Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/97 E. 2021/75 K. 05.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/97 Esas
KARAR NO:2021/75

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :31/01/2018
KARAR TARİHİ:05/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05/12/2016 tarihinde, sürücü …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı aracın … Mahallesi, … Sokak’tan … istikametine doğru seyir halinde iken karşıya geçmekte olan müvekkili davacı yaya …’a çarpması sonucunda yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü …’nin tamamen kusurlu olduğunu, müvekkilinin ise hiçbir kusurunun bulunmadığını, olayla ilgili olarak …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile ceza davası yürütüldüğünü, kazaya yol açan aracın ZMSS poliçesi bulunmadığından müvekkilinin uğramış olduğu bedensel zararlar neticesinde oluşan geçici ve sürekli iş göremezlik maddi zararlarının davalı … tarafından karşılanması gerektiğini belirterek, fazlaya dair talep ve dava haklarını saklı tutarak şimdilik 100,00-TL. sürekli iş göremezlik tazminatı, 100,00-TL. geçici iş göremezlik tazminatı ile … Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı’na davacı müvekkili için ödenen 900,00-TL. tutarındaki rapor ve muayene ücretinin yargılama giderlerinden sayılarak davalıdan tahsiline, hesaplanacak maddi tazminata davalı …’nın temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek yasal faiz yürütülmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin ise davalı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …’na dava dilekçesi, delil listesi ve tensip zaptı usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen, davalı taraf davaya karşı herhangi bir cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; 05/12/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacının uğradığını iddia ettiği cismani zararların tazminine yönelik olarak açılmış maddi tazminat davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı ceza dosyası, ifade tutanakları, kaza tespit tutanağı, olay yeri inceleme ve tespitine ilişkin tutanaklar, … Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 17/10/2017 tarihli maluliyet raporu, … … Devlet Hastanesi’nde bulunan davacıya ait ameliyat ve epikriz raporları, röntgenler ve tüm hasta dosyası, SGK kayıtları, davalı …’na yapılan başvuru, yazışmalar ve tebliğ şerhleri, genel adli muayene formu, sigortaya başvuru dilekçeleri ve tebliğ şerhleri, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi, ilmi ve kazai içtihatlar ile diğer tüm yasal delillere dayanmıştır. Davalı taraf ise herhangi bir delil sunmamıştır.
Mahkememizce …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı ceza davası dosyasının UYAP örneği celbedilerek incelenmiştir. Davalı …’na müzekkere yazılarak hasar dosyasının bir örneğinin gönderilmesi istenmiş ve gelen cevap ile ekleri dosya içerisine alınmıştır.
Dava konusu trafik kazası nedeniyle kazaya karışanların kusur durumlarının tespiti bakımından dosya ATK Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmiştir. ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 22/07/2019 tarih ve … sayılı kusur raporunda özetle; sürücü …’nin sevk ve idaresindeki araç ile önündeki aracı geçmek için sola manevra ile devamlı çift çizgiyle bölünmüş yolun karşı yön bölümünü ihlal ederek nizamlara aykırı bir şekilde solladığı, sağ tarafından kaplamaya girip … yol bölümünü geçerek … yön bölümüne giren davacı yayaya karşı etkin fren tedbirene başvurmaksızın karşı yön bölümünde çarptığı olayda kusurlu olduğu, davacı yaya …’ın ise olay mahallinde yolun her iki yönüne ilişkin kontrolleri yaptıktan sonra karşıdan karşıya geçişini yapması gerekirken bu hususa riayet etmediği, kaplamaya girip … yol bölümünü geçerek … yön bölümüne girdiği sırada sol tarafından yaklaşmakta olan kamyonete karşı yeterli korunma tedbirine başvurmadığı olayda kusurlu olduğu, sonuç olarak sürücü …’nin kazanın meydana gelmesinde %80 (yüzde seksen) oranında, davacı yaya …’ın ise %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu oldukları yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen kusur raporu e-tebligat yolu ile 03/08/2019 tarihinde taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiş, davalı … vekili tarafından 30/07/2019 tarihli dilekçe ile kusur raporuna karşı itirazda bulunulmuştur. Dosyada alınan ATK kusur raporu mahkememizce incelenip denetlenmiş, raporun kazanın oluşuna, dosya kapsamındaki tutanak ve ifadelere uygun olduğu, mevcut haliyle yargısal denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu ve de uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu anlaşılmış, 27/11/2019 tarihli duruşmada davalı tarafın rapora itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 26/03/2015 tarihli, 2013/… Esas ve 2015/… Karar sayılı ilamına göre; “Haksız fiil sonucu çalışma gücünün kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite hastanelerinin Adli Tıp Ana Bilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler de dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden maluliyet raporu alınarak yapılması…” gerekmektedir.
Somut dosyada; davacı tarafça … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndan alınan 06/09/2018 tarih ve …/… sayılı maluliyet raporu sunulmuş olduğundan, mahkememizce usul ekonomisi ilkesi gereğince yeniden maluliyet raporu alınmasına gerek görülmemiştir.
… Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 06/09/2018 tarih ve …/2423 sayılı maluliyet raporunda özetle; 05/12/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonrasında kişinin (davacı …’ın) kazaya bağlı bedensel özürlülük oranının %42 olduğu, tıbbi iyileşme süresinin ise 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği, kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren sürekli sakatlık raporu alana kadar geçen tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı ihtiyaç süresinin ise 2 (iki) ay olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir. Anılan raporun tetkikinde; raporun dosya kapsamına, dosyadaki tedavi belgelerine ve yasal mevzuat hükümlerine uygun olarak tanzim edildiği anlaşılmış, akabinde mahkememizce 04/11/2020 tarihli duruşmada dosyanın aktüer hesabı yapılmak üzere bilirkişiye tevdiine karar verilmiştir.
Aktüer bilirkişi … tarafından dosyaya sunulan 13/11/2020 tarihli raporda Anayasa Mahkemesi’nin verdiği iptal kararı ile 01/06/2015 tarihli Yeni Genel Şartlar esas alınarak davacının maddi zararı seçenekli olarak hesaplanmıştır. Aktüer raporunda özetle; davacı vekili tarafından davacının gelirine ve mesleğine ilişkin herhangi bir beyanda bulunulmadığı, ayrıca dosya kapsamında davacının gelirine ilişkin ücret bordrosu, SGK hizmet cetveli vs. belgeye de rastlanmadığı, bu itibarla takdiri mahkemeye ait olmak üzere davacının gelirinin asgari ücret kadar olacağı, hesaplamaların da asgari ücret baz alınarak yapıldığı, buna göre; 1. seçenek olarak davacı …’ın 05/12/2016 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonrası 9 aylık geçici iş göremezlik dönemine araç sürücüsünün %80 oranındaki kusuru yansıtıldığında 10.726,56-TL., davacının %42 oranındaki maluliyetine araç sürücüsünün %80 oranındaki kusuru yansıtıldığında 335.589,77-TL. olmak üzere davacının toplam maddi zararının 346.316,33-TL. olduğu, 2. seçenek olarak ise davacı …’ın 05/12/2016 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonrası 9 aylık geçici iş göremezlik dönemine araç sürücüsünün %80 oranındaki kusuru yansıtıldığında 10.726,56-TL., davacının %42 oranındaki maluliyetine araç sürücüsünün %80 oranındaki kusuru yansıtıldığında 269.956,47-TL. olmak üzere davacının toplam maddi zararının 280.686,03-TL. olduğu, davalı … yönünden kaza tarihindeki teminat limitinin (2016 yılı) 310.000,00-TL. olduğu, davacı tarafın başvuru dilekçesinin davalı … tarafından kabul edildiği tarihten sonraki 8 (sekiz) iş günü sonrasının 18/05/2017 tarihi olduğu, sorumluluk, temerrüt tarihi ve faiz türü gibi hukuki olgular konusunda takdirin mahkemeye ait olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Taraf vekillerine aktüer bilirkişi raporu usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından aktüer raporuna karşı 21/11/2020 tarihinde yazılı beyanda bulunulmuş, ayrıca talep artırım dilekçesi sunularak gerekli tamamlama harcı ikmal edilmiştir. Davalı … vekili tarafından 30/11/2020 tarihli dilekçe ile aktüer bilirkişi bilirkişi raporuna ve ıslah dilekçesine karşı itiraz dilekçesi sunulmuş, AKT’dan yeniden kusur raporu alınması yönünde talepte bulunulmuştur.
Mahkememizce 23/12/2020 tarihli duruşmada dosyada alınan ATK kusur raporu, maluliyet raporu ve aktüer bilirkişi raporunun yargısal denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu anlaşılarak, davalı … vekilinin ATK.’dan yeniden kusur raporu alınması yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
…; 14 Haziran 2007 tarih, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesiyle Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri bünyesinde kurulmuştur. Kamusal nitelikte olan ve ayrı bir tüzel kişiliği bulunan …’nın yasal çerçevesi ise 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi ve … Yönetmeliği’nde çizilmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/1. maddesine göre; “Bu Kanunun 13 üncü maddesi, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak aşağıdaki koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği nezdinde … oluşturulur.”
Buna göre davalı …’nın sorumluluğu; rizikonun gerçekleştiği tarihte geçerli zorunlu sigorta poliçesinin teminat limitleri ile sınırlıdır. Bir başka ifade ile …, zarar görenlerin trafik kazası sonucunda uğramış olduğu zararları, ancak zorunlu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılar. Somut olayda; kaza tarihi olan 2016 yılı itibariyle davalı …’nın sorumluluk limiti 310.000,00-TL.’dir.
… Yönetmeliği’nin “Hesaba Başvurulacak Haller” başlıklı 9. maddesinin (a) bendinde açıkça; sigortalının veya sigortayı yaptırmakta sorumlu olanın tespit edilememesi hallerinde kişide meydana gelen bedensel zararlar için …na başvurabileceği belirtilmiştir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nda “yaralanma hallerinde”; tedavi dışında, yaralanan kimsenin çalışma gücünün tamamen veya kısmen azalması gibi durumlarda, bundan kaynaklanan zararların, ileride ekonomik yönden yoksun kalacağı zarar ve ziyan ile masrafların, kişinin olay nedeniyle mahrum kaldığı diğer ekonomik zararların poliçe kapsamında kalan zararlardan olduğu kabul edilmektedir. (Işıl Ulaş, Uygulamalı Sigorta Hukuku; 2002, 3.baskı, sh.709-710)
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası dışında kalan hususların düzenlendiği 2918 sayılı KTK’nun 92. maddesinde; “geçici iş göremezlik ödeneği” sigorta kapsamı dışına çıkarılmamış olup, bu durum karşısında geçici iş göremezlik ödeneğinin de poliçe limiti ile sınırlı kalmak kaydı ile poliçe kapsamı içinde kaldığının kabulü gerekmektedir. (Yargıtay 10. HD.’nin 14/10/2010 tarih, 2009/5281 E.ve 2010/13730 K. sayılı ilamı)
Geçici iş göremezlik ödeneği; motorlu aracın işletilmesi sırasında kişinin yaralanması sonucu yapılan tedavinin gerektirdiği bir gider (diğer gider) olup; bedeni zarara ilişkindir. Trafik kazası sonucunda yaralanmanın doğal bir sonucu olan ve kişi iyileşinceye kadar geçen geçici sakatlık dönemine ilişkin olan geçici iş göremezlik ödeneği, 2918 sayılı Kanunun 85. maddesi kapsamı içinde yer alan bedeni zararlardandır. Geçici iş göremezlik zararı, 2918 sayılı KTK’nun 98/1. maddesinde belirtilen “tedavinin gerektirdiği diğer giderler” kapsamında olduğundan, aynı maddenin 3. fıkrasında anılan giderlerin … tarafından ödeneceği düzenlendiğinden ve zararlandırıcı sigorta olayı (trafik kazası) sonucunda sigortalıya yapılacak geçici iş göremezlik ödemesinin de bu sorumluluk kapsamında olduğu dikkate alındığında, geçici iş göremezlik tazminatının tedavinin gerektirdiği gider olarak zorunlu mali sorumluluk sigortası (trafik sigortası) kapsamında olduğunun kabulü gerekmektedir. Nitekim Yargıtay HGK tarafından verilen 13/10/2010 tarih, 2010/10-500 E. ve 2010/490 K. sayılı kararda da; zararlandırıcı sigorta olayı sonucunda sigortalıya yapılan geçici iş göremezlik ödemelerinin sorumluluk kapsamı içerisinde değerlendirilerek, zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçe limitleri içerisinde kalmak koşuluyla sigorta şirketinden, sigorta poliçesinin bulunmaması halinde ise …’ndan tahsilinin mümkün bulunduğu kabul edilmiştir.
Öte yandan 2918 sayılı KTK.’nun “Tazminat ve Giderlerin Ödenmesi” başlıklı 99. maddesinin 1. fırkasına göre; “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren 8 (sekiz) iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” Aynı şekilde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.1 maddesine göre; “Sigortacı; hak sahibinin, kaza veya zararın tespit edilebilmesi için bu genel şartlar ekinde yer alan gerekli tüm belgeleri sigortacının merkez veya şubelerinden birine ilettiği tarihten itibaren 8 (sekiz) iş günü içinde tazminatı hak sahibine öder.” Somut olayda davacı vekili tarafından davalı …’na 08/05/2017 tarihinde tazminat ödenmesi için talepte bulunulmuş, işbu talep dilekçesinin tebliği tarihinden itibaren 8 iş günü sonrası olan 18/05/2017 tarihi mahkememizce temerrüt tarihi olarak kabul edilmiştir.
İddia, savunma, toplanan deliller, celp edilen kayıt ve belgeler, mahkememizce benimsenen ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan kusur raporu, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından tanzim edilen maluliyet raporu ve aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen rapor hep birlikte incelenip değerlendirilmiş, 05/12/2016 tarihinde meydana gelen kazada … plakalı aracın sürücüsu …’nin %80 (yüzde seksen) oranında, davacı yaya …’ın ise %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu oldukları, davacının kalıcı maluliyet oranının %42 olduğu, iyileşme (geçici iş göremezlik) süresinin ise kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) ay kadar olduğu, davacı …’ın davalı …’ndan aktüer bilirkişi tarafından (Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 17/07/2020 tarih ve 2019/… E. -2019/… K. Sayılı iptal kararı kapsamında) 1. seçenek olarak hesaplanan ve mahkememizce de benimsenen hesaplamaya göre; 10.726,56-TL. geçici iş göremezlik tazminatı, 335.589,77-TL. sürekli işgöremezlik (efor kaybı) tazminatı olmak üzere toplam 346.316,33-TL. maddi talep edebileceği, yukarıda anılan mevzuat hükümleri ile yerleşik Yargıtay kararları birlikte değerlendirildiğinde; davalı …’nın gerek sürekli iş göremezlik tazminatından, gerekse geçici iş göremezlik tazminatından teminat limiti ile sınırlı olmak kaydıyla sorumlu olduğu, sonuç olarak; davalı …, davacının trafik kazası sonucunda uğradığı cismani zararlardan kaza tarihinde geçerli teminat limiti olan 310.000,00-TL.’ye kadar sorumlu olduğundan, bunu aşan kısımdan ise sorumlu olmadığından, sadece 310.000,000-TL. maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 18/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı …’ndan alınarak davacıya ödenmesine, ayrıca yargılama giderlerinden olan, ancak davacı tarafça dava öncesinde sarf edilerek belgesi (makbuzu) dosyaya sunulan 900,00-TL. adli tıp rapor ücretinin ise yargılama giderlerinden sayılarak davalıdan alınıp davalıya verilmesine dair aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; 310.000,00-TL. maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 18/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-900,00-TL. Adli Tıp rapor ücretinin yargılama giderleri içerisinde hesaplanmasına,
3-Alınması gerekli 21.176,10-TL karar ve ilam harcının 1.094,90-TL peşin harç + tamamlama harcından mahsubu ile kalan 20.081,20-TL ‘nin davalıdan alınarak Maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı olan 3.040,81-TL.yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 30.150.00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,

Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır