Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/969 E. 2022/348 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/969 Esas
KARAR NO :2022/348

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 22/10/2018
KARAR TARİHİ:06/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/08/2018 tarihinde sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … Tünel İçi istikametinden … istikametine doğru seyir halinde iken tünel içinde plakası tespit edilemeyen bir aracın sağ şeritten sol şeride geçmek için manevra yaptığı esnada bu aracın sağ arka kısımları ile ön ilerisinde sağ şeritte ilerleyen … idaresindeki …plakalı aracın sol arka kısımlarına çarpması neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağına göre kazanının oluşunda … plakalı aracın sürücüsü …’in asli derecede kusurlu olduğunu, plakası alınamayan araç sürücüsünün ve …plakalı araç sürücüsü …’nın ise meydana gelen kazada herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkili davacı …’ın … plakalı araçta yolcu olarak bulunduğunu, müvekkilinin kusura katılmasının söz konusu olmadığını, müvekkilinin kaza sonucu yaralandığını, hastaneye kaldırıldığını, tedavi gördüğünü ve kaza sonucu sakat kaldığını, kazaya karışan … plakalı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigorta şirketine 28/09/2018 tarihinde başvuruda bulunulduğunu, ancak başvuruya rağmen sigorta şirketinin 15 günlük süre içinde dönüş yapılmadığını ve işbu davayı açmak zorunda kaldıklarını belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; müvekkilinin kaza nedeniyle uğradığı cismani zararlarının karşılanması bakımından şimdilik 200,00-TL. maddi tazminatın (iş gücü kaybı) kaza tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde ZMSS ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, manevi tazminat, tedavi ve bakıcı gideri taleplerinin poliçe teminatı dahilinde olmadığını, dava dilekçesi ve cevap dilekçesinin sigorta ettirene ihbarını talep ettiklerini, yerleşik Yargıtay kararları dikkate alınarak kusur ve maluliyet oranlarının Adli Tıp Kurumu’nun ilgili dairelerince tespit edilmesi gerektiğini, tedavi giderleri ile geçici iş göremezlik zararlarından dava dışı SGK.’nun sorumlu olduğunu, bu nedenle müvekkilinin sorumlu olmadığını belirterek ve dilekçesinde açıkladığı nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; 11/08/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacının uğradığını ileri sürdüğü cismani zararların … plakalı aracın ZMSS sigortacısı davalı şirketten tazmini talepli olarak açılmış maddi tazminat davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; … CBS’nin … soruşturma sayılı dosyası, davalı şirkete başvuru dilekçesi, … Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi kayıtları, … Hastanesi tedavi evrakları, kaza tespit tutanağı, sigorta poliçeleri, ruhsat örneği, kimlik fotokopisi, nüfus kayıt örneği, gelir durumu belgesi, tanık beyanları, keşif, bilirkişi incelemesi, yargıtay kararları ve her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak; sigorta poliçesi, SGK kayıtları, kusur ve zarar yönünden bilirkişi incelemesi ve her türlü yasal delile dayanmıştır.
Mahkememizce … Devlet Hastanesi’nden, … Hastanesi’nden, … Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden, … … Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Hastanesi’nden davacıya ait tedavi evrakları ile tıbbi bilgi ve belgeler istenmiştir. …Üniversitesi Rektörlüğü’ne müzekkere yazılarak; dosyamız davacısı …’ın öğrenim durumu, hangi fakülteye kayıt yaptırdığı, halen kaçıncı sınıfta olduğu, kayıt olduğu bölümün kaç yıllık olduğu hususlarında bilgi verilmesi istenmiştir. … CBS.’den savcılık soruşturması dosyası, … Sigorta A.Ş.’den ise hasar dosyası celbedilerek dosyaya kazandırılmıştır. SGK’ya müzekkere yazılarak; 11/08/2018 tarihinde meydana gelen kaza ile ilgili davacının (…’ın) kurumlarından herhangi bir tazminat alıp almadığı ve kaza tarihinden önceki maaş durumu sorulmuştur. Deliller toplandıktan sonra dava konusu kazadaki kusur durumlarının tespiti bakımından dosya mahkememizce ATK Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmiştir.
ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim olunan 30/09/2019 tarihli ve…sayılı kusur raporunda; dava dışı sürücü …’in sevk ve idaresindeki kamyon ile olay mahalline geldiğinde, sol arkadan sol şeridi takiben gelen … yönetimindeki otomobile rağmen otomobil ile idaresindeki kamyon arasındaki hız farkını dikkate almadan yakın mesafeden önünde seyreden … yönetimindeki çekiciyi geçmek üzere sol şeride geçtiği, bu tavrı ile otomobilin önünü kapatarak neden olduğu kazada, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket etmiş olmakla tali kusurlu olduğu, dava dışı sürücü …’in sevk ve idaresindeki otomobil ile seyri sırasında yola gereken dikkatini vermediği, görüş alanını etkin şekilde kontrol ederek seyrini sürdürmeye önem ve özen göstermediği, mevcut hızı ile mahale yaklaştığı, önündeki çekiciyi geçmek adına yakın mesafeden şerit değiştirerek önünü kapatan sürücü … yönetimindeki kamyonu zamanında fark edemeyip önlem almaksızın sağ arka yan kesiminden çarpmış olmakla asli kusurlu olduğu, dava dışı sürücü …’nın sevk ve idaresindeki çekici ile sağ şeridi takiben nizami kurallar dahilinde seyrini sürdürmekte iken geriden gelen sürücü … yönetimindeki otomobilin sol yan kesimine çarpması ile karıştığı kazanın meydana gelmesinde, etken hatalı tutam ve davranışı bulunmadığından atfı kabil kusurunun bulunmadığı, sonuç olarak; dava dışı sürücü …’in %40 (yüzde kırk) oranında, dava dışı sürücü …’in %60 (yüzde altmış) oranında kusurlu oldukları, dava dışı sürücü …’nın ise kusursuz olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
ATK kusur raporu dosya taraflarına tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından kusur raporuna karşı itiraz edilerek, … CBS’nin … soruşturma sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu sunularak yeniden rapor alınması talebinde bulunulmuştur. Mahkememizce 13/11/2019 tarihli duruşmada; dosyanın davacı tarafın itirazlarını karşılar nitelikte rapor düzenlenmek üzere yeniden ATK Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin 24/08/2020 tarihli ve … sayılı ek kusur raporunda ise özetle; sürücü …’in idaresindeki araç ile seyir halindeyken, önünde duraklayan çekici nedeniyle nizami bir şekilde sol şeride doğru manevra yapıp manevrasını tamamladığı sırada gerisinden mahal şartlarının üzerinde bir hızla gelen ve frensiz vaziyette sağ şeride geçip kendisini geçmeye çalışan otomobilin sağ şerit üzerinde duraklayan çekiciye ve aracına çarpması sonucu meydana gelen olayda, olayın oluşuna etken hatalı tutum ve davranışı bulunmadığından atfı kabil kusuru olmadığı, sürücü …’in, idaresindeki araçla seyir halindeyken, yola gereken dikkat ve özeni göstermesi, aracının hızını mahal şartlarına uygun hale getirip müteyakkız şekilde seyir halinde bulunması, önündeki araçları şerit değiştirerek geçmeden önce manevra yapacağı şeridin geçiş yapmaya uygun olup olmadığını yeterince kontrol edip geçişini manevra yapacağı şeridin müsaitlik durumuna göre gerçekleştirmesi gerekirken, bu hususlara riayet etmeyerek, sağ şeritten dörtlü ikaz lambaları yanar vaziyette sol şeride nizami bir şekilde geçiş yapan kamyona rağmen hızını azaltmayıp kontrolsüz bir şekilde bu kamyonu geçmek için mevcut hızı ile dolu olan sağ şeride geçmesi sonucu meydana gelen olayda, asli derecede kusurlu olduğu, sürücü …’nın idaresindeki araçla seyir halindeyken dörtlü ikaz lambaları yanar vaziyette sağ şeritte durakladığı esnada gerisinden gelen otomobilin aracına çarpması sonucu meydana gelen olayda, hatalı tutum ve davranışı bulunmadığından atfı kabil kusuru olmadığı, sürücü …’in kusursuz, sürücü …’in, %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu ve sürücü …’nın ise kusursuz olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 26/03/2015 tarihli, 2013/18924 Esas ve 2015/4895 Karar sayılı ilamına göre; “Haksız fiil sonucu çalışma gücünün kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite hastanelerinin Adli Tıp Ana Bilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler de dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden maluliyet raporu alınarak yapılması…” gerekmektedir.
Dava konusu kaza sonucunda davacıda oluştuğu iddia edilen maluliyetin ve oranının tespiti bakımından ATK 2. İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 28/12/2020 tarih ve… sayılı raporunda özetle; mevcut belgelere göre; 27/03/1997 doğumlu …’ın 11/08/2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alındığında; Zihinsel, Ruhsal, Davranışsal Bozukluklar, Geçici Fonksiyon Kaybına Neden Olan Ruhsal Hastalıklar, B- Beyin hasarı, işlevselliğe göre yapılan değerlendirmede özürlülük oranı %40 x 3/5= %24 kişinin tüm vücut engellilik oranının %24 (yüzdeyirmidört) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 12 (oniki) aya kadar uzayabileceği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
ATK maluliyet raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından 23/02/2021 tarihli dilekçe ile ve davalı vekili tarafından ise 03/03/2021 tarihli dilekçe ile maluliyet raporuna itiraz edilmiştir. Tarafların itirazları üzerine mahkememizce dosyanın ATK 2. İhtisas Kurulu’na gönderilmesine karar verilmiştir.
ATK 2. İhtisas Kurulu’nun 26/04/2021 tarih ve 7825 sayılı maluliyet raporunda özetle; mevcut belgelere göre; 27/03/1997 doğumlu …’ın 11/08/2018 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 03/08/2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kullanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak: Gr1 I(18Ba……….35)A %39 x 3/5 = %23,4, E cetveline göre %18,0 (yüzdeonsekizvirgülsıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 12 (oniki) aya kadar uzayabileceği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
ATK maluliyet raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından 26/07/2021 tarihli dilekçe ile, davacı vekili tarafından ise 27/07/2021 tarihli dilekçe ile maluliyet raporuna itiraz edilmiştir.
Mahkememizce 22/09/2021 tarihli duruşmada verilen ara kararla; dosyanın tazminat hesabı yapılmak üzere aktüer bilirkişiye tevdiine karar verilmiş, akabinde 28/09/2021 tarihinde dosya aktüer bilirkişi …’ya teslim edilmiştir.
Aktüer bilirkişi tarafından tanzim edilerek dosyaya sunulan 03/10/2021 tarihli raporda özetle; dosyanın incelenmesi ve tetkikinde dava konusu kaza sebebiyle dosyada ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan ek kusur raporuna göre dava dışı sürücü …’in kusursuz olduğu, dava dışı sürücü …’in ise %100 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, dava dışı sürücü …’nın kusursuz olduğu kanaatinin bildirildiği, geçici iş göremezlik ve sürekli maluliyet oranlarının tespiti için ATK … İhtisas Kurulu’nun … sayı, 28/12/2020 tarih ve 17317 karar sayılı raporunda; …’ın 11/08/2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanması sebebiyle, kişinin tüm vücut engellilik oranının %24 olduğunu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 12 aya kadar uzayabileceği şeklinde görüş bildirildiği, ATK 2. İhtisas tarafından 2021/42925/6590 sayı, 26/04/2021 tarih ve 7825 karar sayılı raporunda; davacının E cetveline göre %18,0 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağını, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 12 aya kadar uzayabileceği şeklinde görüş bildirildiği, davacının 11/08/2018 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonrası 12 aylık geçici iş göremezlik dönem zararının 22.542,40-TL. olduğu, 1. Seçenek olarak yapılan hesaplamada; ATK 2. İhtisas Kurulu’nun 28/12/2020 tarihli maluliyet raporuna göre %24 maluliyet oranı dikkate alındığında; davacının sürekli iş göremezlik – efor kaybına ilişkin zararının 440.526,58-TL. olduğu, buna göre davacının toplam maddi zararının 463.068,98-TL. olacağı, 2. Seçenek olarak yapılan hesaplamada; ATK 2. İhtisas Kurulu’nun 26/04/2021 tarihli raporuna göre %18,0 maluliyet dönemi için sürekli iş göremezlik – efor kaybına ilişkin zararının 330.394,93-TL. olduğu, buna göre davacının toplam maddi zararının 352.937,33-TL olacağı, SGK tarafından davacının geçirdiği trafik kazası nedeni ile herhangi bir ödeme yapılmadığı, … plakalı otomobilin (aracın) davalı sigorta şirketi tarafından Karayolları Trafik Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesinde davalı sigorta şirketi tarafından verilen üst limitin kişi başı ölüm ve sürekli sakatlık teminatı için 360.000,00-TL. olduğu, davacının başvuru tarihinden sonraki 8 iş günü olan 10/10/2018 tarihinin ise temerrüt tarihi olduğu, sorumluluk, temerrüt tarihi ve faiz türü gibi hukuki konularda takdirin münhasıran mahkemeye ait olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Aktüer bilirkişi raporu dosya taraflarına tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından 18/10/2021 tarihli dilekçe ile rapora itiraz edilerek itirazlar doğrultusunda yeniden hesap raporu alınmasının talep edilmiştir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin güncel kararlarında da belirtildiği üzere; haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmekte, söz konusu belirlemenin ise ATK’nun ilgili İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Davacı vekili tarafından 28/01/2022 tarihli talep artırım dilekçesi sunularak, 337.457,60-TL. sürekli iş göremezlik tazminatı ve 22.542,40-TL. geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 360.000,00-TL maddi tazminat talep edilmiştir. Ayrıca hükmolunacak maddi tazminata olay tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi istenmiştir.
Somut olayda davalı sigorta şirketi kaza tarihi itibariyle … plakalı aracın ZMSS (Zorunlu Mali Sorumluluk) sigortacısıdır. … plakalı araç, kaza tarihi olan 11/08/2018 itibariyle davalı sigorta şirketi nezdinde ZMSS (Trafik Sigortası) poliçesi ile sigortalı olup, poliçe metninde kaza tarihi itibariyle geçerli sigorta teminat limiti 330,000,00-TL. olarak görünmektedir. Ancak, poliçede; sözleşme süresi içerisinde Hazine Müsteşarlığı’nın bağlı bulunduğu Bakanlık tarafından teminat tutarlarının yükseltilmesi halinde bu poliçede yazılı teminat tutarları herhangi bir işleme gerek kalmaksızın ve ek prim alınmaksızın yeni teminat tutarları üzerinden geçerli olur şeklinde hüküm yer aldığından, mahkememizce 2018 yılında meydana gelen dava konusu kaza nedeni ile geçerli poliçe teminat limitinin 2018 yılı için geçerli teminat limiti olan 360.000,00-TL. olduğu kanaatine varılmıştır.
6098 sayılı TBK.’nun 54. maddesinde “Bedensel zararlar”; -1. Tedavi giderleri, -2. Kazanç kaybı, -3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve -4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar” olarak açıklanmıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında da vurgulandığı üzere; sorumluluğu doğuran olayın zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlal etmesi hali 6098 sayılı TBK.’nun 54. maddesinde özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklinde düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK’nun) 91. maddesi ile araç işletenlere uygulamada “zorunlu trafik sigortası” olarak da adlandırılan “mali sorumluluk sigortası” yaptırma zorunluluğu getirilmiştir. KTK.’nun 91/1. maddesinde; “İşletenlerin, bu kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne yer verilmiştir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS); motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır.
Zorunlu mali sorumluluk sigortasında yaralanma hallerinde tedavi dışında, bu kimsenin çalışma gücünün tamamen veya kısmen azalması gibi durumlarda bundan kaynaklanan zararları ve ileride ekonomik yönden yoksun kalacağı zarar, ziyan ve masrafları, kişinin olay nedeniyle mahrum kaldığı diğer ekonomik zararların da poliçe kapsamında kalan zararlardan olduğu kabul edilmektedir. (Işıl Ulaş, Uygulamalı Sigorta Hukuku; 2002, 3.baskı, sh.709-710)
Sürekli iş göremezlik zararı, bir kişinin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi sonucunda fiziksel, psikolojik, duygusal ya da entelektüel potansiyelin azalmasından kaynaklanan bir zarardır. Yüksek Yargıtay kararlarında sürekli iş göremezlik zararına “güç kaybı veya efor kaybı zararı da denilmektedir. Bir başka ifade ile sürekli iş göremezlik zararı; beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç (efor) harcaması nedeniyle doğan zarardır. Bu durumdaki kişi çalışmasını sürdürebilir ise de yaşıtlarına ve kendisi ile aynı işi yapanlara göre (malul kaldığı oranda) daha fazla güç ve çaba harcayacağından, kazançlarında bir azalma olmasa dahi (sakatlığı oranında) tazminat isteme hakkı bulunmaktadır.
Geçici iş göremezlik zararı ise; zarar görenin yaptığı iş ve gelir durumu itibariyle iyileşme süresinde elde edemediği kazançlarından ibarettir. Bir diğer ifade ile trafik kazası sonucunda yaralanmanın doğal bir sonucu olan ve kişi iyileşinceye kadar geçen geçici sakatlık dönemine ilişkin olan geçici iş göremezlik tazminatı, 2918 sayılı kanunun 85. maddesi kapsamındaki bedeni zararlardandır.
2918 sayılı KTK’nun 98/1. maddesinde belirtilen “tedavinin gerektirdiği diğer giderler” kapsamında olan geçici iş göremezlik tazminatı, tedavinin gerektirdiği bir gider kalemi olarak zorunlu mali sorumluluk sigortası (trafik sigortası) kapsamındadır. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası dışında kalan hususların düzenlendiği 2918 sayılı KTK’nun 92. maddesinde; “geçici iş göremezlik ödeneği” sigorta kapsamı dışına çıkarılmamış olup, bu durum karşısında geçici iş göremezlik ödeneğinin de poliçe limiti ile sınırlı kalmak kaydı ile poliçe kapsamı içinde kaldığının kabulü gerekmektedir. (Yargıtay 10. HD.’nin 14/10/2010 tarih, 2009/5281 E.ve 2010/13730 K. sayılı ilamı)
Somut olayda mahkememizce; dava konusu kazanın meydana geldiği tarihte (11/08/2018) geçerli yönetmelik olan “Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre ATK 2. İhtisas Kurulu’ca düzenlenen 28/12/2020 tarihli ve 17317 karar nolu maluliyet raporundaki tespitlere göre aktüer bilirkişi tarafından 1. seçenek olarak yapılan hesaplama dikkate alınmıştır. Bir diğer ifade ile; dosyada alınan kusur, maluliyet ve aktüer bilirkişi raporlarının yargısal denetime, hüküm kurmaya elverişli ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu kanaatine varılarak, mahkememizce aktüer raporunda 1. seçenek olarak yapılan hesaplamaya itibar edilmiştir.
Davalı tarafça 11/02/2022 tarihli dilekçe ile her ne kadar hatır taşıması indirimi yapılması yönünde talepte bulunulmuş ise de; hatır taşımalarında TBK.’nun 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması için davalının savunmasında bu hususu ileri sürmesi icap eder. Hatır taşıması TBK.’nun 44. maddesi uygulamasındaki gibi mahkemece re’sen gözetilemez. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 20/05/2019 tarihli, 2016/14352 E. ve 2019/6316 K. sayılı kararı.)
Somut olayda; davalı sigorta şirketi vekili savunmasında, dava konusu taşımanın hatır taşıması olduğunu ileri sürmemiş, cevap dilekçesinde tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmasını talep etmemiştir. Davalı sigorta şirketi vekilinin ıslaha cevap dilekçesinde hatır taşıması indirimine yönelik savunmada bulunduğu görülmüştür. Usul hükümlerine göre; iddia veya savunma genişletilemeyeceğinden veyahut değiştirilemeyeceğinden ve davacı tarafın da bu hususta açık muvafakati bulunmadığından, mahkememizce davalının süresinde yapılmayan hatır taşıması indirimine yönelik talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. (Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 02/07/2020 tarihli, 2019/4346 E. ve 2020/4302 K. sayılı ilamı da bu yöndedir.)
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller, ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 24/08/2020 tarihli ek kusur raporu, ATK 2. İhtisas Kurulu’nun 28/12/2020 tarihli ve 17317 karar nolu maluliyet raporu, mahkememizce benimsenerek hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporuna göre 1. seçenek olarak yapılan hesaplamaya göre; 11/08/2018 tarihinde meydana gelen kazada dava dışı sürücü …’in kusursuz olduğu, dava dışı sürücü …’in ise %100 oranında kusurlu olduğu, yine dava dışı sürücü …’nın kusursuz olduğu, ATK 2. İhtisas Kurulu’nun 28/12/2020 tarih ve 17317 karar sayılı raporuna göre davacı …’ın 11/08/2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanması sebebiyle maluliyet oranının %24, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 12 aya kadar olduğu, aktüer bilirkişi tarafından 1. seçenek olarak yapılan hesaplamaya göre; davacının 11/08/2018 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonrası 12 aylık geçici iş göremezlik dönem zararının 22.542,40-TL., %24 maluliyet oranı dikkate alındığında sürekli iş göremezlik (efor kaybı) zararının 440.526,58-TL. olduğu, SGK tarafından davacının geçirdiği trafik kazası nedeni ile davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı, … plakalı otomobilin (aracın) davalı sigorta şirketi tarafından Karayolları Trafik Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesinde davalı sigorta şirketi tarafından verilen üst limitin kişi başı ölüm ve sürekli sakatlık teminatı için 360.000,00-TL. olduğu, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya göre davacının kaza sonucu yaralanmasından kaynaklı olarak davalıdan talep edebileceği toplam maddi zararının 463.068,98-TL. olacağı, ancak bu miktarın davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu poliçe teminat limitini aştığı, zaten davacının da ıslah dilekçesi ile birlikte toplam talebinin de 360.000,00-TL. olduğu ve bunun poliçe teminat limiti içerisinde kaldığı, yukarıda detaylı olarak açıklanan mevzuat hükümleri ile yerleşik Yargıtay kararları birlikte değerlendirildiğinde; davalı sigorta şirketinin, davacının 11/08/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle maruz kaldığı ve süresinde yaptığı başvurusuna rağmen karşılanmayan bedensel zararlarından dolayı poliçe teminat limiti dahilinde (360.000,00-TL.) sorumluluğunun bulunduğu, davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı … plakalı… marka araç hususi bir otomobil olduğundan hükmolunan maddi tazminata davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği, dosya kapsamındaki bilgi ve belge durumuna göre davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinin ise davacının 28/09/2018 başvuru tarihini takip eden 8 (sekiz) iş günü sonrası olan 10/10/2018 tarihi olduğu, taleple bağlılık ilkesi ve poliçe limiti dahilinde hükmolunan toplam 360.000,00-TL. maddi tazminata 10/10/2018 temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; 337.457,60-TL. sürekli iş göremezlik tazminatı, 22.542,40-TL. geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 360.000,00-TL. maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 10/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 24.591,60-TL karar ve ilam harcından 1.572,87-TL. peşin harç + ıslah harcının mahsubu ile 23.018,73-TL harcın davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 5.086,26-TL. (35,90-TL başvuru harcı, 1.572,87-TL peşin harç + ıslah harcı, 5,20-TL vekalet harcı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti, 449,29-TL posta masrafı, 2.023,00-TL adli tıp rapor ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 33.650,00-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı asilin ve vekilinin yüzüne karşı, davalı sigorta şirketi vekilinin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır