Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/204 E. 2021/296 K. 21.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/204 Esas
KARAR NO:2021/296

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/04/2019
KARAR TARİHİ:21/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili arasında …’nde bulunan asansörlerin montajı ile … ek işlerinin yapımı konusunda karşılıklı anlaşma sağlandığını, müvekkilinin sözleşme konusu … tesisat numaralı asansörün montaj işlemlerinin %50’sini tamamlandığında davalı firma yetkilisinin bilgisi ve onayı ile 10/10/2018 tarihli, … nolu ve 29.500,00-TL. bedelli, faturayı düzenlenerek davalı firmaya kargo yolu ile gönderdiğini, anılan faturanın müvekkilinin ticari defterlerine işlendiğini, müvekkilinin sözleşilen diğer ek işlerden olan “hidrolik … ek işleri bedeli” olarak ise yine davalı firma yetkilisinin bilgisi ve onayı ile 02/11/2018 tarihli, … nolu ve 23.600,00-TL. bedelli faturayı düzenlenerek davalı firmaya kargo yolu ile gönderdiğini, anılan faturanın da müvekkilinin ticari defterlerine işlendiğini, müvekkili şirketin sözleşme konusu … tesisat numaralı asansörün montaj işlerini %90 oranında tamamladığını, ancak kalan kısım için davalı firma tarafından fatura düzenlemelerine müsaade etmediğini, müvekkilinin de düzenli ödeme alamadıkları ve sonradan tamamlanan %40’lık kısım için de fatura kesilmesine müsaade edilmediği için ödeme alana dek işi durdurduğunu, buna ilişkin olarak gerekli bilgilendirmenin davalı tarafa e-mail ile yapıldığını, 10/10/2018 tarihli, … nolu ve 29.500,00-TL. bedelli fatura bedelinin davalı tarafından müvekkiline ödenmediğini, 02/11/2018 tarihli, … nolu ve 23.600,00-TL. bedelli fatura bedelinin ise 4.550,00-TL.’lik kısmının müvekkiline ödenmediğini, davalının borcu sebebiyle …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak davalı şirket tarafından borca itiraz edildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu, fatura konusu yapılan hizmet ve edimlerin müvekkili şirket tarafından tamamlandığını, borçlu şirketin itirazının ise tamamen haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, davalı şirketin takip bedelinin %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; tarafların …’nde bulunan asansörün montaj işi için 55.000,00-TL.’ye anlaştıklarını, davacı tarafın müvekkili şirkete 10/10/2018 tarihli 29.500,00-TL. bedelli ve 02/11/2018 tarihli 23.600,00-TL. bedelli olmak üzere toplamda 53.100,00-TL. Tutarında 2 (iki) adet fatura kestiğini, taraflar arasında birden fazla iş olduğunu ve ödemelerin cari hesap üzerinden yapıldığını, bu nedenle müvekkili tarafından davacıya yapılan kısmi ödemelerin belli bir faturaya mahsuben yapılmadığını, müvekkilinin ödeme yapmadığı kısmın davacı tarafın eksik olarak yaptığı işlere karşılık olarak ana yüklenici firma tarafından yansıtılan fatura tutarı olduğunu, davacının eksik ifası sebebiyle ana firma olan … tarafından müvekkili şirkete toplam bedeli 35.400,00-TL. olan yansıtma faturası kesildiğini, bu nedenle haklı olarak davacı tarafa faturadan kaynaklı ödemeyi yapmadıklarını, davacının eksik ifa kusurunun kendisinden kaynaklanmadığını ispat edemediğini, davacı tarafın eksik ve ayıplı ifası sebebiyle Borçlar Kanunu’nun 112. maddesi gereğince müvekkilinin uğramış olduğu zararları gidermekle yükümlü olduğunu belirterek davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında …’ndeki … montajları ve … ek işlerinden dolayı süregelen ticari ilişki nedeniyle davacı tarafından yapılan işler karşılığında davalı şirket adına keşide edilen fatura bedellerinin ödenmediği iddiasıyla ve bu bedellerin tahsiline yönelik olarak davacı şirketçe davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazlarının İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, arabuluculuk görüşmelerine ilişkin tutanaklar, faturalar, davalı firma ile yapılan mail yazışmaları, faturaların davalıya gönderildiğine ilişkin kargo fişleri, bilirkişi incelemesi, tanık beyanrı, yemin, keşif ve diğer yasal delillere dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, ana yüklenici firma olan … ile yapılan ürün tedarik ve montaj sözleşmesi, mail yazışmaları, tarafların ticari defterleri, fatura suretleri, işin eksik yapıldığına dair tutanaklar, davacı tarafın dava dilekçesinde işin eksik yapıldığına dair ikrarı, cari hesap ekstresi, tanık beyanı ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takip dosyası celbedilerek dosya içerisine alınmıştır. İcra dosyasının incelenmesinde; davacı vekili tarafından 13/02/2019 tarihinde davalı/borçlu aleyhine borcun sebebi olarak 2 (iki) adet fatura gösterilmek suretiyle 34.050,00-TL. asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin tebliği üzerine davalı şirket vekili tarafından 19/02/2019 tarihinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, akabinde davacı şirket tarafından 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde ve 15/04/2019 tarihinde harca esas değer olarak 34.050,00-TL. gösterilmek suretiyle huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
İcra İflas Kanunu’nun 67/1 maddesine göre; takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren 1 (bir) sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafa ait olduğundan, bu kapsamda davacı tarafça bildirilen deliller toplanmış, mahkememizce icra takip dosyası getirilerek dosyaya kazandırılmış, mahkememizce 09/10/2020 tarihli ara karar ile uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, davacı taraf iddiası, davalı tarafın borca itiraz dilekçesi ve savunması, tarafların ilişki dönemine ait ticari defter ve kayıtlar ile tüm dosya kapsamı üzerinde bir SMMM ve bir de Makine Mühendisi bilirkişiden oluşan bilirkişi kurulu marifetiyle inceleme yaptırılarak rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından 28/02/2020 tarihinde dosyaya sunulan ve “ön rapor” mahiyetindeki raporda; yapılan incelemede dosya muhteviyatındaki belgelerle teknik konuda bir kanaat oluşturmanın mümkün olmadığı, ayrıca taraflar arasında yazılı olarak yapılmış bir sözleşme bulunmadığından konu hakkında teknik mütalaa hazırlamanın da mümkün olamadığı, teknik yönden inceleme yapıldıktan sonra ticari defterler üzerinde inceleme yapılacağı ifade edilmiştir.
Davacı vekili tarafından UYAP üzerinden 04/03/2020 tarihinde mahkememize sunulan dilekçede; dosya kapsamında davalı tarafın iddia ettiği eksik kalan işlerle ilgili olarak teknik inceleme yapılabilmesinin mümkün olmadığı, davalının eksik işlere ilişkin olarak dosyaya sunduğu herhangi bir delilin bulunmadığı, bununla birlikte faturaların dayanağı olan ve dava dilekçesinde belirtilen … yapım işinin halihazırda tamamlanmış durumda olduğu, yani mahallinde inceleme yapılabilme imkanının bulunmadığı, tüm bu sebeplerden dolayı makine mühendisi bilirkişi tarafından teknik inceleme yapılmasının mümkün olmadığı belirtilerek, teknik inceleme yapılmasından vazgeçilerek sadece SMMM bilirkişisinden ticari defterlerle ilgili olarak rapor alınması yönünde talepte bulunulmuştur. Davacı şirket vekili daha sonra aynı mahiyette 24/06/2020 ve 12/08/2020 tarihli dilekçeleri sunmuştur.
Mahkememizce 09/10/2020 tarihli ara karar ile; bilirkişilerce sunulan 28/02/2020 tarihli ön raporda dosya muhteviyatında bulunan belgelerle teknik konuda kanaat oluşturmanın mümkün olmadığı yönünde görüş bildirilmiş olduğundan, dosyanın bilirkişi heyetine tevdiine yönelik mahkememizin 02/01/2020 tarihli ara kararından dönülmesine, dosyanın ticari defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılması için SMMM bilirkişi …’a tevdiine karar verilmiştir.
SMMM bilirkişi tarafından düzenlenen 06/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin mevzuat gereği tutulması zorunlu olan 2018 yılı yevmiye, kebir ve envanter defterlerinin açılış ve kapanış tasdik işlemlerinin süresinde yaptırılmış olduğu, mevcut haliyle davacının 2018 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacı şirketin davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti yi …nolu alıcılar hesabında izlediği, davacının ticari defter kayıtlarında davalı tarafa kesmiş olduğu faturaları cari hesabı izlediği 120.B02 nolu alıcılar hesabının borç tarafına, yapmış olduğu tahsilatlan ise cari hesabın alacak kısmına kaydederek defterlerine usulüne uygun olarak işlediği, davacı şirketin dosyaya mübrez evraklarında sunduğu BS formları incelendiğinde davacının kesmiş olduğu faturaların BS usulüne uygun olarak yansıtıldığının tespit edildiği, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davalı yandan toplam 34.050,00-TL. tutarında bakiye alacağının görüldüğü, davalı şirketin mevzuat gereği tutulması zorunlu olan 2018 – 2019 yılları yevmiye, kebir ve envanter defterlerinin açılış ve kapanış tasdik işlemlerinin süresinde yaptırılmış olduğu, mevcut haliyle davacının 2018 – 2019 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı şirketin davacı … – … … firmasını 320.1145 nolu satıcılar hesabında izlediği, davalı şirketin davacı tarafından adına kesilen faturaları cari hesabı izlediği 320.1145 nolu satıcılar hesabının alacak tarafına, yapmış olduğu ödemeleri ise cari hesabın borç kısmına kaydederek defterlerine usulüne uygun olarak işlediği, davalının ticari defterlerinde yapılan inceleme neticesinde davalının davacı yandan 3.500,00-TL. tutarında alacaklı olduğunun görüldüğü, davalının dosyaya mübrez evraklarında sunduğu BA formları incelendiğinde davacının kesmiş olduğu faturaların BA formlarına usulüne uygun olarak yansıtıldığının tespit edildiği, taraflar arasındaki ihtilaf konusunun davalı tarafından 18/01/2019 tarihinde davacı tarafa sözleşme gereği edimini eksik ifa ettiği gerekçesiyle kesilen … nolu KDV dahil 35.400,00TL. tutarlı faturadan kaynaklı olduğu, 02/01/2019 tarihinde dava dışı … … tarafından davalı yana yansıtma bedeli olarak KDV dahil 35.400,00-TL. fatura kesildiği, davalı şirket tarafından anılan faturaya … Noterliği vasıtasıyla itiraz edildiği, adına fatura düzenlenen kişinin fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için ya düzenlenen faturayı tebliğ aldığı tarihten itibaren 8 (sekiz) gün içinde fatura ve münderecatına itiraz etmemiş olması veya faturanın ihtiva ettiği mal veya hizmetin tarafına tesliminin yapılmadığını ispatlaması gerektiği, 8 (sekiz) gün içerisinde itiraz edilmeyen fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılacağı, dosyaya sunulan belgelerden anlaşıldığı üzere davalı şirketin davacı tarafından adına kesilen ve takibe konu yapılan faturalara yönelik itirazlarını ihtarname ile yapmadığı, davalı şirketin 35.400,00-TL. bedelli yansıtma faturası ile davacı şirkete rucü etmesine yönelik olarak dosya münderecatı ve eklerinde davacı ile davalı arasında düzenlenen herhangi bir sözleşme görülmediğinden davacı şirketin davalı yana kesmiş olduğu 10/10/2018 tarihli ve 29.500,00-TL. meblağlı, 02/11/2018 tarihli ve 23.600,00-TL. meblağlı, 12/09/2018 tarihli ve 32.450,00-TL. meblağlı faturaların davalı şirketin ticari defterlerine işlenmiş olduğu, davalı tarafça takip konusu faturalara yasal süresi içinde yapmış olduğu bir itirazının dosyada görülmediği, davacının davalı yanı icra takibinden önce temerrüde düşürecek herhangi bir işlem yapmadığı, bu nedenle temerrüdün icra takibi ile oluştuğu, sonuç olarak davacının davalı yandan icra takip tarihi itibariyle kayden 34.050,00-TL. tutarında alacaklı olduğu, bu alacağa takip tarihinden ödeme tarihine kadar yıllık %9 yasal faiz yürütülebileceği, icra inkar tazminatı konusundaki takdirin ise münhasıran mahkemeye ait olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı şirket vekili tarafından 18/11/2020 tarihli dilekçeyle rapora itiraz edilmiştir. Davacı vekili tarafından ise 20/11/2020 tarihli dilekçe ile bilirkişi raporuna karşı yazılı olarak beyanda bulunulmuştur. Akabinde 10/03/2021 tarihli duruşmada; dosyada alınan bilirkişi raporunun yargısal denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu kanaatine varılarak, mahkememizce benimsenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK.’nun) 18/2 maddesine göre; her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. TTK.’nun 18/3 maddesinde ise; “Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Davalı taraf, davacının yaptığı işlerin eksik ve ayıplı olduğunu iddia ederek takip ve dava konusu yapılan faturalardan dolayı davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını iddia etmektedir.
Yargıtay …. Hukuk Dairesi 22/12/2015 tarihli, 2015/… E. ve 2015/… K. sayılı kararında; ayıp ihbarının yapıldığını ileri süren tarafın ayıp ihbarının 6762 sayılı TTK.’nun 20. maddesinde öngörülen şekilde yapıldığını kanıtlaması gerektiğini belirtmiştir. 6762 sayılı eski TTK.’nun 20/3. maddesine göre, ayıp ihbarının noter marifetiyle veya iadeli taahhütlü mektupla yahut telgrafla yapıldığı kanıtlanmalıdır. Daire kararında özetle; tacirler arasındaki ayıp ihbarının TTK.’nun 18/3 maddesinde (eski TTK.’nun 20/3 maddesinde) aranan şekil şartlarına tâbi olduğunu ve buradaki şeklin ise ispat şartı olduğunu kabul etmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ise 25/05/2016 tarih, 2014/19-… E. ve 2016/… K. sayılı kararında; “… davacının ayıp ihbarını olayın meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere uygun delillerle kanıtlayamadığı yönündeki özel daire bozma kararının doğru olduğu sonucuna varılmıştır…” demek suretiyle ayıp ihbarının yapıldığının ispatının TTK.’nun 18/3. maddesinde (Eski TTK.’nun 20/3 maddesinde) belirtilen şekillerle yani noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla, güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılması gerektiğini ve maddede belirtilen şartın ispat şartı olduğunu kabul etmiştir.
Somut olayda her iki taraf da (ticari şirket) tacirdir. Takip ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK.’nun 18/3 maddesi dikkate alındığında; tacir olan taraflar arasındaki ayıp ihbarının noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılmak suretiyle elektronik posta ile yapılması gerekir. Bunun dışında bir yöntem veya usulle ayıp ihbarı yapıldığında, ayıp ihbarı yasadaki şekil şarıtını ihtiva etmediğinden geçersiz olarak kabul edilmelidir. Zira TTK.’nun 18/3. maddesindeki “şekil şartı” aynı zamanda “ispat şartı”’dır. Davalı tarafça davalının işleri eksik ve ayıplı olarak yaptığına veya ayıp ihbarına ilişkin olarak mahkememize herhangi bir belge sunulmamıştır. TTK’nun 18/2. maddesinde düzenlenen her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekeceği yönündeki hüküm dikkate alındığında; dosya kapsamına göre tacir olan davalı şirketin, davacı şirketin eksik ve ayıplı yaptığı işlerle ilgili olarak ayıp ihbarını yaptığını TTK.’nun 18/3. maddesinde belirtilen şekillerde ispat etmesi gerekmektedir. Oysa davalı taraf iddia ettiği ayıp ihbarını olayın meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere uygun delillerle kanıtlayamamıştır.
Fatura alan kişinin 8 (sekiz) gün içinde fatura münderecatına itiraz etmemesi halinde, fatura içeriğini kabul etmiş sayılması (TTK m:21/2) kanunî bir karinedir.Kanunî karineler, belli bir olaydan belli olmayan bir olay için kanun tarafından çıkarılan sonuçlardır. Yasa koyucu, faturayı alan kişinin süresi içinde itirazda bulunmamış olması vakıasına, bu kişinin fatura içeriğini kabul etmiş olduğu sonucunu bağlamıştır. Kanunda açıkça aksi yönde düzenleme bulunmaması nedeniyle, fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılmasının adi kanunî karine olduğu kabul edilmelidir. Bu durumda fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılması adi kanunî karine olduğu için, fatura içeriğini kabul etmiş sayılan tarafın bunun aksini iddia ve ispat etmesi gerekir. Somut olayda; davalı şirket, takip ve davaya konu faturalara yasal süresinde itiraz etmemiş ve ticari defterlerine işlemiştir. Artık faturaya süresinde itiraz etmeyen ve ticari defterlerine işleyen davalı tacirin, takip ve dava konusu fatura münderecatını aynen kabul etmiş olduğunun kabul edilmesi gerekir. Ancak davalı şirket faturaya ilişkin iş ve işlemlerin davacı tarafından eksik veya hiç yapılmadığını ispat etmek şartıyla sorumluluktan kurtulabilir.
Her ne kadar dava dışı … … ile davalı … San. ve Tic Ltd. Şti. arasında 22/11/2017 tarihinde imzalanan sözleşmede; davalının, … firması tarafından yapılan kontrol sonuçlarının olumsuz olması durumunda makul süre içinde yazılı olarak bildirilen ürünlerdeki eksik ve ayıpları 10 gün içerisinde gidereceği, aksi halde tüm masraflardan sorumlu olacağı kararlaştırılmış ise de, bu beyan ve taahhüt tamamen davalı ile dava dışı … arasındaki sözleşmesel ilişkiden kaynaklıdır. Dolayısıyla, davalı şirket ile dava dışı … firması arasındaki sözleşme hükümleri davacıyı ilgilendiren bir durum değildir. Sonuç olarak; dava dışı … firması tarafından davalı firmaya kesilen fatura bedelinin (yansıtma faturasının) davacıya yansıtılması mümkün degildir. Kaldı ki; davacı şirket anılan yansıtma faturasına yasal süresi içerisinde itiraz etmiş ve defterlerine işlememiştir.
Tüm dosya kapsamının ve mahkememizce benimsenen bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinde; davacı şirketin taraflar arasındaki ticari ilişkiye uygun olarak davalı şirket adına faturalar düzenlediği, dava konusu faturaların tarafların resmi ve mevzuata uygun ticari defterlerine usulüne uygun olarak kaydedilmiş olduğu, ispat yükü kendisinde olan davalı şirketin davacı tarafça yapılan işlerin eksik ve ayıplı olduğunu, dolayısıyla davacıya kestiği ancak itiraza uğrayan yansıtma faturasını keşide etmekte haklı olduğunu ispat edemediği, sonuç olarak davacı şirketin fatura konusu işleri yaparak davalıya teslim ettiği, böylelikle taraflar arasındaki ticari ilişkinin ve dava konusu alacağın varlığı konusunda mahkememizde kanaat oluştuğu, davacı tarafın ticari defterlerinin lehine delil olduğu ve davacı tarafça sunulan ticari defter, kayıt ve belgelere göre düzenlenerek hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporunda tespit edilen miktara göre taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak davacı şirketin davalıdan takip tarihi itibariyle 34.050,00-TL. alacaklı olduğu, davalı şirketin benimsenen bilirkişi raporu ile tespit edilen alacak miktarına yönelik itirazının ise haksız olduğu ve İİK.’nun 67. maddesi gereğince davalı şirketin bu miktar (34.050,00-TL.) yönünden itirazının iptalinin gerektiği, davacı taraf dava konusu icra dosyasındaki takip talebinde yasal faiz talebinde bulunduğundan, taleple bağlılık ilkesi gereğince asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesinin uygun olacağı, ayrıca İİK.’nun 67/2 maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemek olduğundan, takip konusu fatura alacağı da likit ve itiraz da haksız olduğundan, davacı lehine kabul edilen alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatını kapsar şekilde, davanın kabulüne ilişkin olarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
G.D: Gerekçede açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile; davalı şirketin …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 34.050,00-TL. asıl alacağa yönelik itirazının iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına,
2-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 6.810,00-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 2.325,95-TL karar ve ilam harcından, peşin ve icraya yatırılan harç toplamı olan 581,49-TL harcın mahsubu ile kalan 1.744,46-TL.’nin davalıdan alınıp Maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 5.107,50-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraftan yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 581,49-TL peşin harç ve icraya yatırılan harç, 6,40-TL vekalet harcı, 800,00-TL bilirkişi ücreti ve 155,50-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.587,79-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır