Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/199 E. 2021/760 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2019/199 Esas
KARAR NO:2021/760

DAVA:Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11/04/2019
KARAR TARİHİ:20/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 28/12/2016 tarihinde 5 (beş) yıl süreli “Otogaz Bayilik Sözleşmesi” akdedildiğini, davalı şirketin anılan sözleşme ile … Mahallesi, … Sokak, No:96/1, …/… adresinde 28/12/2021 tarihine kadar müvekkili şirketin otogaz bayisi olmayı kabul ve taahhüt ettiğini, tarafların ayrıca ticari faaliyetlerinin kapsamını belirlemek üzere “Çerçeve Protokol” ve her iki sözleşmeye ek olarak “Ürün Alım Taahhütnamesi” imzalamak suretiyle bir takım hak ve yükümlülükler altına girdiğini, taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin müvekkili şirkete 16/07/2018 tarihinde tebliğ edilen ihtarname ile sözleşmede kararlaştırılan süre dolmadan önce davalı şirket tarafından tek taraflı olarak ve haklı bir nedene dayanmaksızın feshedildiğini, ayrıca dilekçe ekinde yer alan taahhütname ile davalı şirketin 5 (beş) yıllık sözleşme dönemi boyunca müvekkili şirketten her yıl asgari 100 ton otogaz ürünü (5 yıl için toplamda 500 ton) almayı taahhüt ettiğini, anılan taahhütname uyarınca davalı şirketin her 1 (bir) yıllık anlaşma döneminde eksik ton başına 35,00-USD kar mahrumiyeti bedelini ödeme gününde uygulanmakta olan T.C. Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığı olarak ödemeyi kabul ettiğini, davalı şirketin sözleşmenin ilk yılında 89,484 ton, ikinci yılında ise 43,819 ton ürün alımı gerçekleştirdiğini, davalı şirketin eksik ürün alımından kaynaklanan ve ton başına 35,00-USD üzerinden hesaplanan kar mahrumiyeti bedelini müvekkiline ödemekle yükümlülüğü bulunduğunu, 5 (beş) yıllık sözleşme süresince eksik alınan otogaz ürün miktarının ise 366,6 ton olarak hesaplandığını, müvekkili şirketin sözleşme gereğince üstlendiği tüm yükümlülükleri aynen yerine getirdiğini, ancak hiçbir gerekçesi olmadan taahhütnameye aykırı davranan davalı şirketin müvekkili şirketi ekonomik kayba uğrattığını belirterek; her türlü fazlaya (varsa hataya) ilişkin dava ve talep haklarını saklı tutarak; davalı şirketin taahhüt ettiği ürün alımlarını yapmaması sebebiyle şimdilik 1.000.00-USD’nin arabulucuya başvuru tarihi olan 07/02/2019 tarihinden itibaren TCMB’nin kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranında işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği hususların hukuka aykırı ve mesnetsiz iddialar olduğunu, dava dışı … … Petrol A.Ş. arasında 04/03/2016 tarihli sözleşme ile taahhüt edilen yeni koşul ve şartlar çerçevesinde 28/12/2016 tarihli 5 (beş) yıl süreli “akaryakıt bayilik sözleşmesi” imzalandığını, ancak anılan bayilik sözleşmesinde kararlaştırılan taahhütlere … tarafından uyulmadığını, …’in kendi vermiş olduğu ticari karar uyarınca Türkiye’deki akaryakıt dağıtım faaliyetlerine son verdiğini, böylece … ile olan akaryakıt bayilik sözleşmesinin haklı bir gerekçe olmaksızın … tarafından feshedildiğini, müvekkili şirketin ise bu durumdan ancak … 26. Noterliği’nin … yevmiye numaralı fesih ihtarnamesi ile haberdar olduğunu, bu şekilde haksız nedenle feshedilen sözleme kapsamında müvekkili şirketin halihazırda zaten zarara uğradığını, … ile aralarında bu hususa ilişkin olarak doğan uyuşmazlığın ise …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında açılan davada görüldüğünü, akaryakıt bayilik sözleşmesinin feshinin otogaz bayiliğinin feshine haklı gerekçe oluşturmadığını, davacının mevzuat ve sözleşmenin 21. maddesi gereğince yerine getirmesi gereken mal tedarik borcunu yerine getirmediğini, bu durumun ise müvekkili şirketin haklı feshe zorlandığının kanıtı olduğunu, söz konusu iki sözleşmenin taraflarının farklı tüzel kişilikler olduğunu, mevut durumda mal tedarik borcunu yerine getirmeyen davacının sözleşmeden kaynaklanan cezai şart alacağı olduğunu iddia etmesinin de tamamen kötü niyetli olduğunu, davacı tarafın haksız cezai şart talebinin mahkemece reddi gerektiğini, yıllık olarak taahhüt verilen ürün alımlarında dağıtıcı firmanın taahhüdünü yerine getirmemiş olan bayi bakımından herhangi bir çekince belirtmeden ürün vermeye devam etmesi ve buna ilişkin olarak herhangi bir ihtarname göndermemiş olmasının daha önceden doğmuş olan cezai şart alacaklarından feragat ettiği anlamına geldiğini, bu nedenle geçmiş dönemler bakımından davacı …’in müvekkili şirketten cezai şart alacağı talep etmesinin mümkün olmadığını, dava dilekçesinde sözleşmenin feshedildiği tarihten sonraki yıllar bakımından alınmamış olan ürünler için sanki cezai şart alacağı doğacakmış gibi hesaplanan cezai şartın tamamen sözleşmenin hukuka aykırı yorumlanmasından ibaret olduğunu, sözleşme ve eki niteliğindeki protokollerin davacı …’in haksız nedenle feshi sonucunda sona erdiğini, bu durumda mal tedariki yapmayan ve sözleşmede düzenlenmiş olan yükümlülüklerini yerine getirmeyen tarafın davacı … olduğunu, mal tedarik etme yükümlüğünü yerine getirmeyen tarafın davacı olması sebebiyle mal alımı bakımından da temerrüde düşen tarafın yine … olduğunu, kalan dönem bakımından cezai şart işletilmesinin hukuken mümkün olmadığını belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer tüm nedenlerle; hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında akdedilen Otogaz Bayilik Sözleşmesi ile eki protokoller ve taahhütname gereğince davalı şirket (bayi) tarafından davacı sağlayıcı firmadan eksik ürün alınmasından kaynaklandığı iddia edilen cezai şart alacağının tahsiline yönelik olarak açılmış alacak davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; taraflar arasında akdedilen tüm sözleşme ve protokoller, taahhütnameler, faturalar ve sair yazılı belgeler, EPDK kararları, ödeme belgeleri, banka kayıtları, tüm kanuni defter ve kayıtlar, yazışma örnekleri, keşif, bilirkişi incelemesi, emsal yargı kararları ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalı taraf ise delil olarak; taraflar arasındaki tüm sözleşme, protokol ve ürün alım taahhütnameleri, ihtarnameler, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi incelemesi, tanık beyanı, yemin ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Mahkememizce 16/10/2019 tarihli ara kararla; iddia, savunma, toplanan deliller, davalı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması için … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılmasına karar verilmiştir.
… 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Talimat sayılı dosyasında aldırılan bilirkişi raporunda özetle; davalı şirketin 2017-2018 yıllarına ait 12 aylık yevmiye defterlerinin incelendiği, buna göre davalı tarafın 2017-2018 yılı yevmiye defterlerinin ilk ayı ve son ayı noter onaylarının alınmış olduğu, söz konusu yevmiye defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, ilgili süreler içerisinde mali mühür ve onaylarının yapıldığının görüldüğü, davalı tarafın incelemeye sunmuş olduğu defter-i kebirlerin noter açılış ve kapanış onaylarının yapılmış olduğu, delil vasfının değerlendirilmesi hususunun mahkemenin takdirinde olduğu, sözleşme uyarınca TL (Türk Lirası) üzerinden değil, miktar üzerinden anlaşma yapıldığı için davalı şirketin yapmış olduğu ürün alımlarının kilogram cinsinden kayıtlara alındığı, yapılan alımların TL (Türk Lirası) karşılıklarının yevmiye defterlerinde kontrol edildiği, ancak her bir alım için birim fiyatları değiştiği için TL (Türk Lirası) cinsinden karşılıklarına yer verilmediği, otogaz alımının … … A.Ş.’den yapıldığı, davalı şirketin incelenen defter ve kayıtlarına göre 2017 yılı için toplam 109.210 kg otogaz alınığı, 2018 yılının otogaz alımlarının da 2018 Ocak ayında başladığı ve 30 Haziran 2018 tarihi itibariyle son bulduğu, 2018 yılı için toplam 42.477 kg otogaz alındığı, dosya içeriğindeki delillere göre davalı şirketin davacı şirketten yaptığı alımların yevmiye defteri ve muavin defterler yardımıyla dökümü yapıldığında; 2017 yılı için davacı şirketten 109.210 kg, 2018 yılı için davacı şirketten 42.477 kg otogaz alındığı, 2018 yılında davacı şirket ile 6 ay çalışıldığı, sonrasında sözleşmenin tek taraflı olarak davalı şirket tarafından feshedildiği, sözleşmeye göre davalının her yıl için 100 ton otogaz alım yapma taahhüdü bulunduğu, davalının kayıtlarına göre 2017 yılı için taahhüdünü yerine getirdiği, 2018 yılı için ise tam yıl kabul edilirse 57.523 kg eksik alım yaptığının tespit edildiği, sektör itibariyle EPDK mevzuatına tabii olunduğu için tüm satışlar kayıt altına alındığından ilgili tutarların davacı şirketin kayıtları ile karşılaştırılabilir nitelikte olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Talimatla aldırılan bilirkişi raporu dosya taraflarına tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından talimat raporuna itiraz edilmiş, davalı vekili tarafından ise rapora karşı yazılı beyan dilekçesi sunulmuştur.
Mahkememizce 29/01/2020 tarihli duruşmada verilen ara kararla; iddia, savunma, toplanan deliller, talimatla aldırılan bilirkişi raporu ile davacı tarafa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi kurulu incelemesi yapılmasına ve birleştirme raporu alınmasına karar verilerek dosya 28/02/2020 tarihinde bilirkişi kuruluna tevzi edilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenerek dosyaya sunulan 05/06/2020 tarihli raporda özetle; dosya kapsamı içindeki bilgi ve belgeler gözetilerek yapılan tetkik ve incelemeler neticesinde davacı şirket ile davalı şirket arasında akdedilen 28/12/2019 tarihli Otogaz Bayilik Sözleşmesi’nde … … Petrol A.Ş.’nin belirleyeceği marka ve logolar altında ürün satışının gerçekleştirilmesinin taahhüt edildiği, akaryakıt veya otogaz satışına ilişkin sözleşmelerin bu çerçevede bir bütün olarak değerlendirileceği, … … Petrol A.Ş.’nin Türkiye piyasasından çekilme kararıyla birlikte davalı … Petrol Gıda İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne … 26. Noterliği’nden keşide ettiği 25/06/2018 tarih – … yevmiye numaralı ihtarname ile davalının asgari ürün alım taahhütlerine aykırı davrandığı ve eksik ürün aldığı gerekçesiyle feshettiği, davacı … Gaz A.Ş.’nin çerçeve protokol hükümlerine göre her iki sözleşmenin de fesholması nedeniyle LPG – Otogaz ürün sevkiyatını yapmayacaklarını beyan etmesi üzerine davalı şirketçe … 3. Noterliği’nden … … Petrol A.Ş. ile davacı … Gaz A.Ş.’ye 11/07/2018 tarih – 12568 yevmiye numaralı ihtarnamenin keşide edildiği, anılan ihtarname ile sözleşmenin feshedildiği, … Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi tarafından … Talimat sayılı dosyada davalı şirketin ticari defterleri incelenmek suretiyle aldırılan bilirkişi raporundaki bilgilerden de yararlanılarak davacı şirketin davalının sözleşmeyi erken feshinden dolayı katlandığı 2018 yılı için 1.966,65-USD ve sonrası 3 (üç) yıl için ise katlanacağı 10.500,00-USD’nin toplamı olan 12.466,65- USD kar mahrumiyeti zararının hesaplandığı, ancak davacı şirketin davalıya ürün satışı yapamamasında kendi şirket kararlarının etkili olduğu, davacı … grubunun sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmediği ve sözleşmeyi önce iptal ederek davalı bayinin ticari hayatını sürdürmesine engel olduğu, taraflar arasındaki protokolün 13. maddesinde yer alan ilgili tarih ve miktar bölümlerinin “….” ifadeleri ile boş bırakılmış olduğu, protokolde davalı bayinin uğrayacağı zarar ve ziyana karşılık davacı … Gaz A.Ş.’nin yükümlülüklerine ise yer verilmediği, protokolün 7. maddesine göre yatırım katılım bedeli olan 8.250,00-USD’nin davalıya ödenmediğinin tesbit edildiği, satışlar vadeli yapılacağı için davalıdan teminat senedi alındığı, ancak satışların peşin olarak gerçekleştirildiği, davalı tarafın kar oranına itiraz ederek kar mahrumiyeti talep ettiği, buna göre de talep edilen eksik ürün alımına dayalı cezai şartın yerinde olmadığı, ayrıca talep edilen cezai şartın fahiş olduğu, davalının da ödeme gücünün bulunmadığı, taraflar arasında akdedilen 28/12/2016 tarihli 5 (beş) yıllık bayilik sözleşmesinin davalı yan tarafından süresinden önce erken feshi nedeni ile davacı yanın davalıdan 12.466,65-USD cezai şart talebi yönünden takdirin mahkemeye ait olduğu, davacı yanın akaryakıt bayilik sözleşmesinin ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilen “Bayilik Protokolü”’nün cezai şart uygulaması başlıklı 4. maddesine göre davacının talep ettiği cezai şart bedelinin ödenmesi halinde davalı yanın mahvına sebep olacağı, davalı şirketin söz konusu cezai şart bedelini tüm öz varlığı ile dahi ödemesinin mümkün görünmediği, bu husustaki takdirin de mahkemeye ait olduğu, tarafların icra inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin değerlendirilmesinin de mahkemenin takdirinde olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı şirket vekili tarafından 22/06/2020 tarihli dilekçe ile rapora karşı itiraz edilmiş, davalı vekili tarafından ise 29/06/2020 tarihli dilemçe ile rapora karşı yazılı beyan dilekçesi sunulmuştur.
Mahkememizce 28/10/2020 tarihli duruşmada verilen ara karar ile; davacı şirket vekilinin 22/06/2020 tarihli dilekçesinde ileri sürdüğü tüm itirazlarını karşılar nitelikte ek rapor düzenlenmek üzere dosyasının kök raporu düzenleyen bilirkişi kuruluna tevdiine karar verilmiş ve sonrasında dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenerek 21/12/2020 tarihinde ön bürodan dosyaya sunulan 30/11/2020 tarihli ek raporda ise özetle; incelenen davacı tarafa ait 2017 – 2018 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, davacı şirket ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı tarafın yasal defter bilgileri ve verilen cari hesap yardımcı defter kayıtları ile stok hesap tablolarına göre heyetçe noksan ürün satışı nedeniyle (eksik alım nedeniyle) hesaplanan 12.834,85-USD tutarında kar mahrumiyeti hesaplandığı, davalının … Petrol Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. bilançosunun incelenmesinden öz sermaye yetersizliğinden dolayı yüksek cezai ödenmesinin davalıyı iktisaden sarsacağı ve çöküntü yaratabileceğinin tespit edildiği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu ek raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından 06/01/2021 tarihli dilekçe ile ek rapora itiraz edilmiş, davalı vekili tarafından 13/01/2021 tarihli dilekçe ile ek rapora karşı beyan ve itirazda bulunulmuştur.
Davacı … Gaz A.Ş. vekili tarafından 17/02/2021 tarihli dilekçe ile EPDK’ya müzekkere yazılması talep edilmiş, bu talep üzerine mahkememizce 09/03/2021 tarihinde EPDK’ya müzekkere yazılarak; “…LPG bayilik lisansı ile akaryakıt bayilik lisansına aynı anda sahip olan bayilerin olup olmadığının araştırılarak, bu iki lisansa sahip bayiler var ise en az 3 tane bayi bilgilerinin mahkememize gönderilmesi…” istenmiştir.
EPDK tarafından mahkememizce yazılan müzekkereye cevap verilmiş, verilen cevapta özetle; “…kurumun EBYS (Elektronik Belge Yönetim Sistemi) üzerinden gönderilen Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Dairesi Başkanlığı’nın 11/03/2021 tarih, 41431 sayılı yazısı ile ekinin işbu yazı ekinde gönderildiği belirtilmiştir. İlgili yazı ekinde ise; kurum kayıtlarında LPG otogaz bayilik lisansı ile akaryakıt bayilik lisansına aynı anda sahip olan 3 adet bayinin unvanları ve bilgileri mahkememize sunulmuştur.
Davacı vekili 31/03/2021 tarihli duruşmada; bilirkişi raporundaki hesaplamaları kabul ettiklerini belirterek, dava değerini artırmak üzere süre talep etmiştir. Ayrıca davacı vekili tarafından davalı şirketin dilekçelerinde bahsi geçen ve dava dışı … tarafından işbu davalının davalısı şirket aleyhine açılan davada …. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından … Esas sayılı dosyada davanın kabulüne dair karar verildiği beyan edilmiş, bu beyan üzerine mahkememizce …. ATM’ye müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosyada verilen gerekçeli kararın bir örneğinin gönderilmesi istenmiştir. İlgili karar örneği incelenmek üzere dosya içerisine alınmıştır.
Davacı vekili tarafından 13/04/2021 tarihinde sunulan ıslah dilekçesi ile; bilirkişi raporu doğrultusunda fazlaya ilişkin haklar ve alacaklar saklı tutularak dava dilekçesinde 1.000,00-USD olarak talep edilen kar mahrumiyeti alacağı 11.190,96-USD artırılarak toplamda 12.190,96-USD’ye yükseltilmiş ve yatırılması gereken ıslah harcı da mahkeme veznesine yatırılmıştır.
Mahkememizce 20/10/2021 tarihli duruşmada; dosyanın geldiği aşama itibariyle başkaca delil toplanmasına ve yazışma yapılmasına gerek olmadığı kanaatine varılarak, davalı vekilinin İstanbul 18. ATM’nin dosyasının celbine yönelik talebi ile Karayolları’na müzekkere yazılması talebinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Eldeki dava; taraflar arasında akdedilen akaryakıt bayilik sözleşmesi ve eklerinin, davalı bayi tarafından sözleşmeye aykırı olarak ve süresinden önce sona erdirildiği, böylece davalı şirketin asgari alım taahhüdüne aykırı davrandığı iddiasıyla cezai şart ve kar mahrumiyeti taleplerini içerir alacak davasıdır.
Davalı şirket tarafından davacı … Gaz A.Ş. ile dava dışı … … Petrol A.Ş.’ye … 3. Noterliği’nden keşide edilen 11/07/2018 tarihli – 12568 yevmiye nolu ihtarnamede özetle; “…dava dışı … … Petrol A.Ş. tarafından … 26. Noterliği’nden şirketlerine keşide edilen 25/06/2018 tarihli – … yevmiye numaralı ihtarname ile taraflar arasındaki Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi’nin … … Petrol A.Ş. tarafından tek taraflı ve haksız olarak feshedildiği, şirketlerine ait akaryakıt istasyonunun muhataplarca çalışamaz hale getirildiği ve şirketlerinin zarara uğratıldığı, bu süre zarfında davacı … Gaz A.Ş. ile ürün alımı işlemlerinin devam ettiği, 06 Temmuz 2018 tarihinde … Gaz A.Ş.’ye LPG-Otogaz alım talebi gönderilerek bu şirketin banka hesabına 10.000,00-TL. havale edildiği, buna karşın … Gaz A.Ş. tarafından şirketlerine haksız bir şekilde ürün sevkiyatının yapılmadığı, … Gaz A.Ş. tarafından bu duruma gerekçe olarak ise Çerçeve Protokol’ün gösterildiği belirtilerek, gerek dava dışı … … Petrol A.Ş. ile olan gerekse davacı … Gaz A.Ş. ile olan 28/12/2016 tarihli Akaryakıt Bayilik ve LPG-Otogaz Bayilik Sözleşmeleri ile eklerinin tek taraflı ve haklı olarak feshedildiği…” hususlarının beyan ve ihtar edildiği anlaşılmaktadır.
Dava dışı … … Petrol A.Ş. tarafından … 26. Noterliği’nden davalı şirkete keşide edilen 25/06/2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin incelenmesinde; davalı şirketin akaryakıt bayilik sözleşmesinin bütün hak ve yükümlülükleri ile birlikte üçüncü bir kişiye devredilmesi halinde, bayilik sözleşmesini devralan kişi ile devam ettirmeyi kabul ettiğinin, hal böyle olmasına karşın davalı şirketin bayilik sözleşmesinin devrini teminen EPDK nezdinde bayilik lisansının tadili için imzalanması zorunlu olan evrakı imzalamamadığının, bu şekilde davalının akdettiği bayilik sözleşmesine aykırı davrandığının, bununla birlikte davalının akdettiği bayilik sözleşmesi ve ekleri çerçevesinde akaryakıt ürünlerinin alım miktarına ilişkin yıllık asgari ürün alım taahhüdünde bulunmasına rağmen söz konusu asgari ürün alım taahhütlerini de yerine getirmeyerek bayilik sözleşmesine aykırı davrandığınının, bu kapsamda davalının ihtarname tarihi itibariyle şirketlerine 27.617,62-USD tutarında kar mahrumiyeti borcunun bulunduğunun, bu miktarın ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 (üç) gün için nakden ve defaten ödenmesinin ihtar edildiğinin, davalının bayilik sözleşmesine aykırı davranışları nedeniyle anılan bayilik sözleşmesinin devam ettirilmesinin imkânsız hale geldiğinin, bu nedenle anılan Bayilik Sözleşmesi ve ekleriyle ilgili tüm alacak ve sair her türlü talep haklar saklı tutularak 28/12/2016 tarihli Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi ve eklerinin şirketleri tarafından itibariyle feshedildiğinin ihtar edildiği görülmüştür.
Davalı şirket gerek … 3. Noterliği’nden keşide ettiği 11/07/2018 tarihli – 12568 yevmiye nolu fesih ihbarnamesinde gerekse cevap dilekçesinde ısrarla dava konusu sözleşmeyi feshine gerekçe olarak, davacıdan talep ettiği halde kendilerine ürün verilmemesini göstermiştir. Ancak davalı tarafça bu iddiasına yönelik olarak dosyaya hiçbir somut bilgi, belge ve delil sunulmamıştır.
Öte yandan davalı taraf, dava dışı … … Petrol A.Ş. tarafından kendisine ihtarname keşide edilerek feshedilen 28/12/2016 tarihli Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi’ne atıflar yapmış, ancak eldeki davanın konusunun davalının savunmalarında dayandığı “Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi” değil, davacı şirket ile akdettiği “Otogaz Bayilik Sözleşmesi” olduğu görülmüştür. Bir başka ifade ile; davalı şirketin savunmalarını dayandırdığı sözleşmenin (Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi’nin) dava konusu Otogaz Bayilik Sözleşmesi’nden bağımsız olarak düzenlenmiş ve tarafları farklı bir sözleşme olduğu tespit edilmiştir. Zira, dava dışı … … Petrol A.Ş. firması (unvanından da anlaşıldığı üzere) bir akaryakıt dağıtım şirketidir. Eldeki davanın davacısı … Gaz A.Ş. ise (yine unvanından anlaşıldığı üzere) LPG (Otogaz) satışı alanında faaliyet gösteren bir LPG dağıtım şirketidir. Her iki şirketin farklı tüzel kişilikleri olduğu, dolayısıyla akdettikleri sözleşmelerin de tamamen biririnden ayrı sözleşmeler olduğu açıktır.
Dosya tarafları (… Gaz A.Ş. ve … Petrol Gıda İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.) arasında 5015 sayılı kanun ve ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde, … Mahallesi, … Sokak, No.96/1 …/… adresinde bululan davalıya ait istasyonda… (Otogaz) ürünlerinin satışı ile ilgili olarak 28/12/2016 tarihli Bayilik Sözleşmesi’nin (ve eklerinin) akdedildiği konusunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı şirket bir LPG dağıtım şirketi olup, davalı şirket ile aralarında 28/12/2016 tarihinde akdedilen sözleşme 5 (beş) yıl sürelidir. Taraflar arasındaki ticari ilişkinin koşulları, tarafların hak ve yükümlülükleri anılan sözleşmede detaylı olarak tanımlanmıştır.
Tacir olan taraflar arasında akdedilen davaya konu Bayilik Sözleşmesi’nin “Kayıtlar ve Denetim” başlıklı 20. maddesinin (a) bendinde; “…İşbu anlaşmadan mütevellit ticari münasebet sebebi ile BAYİ’nin … GAZ’daki borç ve alacağının miktarı, … GAZ’ın defter ve kayıtlarına göre tesbit edilecektir. Bu bakımdan … GAZ’ın defter ve kayıtlarının münhasır ve kat’i delil teşkil ettiğini BAYİ şimdiden kabul etmiştir…” denilmek suretiyle taraflar arasındaki uyuşmazlıklarda davacı şirkete ait kayıtların delil olacağı hususu tarafların kabulündedir. “Sözleşmenin Feshi” başlıklı 14. maddesinde; “..BAYİ’nin bu sözleşmeden doğan yükümlülüklerinden herhangi birisini yerine getirmemesi veya aşağıdaki hallerden birisinin gerçekleşmesi halinde … GAZ tek taraflı olarak bu sözleşmeyi, sözleşmede doğan haklar saklı kalmak kaydıyla feshedebilir.” şeklinde açık düzenleme mevcuttur. Anılan 14. maddenin (a) bendinde ise; BAYİ’in işbu sözleşme ile kabul etmesine rağmen, münhasıran … GAZ’dan LPG alıp satma taahhüdünü yerine getirmemesi veya … GAZ’dan yaptığı mübayalarda (satın alımlarda) tatminkar bir miktara ulaşamaması hususları açıkça taraflarca fesih nedeni olarak kabul edilmiştir.
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 2. maddesinde bayilik faaliyeti; “karşılıklı yükümlülüklerin ekinde fizibilite olan bir sözleşmeye bağlanarak akaryakıt (dolayısıyla LPG) dağıtım şirketleri tarafından gerçek ve tüzel kişilere akaryakıtın (otogazın) kullanıcılara ikmali yetkisi verilmesi işlemi” olarak tanımlanmıştır. Tanımdaki sözleşme ibaresinden ise akaryakıt (dolayısıyla Otogaz) bayilik sözleşmeleri kastedilmektedir. Kısaca akaryakıt bayilik sözleşmeleri (ve dolayısıyla otogaz bayilik sözleşmeleri), çerçeve niteliğinde bir sözleşmeye dayalı olarak ve sözleşme süresince belli dönemlerle bayinin alıcıdan belli miktarda malı almayı taahhüt ettiği sözleşmelerdir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 18/2 maddesi gereğince; her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. Bu yükümlülük altındaki tacirin, ticari işletmesi ile ilgili faaliyetlerinde düşüncesizliğinden veya deneyimsizliğinden söz edilemez. Basiretli bir iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğü, tacirlerin ticari faaliyetleri ile ilgili yapacağı ticari sözleşmelerde de geçerlidir. Her tacirin basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümlülüğü çerçevesinde önüne gelen sözleşme içeriklerini ve sonuçlarını değerlendirmesi, akabinde sözleşmeyi imzalaması, eğer sözleşmedeki hükümler aleyhine sonuçlar doğurabilecekse bunu değerlendirerek gerekirse imzalamaması, imzalamış ise artık sonuçlarına katlanması gerekmektedir. Sonuç olarak; basiretli bir tacir gibi davranmaları beklenen sözleşme taraflarının, gerek karşılıklı akdettikleri sözleşme hükümlerine, gerekse sözleşme kapsamındaki taahhütlerine uygun davranmaları gerekir.
Yukarıda da açıklandığı üzere; LPG bayilik sözleşmesi; çerçeve niteliğinde ve taraflar arasında sürekli borç ilişkisi doğuran bir sözleşmedir. Sürekli borç ilişkilerinin genel sona erme sebebi ise haklı nedenle fesihtir. Bir sebebin haklı sebep olup olmadığı hususu ise her somut olayın kendi özelliğine göre değerlendirilir. Haklı sebeplerin varlığı halinde, sözleşme ilişkisi ister belirli süreli olsun isterse belirsiz süreli olsun, sözleşme önceden herhangi bir ihbar yükümlülüğü olmaksızın haklı nedene dayanan tarafça feshedilebilir.
6098 sayılı TBK.’nda sürekli borç ilişkilerini kapsayacak nitelikte haklı nedenle feshe ilişkin genel bir hüküm olmadığı gibi, haklı sebebe ilişkin olarak bir tanım da mevcut değildir. Borç ilişkisinin niteliğine göre, ortaya çıkan sebeplerin hangilerinin feshi haklı kılacağı her bir borç ilişkisinde değişiklik gösterir. Bu soyut kavramı her somut olayda hakim kendisi belirler. Sözleşmenin feshinde hakim, Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinin kendisine tanıdığı takdir yetkisini kullanarak her somut olay bakımından sebebin haklı olup olmadığına karar verir. Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesi hakime takdir yetkisini kullanırken hak ve nesafete göre hareket etmesini emreder.
Somut olayda; davalı şirket, 28/12/2016 tarihinde imzaladığı “Ürün Alım Taahhütnamesi” ile her yıl en az 100 ton olmak üzere ve sözleşme süresince (5 yılda) toplam 500 ton otogaz cinsi ürünü münhasıran davacı … Gaz A.Ş’den satın almayı taahhüt etmiş, aksi halde 5 (beş) yıllık anlaşma süresinin sonunda ve/veya her bir yıllık anlaşma süresinin sonunda eksik kalan miktar üzerinden ton başına 100-USD kar mahrumiyeti ödemeyi, cezai şarta ek olarak eksik satın alınan miktar nedeniyle … Gaz A.Ş.’nin uğradığı kazanç kaybını da ayrıca ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin her iki tarafın da kabulünde olduğu, davacı şirketçe davalı şirkete (bayiye) keşide edilen ihtarnamelerden ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; davalı şirketin gerek taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesi ve ekleri hükümlerini, gerekse imzaladığı asgari mal alım taahhütnamesini ihlal ettiği, böylece asgari alım taahhüdüne aykırı davrandığı ve davacı şirketten eksik miktarda ürün satın aldığı anlaşılmıştır. Sonuç olarak taraflar arasında sürekli borç ilişkisi doğuran dava konusu sözleşmeye, protokole ve taahhütname hükümlerine bizzat kendisi aykırı davranan davalı şirketin (bayinin) dava konusu sözleşmeyi süresinden önce feshine yönelik tasarrufunda tamamen haksız olduğu, dolayısıyla davalı tarafça yapılan feshin de haklı bir nedene dayanmadığı kanaatine varılmıştır.
Öte yandan davaya konu uyuşmazlığın çözümü bakımından akaryakıt ve otogaz bayilik sözleşmelerinde cezai şarta ilişkin hükümlerin de tartışılıp değerlendirilmesi gerekmektedir.
Genel olarak cezai şart; borçlunun alacaklıya karşı mevcut bir borcu hiç veya gereği gibi ifa etmemesi halinde ödemeyi vaat ettiği, hukuki işlem ile belirlenmiş ekonomik değeri olan bir edimdir. Cezai şartın amacı, borçluyu borca uygun davranmaya sevk etmektir. 6098 sayılı TBK.’nun 182/3. maddesi uyarınca cezai şartın tahsili istemiyle açılan davalarda, cezai şart miktarının fahiş olup olmadığının yani iktisaden davalının mahvına sebebiyet verip vermeyeceğinin takdiri hakime aittir.
Kural olarak taraflar cezaî şart miktarını tayinde serbesttirler. Ancak, kararlaştırılan cezaî şartın borçlu üzerinde adalete aykırı sonuçlar doğurmaması da gerekir. Hakim, fahiş gördüğü cezaları indirmekle yükümlüdür. Bu hüküm, emredici nitelikte olduğundan hâkim tarafından re’sen gözetilmelidir.
Bir olayda, cezaî şart miktarının fahiş olup olmadığı belirlenirken; -Tarafların ekonomik durumları, özel olarak borçlunun ödeme gücü, -Alacaklının asıl borcun ifa edilmesi halinde elde edeceği yarar ile cezaî şartın ödenmesinin sağlayacağı yarar arasındaki makul ve adil ölçü, -Sözleşmeye aykırı davranılması yüzünden alacaklının uğradığı zarar, borçlunun borcunu yerine getirmemek suretiyle sağladığı yarar, -Borçlunun kusur derecesi ve borca aykırı davranışının ağırlığı ölçüt alınmalı ve sonuçta hak, adalet ve nesafet kurallarına uygun bir cezaî şart miktarına hükmedilmelidir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02/02/2005 tarihli, 2004/9-759 E. ve 2005/9 K. sayılı kararı)
Asgari alım taahhüdü ise; akaryakıt (LPG) sektöründe dağıtım şirketleri ile bayiler arasında yapılan bayilik sözleşmeleri kapsamında ilgili bayinin, anlaşmanın geçerli olacağı her bir yıl için dağıtım şirketinden asgari miktarda bir alımı yapmayı taahhüt etmesidir. Asgari alım taahhüdüne ilişkin hükümler, bayilik sözleşmesinde doğrudan yer alabildiği gibi, dağıtım şirketi ile bayinin imzaladığı ayrı bir taahhütname metni veya bir protokolde de yer alabilmektedir.
Davalı şirket, imzaladığı ve inkar etmediği bayilik sözleşmesinin eki niteliğindeki 28/12/2016 tarihli Ürün Alım Taahhütnamesi’nin (h) bendinde; açıkça davacı … Gaz A.Ş. tarafından yazılı bir feragatname verilmedikçe, davacı … Gaz A.Ş.’nin herhangi bir hak ve alacağından feragat etmiş sayılmayacağını kabul, beyan ve taahhüt etmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin benzer bir uyuşmazlıkla ilgili olarak verdiği 14/04/2021 tarihli, 2020/3027 E. ve 2021/3649 K. sayılı kararda;
“…Dava, asgari alım taahhüne uyulmamasından kaynaklanan cezai şart alacağına ilişkindir. Davacı, dönemsel ifa ile ilgili karşı tarafın edimini tam olarak yerine getirmemesine rağmen müteakip yıllar ihtirazi kayıt koymadan mal teslim etmesi zımnen haktan feragat anlamına gelmekte ise de; taraflar arasındaki sözleşme ve buna ilişkin bayililik protokolünün 5/2. maddesinde “Bayi’nin …’e karşı her ne suretle olursa olsun üstlenmiş olduğu yükümlülük ve taahhütlerden herhangi birinin ihlali halinde, … lehine doğacak hakların bir ya da birkaçının … tarafından Bayi’ye karşı zamanında kullanılmaması … tarafından bu haklardan feragat edildiği anlamına gelmez. …, bu haklarını mevzuat ve yasalarda belirlenen sürelerde her zaman için kullanabilir.” hükmü yer aldığından, yeni mal tesliminin sözleşmenin eylemli olarak tadil edildiği anlamına gelmeyeceği, bu durumda mahkemece tartışılan ihtirazi kayıt ihtarının davalıya tebliğ edilip edilmemesinin de sonuca bir etkisi bulunmayacağı gözetilerek…” demek suretiyle ilk derece mahkemesi hükmünü bozmuştur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 18/2 maddesi gereğince; her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. Bu yükümlülük altındaki tacirin, ticari işletmesi ile ilgili faaliyetlerinde düşüncesizliğinden veya deneyimsizliğinden söz edilemez. Basiretli bir iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğü, tacirlerin ticari faaliyetleri ile ilgili yapacağı ticari sözleşmelerde de geçerlidir. Her tacirin basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümlülüğü çerçevesinde önüne gelen sözleşme içeriklerini ve sonuçlarını değerlendirmesi, akabinde sözleşmeyi imzalaması, eğer sözleşmedeki hükümler aleyhine sonuçlar doğurabilecekse bunu değerlendirerek gerekirse imzalamaması, imzalamış ise artık sonuçlarına katlanması gerekmektedir. Sonuç olarak; basiretli bir tacir gibi davranmaları beklenen sözleşme taraflarının, gerek karşılıklı akdettikleri sözleşme hükümlerine, gerekse sözleşme kapsamındaki taahhütlerine uygun davranmaları gerekir.
Yukarıda zikredilen Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin güncel bozma ilamı da gözetildiğinde; somut olayda, davalı şirketin 28/12/2016 tarihli Ürün Alım Taahhütnamesi’nin (h) bendindeki açık kabulü ve taahhüdü dikkate alındığında, mahkememizce davacı şirketin sözleşmenin devamı süresince davalı tarafça asgari alım taahhüdüne aykırı olarak eksik mal alınması nedeniyle ondan (davalı bayiden) talepte bulunmamış olmasının onun (davacı tedarikçi şirketin) artık bu hakkından feragat ettiği anlamına gelmeyeceği kanaatine varılmıştır.
İddia, savunma, dosyada toplanan deliller, taraflar arasında akdedilen Otogaz Bayilik Sözleşmesi, Çerçeve Protokol ve her iki sözleşmeye ek olarak Ürün Alım Taahhütnamesi, ihtarnameler ve dosyada alınan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; taraflar arasında 28/12/2016 tarihinde 5 (beş) yıl süreli olarak Otogaz Bayilik Sözleşmesi akdedildiği, davalı şirketin anılan sözleşme ile … Mahallesi, … Sokak, No:96/1, …/… adresinde 28/12/2021 tarihine kadar müvekkili şirketin otogaz bayisi olmayı kabul ve taahhüt ettiği, ayrıca davalı şirketin 28/12/2016 tarihinde imzaladığı “Ürün Alım Taahhütnamesi” ile her yıl en az 100 ton olmak üzere ve sözleşme süresince (5 yılda) toplam 500 ton otogaz cinsi ürünü münhasıran davacı … Gaz A.Ş’den satın almayı taahhüt ettiği, aksi halde 5 (beş) yıllık anlaşma süresinin sonunda ve/veya her bir yıllık anlaşma süresinin sonunda eksik kalan miktar üzerinden ton başına 100-USD kar mahrumiyeti ödemeyi, cezai şarta ek olarak eksik satın alınan miktar nedeniyle … Gaz A.Ş.’nin uğradığı kazanç kaybını da ayrıca ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, sözleşmenin akdedilmesinden itibaren davalı bayi tarafından asgari mal alım taahhüdünden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmediği, davalı şirketçe … 3. Noterliği’nden 11/07/2018 tarihinde keşide edilen 12568 yevmiye numaralı ihtarname ile davaya konu otogaz ürün satış taahhüdünün de yer aldığı Otogaz Bayilik Sözleşmesi’nin tek taraflı olarak feshedildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 5 (beş) yıllık süre dolmadan davalı tarafça feshedildiği, dolayısıyla davalı şirketin sözleşmeyi fesihte haksız olduğu, taraflar arasında sürekli borç ilişkisi doğuran dava konusu sözleşme, protokol ve taahhütname hükümlerine uymamakta ısrar ederek huzurdaki davanın açılmasına sebebiyet verdiği, davalı şirketin bayilik sözleşmesini feshinin hiçbir haklı bir nedene dayanmadığı, dolayısıyla davalı bayinin tek taraflı olarak gerçekleştirdiği feshin tamamen haksız olduğu, dosyada alınan bilirkişi raporunda hesaplandığı üzere davacı sağlayıcı şirketin davalıdan asgari alım taahhüdünden kaynaklı cezai şart olarak 12.190,96-USD talep etmekte haklı olduğu, davacının talep ettiği bu miktarın davalı şirketin ekonomik özgürlüğünü kabul edilemez derecede sınırlamayacağı ve onun ekonomik mevcudiyetini tehlikeye sokmayacağı, dolayısıyla makul miktarda olduğu, her iki taraf da tacir olduğundan USD cinsinden alacak kalemlerine 3095 sayılı kanunun 4489 sayılı kanun ile değişik 4/a maddesi gereğince Devlet bankalarınca 1 (bir) yıl vadeli USD mevduat hesabına uygulanan en yüksek faiz yürütülmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; toplam 12.190,96-USD’nin (1.000,00-USD’sine dava tarihi olan 11/04/2019 tarihinden, 11.190,96-USD’sine ise ıslah tarihi olan 13/04/2021 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4489 sayılı kanun ile değişik 4/a maddesi gereğince devlet bankalarınca 1 yıl vadeli USD mevduat hesabına uygulanan en yüksek faiz yürütülmek suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 6.641,99-TL karar ve ilam harcından dava açılırken yatırılan peşin harç ve ıslah harcı toplamı 1.660,18-TL harcın mahsubu ile kalan 4.981,81-TL harcın davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 4.308,83-TL. (1.660,18-TL peşin harç + ıslah harcı, 44,40-TL başvuru harcı, 6,40-TL vekalet harcı, 2.300,00-TL bilirkişi ücreti, 297,85-TL tebligat, posta) yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 13.187,14-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır