Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/125 E. 2021/688 K. 27.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/125 Esas
KARAR NO:2021/688

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:23/11/2018
KARAR TARİHİ:27/09/2021

… Tüketici Mahkemesinin … esas … karar 19/12/2018 tarihli görevsizlik kararı ile 11/03/2019 tarihinde mahkememize tevzi edilen dava dosyası mahkememiz esasının 2019/125 Esas sırasına kaydedilmekle mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıya şirkete ait … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, aracın 17/06/2016 tarihinde karşı istikamete geçmekte olan yaya …’ a çarparak ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını ve araç sürücüsünün geçerli bir sebep olmadan olay yerini terk ettiğini, müvekkili şirket tarafından ilgili poliçe gereği işbu trafik kazası sonucu zarara uğrayan üçüncü kişilere 07/12/2017 tarihinde 67.903,69 TL hasar ödemesi yaptığını, ödemenin tazmini amacıyla …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine haksız olarak takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline takibin devamına, davalı aleyhine %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiş, duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLER:
Davacı taraf delil olarak; poliçe, ödeme dekontları, kaza tespit tutanağı, … CBS … soruşturma dosyası, … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, hasar dosyası, ticari defter ve belgeleri, tanık, yemin, bilirkişi incelemesi, keşif ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Takibin başlatıldığı, …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemede; davacı tarafça davalı borçlu hakkında davaya dayanak rücuen tazminat alacağının tahsili amacıyla ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde davalı borçlunun yetkiye, borca, faiz oranlarına, işlemiş faize, masraf ve tüm fer’ilerine vaki itirazı üzerine takibin durduğu ve yasal 1 yıllık süre içerisinde davacı tarafça, itirazın bertarafına yönelik dilekçede ileri sürülen nedenlerle eldeki davanın açıldığı görülmüştür.
Dava; meydana gelen trafik kazası nedeniyle üçüncü kişiye ödeme yapan zorunlu mali mesuliyet sigorta şirketinin, ödemeye konu zararın poliçe teminatı dışında(alkol) kaldığından bahisle sigortalısına karşı yapmış olduğu takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle;
Dosya kusur bilirkişisi Yrd. Doç. Dr. …, sigorta uzmanı … ve mali müşavir …’e tevdi edilmiş ve bilirkişiler sunmuş olduğu raporunda: Davacı şirkete sigortalı … plakalı otomobilin dava dışı sürücüsü …’ın hatalı sevk ve idaresinin, birinci derecede ve takdiren % 60 (yüzde altmış) oranında etkili bulunduğunu, ölen yaya …’ın hatalı davranışının ikinci derecede ve takdiren % 40 (yüzde kırk) oranında etkili olduğunu, davacı … A,Ş.’nin 07.12 2017 tarihinde müteveffa … varisleri vekili Av. … ‘ın banka hesabına 67.903,69 TL tazminatı ödemiş olduğunu, ancak davacının talep edebileceği gerçek zarar miktarının hesaplanabilmesi bakımından, davacı vekilinin ivedilikle Aktüerya Raporunu dava dosyasına ibraz etmesi gerektiğine dair rapor sunmuşlardır.
Mahkememizin 05/10/2020 tarihli celsesinde alınan ara karar uyarınca dosya; nöroloji uzmanı Dr. … ve trafik bilirkişileri Prof. Dr. … ve Dr. Öğr. Üye. …’a tevdi edilmiş ve bilirkişiler sunmuş oldukları raporlarında: Kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’ ın asli ve %75 oranında kusurlu; müteveffa yaya …’ ın tali ve %25 oranında kusurlu olduğunu, kazanın alkole bağlı olarak meydana geldiğinin söylenemeyeceği, kazanın münhasıran alkole bağlı olarak meydana gelmediğine dair rapor sunulmuştur.
Mahkememizin 12/04/2021 tarihli celsesinde alınan ara karar uyarınca, davacı vekilinin itirazları doğrultusunda rapor tanzimi için dosyanın nöroloji uzmanına tevdine karar verildiği ve bilirkişi sunmuş olduğu ek raporunda: Kazanın münhasıran alkole bağlı olarak meydana gelmemiş olduğunu, ( 25.11.2020 tarihli heyet bilirkişi raporundaki görüşünde değişiklik olmadığını.) kazadan sonra sürücü …’ın olay yerini terk ederek ve doktor muayenesi olmayarak elde edilmesi mümkün bilgi ve belgelerin temin edilememesine neden olduğunu, kazadan sonra sürücünün olay yerini terk etmesinin rücü sebebi olup olmayacağının tıbbın değil hukukun konusu olduğuna dair ek rapor sunmuştur.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/3841 esas, 2020/7621 karar sayılı içtihadında; ”Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne aksi halinde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)” şeklindeki tespitlere yer verilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen takip dosyası, bilirkişi raporu ve toplanıp değerlendirilen delillere göre; yukarıda anılan içtihat doğrultusunda nöroloji uzmanı ile trafik bilirkişilerinden aldırılan raporda, kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana gelmediğinin tespit edildiği, bu bağlamda yukarıda bahsedilen içtihat ta nazara alınarak meydana gelen zararın poliçe teminatı kapsamında kaldığı, davacının poliçe kapsamında ödemiş olduğu zarar için sigortalısına rücu hakkının bulunmadığı kanaatine varılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 1.159,63-TL den mahsubu ile kalan 1.100,33-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzünde, davalı yanın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup ana hatları ile anlatıldı.27/09/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı