Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/235 E. 2022/273 K. 21.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/235 Esas
KARAR NO :2022/273

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:29/04/2019
KARAR TARİHİ:21/03/2022

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 17.10.2017 günü saat: 18.35 civarlarında işyerinde çalışan işçileri taşıyan, …’a ait ve …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı servis aracının, “… Mahallesi 137. Sokak No:9’da bulunan … Ayakkabı binasının, yan çıkış kapısı önünde … Ayakkabı ile … binası arasında 90. Sokak’ta iş çıkışı esnasında tam kusurlu olarak müvekkiline çarptığını, … plakalı aracın davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, 04.12.2018 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını, sigorta şirketince 4.782,06 TL ödeme yapıldığını, bakiye ödemenin yapılmasına ilişkin sigorta şirketi ile mail üzerinden yazışma yapıldığını, 27.02.2019 tarihli cevaba göre bakiye ödemenin yapılmayacağı bilgisinin veriliğini belirterek, ıslah hakları ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik, 1.000,00-TL maddi tazminatın müştereken ve müteselsilen sorumlu tüm davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan … plakalı ve … adına kayıtlı aracın, … poliçe numarası ile 08.05.2017 – 18.12.2018 tarihleri arasında müvekkilİ şirket nezdinde KZMMS sigortası poliçesi ile teminat altına alındığını, müvekkili şirketin poliçe kapsamında sorumluluğunun, poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, poliçeden dolayı sorumluluklarının, sigortalının kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda azami 330.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, teminat limiti bildirmenin, davayı kabul anlamına gelmediğini, söz konusu teminat limitinin tamamının defaten ödenmesi söz konusu olmadığını, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalının kusuru oranında bu gerçek zararın tazmininin esas olduğunu, davacının dava ikamesinden önce müvekkili şirkete yapmış olduğu başvuru üzerine müvekkili şirket tarafından hasar dosyası açıldığını ve tüm unsurlar dikkate alınmak sureti ile aktüer raporu hazırlanarak söz konusu aktüer raporu doğrultusunda dava konusu kaza nedeniyle 07.02.2019 tarihinde 4.782,06-TL tutarında ödeme yapıldığını, davacı yana, dava konusu kaza nedeniyle talep edilmekte olan tazminatın ödenmiş olması sebebiyle davanın reddi gerektiği, geçici iş görmezlik tazminatı talepleri hastane ve tedavi giderleri kapsamında değerlendirildiğinden buna ilişkin tazminat istemleri 6111 sayılı Kanun gereğince KZMMS sigortası poliçesi kapsamından çıkartılarak SGK’nın sorumluluk kapsamına alındığı, müvekkil şirketin 6111 sayılı Kanun dâhilinde belirtilen gerekli ödemeleri yaparak bu teminat kapsamında oluşabilecek tüm hukuki sorumluluklarını SGK’ya devrettiğini, tedavi giderleri kapsamında sayılan geçici iş görmezliğe ilişkin tazminat talepleri ile sair tedavi giderleri taleplerinin mahkeme tarafından reddine karar verilmesi gerektiği, bakıcı gideri tazminat talepleri tedavi giderleri kapsamında bulunmakla birlikte 6111 sayılı kanun ile ZMMS sigortası kapsamından çıkartılıp, SGK’nın sorumluluk kapsamına alınmış olduğundan bakıcı giderlerinden sorumluluklarının bulunmadığını, bir an için sürekli sakatlık raporu alındıktan sonra bakıma muhtaç olması sebebiyle sorumluluklarının bulunabileceği düşünülse dahi, söz konusu teminat kalıcı iş görmezlik teminatı ile birlikte tek bir limit üzerinden değerlendirilmesi gerektiğini, davacının dava konusu kaza nedeniyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, dava konusu tazminatın “ancak dava tarihinden itibaren” işleyecek “yasal faiz” ile birlikte talep edilebileceği, açıklanan ve Mahkemece re’sen nazara alınacak nedenler ışığında, tüm yasal hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkil şirket tarafından davacı yana dava konusu kaza nedeni ile hasar başvurusu kapsamında ödeme yapılmış olduğundan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde, davacının maluliyetinin “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporlarına İlişkin Mevzuat ” a göre belirlenmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’na gönderilmesine, davaya yönelik tüm beyanlarının dikkate alınmak suretiyle şartların varlığı halinde sigortalı araç sürücüsü ve işletenine rücu hakkı saklı kalmak kaydıyla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … süresi içinde cevap dilekçesi sunmamış, süresinden sonra sunduğu dilekçesinde davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı taraf delil olarak; … 1 Asliye Ceza Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyası, hastane evrakları, tanık, sigorta şirketine yapılan başvuru, bilirkişi, keşif, banka kayıtları, emsal ücret araştırması ve tüm yasal delillere dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak; sigorta poliçesi, ödemeye ilişkin kayıtlar, kusur ve maluliyet oranlarına ilişkin alınacak raporlar, aktüer bilirkişisi raporu, SGK kayıtları, … CBS …/… soruşturma nolu dosyası, bilirkişi incelemesi, keşif ve her türlü kanuni delillere dayanmıştır.
Davacı tanığı … 17/02/2020 tarihli duruşmadaki beyanında;“Davacı … ile … ayakkabıda işçi olarak birlikte çalışırız, bu vesile ile tanırım, 17/10/2017 günü saat 18:30 civarında ben servisime bindim dışarıdan gelen ses üzerine servisten aşağıya indirm, davacı …’ın yolda yerde uzundığını gördüm, kafası kanıyordu, kendimiz ayağa kaldırdık, daha sonra davacı ile çarpan aracın sürücüsü birlikte hastaneye gittiler, bizde servisimize binerek hastaneye gittik, ayağı alçıya alındı, kafaya yapıla müdahaleyi hatırlamıyorum, davalı müdahaleden sonra davacıyı alıp evine götürdü, olaydan sonra davacının ne kadar süre işe gelip gelmediğine ilişkin net bir bilgim yoktur, benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir, çöp atılan yer binanın 2. Kapısıdır, kapısının önündedir, ancak biz binanın 1. Kapısından giriş çıkışlarımızı yaparız, çöp atılan yer buraya 25-50 metre tahmini uzaklıktadır, tanıklık ücreti talep etmiyorum dedi. ” şeklinde ifade etmiştir.
Davacı tanığı Barış Oluklu 17/02/2020 tarihli duruşmadaki beyanında; “Ben kaza tarihinde … Ayakkabıda çalışıyordum, davacının geçirdiği kaza ile illgili her hangi bir bilgim ve görgüm yoktur, daha sonrasında da davacıyı görmüş değilim, emniyet ifadesinde aslında yine bu şekilde beyan vermeme rağmen, polis memuru tarafından olayı gördüğüm ifade edilerek beyan tutulmuştur, kulaklarım ağır işittiği için ve tutanağı okumadan imzaladığım için polis tutanalarında ifadem yanlış geçmiştir, ben sadece davacı taraf ile kaza sonrasında bir kere görüştüm, kendisi bana iş kazası geçirdiğini söyledi, ben de bu konuda tanığım bir avukat olduğunu onunla görüştürebileceğimi söyledim, başka bir bilgim yoktur dedi. Tanıklık ücreti istemiyorum dedi.” şeklinde ifade etmiştir.
Davalı tanığı … … 17/02/2020 tarihli duruşmadaki beyanında; “Ben, davalı …’ın arkadaşıyım ikimizde servis şoförüyoz, … beni 17/10/2017 günü akşam saatlerinde aradı hastaneye gelmemi istedi, ben de hastaneye gittiğimde …’ın yaralandığını gördüm, ayağı alçıya alınmıştır, başka bir yerinde yaralanma yoktu, biz arkadaşım … ile davacı …’ı evine bıraktım, iş çıkış saati olduğundan 2, 2,50 saat kadar trafikte kaldık, davacıya evine ulaştırdığımızda davacı eşine karşı kaza geçirdiğini ancak davalı …’ın bir suçu olmadığını söyledi, biz de hatta yarım saat kadar evlerinde oturduk, daha sonra ayrıldık, olay anına ilişkin bir bilgim veya görgüm yoktur, kazanın ertesi günü sabahı biz davacıyı eşi ile birlikte pansuman için tekrar hastaneye götürdük, hatta eşi yolda giderken bize teşekkür etti, davalının bir suçu olmadığını söyledi, pansumanın ne için yapıldığını bilmiyorum, ben hastanenin dışında bekledim, benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir, tanıklık ücreti istemiyorum dedi” şeklinde ifade etmiştir.
Davalı tanığı … 17/02/2020 tarihli duruşmadaki beyanında özetle;“Ben, plastik enjeksiyon operatörüyum, davalı … komşum olur, olay tarihinde akşam davalının evine oturmaya gitmiştik, davalı bana başında geçen olayı anlattı, ertesi gün davacıyı pansumana götüreceğini söyledi, benden götürmek için yardım talep etti, ben de ertesi günü hastaneye onları almaya gittim, eşi … bey ile … bey ve … bey vardı, ben hastaneye gittiğimde … beye sürekli geçmiş olsun telefonları geliyordu, o da telefonda arayanlara kazada davalı …’ın hiç bir suçu olmadığını, kendisinin kazaya sebebiyet verdiğini söylüyordu, biz hastaneden aldık ve evine götürdük, hatta davacıyı evine kadar sırtımda taşıdım, benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir, tanıklık ücreti istemiyorum dedi.” şeklinde ifade etmiştir.
Davalı tanığı … 17/02/2020 tarihli duruşmadaki beyanında özetle;“Ben … Ayakkabıda işçi olarak çalışıyorum, … da orada işçi olarak çalışmaktadır, … da servis şoförüdür, ikisini de tanıyorum, olay tarihinde olay mahalinde ben de kazayı gördüm, biz giriş çıkışlarımızı davacının kaza geçirdiği çöp konteynırlarının olduğu kapıdan yaparız, olay saati itibariyle de yaklaşık 300-350 kişi servisi bekliyordu, davacı …’da çöp konteynırının yanındaki karton toplayan kamyonun kasasına elindeki kartonu atmak için savururken bir an dengesini kaybetti, birden arkasına döndü o sırada da servis davacıya çarptı, bunun üzerine davacı yere düştü, yağmurlu bir gün değildi, davacı kendisine çarpıldığında kaldırımda değildi, davalı … henüz yeni hareket etmişti, bu sebeple hızı yüksek değildi, davacının her hangi bir yerinde bir yaralanma yoktu, sadece kolunun acıdığını söyledi, fren ve korna sesi duymadım, davacı çöpü atarken yokuşa ve servise arkası dönüktü, … bey kaldırımdan da yürüyerek kartonu çöpe veya kamyon kasasına atabilirdi, ayrıca servis yokuş aşağıya inerken düz bir şekilde hareket etmiştir, sağa manevra yapmadı, davacı çöpü artıktan sonra arkasını döndüğünde davalının servisine çarptı, davalı … aracı davacının ayağı üzerinden geçmemiştir, araç zıplamamıştır, benim bilgim ve görgüm bu kadardır, tanıklık ücreti istemiyorum dedi. ” şeklinde ifade etmiştir.
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle;
Kusur raporu alınmak üzere dosya İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine tevdi edilmiş ve sunulan raporda;
a-Olayın … Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan 12/10/2018 havale tarihli bilirkişi raporu belirtildiği biçimde; yani davalı sürücünün olay mahalli sokakta seyri sırasında seyir yönüne göre sol taraftan kaplamaya giriş yapıp sağına doğru geçmek isteyen yayaya aracın sol dış aynası ile çarpması şeklinde meydana geldiğinin kabulü halinde;
1- Davalı sürücü …’ın %25(yüzde yirmibeş) oranında kusurlu,
2- Davacı yaya …’ın %75(yüzde yetmişbeş) oranında kusurlu,
b- Olayın, dosyada mevcut 16/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda yazılı olduğu biçimde; yani davalı sürücünün olay mahalli sokakta seyri sırasında seyir yönüne göre göre sağ tarafta kendisiyle aynı istikamette kaplamada yürüyen yayaya idaresindeki aracın sağ dış aynası ile çarpması şeklinde meydana geldiğinin kabulü halinde;
1- Davalı sürücü …’ın %75(yüzde yetmişbeş) oranında kusurlu,
2- Davacı yaya …’ın %25(yüzde yirmibeş) oranında kusurlu olduğuna dair rapor sunulmuştur.
Maluliyet raporu alınmak üzere dosya İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesine tevdi edilmiş ve sunulan raporda; Dursun ve Kezban oğlu, 07/08/1970 doğumlu …’ın 17/10/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre; Kas-İskelet Sistemi, Alt Ekstremiteye ait Sorunlar, Tablo 3.10’a göre (%7-%7), Tablo 3.11’e göre (%2-%2) olduğu, toplam alt ekstremite özürlülüğü Balthazard formülüne göre; %16.9 olduğu, Tablo 3.2’ye göre;
1. Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %9(yüzdedokuz) olduğu,
2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceğine dair rapor sunulmuştur.
08/09/2021 tarihinde olay yerinde yapılan keşif sonucu bilirkişi …sunmuş olduğu raporunda; … Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan ve 12.10.2018 tarihinde Kalemde kayda giren Bilirkişi Raporunda; Davacı yaya …’ın asli kusurlu, … plakalı aracın sürücüsü …’ın tali kusurlu olduğu kanaati belirtilmiş olup, bildirilen kanaate uyulmuş olduğunu,
Davacı yaya …’ın; Karayolları Trafik Kanununun 68.maddesinin a) fıkrasının 3.bendi ile c) fıkrasını ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 95.maddesinin d) fıkrasını ihlal ederek; Yolu kullanırken, Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olarak Karayolları Trafik Kanununda ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinde gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk ve yükümlülüklere uymak, zorunlu hallerde taşıt yolu üzerinde bulunurken, trafiği engelleyecek veya tehlikeye düşürecek şekilde davranışlarda bulunmamak, Karayolunda yol boyunca yürümesi gerektiğinde, yolun her iki tarafında, yaya yolu,(kaldırım) ve banket bulunuyorsa ve kullanılır durumdaysa, buraları kullanmak zorunda olup, yol boyunca yürümek zorunda kalınca da, taşıt yolunun sol kenarını izlemek zorunda olduğu halde,
Dosya kapsamı ve keşifte yapılan tespitlere göre, kaza yeri olan, İstanbul İli, … İlçesinde, … Mahallesinde, … Ayakkabı ile … Binası arasındaki 90.sokak üzerinde, kendi beyanına göre, 90. Sokağını takiben sırtı araçların geliş istikametlerine dönük şekilde yani arkası taşıt yolunda gelen araçlara dönük vaziyette … Ayakkabı binasının üst kapısından alt kapsına kadar 90.Sokak üzerinde taşıt yolunda yolun sağında yürüdüğü esnada, yol üzerinde aracın gidiş istikametine göre yolun sağında bulunan, seyyar çöp aracına çöp atmak isterken, sürücü …’ın, sevk ve idaresindeki … plakalı aracıyla 90.Sokak üzerinde 137.sokak istikametine seyir halindeyken, aracının sağ ayna kısımlarıyla, kendisine arkasından çarpması sonucu dava konusu trafik kazasının meydana geldiği, bu durumda, taşıt yolunda, 137.Sokak istikametine seyir halinde olan sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı servis minibüsü seyir halinde olduğu halde, ayrıca taşıt yolunun her iki yanında yaya yolu (kaldırım) olmasına rağmen, kendi ve tanık beyanlarına göre, taşıt yolu üzerinde sırtı araçların geliş istikametine gelecek şekilde yolun sağında yürüdüğü, bu şekilde dikkatsiz ve tedbirsiz olarak taşıt yolunda bulunmak suretiyle, kendi can güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde özen yükümlülüğüne uymadan hareket etmesi sonucu, … plakalı minibüsün taşıt yolu üzerinde kendisine çarpmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından, meydana gelen trafik kazasında, %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğunu,
… plakalı aracın sürücüsü …’ın; Karayolları Trafik Kanununun, 47.maddesinin d) fıkrası ile 52.maddesinin a) ve b) fıkrasını ihlal ederek; Taşıt yolunda araç ile seyir halindeyken, Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymak ve meskun mahalde taşıt yoluna her an yayanın girebileceğini düşünerek, dikkatli ve tedbirli olmak zorunda olduğu halde, sevk ve idaresindeki … plakalı aracıyla, İstanbul İli, … İlçesinde, … Mahallesi, 90. Sokağını takiben 137. Sokak istikametine seyir halindeyken … Ayakkabının 90.sokak tarafındaki yan kapısının önünde aracının sağ ayna kısımlarıyla, yol üzerinde aracın gidiş istikametine göre yolun sağında yürümekte olan ve kaza esnasında yol üzerinde aracın gidiş istikametine göre yolun sağında bulunan ve bu sırada, seyyar çöp aracına çöp atmak isteyene yaya …’a taşıt yolu üzerinde arkasından çarpması sonucunda dava konusu trafik kazasının meydana geldiği, bu durumda, aracın hızını, aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmadığı, gereken dikkatini yola vermediği aracı ile dikkatli ve tedbirli seyretmesi gerekirken, seyrine özen göstermediği, kontrolsüz davranışı ve dikkatsizlik ve tedbirsizlik neticesi, taşıt yolunda yürümekte olan yaya …’a çarptığı, anlaşıldığından, meydana gelen trafik kazasında, %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğuna dair rapor sunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Maddi tazminat davası yönünden;
Davalı vekili mahkememize UYAP sisteminden sunmuş olduğu 16/02/2022 tarihli dilekçesinde; davacı vekilinin, dilekçelerine ekli sulh protokolü kapsamında davadan feragat etmesi halinde taraflarınca da, hiçbir vekâlet ücreti ve yargılama gideri talebinde bulunulmayacaklarını, sulh sebebi ile davanın reddine karar verilmesini dair dilekçe sunmuş oldukları görülmüştür.
Davacı vekili Av. … 21/02/2022 tarihli celsedeki imzalı beyanında; dosyadaki maddi tazminat talepleri yönünden sigorta şirketi ile anlaşma sonucu her iki davalı yönünden maddi tazminat davasından feragat ettiklerini, maddi tazminat davaları yönünden karşılıklı olarak vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri olmadığını, dosyada kusur raporu alınmış olduğunu ve dosyadaki mevcut delil durumu ve olayın oluşu yönünden 2 ihtimale göre yapılan değerlendirmenin doğru değerlendirme olduğunu, bu doğrultuda manevi tazminat davalarının talepleri gibi kabulüne karar verilmesini talep ettiklerine dair beyanı alınmıştır.
Davalı … Sancak vekili Av. … 21/02/2022 tarihli celsedeki imzalı beyanında; maddi tazminat yönünden karşılıklı olarak sulh olduklarını, yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığına dair beyanı alınmıştır.
Davacının 21/02/2022 tarihli 8.celsede alınan beyanında maddi tazminat davasından feragat ettiklerini beyan ettiği nazara alınarak maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Davalı …’a karşı açılan manevi tazminat davası yönünden;
Mahkememizce mahallinde davacı asilin yer göstermesi ile yapılan keşif neticesinde hazırlanan bilirkişi raporunun, mahkememizce yerinde yapılan tespitler neticesinde olay yeri görülerek hazırlanmış ve dosyamız kapsamına daha uygun olması nedeniyle keşif sonrası hazırlanan17/09/2021 tarihli kusur raporu benimsenmiştir.
Bedensel zarar durumunda ödenecek manevi tazminatı düzenleyen 6098 sayılı TBK’nin 56.maddesine göre hakim olayın özelliklerini göz önüne alarak zarar görene uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verir. Manevi tazminat tutarının belirlenmesini etkileyecek hususlar her olaya göre farklılık gösterebilir. Manevi tazminat kişide tatmin duygusunu uyandıracak seviyede, ancak bir tarafın zenginleşmesine ve diğer tarafın fakirleşmesine neden olmayacak miktarda olmalıdır. Somut olayda, davacının % 75 oranında kusurlu olması, davacının % 9 oranında malul olması, yaralanmasının niteliği, gördüğü tedaviler ile kaza tarihindeki paranın alım gücü dikkate alınarak davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile takdiren 6.000,00 TL manevi tazminatın, kaza tarihi olan 17/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
1-Feragat nedeniyle maddi tazminat isteminin reddine,
2-Manevi tazminat istemi yönünden; 6.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 17/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Maddi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 53,80-TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 409,86-TL karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 54,65-TL peşin harçdan mahsubu ile eksik kalan 355,21-TL ‘nin davalı …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Maddi tazminat davası yönünden taraflar leh ve aleyhine vekalet ücreti ve yargılıma gideri taktirine yer olmadığına,
6-Manevi tazminat davası yönünde davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Manevi tazminat davası yönünden davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 54,65-TL peşin harcın davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 44,40 -TL başvuru harcı, 6,40-TL vekalet harcı, 419,90-TL keşif harcı, 562,00-TL ATK faturası, 450,00-TL keşif harcı ve 1.081,90-TL tebligat/posta/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 2.561,60-TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak hesap olunan 1.024,64-TL yargılama giderinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
10-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
11-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup ana hatları ile anlatıldı.21/03/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı