Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/198 E. 2020/697 K. 09.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/198 Esas
KARAR NO:2020/697

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:11/04/2019
KARAR TARİHİ:09/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … şirketinde sigorta ettirilmiş olan müvekkiline ait işyerinde 27.07.2017 tarihinde …’da yaşanan dolu-yağmur felaketi sonrasında hasar meydana gelmiş olduğunu, müvekkilinin hasarı davalı … şirketine ihbar etmiş ve hasar bedelini talep etmişse de olumsuz cevap almış olduğunu, bunun üzerine Mahkemeye başvurularak hasar/delil tespiti yaptırılmış ve yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda müvekkiline ait işyerinde dolu ve yağmurun sebebiyet verdiği 3.500,00 TL hasar tespit edildiğini, bilirkişi raporu 11.01.2018 tarihinde davalı … şirketine tebliğ edildiğini, ancak hasar bedelinin davalıdan tahsil edilememiş olduğunu, bunun üzerine davlı aleyhine …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, davalının itiraz ederek takibi durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu hasarın, “sigorta poliçesi vadesinden çok önceki dönemden bu yana süregelen sirayetlerin etkisi” nedeniyle meydana gelmiş olup, bir riziko niteliğinde olmadığını, binada, işyerinin 1. katının üstüne denk gelen bir çıkma bölüm bulunduğunu, bu bölümün üzerine yağan kar ve yağmur suların uzun bir süreden beri sigortalı işyerine sirayet etmekte olduğunu, bu katın tavan beton tabliyesinin içindeki donatı demirlerinin paslanıp paspaylarını atmasıyla tavan betonunun düştüğü ve altına yapılmış olan alçıpan asma tavanı kırdığını, hasarın sigorta poliçesi tarihinden çok önce başlayıp süregelen sirayetlerinin etkileri ile gerçekleşmiş olduğunu, kapı stoperinin ise zaman içinde mutad kullanım şartları altında eskime ve aşınma sonucu görevini tam olarak yerine getirmediğini, sürtme ve takılma yaptığını, her halükarda somut olayda poliçe tarihlerinde artık ani ve beklenmedik bir olaydan bahsedilemeyeceği, sigorta açısından risk olarak nitelendirilebilecek olası bir tehlikenin kalmadığının açık olduğunu, davacı her ne kadar cam kapı stoper mekanizmasının arızalanması nedeniyle değişmesine dair masrafları talep etmiş ise de bu hasarın tamamen mutad kullanıma bağlı eskime nedeniyle meydana geldiğinin tespit edildiğini, mutad kullanımdan kaynaklanan aşınma ve eskimeler sigorta sözleşmesinin konusu olmadığını, zira sigorta teminatı kapsamına alınan rizikolardan herhangi biri gerçekleşmemiş olduğundan kullanıma bağlı eskimelerin sigorta teminatı kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmadığını, bu nedenle cam kapı stoper mekanizmasının arızalanmasına dair taleplerin sigorta teminatının konusunu oluşturmaması nedeniyle reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte her durumda davacının tazminat taleplerinin miktar bakımından da kabulünün mümkün olmadığını, davacının başvurusu üzerine değişik iş dosyasından alınan raporun son sayfasında yapılacak onarım işleri ile birlikte hasara sebebiyet veren balkonun seramik kaplama zemin kaplamasının da kaldırılarak zemin altı bohçalama diye tabir edilen izolasyonun yapılması gerektiğinin belirtilmiş olduğunu, yine ekspertiz raporunda hasarın binada işyerinin 1. katının üzerinde çıkma bir bölüm olduğu, bu alanda biriken yağmur ve kar sularının (uzun bir süreden beri) işyerine duvardan sızarak sirayet ettiğini belirtilmiş olunduğunu, bu tespitlerden dava konusu hasarın izolasyon eksikliği nedeniyle meydana geldiğinin anlaşıldığını, İzolasyon eksikliğinin ise 2.500,00-TL limitle teminat altına alınmış olup her halükarda müvekkilin sorumlu tutulabileceği zararın bu tutarı aşamayacağını, takip önceki faiz taleplerinin reddi gerektiğini belirterek, cevap dilekçesinde belirtilen nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE;
Dava ; yangın sigortasından kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
Davacı; 27/07/2017 tarihinde …’da dolu felaketi meydana geldiğini, iş yerinin davalı tarafından sigortalandığını, başlatılan takibe davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini beyanla itirazın iptalini talep etmiş, davalı ise davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasında 06/07/2017 – 06/07/2018 aralarını kapsayan İşyerim Paket Sigorta Poliçesi imzalandığı, davacının iş yerinde dolu nedeniyle hasar meydana geldiği sabittir.
Uyuşmazlık; iş yerinde meydana gelen hasarın teminat kapsamında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Taraflarca imzalanan poliçenin İzolasyon Yetersizliği veya Kaybı Klozu başlıklı kısmında poliçe başlangıç tarihinden itibaren 90 gün içinde izolasyon yetersizliği nedeniyle meydana gelecek zararların teminat dışı olduğu ancak poliçenin … tarafından ilk kez düzenlenmekle beraber davacı tarafından izolasyon yetersizliği hasarlarını kapsayan ve vadeleri birbirini takip eden başka bir sigorta şirketine ait poliçenin bulunması halinde ilk 90 gün içindeki hasarların da ödeneceği yazılıdır.
Ne var ki davacının … A.Ş’deki poliçesi 04/12/2017 – 04/12/2018 aralığını kapsadığından birbirini takip eden vadelerden söz edilemeyeceğinden davaya konu hasarın teminat dışı olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı, davalının aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmediğini savunmuş ise de, 14 gün içinde davacı tarafından ihtarda bulunulmadığı, bilgi formunun dosyaya sunulduğu, davacının basiretli davranmakla yükümlü olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. ( Aynı yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/10580 – 2017/8051 E.K sayılı kararı )
HÜKÜM: Gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 61,64-TL den mahsubu ile kalan 7,25-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT göre hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, miktarı itibariyle kesin olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 09/11/2020…

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı