Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/976 E. 2020/315 K. 08.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/976
KARAR NO: 2020/315

DAVA:İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 22/10/2018
KARAR TARİHİ: 08/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yurtiçi ve yurtdışı kargo taşımacılığı alanında hizmet veren bir firma olduğunu, davalı …’ın talebi üzerine verilen kargo hizmeti karşılığında müvekkili şirketin davalıdan 6.809,02-TL. tutarındaki alacaklı bulunduğunu, davalı tarafın borcunu ödemediğini, davalıya yazılı ve sözlü bildirimde bulunulmasına karşın alacaklarını tahsil edemediklerini, bunun üzerine davalı/borçlu hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile fatura ve cari hesaba dayalı olarak ilamsız icra takibi başlattıklarını, ilgili icra dosyasında ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiğini, davalı borçlu tarafından yasal süresinde borca, faize ve takibe itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, davalının yaptığı itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, ayrıca yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve ekleri ile duruşma günü davalı …’a usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın davalı tarafından davaya karşı herhangi bir cevap verilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, verilen kargo hizmeti karşılığı tanzim edilen faturalara ve cari hesaba dayalı alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın, İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, taşıma sözleşmesi, … taşıma kural ve koşullarını bildirir belge, ticari defter ile kayıtlar, cari hesap ekstresi, davalıya kesilen faturalar, taraflar arasındaki yazışmalar, tanık beyanı, keşif, bilirkişi incelemesi delillerine dayanmıştır. Davalı taraf ise herhangi bir delil bildirmemiştir.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası celbedilerek incelenmiş, dosyanın incelenmesinden; davacı şirket tarafından borcun sebebi “açık hesaptan kaynaklanan alacak” gösterilmek suretiyle davalı … aleyhine 27/09/2013 tarihinde 6.809,02- TL. asıl alacağın tahsiline yönelik olarak ilamsız icra takibi başlatıldığı, örnek 7 nolu ödeme emrinin davalı 10/02/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekili Av. … tarafından … İcra Müdürlüğü kanalıyla ve muhabere yoluyla sunulan 17/02/2014 tarihli dilekçe ile yasal süresi içerisinde borca, faize ve faiz oranına itiraz edilerek takibin durdurulduğu, sonrasında davacı şirketçe davalı aleyhine 22/10/2018 tarihinde ve 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafça dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan 05/05/2013 tarihli taşıma sözleşmesinde davalı …’ın imzasının bulunduğu ve davalıya yapılacak gönderiler için yetkili e-mail adreslerinin sözleşmede açıkça yazılmış olduğu görülmüştür. Ayrıca tacir olan taraflar arasında akdedilen sözleşmenin “Anlaşmazlıklar ve Cari Hesap Kanıt Sözleşmesi” başlıklı maddesinde tarafların; … ile müşterinin TTK.’nun 89. ve 101. maddeleri hükümleri uyarınca cari hesap yöntemi ile çalışacaklarını, işbu sözleşmeden doğan her türlü uyuşmazlıkta tarafların …’nin ticari defter, evrak ve bilgisayar kayıtlarının HMK uyarınca münhasır delil olarak kabul edeceklerini kabul ve taahhüt etmiş oldukları anlaşılmaktadır.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlamak yükümlülüğü davacı tarafa ait olduğundan, bu kapsamda davacı tarafça bildirilen deliller toplanmış, mahkememizce icra takip dosyası getirilerek dosyaya kazandırılmış, takibe ve davaya dayanak faturalar ve cari hesap ekstresinin dosya arasında olduğu görülmüş, sonrasında 25/12/2019 tarihli duruşmada uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden SMMM bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davalıya gönderilen ve 27/01/2020 tarihinde tebliğ edilen ihtarat içeren tebligatta; davalı tarafa inceleme gün ve saatine kadar davaya konu tüm dayanak delillerini ve varsa ticari defterlerini vs. tüm belgelerini dosyaya sunması için kesin mehil verildiği, verilen mehil kesin olduğundan bu yönde bir daha mehil verilmeyeceği ve ticari defter ve kayıtlara dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı hususları açık ve net bir şekilde ihtar edilmiştir. Davalıya gönderilen tebligat ekine 25/12/2019 duruşma tutanağı da eklenmiş, böylelikle davalı tutanakta yer alan ve taraflara yerinde inceleme yapılmasını istedikleri takdirde HMK’nun 278. maddesinin son fıkrası uyarınca bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilebileceğinden haberdar edilmiştir.
Davalı, inceleme günü ve saatinden haberdar olmasına karşın inceleme gün ve saatinde mahkeme kalemine gelmediği gibi, ticari defterlerini de mahkememiz dosyasına sunmamıştır. Davalı taraf ayrıca ticari defterlerinin yerinde incelenmesini de mahkememizden talep etmemiştir. Dolayısıyla, davalı taraf ticari defterlerin ibrazı için kendisine çıkarılan uyarılı davetiyeye rağmen ticari defter ve belgelerini ibraz etmediğinden, sadece davacı tarafın ticari defter ve kayıtları ile dosyaya getirtilen ve sunulan belgeler üzeride inceleme yapılmak için dosya konusunda uzman SMMM bilirkişi …’a tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporu 21/02/2020 tarihinde dosyaya sunulmuştur.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 21/02/2020 tarihli raporda özetle; dava konusu alacağın davacı şirket ile davalı arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak davalı tarafından ödenmeyen 6.809,02-TL. bakiye alacak olduğu, mevcut haliyle davacının 2013 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu kanaatine varıldığı, davacı şirketin davalı …’ı 2025127 abone numarası ile 34164 nolu hesapta izlediğinin tespit edildiği, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarında davalıya kesmiş olduğu faturaları cari hesabı izlediği hesabın borç tarafına kaydettiğinin görüldüğü, davacının dosyaya mübrez evraklarında sunduğu … evrakları incelendiğinde, davaya ve takibe konu faturaların usulüne uygun olarak yansıtıldığının tespit edildiği, dosyaya mübrez evraklarda davalının faturalara itirazını ihtarname ile yapmadığının anlaşıldığı, taraflar arasında 05/06/2013 tarihli taşıma sözleşmenin yapıldığı, sözleşmeye göre davalının fatura tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde ödeme yapmakla yükümlü olduğu, dava konusu faturaların yurtdışı taşıma hizmetine ilişkin olduğu, sözleşme gereği alıcı tarafından kabul edilmemesi halinde davalı yana faturalandırıldığının görüldüğü, sonuç olarak; davacı yanın davalı yanı noter vasıtasıyla icra takibinden önce temerrüde düşürmediği, davacının davalı yandan toplam 6.809,02-TL. cari bakiye alacağının olduğu, …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında takip konusu faturalı alacağa ilişkin davacı yanın, davalı yana icra takibinden önce temerrüde düşürülecek işlem yapılmadığından temerrüdün icra takibi ile oluştuğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına tebliğe çıkarılmış, davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi sunulmuş, davalı ise rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunmamıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/01/2017 tarih, 2016/2630 E. ve 2017/258 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere; mahkemece tacir olan taraflara ticari defterlerini sunmaları için kesin süre verilmesi halinde davacı taraf ticari defterlerini öngörülen sürede ibraz etmesine karşın davalı taraf ticari defterlerini mahkemeye sunmaz ise artık davacı tarafın usulüne uygun tutulan ticari defterleri onun (davacının) lehine delil niteliğini haizdir. Davacının icra takibine konu ettiği tutarlar eğer davacının usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinde yer almakta ise (kayıtlı ise) bu durumda davalı tarafın ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olması nedeniyle ispat yükü kendisinde olan tarafın (davacının) ticari defterleri davacı lehine delil olacaktır.
Dosyada alınan bilirkişi raporu mahkememizce incelenip denetlenmiş, raporun toplanan delillere dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere uygun olduğu görülmüş, gerekçeli, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu saptanarak mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamının, taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerinin, davacı tarafından davalı adına kesilen faturaların ve cari hesap ekstresinin, dosyada alınan bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinde; tacir olan taraflar arasında akdedilen sözleşmeye göre davalı müşterinin davacı …’nin ticari defter, evrak ve bilgisayar kayıtlarını delil olarak kabul ettiği, davacı şirketin sözleşme hükümlerine uygun olarak verdiği hizmete karşılık faturalar düzenlediği, düzenlenen bu faturaların davacının resmi ve mevzuata uygun ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, böylelikle taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı konusunda mahkememizde kanaat oluştuğu, davacı tarafın bilirkişi incelemesi için defter, kayıt ve belgelerini ibraz ettiği, ancak davalı tarafın mahkememizce verilen kesin süreye ve yapılan ihtarata rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçındığı, bu nedenle ispat yükü kendisinde olan davacı tarafın ticari defterlerinin lehine delil olduğu, dosyadaki delil ve belgelere göre düzenlenen bilirkişi raporunun usulüne uygun ve denetime elverişli olduğu, davacı tarafça sunulan ticari defter, kayıt ve belgelere göre düzenlenerek hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporunda tespit edilen miktara göre taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak davacı şirketin davalıdan takip tarihi itibariyle 6.809,02-TL. alacaklı olduğu ve bu miktara yönelik olarak davalının borca yaptığı itirazın haklı ve yerinde olmadığı, taraflar tacir olduklarından asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesi gerektiği anlaşılmakla; davanın kabulü ile İİK.’nun 67. maddesi gereğince davalının itirazının iptalinin gerektiği, ayrıca İİK.’nun 67/2 maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemek olduğundan ve takip konusu alacak likit ve itiraz da haksız olduğundan, kabul edilen miktar üzerinden davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatını da kapsayacak şekilde aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalının 6.809,02-TL. asıl alacağa ilişkin itirazının iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına,
2-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 1.361,80-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 465,12-TL karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 116,29-TL. harçtan mahsubu ile geriye kalan 348,83-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı olan toplam 1.139,29-TL. yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek davacı tarafa iadesine,
Dair, HMK.’nun 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak 2 (iki) hafta içinde HMK.’nun 342. maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK.’nun 343. maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile yine HMK.’nun 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olarak verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/07/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır