Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/13 E. 2022/458 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/13 Esas
KARAR NO :2022/458

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ:15/12/2014
KARAR TARİHİ:11/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı bankadan kullandığı ticari krediyle ilgili olarak ekspertiz masrafı, tahsis ücreti ve komisyon adı altında müvekkilinden kesintiler yapıldığını, bu kesintilerin haksız ve hukuka aykırı olduğunu beyanla yapılan kesintiler toplamı olan 11.100,00-TL.’nin kesintilerin yapıldığı ve bankanın hesabına girdiği tarihten itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı şirketin kullandığı kredinin ticari kredi olduğunu, tüketici kanunu kapsamında olmadığını, davacı taraftan alınan masrafların yasalara ve hukuka uygun olduğunu, davacı ile müvekkili arasında düzenlenmiş kredi sözleşmelerinde davacının müvekkili banka tarafından belirlenen miktarda masraflar adı altında ödenen tutarların davacının üstlendiği bir yükümlülüğü yerine getirmesini teminen müvekkili bankaya ödendiğini, bu masrafların istihbarat, yazışma gibi bir takım gereklilikleri kapsadığını ve kredi verilmesi için banka tarafından alınması zorunlu olan masraflar olduğunu, ayrıca davacının ödemiş olduğu masraflara ait müvekkili banka tarafından hazırlanan tahsilat dekontlarında yapılan ödemenin sebebi ve tutar bilgilerinin açıkça yer aldığını, bunun da davacıdan alınan masrafın davacının bilgisi dahilinde alındığının bir kanıtı olduğunu beyanla davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında akdedilen ticari kredi sözleşmesi nedeniyle ekspertiz masrafı, tahsis ücreti ve komisyon adı altında yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; banka dekontları, banka kayıtları, bilirkişi incelemesi ve sunulması mümkün her türlü delile dayanmıştır. Davalı vekili ise delil olarak; kredi başvuru formu, kredi genel sözleşmesi, sözleşme öncesi bilgi formu, kredi genel sözleşmesindeki genel işlem koşullarına ilişkin bilgilendirme notu formu, geri ödeme planı, ödeme dekontları, müvekkili banka kayıtları, keşif, bilirkişi incelemesi ve sair delillere dayanmıştır.
Mahkememizce Yargıtay bozması öncesinde yapılan yargılama sonucunda verilen 12/05/2016 tarihli, 2014/1494 Esas ve 2016/412 Karar sayılı kararda özetle; “… ticari bir işletme olan davalı bankanın ticari işletmesiyle ilgili olarak bir iş veya hizmet görmesi durumunda ücret isteme hakkının bulunduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 6.3. maddesinde “…müşteri banka tarafından yapılan değerlendirme, istihbarat ve inceleme ücreti ile kredinin kullandırılması, teminatların değerlendirilmesi, ekspertiz yapılması ve bunun gibi işlemler için taraflarca karşılıklı olarak belirlenecek bir ücret ödemeyi kabul eder…” hükmünün bulunduğu, bu sözleşme kapsamında davalı banka tarafından muhtelif tarihlerde kullandırılan krediler nedeniyle davacıdan toplam 12.704,50-TL masraf kesildiği…” gerekçesiyle yerinde görülmeyen davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, bunun üzerine dosya temyizen incelenmek üzere Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ne gönderilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 10/10/20118 tarihli, 2017/40 E. ve 2018/6189 K. sayılı ilamında; “…emsal banka uygulamalarının araştırılması, alınan masrafların emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı, bankanın kesinti yapmakta haklı olup olmadığı, yapılan kesintilerin sebebi, kesinti miktarının uygun olup olmadığı veya ne miktarda olduğu, davacıya iadesi gereken miktar bulunup bulunmadığı hususlarında değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekir.
6098 sayılı TBK’nın yürürlük tarihi olan 01/07/2012 tarihinden sonra akdedilmiş olan sözleşmeler yönünden ise 20. madde ve devamındaki genel işlem koşullarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına dair ilkeler doğrultusunda sözleşmenin genel işlem koşulu denetimine tabi tutulması ve sözleşme hükmünün bu nitelikte olduğunun tespiti halinde, bu hükmün yazılmamış sayılması ve yukarıda belirtilen 2006/1 sayılı Tebliğ hükümlerine göre gerekli ilan ve yayımların yapılıp yapılmadığı da değerlendirilerek ortaya çıkan boşluğun da doldurularak varsa davacıdan kesilen fazla masrafların iadesine karar verilmesi gerekir. Mahkemece, yukarıda belirlenen ilkeler doğrultusunda değerlendirme yapılmaksızın davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir…” denilmek suretiyle mahkemece verilen kararının bozulmasına karar vermiştir.
Mahkememizce 25/09/2019 tarihli duruşmada; usul ve yasaya uygun Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 10/10/2018 tarihli, 2017/40 E. ve 2018/6189 K. sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve … Bankası, … Bankası, İş Bankası ve … Bankası’na ayrı ayrı müzekkereler yazılarak Yargıtay bozma ilamında bahsedilen emsal banka uygulamalarının sorulmasına karar verilmiştir. Bankalara yazılan müzekkere cevapları geldikten sonra dosya bozma öncesinde rapor düzenleyen bilirkişi …’a tevdi edilerek ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi tarafından düzenlenerek 30/10/2020 tarihinde dosyaya sunulan ek raporda özetle; taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının davalı bankadan aldığı krediler nedeni ile tahsil edilen paraların iadesine ilişkin olduğu, taraflar arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmış olduğu ve imzalanan sözleşmede davacı şirketin imzalarının bulunduğu, davacı tarafın tacir olduğu ve davacıya kullandırılan kredinin de ticari nitelikte olduğu, bu nedenle işbu davada Tüketici Kanunu’nun uygulanamayacağı, davalı banka tarafından tahsil edilen kredi tahsis ücreti ile ilgili diğer banka uygulamalarında alınan kredi tahsis ücretleri karşılaştırıldığında alınan komisyon oranlarının … Bankası ve … Bankası oranlarının altında olduğu, … Bankası’nın ticari kredilerden alınacak Kredi Tahsis ücretinin bildirilmediği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi ek raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından bilirkişi ek raporuna karşı itiraz dilekçesi sunulmuştur.
Mahkememizce dosyada alınan bilirkişi kök ve ek raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı kanaatine varılarak 20/01/2021 tarihli duruşmada; iddia, savunma toplanan deliller, dosyaya gelen banka müzekkere cevapları ve komisyon oranları, sözleşmeler ve Yargıtay bozma ilamında belirtilen hususlar dikkate alınmak suretiyle rapor düzenlenmek üzere dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdiine karar verilmiştir.
Bankacılık mevzuatından kaynaklı nitelikli hesaplamalar konusunda uzman bilirkişi … tarafından düzenlenerek 09/09/2021 tarihinde dosyaya sunulan raporda özetle; TBK.’nun 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olduğu, davacı yan ile davalı banka arasında imzalanan tüm sözleşmelerin TBK.’nun yürürlüğe girmesinden sonra imzalandığı, TBK.’nun 20. ve devamı maddelerindeki genel işlem koşullarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına dair ilkeler doğrultusunda yapılan değerlendirmede sözleşmelerde genel işlem koşullarına aykırılığın söz konusu olmadığı, sunulan bilgiler ve tablolardaki oranların bir sonuca ulaşmak için yeterli olduğu, mahkeme aksi görüşte ise davalı bankaya müzekkere yazılarak 2012 ve 2013 yıllarında TCMB, BDDK ve Türkiye Bankalar Birliği’ne gönderilen ve banka internet sitesinde ilan edilen kredi tahsis ücreti, ekspertiz ücreti ve komisyon ücretlerinin celbi ve gerekli görüldüğü takdirde dosyanın kendisine tekrar tevdii halinde ek rapor takdim edileceği, davalı bankanın kullandırdığı krediler için aldığı ve uyguladığı kredi tahsis ücreti, ekspertiz ücreti ve komisyon ücretlerinde fahiş bir durumun olmadığı, tacir olan davalı bankanın müşterilerine sunduğu bankacılık hizmetleri sebebiyle kredi tahsis ücreti, ekspertiz ücreti ve komisyon gibi adlar altında münasip bir ücret tahsil etmesine yasal bir engelin bulunmadığı şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı şirket vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı 14/09/2021 tarihli dilekçe ile itiraz edilmiştir. Mahkememizce 06/10/2021 tarihli duruşmada; 2012-2013 yıllarında T.C. Merkez Bankası, BBDK ve Türkiye Bankalar Birliği’ne gönderilen ve bankalarının internet sitesinde ilan edilen “Kredi Tahsis Ücreti, Ekspertiz Ücreti ve diğer komisyon ücretlerinin” mahkememizce bildirilmesi için … Bankası Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasına karar verilmiş ve müzekkere cevabı geldikten sonra dosya ek rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenerek 21/03/2022 tarihinde dosyaya sunulan ek raporda özetle; davalı bankanın kullandırdığı krediler için aldığı ve uyguladığı kredi tahsis ücreti, ekspertiz ücreti ve komisyon ücretlerinde fahiş bir durumun olmadığı, tacir olan davalı bankanın müşterilerine sunduğu bankacılık hizmetleri sebebiyle kredi tahsis ücreti, ekspertiz ücreti ve komisyon gibi adlar altında münasip bir ücret tahsil etmesine yasal bir engelin bulunmadığı, ancak davalı bankaca gönderilen müzekkere cevabında 2012-2013 yıllarında bankanın kredi tahsis ücreti uygulamasının bulunmadığı bildirilmiş olmakla davalı bankaca kredi tahsis ücreti adı altında yapılan kesintilerin kesinti tarihlerinden itibaren avans faizi ile davacıya iadesi gerektiği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi ek raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı banka vekili tarafından 04/04/2022 tarihli dilekçe ile ek rapora karşı yazılı beyan ve itirazda bulunularak davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. Davacı tarafça ek rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
İddia, savunma, emsal banka uygulamalarına ilişkin araştırma sonuçları, özellikle … Bankası …. tarafından mahkememizce yazılan müzekkereye verilen 05/01/2022 tarihli ve 3 sayılı cevabi yazı içeriği, dosyada Yargıtay bozma ilamı sonrasında bankacı bilirkişi …’den alınan 21/03/2022 tarihli bilirkişi ek raporu ile tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirilmiş, 21/03/2022 tarihli bilirkişi ek raporunun gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine ve dosyada mevcut belgelere uygun olduğu, aynı zamanda uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu anlaşılmakla, benimsenerek mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Eldeki dava; taraflar arasında akdedilen ticari kredi sözleşmesi nedeniyle davalı banka tarafından davacıdan kredi tahsis ücreti adı altında yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkin alacak davasıdır.
Bilindiği üzere kredi veren kuruluşlar müşterilerine faiz geliri karşılığında ödünç para kullandırmakta, ödemelerini ertelemekte veya benzer finansman olanakları sağlamaktadır. Kredi kullandıran kuruluşların temel geliri kullandırdıkları kredi karşılığında aldıkları faizdir. Faiz oranları belirlenirken kullandırılacak kredinin maliyeti ve karlılığı dikkate alınmalıdır. Kredi kuruluşlarının sözleşme masrafları, personel giderleri ve benzeri giderlerin olduğu, bunların da kredi kuruluşları açısından bir maliyet oluşturduğu şüphesizdir. Kredi kuruluşu her hizmet sağlayıcı gibi hizmet verirken ve sunduğu hizmetlerin maliyetlerini belirlerken işletme giderlerini de dikkate almalıdır. Faiz oranları belirlenirken bu giderleri dikkate almalıdır. Bu giderler dikkate alınmadan kredi sözleşmesi düzenlenmesi ve daha sonra içeriği belli olmayan soyut birtakım adlar altında maliyetleri tüketiciye yansıtmaya çalışması müşteri aleyhine dengesizlik oluşturacak ve iyi niyet kurallarına aykırı olacaktır.
Kredi sözleşmelerinde davalı banka sadece kredi verilmesi için zorunlu olan masrafları müşterisinden isteyebilir. Kredi verilmesi için gereken zorunlu masrafların neler olduğu konusunda ispat yükü ise davalı bankaya aittir. Aksi halde davalı bankanın uygulaması dışına, yani davalı bankanın uygulamadığı bir takım masrafları davacı müşteriden alması haksız şart niteliğindedir. Netice itibariyle somutlaştırılamayan ve uygulanmadığı bildirilen ücret ve masraf adı altında maktu olarak bir bedelin müşteriden talep edilmesi düşünülemez.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uygun olarak emsal banka uygulamalarının tespiti bakımından ilgili yerlere gerekli müzekkereler yazılmış ve cevapları dosya içerisine alınmıştır. Ayrıca davalı bankanın Genel Müdürlüğü’ne (… Bankası …. Genel Müdürlüğü’ne) müzekkere yazılarak 2012-2013 yıllarında bankalarınca T.C. Merkez Bankası, BBDK ve Türkiye Bankalar Birliği’ne gönderilen ve bankalarının internet sitesinde ilan edilen “Kredi Tahsis Ücreti, Ekspertiz Ücreti ve diğer komisyon ücretlerinin” gönderilmesi istenmiştir.
Davalı banka Genel Müdürlüğü tarafından mahkememizce yazılan 06/10/2021 tarihli müzekkereye verilen 05/01/2022 tarihli ve 3 sayılı cevapta açıkça; 2012-2013 yıllarında bankalarının kredi tahsis ücreti uygulamalarının bulunmadığı bildirilmiştir. Mahkememizce hükme esas alınan 21/03/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda da; davalı bankaca gönderilen müzekkere cevabında 2012-2013 yıllarında bankanın kredi tahsis ücreti uygulamasının bulunmadığı bildirmiş olması dikkate alınarak, davalı bankaca davacıdan kredi tahsis ücreti adı altında davacıdan yapılan kesintilerin haksız olduğuna işaret edilmiştir.
Sonuç olarak; davalı banka 2012-2013 yıllarında kredi tahsis ücreti adı altında bir uygulaması olmadığını bildirmesine karşın haksız olarak davacı şirketin kullandığı kredilerden 21/01/2013 tarihinde 350,00-TL., 02/04/2013 tarihinde 1.250,00-TL., 15/08/2013 tarihinde 1.000,00-TL. ve 03/09/2013 tarihinde 8.500,00-TL. olmak üzere toplam 11.100,00-TL. kesinti yaptığı, tacir olan davalı bankanın yine tacir olan davacıdan tahsil ettiği bu miktarları, kesintiyi yaptığı tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacıya iade etmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
(Her ne kadar mahkememizce kısa kararda yasa yolu olarak “sehven” istinaf yasa yolu gösterilmiş ise de; dosyanın daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olduğu hususu dikkate alındığında, kararın yazım aşamasında fark edilen bu maddi hatanın düzeltilmesi ve gerekçeli kararın yasa yolu kısmının; “…gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar…” ibaresinin eklenmesi gerekmiştir.)
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; davalı banka tarafından davacı şirketin kullandığı kredilerden 21/01/2013 tarihinde yapılan 350,00-TL., 02/04/2013 tarihinde yapılan 1.250,00-TL., 15/08/2013 tarihinde yapılan 1.000,00-TL. ve 03/09/2013 tarihinde yapılan 8.500,00-TL. olmak üzere 11.100,00-TL. kesintinin, her bir kesinti miktarı için ilgili kesintinin yapıldığı tarihten itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalı bankadan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 758,24-TL karar ve ilam harcından, 189,60-TL. peşin harcın mahsubu ile kalan 568,64-TL harcın davalıdan alınarak Maliyeye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 2.046,10-TL. (25,20-TL başvuru harcı, 189,60-TL peşin harç, 3,80-TL vekalet harcı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 327,50-TL posta masrafı) yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; dosya daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olduğundan, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır