Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/253 E. 2021/642 K. 13.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/253 Esas
KARAR NO:2021/642

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:07/05/2019
KARAR TARİHİ:13/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ödeme hizmetleri alanında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun kapsamında lisans almış bir kuruluş olduğunu, bu kapsamda Fatura Ödeme işlemlerine aracılık ve üye işyerlerine Sanal Pos hizmeti verdiğini, müvekkili şirket tarafından sağlanan altyapı ve Sanal Pos olarak adlandırılan hizmet ile davalının, müşterilerine sanal ortamda, online ödeme altyapısı hizmeti verebildiğini, bu kapsamda davacı şirket ile davalı arasında 14.12.2018 tarihinde elektronik ortamda/online olarak Ödeme Hizmeti Kullanıcısı Sözleşmesi (Sanal Pos Kullanımı) (“Sözleşme”) akdedildiğini, davalının, 19.01.2019 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilmesi planlanan Canavar Arabalar gösterisine ait biletleri, online olarak davacı şirketin ödeme hizmeti altyapısını kullanılmak suretiyle satışa sunduğunu ancak gösterinin belirtilen tarihte gerçekleştirilmediğini, konu ile ilgili olarak bedel iadesi süreçleri için tüketicilere … adresine e-posta gönderilmesi gerektiği bilgisi aktarıldığını ve e-posta ile başvuru yapan tüketicilerin davacı şirkete yönlendirildiğini, ancak davacı şirketin … Organizasyon tarafından gerçekleştirilen elektronik ticaret işlemlerinde 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun uyarınca yalnızca ödeme hizmetlerine aracılık hizmeti verdiğini ve söz konusu elektronik ticaret işlemi neticesinde tüketicilerden tahsil edilen bedellerin en geç 1 iş günü içerisinde davalıya aktarıldığını, her ne kadar davalının, tüketicilerden tahsil edilen bedellerin iadesi için tüketicileri davacı şirkete yönlendirmiş olsa da davacı şirketin tüketicilere bedel iadesi yapma yükümlülüğü bulunmadığını, zira davacı şirketin ödeme hizmetine aracılık hizmeti vermekte olup söz konusu mesafeli satış sözleşmesinin tarafı sıfatını haiz olmadığını, davalı tarafından tüketicilerin davacı şirkete yönlendirilmekle kalmadığını, davacı şirket hakkında gerçek dışı bilgiler ile tüketicilerin yanıltıldığını ve davacı şirketin tüketiciler nezdinde kötülendiğini, nitekim davalının 08.02.2019 tarihinde tüketici …’a göndermiş olduğu e-postasında; “Banka aracı kurumu … ile firmamız arasında bir bakiye sorunu var bu sebeple gecikmeler için özür dileriz. Çok kısa zamanda iki firma arasındaki problem çözülecek ve sizlerin alacakları iade olacaktır.”, 11.02.2019 tarihinde göndermiş olduğu e-postasında; “Bizim … da bloke edilmiş alacağımız vardır. Onu çözmelerini bekliyoruz. Çözülür çözülmez sizin ödemenizi gerçekleştireceğiz.”, 12.02.2019 tarihinde göndermiş olduğu e-postasında; “Normalde bu konular sizi ilgilendiren konular değil kendi muhasebe konularımız, ve zaten yargı sürecinde yürüyor. Neticede biz diyoruz ki … da bir bakiyemiz var ve iadeleri gerçekleştirmediler, onlar diyor ki funbiletin bir alacağı yok. Doğal bir şekilde bizde yargıya zaten başvurduk. … bizim sadece üç biletimiz için geri ödeme yapmış ve onların paralarını da çoktan tahsil etmiş. Yani size anlatıldığı gibi alacağımızı iadelere yatırmış değiller. Ayrıca bizden devamlı para istiyorlar iade yapmak için ama biz bu göndereceğimiz paranın da iadelerde kullanılacağına emin olamıyoruz. Ellerindeki parayı iadelerde kullanmayan bundan sonra kullanır mı diye ürküyoruz. Bir kaç günlük kanuni beklememiz gereken bir süre kaldı daha sonra biz iade isteyen müşterilerimize … üzerinden değil, direk banka hesap numaralarını isteyerek yapacağız. Fakat önce şu kanuni bekleme sürecinin bitmesini bekliyoruz.” ifadelerini kullandığını, yine davalı tarafından 19.02.2019 tarihinde tüketici …’e gönderilen e-postada; “Sizin için iade talebinde bulunduk ve siz bizim sistemimizde iade edilmiş görünüyorsunuz, çünkü biz sizin iade edilsin talimatınızı … aracı kurumuna verdik. Tabii ki sizinkiyle birlikte başka talimatlar da verildi, fakat … ödemeleri yapmadı gerekçe olarak da hesabınıza para ilave edin dediler ve biz bakiyemiz olduğunu kendilerine defalarca izah ettik ama onlar ödemelerin çoğunu yapmadılar fakat bazı kendilerine lafla saldıranlar olduğunda hemen ödemelerini yaptılar. Şimdi biz Mokaya dava açtık ve siz iadenizi alamadınız. Eğer sizde … ya sizin hakkınızda suç duyurusunda bulunacağım, acele benim paramı ödeyin, biz sizi tanırız, paramız size geldi şimdi iade hakkımı istiyorum falan derseniz hemen iadenizi yaparlar. Aksi takdirde belirli bir zaman iadeler bekleyecek gibi görünüyor. Biraz baskı yaparsanız mail yolu ile bile olsa hemen para iadenizi yaparlar…” şeklinde ifadeler kullanmak suretiyle tüketicilerin davacı şirkete karşı kışkırtıldığını, davalı şirket tarafından yapılan bu haksız ve hukuka aykırı hareketler neticesinde ise davacı şirket açısından tüketiciler ve ticari hayat bakımından kötü bir imaj oluşturulduğunu, kaldı ki, yapılan bu yönlendirme neticesinde aynı içerikte davacı şirkete e-postalar gönderilmeye başlandığını, 23.02.2019 tarihli ve 25.02.2019 tarihli e-postalar işbu dilekçeleri ekinde Sayın Mahkemenize sunulduğunu, … Organizasyon tarafından tüm hukuki ihtarlara rağmen tüketicilere yanlış bilgilendirme yapılmaya devam edilmekte olup, tüketiciler tarafından davacı şirkete 26.04.2019 ve 29.04.2019 tarihinde gönderilen e-postaları da eklemiş olduklarını, … Organizasyon firma yetkilisi tarafından davacı şirkete 29.01.2019 tarihinde gönderilen e-posta ile de gerçekleştirilen hukuka aykırı eylemlerin açıkça ikrar edildiğini, … Organizasyon tarafından gerçekleştirilen haksız ve hukuka aykırı eylemlerin Türk Ticaret Kanunu’nun 55/1-a maddesinde yer alan “Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek, ” fiilini oluşturduğunu ve haksız rekabet teşkil ettiğini, bu durumun davacı şirketin itibarını ve ticari kazançlarını da etkilediğini, davacı şirketin hem tüketici hem ticari ortaklıkları nezdinde kötülendiğini, halihazırda tüketiciler tarafından … adresine yapılan yorumların dilekçeleri ekinde ayrıca sunulduğunu, bu kapsamda davalı tarafından gerçekleştirilen haksız ve hukuka aykırı ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerin davacı şirketin ekonomik faaliyetleri sırasında kazandığı saygınlığını ve ekonomik itibarını zedelediğini, ayrıca bu hususun davacı şirketin rakiplerini öne çıkarmak suretiyle de haksız rekabet teşkil ettiğini, hal böyle iken haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari faaliyetleri ve diğer ekonomik menfaatleri zarar gören davacı şirketin uğramış olduğu veya uğrayacağı maddi zararların tazmin edilmesi gerektiğini ve taraflarınca da arz ve talep edildiğini, söz konusu ihlallerin sona erdirilmesi için … Organizasyon’a 14.02.2019 tarihinde … Yevmiye Numaralı ile ayrıca ihtarname keşide edildiğini, ancak bu ihtara rağmen davalı tarafın söz konusu hukuka aykırı eylemlerini sürdürmeye devam ettiğini, öte yandan … Organizasyon’un tüketicilere göndermiş olduğu gerçeğe aykırı ve kötüleyici ifadeler içeren e-postalar ve bu suretle internet ortamında tüketiciler tarafından yapılan haksız yorumlar nedeniyle Türk Medeni Kanunu’nun 24. Maddesi uyarınca davacı şirketin kişilik haklarının saldırıya uğradığını, bu kapsamda Türk Medeni Kanunu’nun 24. ve 25. Maddesi uyarınca kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı şirketin Türk Borçlar Kanunu’nun 58. Maddesi ile Türk Ticaret Kanunu’nun 55. Maddesi uyarınca manevi tazminat talebinde bulunma zarureti hasıl olduğunu, ayrıca davalı tarafından gerçekleştirilen bu eylemlerin, taraflar arasında akdedilen Ödeme Hizmeti Kullanıcısı Sözleşmesi’nin aşağıdaki maddelerine de aykırılık oluşturduğunu…Hal böyle iken, davalının taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine de aykırı hareket ettiğinin açık olduğunu ve davacı şirketin bu eylemler nedeniyle uğradığı zararların tazmini gerektiğini, … Organizasyon tarafından gerçekleştirilen haksız rekabet eylemleri nedeniyle müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari faaliyetleri ve diğer ekonomik menfaatleri zarar gören davacı şirketin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla doğmuş bulunan maddi zararlarının ve aynı eylemler sonucunda davacı şirketin kişilik haklarına karşı gerçekleştirilen saldırı nedeniyle manevi zararlarının tazmini amacıyla işbu davayı açma zaruretinin hasıl olduğunu, zira net Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca zorunlu olarak başvuru yapılan arabuluculuk görüşmesi sonucunda da davalı taraf ile uzlaşma sağlanamadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacı şirketin doğmuş/doğması muhtemel maddi zararları ile manevi zararlarının tazmin edilmesi bakımından şimdilik 5.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davacı şirkete ödenmesi talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 12/04/2021 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah etmiş ve ıslah harcını da yatırmış olduğu görülmüştür.
Davalı taraf davaya cevap vermemiş, duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLER:
Davacı taraf delil olarak; müvekkili şirkete ait ticari defter, belge ve kayıtlar, Ödeme Hizmeti Kullanıcısı Sözleşmesi, davalı tarafından tüketicilere gönderilen e-postalar, 23.02.2019 ve 25.02.2019 tarihli tüketici e-postaları, 26.04.2019 ve 29.04.2019 tarihli tüketici e-postaları, 29.01.2019 tarihli davalı şirket yetkilisi tarafından gönderilen e-posta, … adresine yapılan tüketici yorumları, 14.02.2019 tarihli … Yevmiye Numaralı, bilirkişi incelemesi, tanık, yemin ve sair her türlü yasal delillere dayanmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava; sözleşmeye aykırılık ve haksız rekabetten kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; davalının, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye aykırı bir davranışının bulunup bulunmadığı, mevcut ise bu davranış nedeniyle davacının uğramış olduğu maddi ve manevi tazminat miktarlarının tespiti noktalarında toplandığı görülmüştür.
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle, dosya SMMM …, bilgisayar mühendisi … ve hukukçu bilirkişi Prof. Dr. …’ya tevdi edilmiş ve bilirkişiler sunmuş oldukları raporlarında: Dava haksız rekabet sebebiyle tazminat davası olduğunu, somut olayın davacı mali kayıtları dikkate alınarak incelendiğinde, davacı tarafından sanal pos üzerinden yapılan tahsilatların davalı şirkete gönderildiği sonucuna varılmakta olduğunu, bu hususun davacı defterlerine şu şekilde yansımış olduğunu; Taraflar arasındaki ilişkinin başlangıcı 23.12.2018’dir. Bu tarihten sonra sanal pos üzerinden yapılan kesintilerin günlük olarak gönderildiğinin anlaşıldığını, 31.12.2018 tarihine kadar işlemler bu şekilde gerçekleşmiş, 2018 yılı kaydı kapanmış, yeni açılış işlemin 01.01.2019 tarihi itibariyle yapılmış ve 11.01.2019 tarihine kadar günlük ödemeler devam etmiş, bu tarihte yüksek miktarlı POS çekimi ile birlikte bir günlük gecikme ile davalı hesabına aktarmaların gerçekleştiğinin belirlenmiş olduğunu, en yoğun işlem yapılan günün 13.01.2019 olduğunu, bu gün sanal POS tahsilatının davalı lehine 19.313,07 TL olumlu bakiyeli hale geldiği tespit edildiğini, bunun hemen ertesi gün olan 14.01.2019 tarihinde, aynı gün yapılan bir kısım tahsilatla birlikte davalıya 24.355,73 TL gönderilmiş olduğunu, keza 15.01.2019 tarihinde de aynı gün yapılan tahsilatlarla birlikte 15.594,22 TL gönderim gerçekleştirilmek suretiyle 15.01.2019 tarihinde tüm bakiyenin ödenmesi sağlanmış, bunu takip eden günlerde de günlük ödemeler suretiyle aradaki bakiyenin sıfırlandığının anlaşıldığını, bu dönem içerisinde davacı tarafından iki ayrı fatura kesildiğini, bunların 31.12.2018 tarihli ve 276,27 TL miktarlı … nolu fatura ve 31,01,2019 tarihli 2.889,96 TL bedelli ve … nolu fatura olduklarının anlaşıldığını, söz konusu ikinci fatura kesildiği anda, son salan POS işleminin üzerinden 12 gün geçmiş durumda ve davalının hesabının 1.765,40 TL bakiye verdiğini, söz konusu alacağa mahsuben davacı tarafından 07.02.2019 tarihinde 540,00 TL havale yapıldığı, bunun sonucu davalı alacağının 1.225,40 TL davalı lehine bakiye verir hale geldiği anlaşıldığını, bu tarihten sonra davalıya bir ödeme yapılmamakla birlikte, dava dilekçesinde belirtildiği gibi Sanal POS kullanıcılarına yapılan iade ödemeleri ile birlikte dava tarihi olan 07.05.2019 tarihinde 11.178,60 TL ve son işlem tarihi olan 30.06.2019 tarihi itibariyle davacının 12.133,60 TL alacaklı olduğunun görüldüğünü, böylece davalı adına tahsil edilen bedelin % 98 inin davalıya gönderildiğinin anlaşılmakta olduğunu belirtmişlerdir.
Dosyaya sunulu bulunan bilgi ve belgeler ışığında, davalının planladığı organizasyonun iptali sebebiyle bedel iade yükümlülüğü olduğu, bu yükümlülüğü kendisi yerine getirmediği, 31.12.2019-10.02.2019 döneminde davacıdan alacağının % 98’ini tahsil etmesine ve bakiye 1.765,40 TL alacağı bulunmasına rağmen bilet bedeli iadesi talep eden kişilere davacıdan kendi alacaklarını tahsil edemediklerini belirtmek suretiyle yanlış beyanda bulunduğunun anlaşıldığını, keza söz konusu bakiyenin de bir süre sonra 1.225,40 TL haline geldiğinin anlaşıldığını, davalı avalı adına o ana kadar sanal POS üzerinden yapılan tahsilat miktarı 105.541,00 TL’dir, davacı tarafından kesilen fatura miktarı 3.166,23 TL’dir. Davalının bakiye alacağı 1.225,40 TL’dir. Bu haliyle davalının üçüncü kişilere yapılan ödemelerin kendi uhdelerinde bulunmadığı yönündeki açıklamaları, TTK md. 54’de ifadesini bulan, “rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar” kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, bu kapsamda eylemin doğrudan doğruya TTK md. 55, f. 1, a bendinde ortaya konulan “Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek” eylemini oluşturduğu belirtilmelidir.
Bu haliyle davalının haksız rekabet niteliğindeki eyleminin açıkça ortaya çıktığı, bundan dolayı davalının davacına zararlarını TTK md. 56, f, 1 d bendi gereği kusur varsa maddi tazminat ve e bendi gereği manevi tazminat talep etmesinin mümkün olduğu kabul edilmelidir. Davacı tarafından özellikle şirketin ticari itibarının korunması ve bankalarla olan ilişkilerin sağlıklı bir biçimde devam edebilmesi amacıyla bir kısım ödemenin yapılmak zorunda kalındığı anlaşılmaktadır. Burada yükümlü olmadığı miktarı ödemek zorunda kalması, davacının zararını oluşturmaktadır. Davacının başkaca bir maddi zararının bulunduğuna ilişkin olmak üzere dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmamaktadır.Davacının bu şekilde ortaya çıkan zararının, defter kapsamında bulunan bakiye olan 12.133,60 TL olduğu, dava tarihi itibariyle bu miktarın 11.178,60 TL olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümleri değerlendirildiğinde,
Sorumluluk ve Cezai Şart: Taraflar, iş bu Sözleşme’de yer alan yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmemesi halinde diğer tarafın bu çerçevede uğrayacağı zararları tazminle mükelleftir. Taraflar diğer tarafın dolaylı olarak uğrayacağı zararlardan sorumlu değildir. Ödeme Hizmeti Kullanıcısı’nın Sözleşme’yi ihlali nedeniyle Sözleşme’nin … tarafından feshi halinde, Ödeme Hizmeti Kullanıcısı, Sözleşme’nin ihlali nedeniyle herhangi bir zararın oluşması halinde tüm zararı …’ya ödeyecektir. Ödeme Hizmeti Kullanıcısı ayrıca oluşacak zarara ilave olarak bir defada zarar tutarı kadar meblağı cezai şart olarak …’ya ödeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt etmektedir. …’nın fazlaya dair hakları saklıdır.” Belirtilen düzenleme ve yukarıda incelenen …. Noterliği 14.02.2019 tarihli … yevmiye no.lu ihtarname birlikte değerlendirildiğinde, sözleşmenin haklı sebeple feshine yönelik bir iradenin zımnen bulunduğu kabul edilirse, belirtilen miktar kadar cezai şart talep edilmesinin de mümkün olduğu belirtilmelidir.
Manevi Tazminat bakımından değerlendirildiğinde, davalının belirtilen eyleminin davacı şirket kişilik haklarını zedelediği kabul edilmelidir. Heyetimiz tarafından 10.000 TL manevi tazminatın ödenmesinin eylemin niteliğine uygun olacağı mütalaa edilmiştir.
Sonuç: Davalının eyleminin haksız rekabet oluşturduğunu, davalının bu sebeple dava tarihi itibariyle zararının üçüncü kişilere ödemek zorunda kaldığı 11.178,60 TL olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin zımnen feshi kabul edilirse, davacının dava tarihi itibariyle sözleşmenin 23, b hükmü gereğince 11.178,60 TL cezai şart dahi talep edebileceğini, manevi tazminat şartları oluştuğu ve davalının 10.000,00 TL manevi tazminat ödemesinin uygun olacağına dair rapor sunmuş oldukları görülmüştür.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, benimsenen bilirkişi raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre yapılan değerlendirmede; alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamı ile uyumlu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olması nedeniyle raporlara itibar edilerek, davalının üçüncü kişilere yapılan ödemelerin kendi uhdelerinde bulunmadığı yönündeki açıklamaları, TTK md. 54’te ifadesini bulan, “rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar” kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu kapsamda eylemin doğrudan doğruya TTK md. 55, f. 1, a bendinde ortaya konulan “Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek” eylemini oluşturduğu, bu nedenle TTK’nin 56.maddesi uyarınca davanın kabulü ile 11.178,60 TL iade bedeli ve 11.178,60 TL cezai şart olmak üzere toplam 22.357,20 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 07/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının kusurlu ve hukuka aykırı eylemi nedeniyle davacının manevi tazminat talebi yerinde görülerek somut olayın özellikleri dikkate alınarak takdiren 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
DAVANIN KABULÜ İLE;
1-11.178,60 TL iade bedeli ve 11.178,60 TL cezai şart olmak üzere toplam 22.357,20 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 07/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Maddi tazminat davası yönünden alınması gerekli 1.527,22-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 170,78-TL ve 382,00-TL ıslah harcından mahsubu ile eksik kalan 974,44 -TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Manevi tazminat davası yönünden alınması gerekli 683,10-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca;
Maddi tazminat yönünden hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Manevi tazminat yönünden hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 170,78-TL peşin harç, 44,40-TL başvuru harcı, 382,00-TL ıslah harcı, 6,40 -TL vekalet harcı, 10,10-TL vekalet pulu ve 2.526,50-TL tebligat/posta/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 3.140,18-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup ana hatları ile anlatıldı.13/09/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı