Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/994 E. 2020/652 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/994 Esas
KARAR NO:2020/652

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:04/01/2016
KARAR TARİHİ:27/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 07/06/2009 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin eşi …’nın sürücü konumunda bulunduğu … plakalı ZMS Sigorta poliçesi bulunmayan aracın devrilmesi sonucu tek taraflı kaza neticesinde vefat ettiğini, vefat neticesinde müvekkilinin desteğinden yoksun kaldığını, … Hebasına başvurulmuş olmasına rağmen davalının olumsuz cevap verdiğini beyanla fazlaya ait alacakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 30/11/2015 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BEDEL ARTIRIM :
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 25/02/2020 tarihli dilekçesinin tetkikinde, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla bedel artırım dilekçelerinin kabulüyle bilirkişi raporu doğrultusunda davalının teminatı uyarınca 147.000,00 TL arttırarak, şimdilik 150.000,00 TL ‘ nin 30/11/2015 temerrüt tarihinden itibaren davalıya başvurudan 8 gün sonrasından, işleyecek avans faiziyle kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dayandığı tüm delillerin taraflarına tebliğ edilmesini, aksi halde davanın dava şartı yokluğundan red edilmesini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile iş bu dava sonucunda müvekkili aleyhinde hüküm kurulup tazminat ödenmesi halinde müvekkilinin ödediği iş bu tazminatı mevzuatı gereği yine söz konusu sigorta yaptırılmamış aracın kusurlu sürücüsü ve sigorta yaptırmamış araç sahibi konumunda olan müteveffanın varislerine rücu edeceğinden davacının aynı zamanda borçlu konumuna geleceğini, bu itibarla somut olayda alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleştiğini, husumet itirazında bulunduklarını, davanın bu nedenle reddi gerektiğini, müvekkili kurumun işleten ve sürücüye rücu hakkının sigortacılık kanunu ve … yönetmeliğinin 16.maddesinden kaynaklanmakta olup bu hakkın TTK’da düzenlenen halefiyet ilkesi dışında sadece müvekkiline tanınmış olan spesifik bir rücu hakkı olduğunu, TBK 135 (eski BK 116) maddesi gereği davacının bu olay nedeniyle müvekkiline dava açma haklarının bulunmadığını, ayrıca kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkilinin teminat limitleri ve kusur oranı ile sınırlı sorumlu olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizin … Es. … Kar. Sayılı dosyamızda ” Alacaklı ve borçlu sıfatının birleşmesi sebebiyle davanın bu sebeple reddine” karar verilmiş, davacı vekilinin itirazı üzerine dosya İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesine gönderilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 12/10/2018 tarih 2017/1239 Es.2018/2126 Kar. Sayılı ilamının tetkikinde ” davacının talep ettiği tazminat miras hakkına dayanmayıp desteğin kaybından kaynaklandığından mirastan bağımsız bir haktır. Yargıtay içtihatlarına göre de (Yargıtay 17.HD 2015/6289 E. 2018/780 K, 2015/12528 E. 2017/11750 K.) destekten yoksun kalmaya ilişkin zararın oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, araç sürücüsü veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde destekten yoksun kalanları etkilemeyeceği öngörülmüş olup bu durum …nın taraf olduğu davalar için de geçerlidir. Buna göre somut olayda TBK’nun 135.maddesi anlamında alacaklı ve borçlu sıfatının birleştiğinden söz edilemez. Mahkemece bu hususlar gözetilmeden yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ” kararı verilmiş ve yukarıdaki esas numarasını almıştır.
Mahkememizce verilen kararın kaldırılmasından sonra, dosya konusunda uzman aktüarya uzmanı bilirkişisi … ‘a tevdiği edilmiş, adı geçen bilirkişice sunulan 24/02/2020 tarihli bilirkişi raporunun dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporunun tetkikinde; 07/06/2009 tarihinde meydana gelen ölümlü trafik kazasında davacı … ‘ ya ilişkin tazminat tutarının 237.136,65 TL olarak hesaplandığı, poliçe limitleri yönünden olay tarihindeki … sakatlanma ve ölüm için kişi başına limitinin 150.000,00 TL olması nedeniyle davacının davalı şirketten talep edebileceği toplam tazminatının 150.000,00 TL olabileceği görüşüyle rapor alınmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava ölümlü trafik kazası nedeni ile ölenin eşi tarafından talep edilen destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Somut olayda 07.06.2009 tarihinde müteveffa …’nın hakimiyetinde bulunan traktörün devrilerek takla atması neticesinde yaşamını kaybettiği anlaşılmıştır.
2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir. Ancak işletenin 91. madde gereğince mali sorumluluk sigortası yaptırması gerektiği yönündeki bu düzenlemeye karşın yaptırmaması durumunda 3. kişilerin bedensel zararlarının karşılanması için … kurulmuştur. Kazaya neden olan traktörün kaza tarihi itibariyle zorunlu mali mesuliyet sigortasının bulunmadığı dosya kapsamı ile sabit olup davacı yanın destek tazminatından davalı yan kuruluş amacı gereği sorumlu olacaktır.
Mahkememiz kararı üzerine verilen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 2017/1239 E-2018/2126 K sayılı ilamında da belirtildiği üzere davacının tazminat hakkı mirastan bağımsız bir hak olup ölenin kusuru destekten yoksun kalan davacıyı etkilemeyecektir.
Davacının talep edebileceği destek tazminatının belirlenmesi yönünden alınan raporda davacının talep edebileceği miktarın 237.136,65 TL olduğu, kaza tarihi itibariyle davalı yanın sorumlu olduğu limitin 150.000,00 TL olduğu rapor edilmiştir.
Davacı vekili tarafından hükmedilecek tazminata avans faiz işletilmesi talep edilmişse de kazaya karışan aracın traktör olduğu, ticari amaçla kullanıldığına dair dosya içerisine davacı yanca bilgi belge sunulmadığı anlaşıldığından yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.
Lukarıda yapılan açıklamalar ve davacı tarafından sunulan bedel arttırım dilekçesi göz önüne alınarak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-)Davanın KABULÜ İLE; 150.000,00 TL’nin 30.11.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine
2-)Alınması gereken 10.246,5 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin ve tamamlama yolu ile ödenen toplam 539,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 9.707,3 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından peşin ödenen toplam 539,20 TL harcın davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine
3-)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 18.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine
4-)Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile yapılan 29.20 TL başvuru harcı ile 873,75 TL posta, tebligat ve bilirkişi ücretinin davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine
5-)Gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 27/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır