Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/105 E. 2019/187 K. 12.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/105 Esas
KARAR NO : 2019/187
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ: 28/02/2019
KARAR TARİHİ: 12/03/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce dosya üzerinde yapılan incelemesi sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ve davalı gerçek kişinin murisi … tarafından kurulan davalı şirketin 29/04/2016 tarihinde tasfiyeye girdiğini ve tasfiye memuru olarak davacı …’nun atandığını, şirketin sona erdirilmesi ve sicilden silinmesi için şirket tasfiye memuru tarafından düzenlenen 12/06/2017 tarihli genel kurul tutanağının, davalı gerçek kişi tarafından imzalanmadığını, ayrıca tasfiye memuru kardeşinin usulsüz işlemlerinden kaynaklı İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyasından dava açıldığını, tasfiye halinde olan davalı şirketin amaçlarına uygun devam etmesinin mümkün olmadığını ve şirketin tasfiye edilecek mal varlığı bulunmadığını ileri sürerek tasfiye halindeki davalı şirketin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava; dava dilekçesinde ileri sürülen nedenlerle davalı şirketin feshi istemine ilişkindir.
İTO İnternet sitesinden çıkartılan ticaret sicil kayıtlarına göre feshi istenilen …’nin Ticaret Sicil adresinin “…” olması nedeniyle, mahkememiz işbu davaya bakmaya yetkili ve görevlidir.
Her davada davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması, dava şartıdır. Burada sözü edilen hukuki yarardan maksat, davacının sübjektif hakkına hukuki korunma sağlanması hususunda mahkemeye başvurmasında hali hazırda hukuken korunmaya değer bir yararının bulunmasıdır. Bir başka ifadeyle, davacı hakkına kavuşmak için, hali hazırda mahkeme kararına muhtaç bir konumda değilse onun hukuki yararının bulunmadığından söz etmek mümkün değildir (HMK md.114).
Davacının dava hakkına sahip olması, dava açabilmesi için yeterli değildir. Bundan başka, davacının dava açmakta hukuki bir yararının bulunması gerekir; yani, dava hakkı, hukuki yarar ile sınırlıdır. Dava açmakta hukuki yararı olmayan kişi, Devletin mahkemelerini (davası ile) gereksiz yere uğraştıramaz.
Hukuki yarar, HMK’nın 114/1-h maddesi gereğince dava şartı olup, taraflarca ileri sürülmesi dahi 115/1.maddesi gereğince yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetilir.
Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; incelenen sicil kayıtlarına göre, dava konusu yapılan ve feshi istenen davalı şirketin 12/04/2016 tarihinde tasfiyeye girdiği, tasfiye süreci tamamlanarak tasfiyenin sona ermesi üzerine şirketin ticaret ünvanının sicilden silinip hukuk alemindeki varlığının sona ereceği, dolayısıyla tasfiyeye giren ve tasfiye sonrası tüzel kişiliği sona erecek olan davalı şirketin, tüzel kişilinin sonlandırılmasına yönelik fesih isteminde yukarıda açıklanan nedenlerle hukuki yarar bulunmadığı anlaşıldığından, davanın hukuki yarar dava şartı yokluğundan usulden reddine ilişkin aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın, hukuki yarar dava şartı yokluğundan HMK’nın 114/1-h, 115.maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
2-Peşin harç karar harcını karşıladığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacılara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonrasında oybirliğiyle karar verildi.
Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.