Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/997 E. 2020/904 K. 16.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/997 Esas
KARAR NO :2020/904

DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/10/2018
KARAR TARİHİ: 16/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki sebebiyle müvekkilinin davalıdan cari hesaptan kaynaklanan alacağı bulunduğunu, davalı tarafından borcun ödenmemesi sebebiyle …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin yasal süresinde borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, yapılan itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin da davalı karşı yana yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın takip dayanağı olarak cari hesap alacağını dayanak gösterdiğini, ancak taraflar arasında alacak iddiasına dayanak yaptığı kesinleşmiş bir cari hesap ilişkisi bulunmadığını, cari hesap ilişkisinin bulunması için taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunması gerektiğini, taraflarına tebliğ edilen herhangi bir cari hesap sözleşmesi de bulunmadığını, müvekkilinin davacı tarafa tüm ödemelerini yaptığını ve herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek, kötü niyetli olarak başlatılan icra takibine yaptıkları itirazın kabulüne, davanın reddine, davacı taraf aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava; cari hesap alacağına dayalı olarak …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile girişilen icra takibinde davalı borçlu tarafından yapılan itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında çözümlenmesi gereken ihtilafın; davacı tarafın takip tarihi itibariyle davalıdan alacağı bulunup bulunmadığı, alacaklı ise miktarı ve alacağın likit olup olmadığı noktalarında toplandığı görülmektedir.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, ticari defterler, diğer delillere dayanmıştır.
Davalı taraf ise delil olarak; icra dosyası, taraflar arasındaki tüm sözleşmeler, kayıtlar, yazışmalar, bilirkişi incelemesi, tanık beyanı, müvekkili şirkete ait tüm kayıt ve defterler, Yargıtay içtihatları ve dava konusu sair tüm delillere dayanmıştır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının aslı celbedilerek incelenmiştir. …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinden; davacı şirket tarafından davalı aleyhine 11/09/2018 tarihinde 9.339,09-TL. cari hesap alacağı, 364,23-TL işlemiş faiz (ticari) olmak üzere toplam: 9.703,32-TL alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, borcun sebebi olarak cari hesabın gösterildiği, Örnek 7 nolu ödeme emrinin davalı borçluya 13/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça yasal süresi içerisinde 19/09/2018 tarihinde borca itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, davacı tarafından 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde 26/10/2018 tarihinde itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK.) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Mahkememizce tarafların bağlı bulunduğu Vergi Daireleri’ne ayrı ayrı müzekkereler yazılarak taraflar arasındaki ilişki dönemini kapsayan BA ve BS kayıtlarının gönderilmesi istenmiştir. …Dairesi tarafından mahkememizce yazılan müzekkereye 18/07/2019 tarihinde cevap verilmiş, ekinde dosyamız davalısı … LTD. ŞTİ.’ne ait BA ve BS formları gönderilmiştir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacı (alacaklı) tarafa ait olduğundan, bu kapsamda taraflarca bildirilen deliller toplanmıştır. Uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, mahkememizce 15/10/2019 tarihli ara kararla dosyanın SMMM bilirkişisine tevdi edilerek; davacı taraf iddiası, davalı taraf savunması, icra dosyası ve tarafların dilekçeleri ile ekindeki belgeler incelenmek suretiyle rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce 15/10/2019 tarihli duruşmada verilen 2 nolu ara kararla 29/11/2019 günü, saat:14.00 inceleme günü ve saati olarak belirlenmiştir. İlgili ara kararda; duruşmada hazır bulunan taraf vekillerine inceleme gün ve saatinde ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmesi, eğer inceleme gün ve saatinde burada hazır edemeyecek iseler en geç inceleme gün ve saatine kadar ticari defetr ve kayıtların bulundukları yerleri bildirmeleri için inceleme gününe kadar kesin süre verilmesine karar verilerek aksi takdirde defter ibrazından kaçınmış sayılacakları hususu açıkça ihtar edilmiştir. Ancak davalı şirket kendisine usulüne uygun ihtarat yapılmasına karşın ticari defter ve belgelerini incelenmek üzere sunmadığı gibi, yerinde inceleme de talep etmemiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenerek 23/12/2019 tarihinde ön bürodan dosyaya sunulan raporda özetle; dosyada mevcut davacı şirketin 2017-2018 yılına ait yasal ticari defterleri, dava dosyası ile yine kayıtların dayanağı belgelerin muhasebesel yönden tetkiki sonucunda ve raporda açıklanan nedenlerle; incelenen davacı şirkete ait 2017-2018 yılı ticari defter ve belgelerin elektronik defter genel tebliği usul ve esaslarına göre tutulduğu, elektronik defterler ile envanter defterinin yasal süresinde onaylandığı ve davacı şirketin 2017/2018 yılı ticari defterlerinin TTK. hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olmasından dolayı davacı taraf lehine delil niteliği taşıdığı, davalı şirket vekilinden yazılı olarak talep edilmesine rağmen yerinde inceleme için randevu verilmediği, hiçbir belge de sunulmadığı, davalının incelemeye katılmadığı, taraflar arasındaki ticari mal alım-satım ilişkisinden kaynaklı olarak davacı tarafın davalıdan 9.339,09-TL. tutarında alacaklı bulunduğu, davacının icra inkar tazminatı talebinin değerlendirilmesinin ise mahkemenin takdirinde olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı şirket vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı itiraz edilmiştir. Bunun üzerine mahkememizce 13/07/2020 tarihli duruşmada davalı tarafın itirazlarını karşılar nitelikte ek rapor alınmasına karar verilerek, dosya kök raporu düzenleyen bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 27/08/2020 tarihli ek raporda ise özetle; davalı vekilinden yazılı olarak talep edilmesine rağmen hiçbir belge sunulmadığı, incelemeye de katılınmadığı, ancak davacı yanın faturalarının davalı yan muhasebe kayıtlarına alındığının GİB.’na verilen BA bildirimlerinden anlaşıldığı, icra takip tarihi itibariyle davacının davalı yandan 9.339,09-TL. alacağının bulunduğu, tarafların faiz, icra inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin değerlendirilmesinin ise mahkemeye ait olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/01/2017 tarih, 2016/2630 E. ve 2017/258 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere; mahkemece tacir olan taraflara ticari defterlerini sunmaları için kesin süre verilmesi halinde davacı taraf ticari defterlerini öngörülen sürede ibraz etmesine karşın davalı taraf ticari defterlerini mahkemeye sunmaz ise artık davacı tarafın usulüne uygun tutulan ticari defterleri onun (davacının) lehine delil niteliğini haizdir. Davacının icra takibine konu ettiği tutarlar eğer davacının usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinde yer almakta ise (kayıtlı ise) bu durumda davalı tarafın ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olması nedeniyle ispat yükü kendisinde olan tarafın (davacının) ticari defterleri davacı lehine delil olacaktır.
Yine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere; BA ve BS formları, ticarî defter kavramı içerisine girmektedir. Mahkememizce … Dairesi Müdürlüğü’nden celbedilen davalı şirkete ait BA-BS formları incelenmiş, bilirkişi raporunda da bu husus tespit edilmiş, buna göre davalı şirketin dava konusu faturaları kayıtlı olduğu vergi dairesine beyan ettiği, davacı tarafın ticari defterleri ile dayanağı yardımcı defterlerin birbirini teyit ettiği görülmüş; sonuç olarak mahkememizce davalı şirketin dava konusu faturalara konu malları davacıdan aldığı kanaatine varılmıştır.
Dosyada alınan bilirkişi kök ve ek raporların gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamının ve mahkememizce de benimsenen 24/01/2020 tarihli bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinde; davacı şirketin taraflar arasındaki ticari ilişkiye uygun olarak davalı şirket adına faturalar düzenlendiği, takip konusu faturaların davacı şirketin resmi ve mevzuata uygun ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı konusunda mahkememizde kanaat oluştuğu, davacı tarafın bilirkişi incelemesi için defter, kayıt ve belgelerini ibraz ettiği, ancak davalı taraf mahkememizce verilen kesin süreye ve yapılan ihtarata rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçındığından ispat yükü kendisinde olan davacı tarafın ticari defterlerinin lehine delil olduğu, takibe konu cari hesabı oluşturan faturaların davalı tarafça vergi dairesine BA formu ile bildirildiği, bu durumda bu miktarda malın teslim olunduğunun kabulünün gerektiği, davalının ise borcunu ödediğini kanıtlayamadığı, davacı tarafça dosyaya sunulan ticari defter, kayıt ve belgelere göre düzenlenerek hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi kök ve ek raporlarında tespit edilen miktara göre taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibariyle 9.339,09-TL. alacaklı olduğu, bilirkişi kök ve ek raporları ile tespit edilen asıl alacak miktarına yönelik davalı şirket itirazının haksız olduğu anlaşılmakla, davanın kabulü ile itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek (yıllık %19,50 oranını geçmemek üzere) avans faizi uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, ayrıca İİK.’nun 67/2 maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemek olduğundan ve takip konusu alacaklar likit ve itiraz da haksız olduğundan, kabul edilen miktar üzerinden davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatını da kapsayacak şekilde aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalı şirketin 9.339,09-TL. asıl alacağa yönelik itirazının iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek (yıllık %19,50 oranını geçmemek üzere) avans faizi uygulanmak suretiyle takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 1.867,81-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Reddedilen kısım yönünden şartları oluşmadığından davalı tarafın haksız takip tazminatına yönelik talebinin reddine,
4-Alınması gerekli 637,95-TL karar ve ilam harcından, 165,71-TL peşin ve icraya yatan harcın mahsubu ile geriye kalan 472,24-TL harcın davalıdan alınıp Maliyeye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 165,71-TL. peşin + icraya yatan harç toplamının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı olan toplam 891,80-TL. yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 858,32- TL.’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 uyarınca hesap ve taktir olunan 364,32-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
9-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır