Tic. A.Ş arasında 2008 yılından itibaren bir ticari ilişkinin bulunduğu ve yapılan Defter incelemelerinde defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve tasdiklerinin süresi içerisinde yapıldığı ve Borç alacak ilişkisinin kapandığına dair rapor sunmuşlardır.
Celse arasında mahkememiz 18.01.2022 tarihli ara kararı uyarınca; Davalılar … TİCARET ANONİM ŞİRKETİ, … ELEKTRONİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş vekilinin talebinin kabulüne, … Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan 11/01/2022 tarihli talimat yazısına ek olarak bu davalıların da ticari defter ve belgelerinin incelenmesine karar verildiği görülmüştür.
Mahkememiz 19/09/2022 tarihli celsesinde alınan ara karar uyarınca; dosya borçlar hukuku nitelikli hesaplamalar uzmanı Doç. Dr. …, SMMM … ve makine mühendisi Prof. Dr. …’a tevdi edilmiş bilirkişiler sunmuş oldukları raporlarında; Söz konusu hükümler açısından bakıldığında taraflar arasındaki sözleşmenin genel işlem koşulları olarak değerlendirilebileceği; koşulların müzakere edildiğine dair bir veri bulunmadığından söz konusu hükmün yazılmamış sayılması gerekeceği; bu nedenle –nihai takdiri Sayın Mahkemenize ait olmak üzere- sözleşmedeki 15 günlük fesih önelinin yeterli olmadığı, bu durumda davacının elinde kalan yedek parçalardan dolayı uğradığı zararın talep edilebileceği düşünüldüğünü, davacı yanın haksız rekabet iddiasına ilişkin olarak; davalının Türkiye piyasasından çekilmesi üzerine diğer davalıyla anlaşmasının ve işleri tasfiye etmiş olmasının haksız rekabet olarak görülemeyeceği düşünülmektedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık saf sözleşme ihlaline dayalı bir uyuşmazlık olarak göründüğünü, davacının, …Yetkili Servisi olması sebebiyle davacı nezdinde yapılan bilirkişi incelemesi ve bilirkişiler tarafından tespit edilen malzeme listesinin aynı bilirkişi heyetince kıymet takdirinin yapılması gerektiği, tespit edilen stok tutarının davacıya ödenmesi, ürünlerin ise davalı …A.Ş. iade edilmesi gerektiğini, bilirkişi heyetince, sözleşme feshi ve devam eden süreç incelendiğinde davalının kar mahrumiyetinin oluşmadığı kanaatini getirmekle birlikte, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde; Davacının işyerinin Adıyaman’da olması sebebiyle talimatla düzenlenen bilirkişi heyet raporundaki heyet üyesi mali müşavirin davacının 2018-2019 ticari defter kayıtları incelenerek kar mahrumetinin tespit edilmesi ile birlikte, davacının bağlı bulunduğu vergi dairesine müzekkere yazılarak 2018 ve 2019 Yıllarına ait gelir vergisi beyannamelerinin istenmesi gerektiğine dair rapor sunmuşlardır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında akdedilen yetkili servis sözleşmesinin haksız feshi ve haksız rekabet iddialarına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; taraflar arasındaki yetkili servis sözleşmesinin haksız bir şekilde fesh edilip edilmediği, davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil edip etmediği, davacının sözleşmenin fesh edilmesi nedeniyle maddi ve manevi zararının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının tespiti noktalarında toplanmaktadır.
Davacı ile davalı … … ve Ticaret A.Ş arasında ‘yetkili servis sözleşmesi’ başlıklı hizmet sözleşmesi akdedildiği, işbu sözleşmenin adı geçen davalı tarafından feshedildiği, sözleşme feshedilmeden önce adı geçen davalının, diğer davalılar …… ile haksız rekabet oluşturacak şekilde eylemlerinin bulunduğu, sözleşmenin haksız feshedildiği ve haksız rekabet iddiası ile eldeki maddi ve manevi tazminat davasının açıldığı görülmektedir.
Davalılar … ve …’in gizli anlaşma ile haksız rekabet eylemini gerçekleştirdikleri iddiası üzerine Rekabet Kurulunun 12/11/2019 tarih, 2019-2-006 esas, 19-39/612-265 karar sayılı kararı ile soruşturma açılmamasına dair karar verildiği, işbu kararın iptali istemi ile açılan … …. İdare Mahkemesinin … sayılı dosyasında davanın reddine dair karar verildiği görülmektedir.
Tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi amacıyla talimat mahkemeleri aracılığıyla rapor alınmıştır. Akabinde mahkememizce borçlar hukuku nitelikli hesaplamalar uzmanı Doç. Dr. …, SMMM … ve makine mühendisi Prof. Dr. …’tan rapor alınmıştır. Üçlü heyetten alınan raporda özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin genel işlem koşulları olarak değerlendirilebileceği; koşulların müzakere edildiğine dair bir veri bulunmadığından söz konusu hükmün yazılmamış sayılması gerekeceği; bu nedenle –nihai takdiri Sayın Mahkemenize ait olmak üzere- sözleşmedeki 15 günlük fesih önelinin yeterli olmadığı, bu durumda davacının elinde kalan yedek parçalardan dolayı uğradığı zararın talep edilebileceği düşünüldüğü, davacı yanın haksız rekabet iddiasına ilişkin olarak; davalının Türkiye piyasasından çekilmesi üzerine diğer davalıyla anlaşmasının ve işleri tasfiye etmiş olmasının haksız rekabet olarak görülemeyeceği, taraflar arasındaki uyuşmazlık saf sözleşme ihlaline dayalı bir uyuşmazlık olarak göründüğü, davacının, …Yetkili Servisi olması sebebiyle davacı nezdinde yapılan bilirkişi incelemesi ve bilirkişiler tarafından tespit edilen malzeme listesinin aynı bilirkişi heyetince kıymet takdirinin yapılması gerektiği, tespit edilen stok tutarının davacıya ödenmesi, ürünlerin ise davalı …A.Ş. iade edilmesi gerektiği, bilirkişi heyetince, sözleşme feshi ve devam eden süreç incelendiğinde davalının kar mahrumiyetinin oluşmadığı kanaatini getirmekle birlikte, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde; Davacının işyerinin Adıyaman’da olması sebebiyle talimatla düzenlenen bilirkişi heyet raporundaki heyet üyesi mali müşavirin davacının 2018-2019 ticari defter kayıtları incelenerek kar mahrumetinin tespit edilmesi ile birlikte, davacının bağlı bulunduğu vergi dairesine müzekkere yazılarak 2018 ve 2019 Yıllarına ait gelir vergisi beyannamelerinin istenmesi gerektiğine dair rapor sunmuşlardır.
Eldeki davada taraflar tacir olup 6102 sayılı TTK’nin 18/2.maddesi uyarınca her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. Her ne kadar 6098 sayılı TBK’nin 20 ila 25. maddeleri arasında düzenlenmiş olan genel işlem koşullarına ilişkin hükümler tacirler yönünden de uygulanabilirse de, TTK’nin 18/2 maddesi hükmü karşısında tacirler bakımından genel işlem koşullarının uygulanıp değerlendirilmesinde her somut olayın özelliğine göre daha dikkatli davranılması gerekmektedir.
Tarafların iddia ve savunmaları, yetkili servis sözleşmesi, fesih ihtarnamesi, Rekabet Kurulunun 12/11/2019 tarih, 2019-2-006 esas, 19-39/612-265 karar sayılı kararı, … 11. İdare Mahkemesinin … sayılı kararı, bilirkişi raporları ile dosyamızda bulunan tüm bilgi ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde;
Davacı ile davalı … … ve Ticaret A.Ş arasında ‘yetkili servis sözleşmesi’ başlıklı hizmet sözleşmesi akdedildiği, işbu sözleşmenin adı geçen davalı tarafından feshedildiği, sözleşme feshedilmeden önce adı geçen davalının, diğer davalılar …… ile haksız rekabet oluşturucak şekilde eylemlerinin bulunduğu, sözleşmenin haksız feshedildiği ve haksız rekabet iddiası ile eldeki maddi ve manevi tazminat davasının açıldığı,
Davalı …’un davacıya yapmış olduğu fesih bildiriminin sözleşmenin 38.maddesine uygun olarak yapılmış olduğu, tarafların tacir olması ve basiretli bir iş adamı gibi hareket etmeleri gerektiğinden bahisle TBK’nin 21.maddesinin 2.fıkrasında yer alan genel işlem koşullarının yazılmamış sayılması hükümlerinin somut olayımızda uygulanma koşullarının oluşmadığı, bu yönden üçlü bilirkişi heyet raporuna itibar edilmediği,
Rekabet Kurulu ve İdare Mahkemesi kararları da nazara alındığında, davalıların eylemlerinin haksız rekabet teşkil etmediği kanaatine varılmakla; sözleşme feshinin usulüne uygun olarak yapılmış olması ve davalıların eylemlerinin haksız rekabet teşkil etmediğinden bahisle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
1-Davanın reddine,
2-Maddi tazminat davası yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 179,90-TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 170,77-TL peşin harçdan mahsubu ile eksik kalan 09,13- TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Manevi tazminat davası yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 179,90-TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 170,77-TL peşin harçdan mahsubu ile eksik kalan 09,13- TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Maddi tazminat davası yönünden davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
5-Manevi tazminat davası yönünden davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … Ticaret A.Ş tarafından yapılan 100,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-Davalı … Elektronik San. Ve Tic. A.Ş tarafından yapılan 16,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
9-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
10-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup ana hatları ile anlatıldı.12.06.2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı