Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/138 E. 2021/547 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/138 Esas
KARAR NO:2021/547

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/03/2019
KARAR TARİHİ :30/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu tarafından borca ve takibe yapılan haksız itiraz üzerine takibin durduğunu, davalı yanın itirazlarının tamamen kötü niyetli ve takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu, ilgili yasa gereğince itiraz sonrasında arabuluculuk başvurusu yaptıklarını ancak 28/02/2019 tarihinde yapılan görüşme sonucunda tarafların anlaşamadıklarını, bu sebeple de işbu davayı açmak zorunda kaldıklarını belirterek; davalı tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden tüm fer’ileriyle birlikte devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili ise cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın arabuluculuk son tutanağında taleplerinin ne olduğunun açık ve net bir şekilde ifade edilmediğini, tarafların anlaşamadıkları husus ya da hususların açık ve net olarak belirlenemediğini, dava şartı olan arabulculuk için tanzim edilen tutanağın gerekli koşulları taşımaması sebebiyle davanın öncelikle dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiğini, dava konusu icra takibine dayanak olarak gösterilen 22/11/2018 tarihli …, … ve … no’lu faturaların müvekkili şirket yetkililerine usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, bu nedenle davacı tarafça delil olarak gösterilen faturaların davacının alacak talepleri için yasal dayanak oluşturmadığını, müvekkili şirketin yurt dışından satın aldığı ve ,,, antrepoda bulunan … Notebook’ların dava dışı şirkete teslimi için taşıma hususunda davacı şirket ile anlaştıklarını, taşınacak malzemenin hassas olduğunun, bu sebeple kapalı araçlarla taşınması gerektiğinin davacı şirkete hatırlatıldığını, bu hususta davacı şirketten teyit de alındığını, ancak taşıma konusu malzemelerin teslimi ve boşaltımı sırasında 5 koli/kap eşyanın ambalajlarında su birikintisi, su damlacıkları ve nemden oluşan hasarlar tespit edildiğini, böylece davacı tarafın taşımayı üstlendiği malzemelerin zarar gördüğünü, bu hususun tutanakla imza altına alındığını, bu sebeple müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, hasar sonucu oluşan 1.800,00-USD masrafın davacı şirkete noter aracılığıyla gönderildiği, ancak davacı şirket tarafından cevaben herhangi bir borçlarının bulunmadığı belirtilerek müvekkiline karşı ihtarname çekildiğini, anılan ihtarda davacı tarafça müvekkili davalıdan haksız olarak alacak talebinde bulunulduğunu, akabinde dava konusu icra takibinin başlatıldığını belirterek ve dilekçesinde açıklanan diğer nedenlerle davanın reddine, davacı taraf aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere haksız takip tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında mevcut taşıma sözleşmesi ilişkisinden kaynaklı ticari ilişki nedeniyle davacı şirket tarafından verilen hizmet karşılığı davalı şirket adına keşide edilen fatura bedellerinin ödenmediği iddiasıyla ve bu bedellerin tahsiline yönelik olarak …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazlarının İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; Ticari defterler, fatura, cari hesap kayıtları, ilgili icra tekip dosyası, banka kayıtları, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi, keşif, yemin, arabuluculuk son tutanağı ve diğer yasal delillere dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak; icra takip dosyası, taraflar arasındaki mail yazışmaları, 28/11/2017 tarihli tutanak, hasarlı mallara ait fotoğraflar, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesi ve sair tüm delillere dayanmıştır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takip dosyasının aslı celbedilerek incelenmiştir. İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacı şirket vekili tarafından 23/02/2018 tarihinde 6.841,88-TL. asıl alacak üzerinden davalı şirket aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, Örnek-7 nolu ödeme emrinin davalı şirkete 27/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı şirket tarafından vekili vasıtasıyla 28/02/2018 havale tarihli dilekçe ile ve yasal süresi içerisinde icra takibine, ödeme emrine, faize, faiz oranına, borca ve bilcümle ferilerine itiraz edilerek takibin durdurulduğu, sonrasında 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde davacı şirketçe davalı (borçlu) şirket aleyhine huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Tacir olan taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin olup 6325 sayılı yasanın 18/a maddesi ve TTK.’nun 4. maddesi uyarınca arabuluculuk dava şartına tabidir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A/2. maddesinde ise; “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Davalı şirket vekili tarafından cevap dilekçesinde her ne kadar davacı tarafça dosyaya sunulan arabuluculuk tutanağında taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunun ne olduğunun açık ve net olarak ifade edilmediği, tarafların anlaşamadıkları hususların belirtilmediği, böylece tanzim edilen son tutanağın yasada aranan koşulları taşımadığı iddia edilerek huzurdaki davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de mahkememizce bu davalı yanın bu talebi yerinde görülmemiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A/2. Maddesine göre; davacı taraf, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Dava açılırken davacı vekilince dosyaya sunulan 28/02/2019 düzenleme tarihli arabuluculuk son tutanağından anlaşıldığı üzere davacı tarafça dava tarihinden önce 12/02/2019 tarihinde arabulucuya başvurulmuş ve anılan tutanakta taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunun “…. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ve cari hesap alacağı” olduğu açıkça belirtilmiştir. Buna göre; davacı tarafça dosyaya sunulan arabuluculuk son tutanağında taraflar arasındaki uyuşmazlığın neye ilişkin olduğu açıkça belirlenmiş olduğundan, davalı tarafın eldeki dava bakımından arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğine ilişkin talep ve itirazları mahkememizce yerinde görülmemiş ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememizce tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerine ayrı ayrı müzekkereler yazılarak davacı ve davalı şirkete ait BA-BS formları dosyaya kazandırılmış, taraflarca dosyaya sunulan ve celbi sağlanan deliller toplanmış, akabinde 14/10/2020 tarihli duruşmada iddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemine ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Bilirkişi olarak taşımacılık konusunda uzman sektör bilirkişisi … … ile SMMM bilirkişisi … … seçilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenerek dosyaya sunulan 18/01/2021 tarihli raporda özetle; tüm dosya kapsamındaki belgelerin incelenmesinde davacı şirketin 2017 – 2018 – 2019 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yapıldığı, defterlerin birbirine teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun olduğu, ticari defterlerin HMK.’nun 222. maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfını haiz olduğu, davalı şirketin 2017 – 2018 – 2019 yıllarına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırıldığı, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun olduğu, ticari defterlerin HMK.’nun 222. maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfını haiz olduğu, davalı şirketin davacı şirketin yapmış olduğu taşıma işinden doğan hasar zararını 19/01/2018 tarihli A-… numaralı 6.841,88-TL. tutarındaki iade faturası ile davacı şirkete yansıttığı ve bu faturanın davacı şirkete 02/02/2018 tarihinde PTT kanalı ile gönderildiği, ancak gönderilen bu postanın davacı şirket tarafından kabul edilmediği, davacı şirketin davacı … şirketi’ne … 40. Noterliği’nin 13/02/2018 tarih – … yevmiye nolu ihtarnamesi ekinde 19/01/2018 tarihli A-… numaralı 6.841,88-TL. meblağlı iade faturasını tebliğ ettiği ve ihtarnamenin tebliğinden itibaren 8 gün içinde ödenmesini talep ettiği, davacı şirketi ise davalı Fratelli şirketine … 22. Noterliği’nin 20/02/2018 tarih – … nolu ihtarnamesi ile iade faturasını iade ettiği ve ticari işten kaynaklı alacaklı olduğunu davalı şirkete bildirdiği, dosya kapsamında bulunan T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı … Vergi Dairesi Başkanlığı … … Grup Müdürlüğü’nden alınan E… sayılı 24/07/2019 tarihli yazı ekinde bulunan davacı şirkete ait BS formunda davalı … … … … Ltd. Şti.’ne 6 adet fatura karşılığı KDV Hariç 12.167,00-TL. tutarında satım yaptığına dair beyanda bulunduğu, davacı şirketin 2018 yılına ait BA formunda … Ltd. Şti.’den alım yaptığına dair beyanda bulunmadığı, dosya kapsamında bulunan … Başkanlığı … Vergi Dairesi Başkanlığı … Uygulama Grup Müdürlüğü’nden alınan E… sayılı 18/07/2019 tarihli yazı ekinde yer alan davalı şirkete ait BA formunda … Loj. Hiz. San. ve Tic. Ltd. Şti.’den 6 adet fatura karşılığı KDV Hariç 12.167,00-TL. tutarında alım yaptığına dair beyanda bulunduğu, davalı şirketin 2018 yılına ait BS formunda ise … Loj. Hiz. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne 1 adet fatura karşılığı KDV Hariç 6.841,00-TL. tutarında satım yaptığına dair beyanda bulunduğu, dosya kapsamına sunulan tarafların BA-BS formlarında özetle; davacı şirketin düzenlemiş olduğu faturaları her iki tarafın da beyanda bulunduğu, davalı şirketin düzenlemiş olduğu iade faturasını ise sadece davalı şirketin BS formunda bildirdiği, taraflar arasındaki cari uyuşmazlığın da davalı şirketin düzenlemiş olduğu iade faturasından kaynaklandığı ve faturanın davacı şirket ticari defter kayıtlarında mevcut olmayıp davalı şirkete noter kanalı ile iade edildiği, sektörel yönden yapılan değerlendirmeye göre ise; dosya içinde bulunan belgelerin yapılan incelemesinde taşıma esnasında taşınacak olan malzemelerin bilgi işlem makinaları olarak bilindiği, yapılan yazışmalarda taşınacak olan malzemelerin çok hassas olduklarının ve de üstü açık araçla gitmeyeceği hususunda karşılıklı olarak anlaşıldığı, taşıyıcının malların istenen şekilde taşınacağını mail yazışmalarında teyit ettiği, dosyadaki resimlerden de görüleceği üzere 5 palet malzemenin palet üzerlerindeki ambalajının üstünde ıslaklık, bazı yerlerinde su olduğunun görüldüğü, bununla ilgili tutanağın dosyada mevcut olduğu, ancak 5 palet malın içinde kaç adet bilgisayar malzemesi olduğunun tespitinin ise yapılmamış olduğu, hasarlı denilen bilgisayar malzemelerinin nerelerinin hasarlı olduğunu ve bu hasarın tamir ile geçip geçmeyeceği ile ilgili dosyada herhangi bir yazışma, rapor veya tutanak bulunmadığı, kaç adet malzemenin hasarlı olduğunu gösteren dosyada bir tespitin de bulunmadığı, kesilmiş olan iade faturasının 4 palet computer notebook diye kesilmiş olduğu ve eksik bilgilerin cevabını belirtmediği, dolayısıyla hasarlı olan malzemenin tespiti ile ilgili herhangi bir çalışma yapılamadığının tespit edildiği, sonuç olarak takdiri mahkemeye ait olmak üzere davacının sahibi lehine delil niteliği bulunan ticari defterlerine göre; davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalı şirketten 6.841,88-TL. alacaklı olduğu, davalı şirketin sahibi lehine delil niteliği bulunan ticari defterlerine göre ise davalı şirketin takip tarihi itibariyle davacı şirkette borç alacak bakiyesinin bulunmadığı, taraflar arasındaki cari uyuşmazlığın davalı şirketin düzenlemiş olduğu iade faturasından kaynaklandığı ve faturanın davacı şirket ticari defter kayıtlarında mevcut olmadığı, anılan iade faturasının davacı şirketçe davalı şirkete noter kanalı ile iade edildiği, taraflar arasındaki cari hesap mutabakatsızlığına konu iade faturasının 4 palet computer notebook diye kesilmiş olduğu ve eksik bilgilerin cevabını belirtmediği, dolayısıyla yukarıda hasarlı olan malzemenin tespiti ile ilgili herhangi bir çalışma yapılamadığı ve faturaya konu hasarın ispata muhtaç kaldığı şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulunca tanzim olunan rapor dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı şirket vekili tarafından rapora karşı 21/01/2021 tarihinde yazılı beyan dilekçesi sunulmuştur. Davalı şirket vekili tarafından ise bilirkişi raporuna karşı 22/01/2021 tarihinde itiraz dilekçesi sunulmuştur. Ayrıca davalı şirket vekili 24/02/2021 tarihli duruşmada; rapora itirazlarını tekrar ederek, davacı tarafın taşıma konusu emtiaları (laptopları) kapalı kasa araç yerine açık kasa araçla taşıyarak akde aykırı hareket ettiğini, dolayısıyla müvekkili şirketin emtialarının hasar gördüğünü belirterek, öncelikle davanın reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise itirazları doğrultusunda yeniden rapor alınmasını talep etmiştir. Bunun üzerine mahkememizce 24/02/2021 tarihli duruşmada; davalı vekilinin 22/01/2021 tarihli dilekçesinde yer alan bilirkişi kurulu raporuna yönelik itirazlarını karşılar nitelikte ek rapor alınmasına karar verilerek dosya kök raporu tanzim eden bilirkişi kuruluna tevdi edilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenerek 15/03/2021 tarihinde dosyaya sunulan ek raporda ile özetle; dosya içinde bulunan belgeler üzerinde yapılan incelemelerde; taşıma esnasında taşınacak olan malzemelerin bilgi işlem makinaları olarak bilindiği, taraflar arasında yapılan yazışmalarda taşınacak olan malzemelerin çok hassas olduklarının ve üstü açık araçla gitmeyeceğinin belirtildiği, taşıyıcının malların istenen şekilde taşınacağını mail yazışmaları ile teyit ettiği, resimlerden de görüldüğü üzere 5 palet malzemenin paletleri üzerindeki ambalajlar üstünde ıslaklık ve bazı yerlerinde su olduğu, bununla ilgili tutanağın dosyada mevcut olduğu, 5 palet malın içinden kaç adet bilgisayar malzemesi olduğunun tespitinin yapılmadığı, hasarlı denilen bilgisayar malzemelerinin nerelerinin hasarlı olduğu ve bu hasarın tamir ile geçip geçmeyeceği konusunda dosyada herhangi bir yazışma, rapor, tutanak vb. bulunmadığı, dosyada kaç adet malzemenin hasarlı olduğunu gösteren bir tespitin de bulunmadığı, kesilmiş olan iade faturasının 4 palet computer notebook diye kesilmiş olduğu, dolayısıyla hasarlı olduğu belirtilen malzemenin tespiti ile ilgili herhangi bir çalışma yapılamadığının tespit edildiği, her türlü hukuki tavsif, nihai karar ve HMK.’nun 329. Maddesine göre icra inkar tazminatı taleplerinin takdirinin mahkemeye ait olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulunun ek raporu da dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından ek rapora karşı 24/03/2021 tarihinde yazılı beyan dilekçesi sunulmuş, davalı vekili tarafından ise 27/03/2021 tarihinde ek rapora itiraz edilerek yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması talebinde bulunulmuştur. Mahkememizce 30/06/2021 tarihli duruşmada; dosyada alınan bilirkişi kök ve ek raporlarının yargısal denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflarca varlığı inkar edilmeyen ve davalı şirkete ait emtiaların taşınmasına ilişkin sözleşme konusu taşıma ediminin davacı şirketçe ifa edilip edilmediği, davacı şirketçe davalı şirket adına keşide edilen fatura bedellerinin ödenip ödenmediği, davalı şirketin ileri sürdüğü gibi taşıma konusu emtialara taşıma sırasında davacı taşıyıcı şirket tarafından herhangi bir bir hasar verilip verilmediği, iddia edilen bu hasarın davalı şirketçe ispat edilip edilmediği, dolayısıyla davacı şirketçe verilen taşıma hizmetinin ayıplı olup olmadığı, böyece davalı şirketçe davalı şirket adına keşide edilen iade faturasının davalının borcundan mahsubunun gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
Taşıma sözleşmelerinde genel kural olarak taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içerisinde eşyanın uğrayacağı hasarlardan dolayı sorumludur. Ancak, taşıyıcının bu sorumluluktan kurtulmasını mümkün kılan bazı genel ve özel sebepler vardır.
Taşıyıcının sorumluluktan kurtulmasında genel sebep; 6102 sayılı TTK.’nun 876. maddesi hükmünde yer almaktadır. TTK. Madde 876’ya göre hasar, taşıyanın en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmiş ise taşıyan sorumluluktan kurtulur. Bir başka ifade ile taşınan emtiada meydana gelen hasar taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden dolayı meydana gelmişse taşıyıcı sorumluluktan kurtulur.
Taşıyıcının sorumluluktan kurtulmasında özel sebepler ise TTK.’nun 878. maddesi hükmünde düzenlenmektedir. TTK.’nun 878/1 hükmüne göre; emtia üstü açık bir aracın kullanılmış olması ve/veya gönderen tarafından yapılan yetersiz ambalajlama gibi bir nedenden kaynaklanıyorsa taşıyıcı sorumluluktan kurtulur. Yasa koyucu bu gibi durumların varlığı halinde taşıyıcı yönünden ispat yükünü oldukça hafifletlmiştir. Bu durumda ilk görünüş ispatı yeterlidir, Taşıyıcı, gerçekleşen hasar ile zarara yol açan olgu arasındaki uygun illiyet bağını ispatlamak zorunda değildir. Taşıyıcı, zararın yasa maddesinde özel sebep olarak adlandırılan olgulara dayandığını ortaya koymasının ardından bunun aksini ispatlamak gönderene düşmektedir. Gönderen, gerçekleşen taşımada hasarın aslında sorumluluktan kurtulmada özel sebeplere değil; örneğin taşıyıcının gerekli tedbirleri almaması ya da kendisinin özel talimatlarına uymamasına dayandığını ispat etmek zorundadır.
Davalı şirket vekili tarafından 29/03/2021 tarihinde UYAP üzerinden dosyaya sunulan 27/03/2021 tarihli dilekçede; araç şoförleri ve antrepo sorumlusu tarafından bir tutanak tanzim edildiği, ancak hasara ilişkin olarak herhangi bir tespit yapılmadığı açıkça belirtilmiştir.
Davalı şirket vekili dosyaya sunduğu dilekçelerinde malzemelerin müşteriye teslim edildikten sonra kendilerine masraf faturası gönderilince taşınan emtiadaki hasardan haberdar olunduğunu beyan ve iddia etmiştir.
Dosyaya sunulan beyan ve belgelerden anlaşıldığı üzere, taşınan emtiada oluştuğu iddia edilen hasara ilişkin tutanaklar davacı taşıyıcının gıyabında 28/11/2017 tarihinde tutulmuştur.
Davalı şirket tarafından Bakırköy 40. Noterliği’nden davalı şirkete gönderilen 13/02/2018 tarih – 04390 yevmiye numaralı ihtarnamede davalı şirketçe sadece davalı adına keşide edilen fatura gönderilmiş, davalı şirket ise buna karşılık Beyoğlu 22. Noterliği’nden davalıya keşide ettiği 20/02/2018 tarih – 02499 yevmiye nolu ihtarname ekinde davalının gönderdiği faturayı iade etmiştir.
Davalı şirketçe taşınan emtiada oluştuğu iddia edilen hasarın TTK.’nun 889. maddesinde belirtilen süreler içinde davacı taşıyıcıya bildirilmesi halinde, hasarın taşıma sırasında oluşmadığını ispat yükü taşıyıcıya geçer. Ancak davalı tarafından süresinde taşıyıcıya hasar bildirimi yapılmaması halinde hasarın taşıma sırasında oluştuğunun ispat yükü göndericiye aittir. Ayrıca davalı taraf hasar bildirimine ilişkin olarak dosyaya herhangi bir delil sunmamıştır.
Mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarında da belirtildiği üzere; taşınan malların içinden ne kadarıın hasarlı olduğuna dair herhangi bir tespitin yapılmadığı da sabittir. Ortada sadece bu konuda tek taraflı olarak tutulmuş bir tutanak mevcuttur. Ancak davalı şirket tarafından hasarlı olduğu iddia edilen bilgisayar malzemelerinin kaç tanesinde hasar olduğu, hangi kısımlarında ne şekilde bir hasar oluştuğu, oluştuğu iddia hasarın tamir ile geçip geçmeyeceği konularında herhangi bir tespit de dosyaya sunulmamıştır. Dosya kapsamında davalı şirketçe yapılmış bir hasar tespiti veya bildirimi yoktur. Davalı şirketçe taşınan mallardaki hasara, hasarın nedenine ve hasarın boyutunu ispatlayan ve davacıya karşı bunun ileri sürülmesini mümkün kılan herhangi bir delil de sunulmamıştır. Emtiada oluştuğu iddia edilen hasarın taşımanın hangi aşamasında oluştuğu ile hasardan davacı taşıyanın sorumlu olduğunu ispat yükü davalı tarafa ait olup, ortada davacı taşıyanın da hazır bulunduğu bir hasar tespiti bulunmadığından, mahkememizce mevcut dosya kapsamı itibariyle yapılan değerlendirmede; ispat yükü kendisine düşen davalı şirketin iddiasını ispat edemediği kanaatine varılmıştır.
VUK’nun 229. maddesine göre fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.
İade faturası ise dayanak ticari ilişkide alıcıya teslim edilen ve fakat bir sebeple satıcıya iade edilen malların (veya hizmetlerin) tutarının iade alındığına dair kayıt tutulmasına hizmet eden bir belgedir. TTK.’nun 21/2. maddesi gereği faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren 8 (sekiz) gün içerisinde içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa fatura içeriğini kabul etmiş sayılır. Bu hükmün karşıt anlamından görüleceği üzere, faturaya itiraz edilmiş olması halinde artık karşı tarafın fatura içeriğini kabul etmiş sayılması söz konusu olmayacaktır.
Davalı şirket tarafından keşide edilerek davalı şirkete gönderilen 19/01/2018 tarihli, 6.841,88-TL. meblağlı iade faturasına davacı şirket tarafından TTK.’nun 21/2 maddesinde belirtilen 8 günlük yasal itiraz süresi içerisinde itiraz edilerek noter kanalıyla davalı şirkete iade edilmiştir. Mahkememizce dosyaya celbedilen BA-BS formlarına göre; davacı şirketin düzenlemiş olduğu faturalar her iki tarafın kayıtlarında mevcuttur. Davalı şirketin düzenlemiş olduğu iade faturası ise sadece davalı şirketin BS formunda bildirilmiş, alınan fatura yasal süresinde itiraza uğradığından davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarına alınmamıştır. Sonuç olarak davacı şirketin incelenen ticari defterlerlerine göre; davacı şirket takip tarihi itibariyle davalı şirketten 6.841,88-TL. alacaklı durumdadır.
Öte yandan 2004 sayılı İİK.’nun 67/2 maddesine göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun da itirazında haksız olması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine haksız olarak itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunların dışında alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli, 2019/4054 Esas ve 2019/7699 Karar ve 04/06/2020 tarihli, 2020/2083 Esas ve 2020/2727 Karar sayılı ilamları)
İddia, savunma, toplanan ve celbedilen deliller, icra takip dosyası, bilirkişi kurulu kök ve ek raporu hep birlikte değerlendirilmiş, bilirkişi kurulu kök ve ek raporları mahkememizce incelenip denetlenmiş, raporların toplanan delillere, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere uygun, gerekçeli, denetime, uyuşmazlığı çözmeye ve hüküm kurmaya elverişli olduğu saptanarak mahkememizce de benimsenmiş ve de hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile mahkememizce hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarına göre; taraflarca varlığı inkar edilmeyen ve davalı şirkete ait emtiaların taşınmasına ilişkin sözleşmeye konu taşıma ediminin davacı şirketçe eksiksiz olarak ifa edildiği, davacı şirketçe davalı şirket adına keşide edilen fatura bedellerinden takip konusu yapılan miktarın davalı şirketçe ödenmediği, davalı şirket tarafından taşıma konusu emtialara taşıma sırasında davacı taşıyıcı şirket tarafından hasar verildiğine yönelik iddiaların ispat yükü kendisinde olan davalı şirketçe ispat edilemediği, davalı şirketçe davalı şirket adına keşide edilen iade faturasına davacı şirketçe yasal sürede itiraz edildiği, sonuç olarak davacı şirketin davalı şirkete verdiği taşıma hizmeti nedeniyle takip tarihi itibariyle davalıdan 6.841,88-TL. tutarında alacaklı olduğu, davalı şirketin ise bu miktara yönelik olarak yaptığı itirazlarının haklı ve yerinde olmadığı, dolayısıyla tarafların ticari defter ve kayıtlarına göre davacı şirketin davalı şirket aleyhine icra takibi başlatmakta haklı olduğu anlaşılmakla, hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen bilirkişi kurulu raporunda tespit edilen miktara göre davanın kabulüne, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, ayrıca İİK.’nun 67/2 maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatının amacının alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemek olduğundan ve takip (dava) konusu faturaya dayalı alacak likit ve önceden belirlenebilir nitelikte olduğundan, davalı tarafın itirazının da haksız olması karşısında kabul edilen alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatını da kapsayacak şekilde aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; davalı şirketin …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 6.841,88-TL. asıl alacağa yönelik itirazının iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına,
2-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 1.368,37-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 467,37-TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 116,85-TL. harçtan mahsubu ile kalan 350,52-TL harcın davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 1.810,85-TL. yargılama giderinin (44,40-TL başvuru harcı, 116,85-TL peşin harç, 6,40-TL vekalet harcı, 1.600,00-TL bilirkişi ücreti ve 43,20-TL tebligat, posta ücreti olmak üzere toplam:1.810,85-TL) davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır