Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/967 E. 2021/926 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/967 Esas
KARAR NO:2021/926

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/10/2018
KARAR TARİHİ:25/11/2021

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki kapsamında, davalıya satışı yapılan ürünlere ilişkin düzenlenen fatura bedelinin ödenmediğini, faturaya süresinde ve usulüne uygun itirazda bulunulmadığını, müvekkili alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından başlatılan takibe itiraz edildiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasındaki ticari ilişki kapsamında, davacıdan satın alınan hammaddenin gizli ayıplı çıktığını, bu nedenle ticari ilişkinin sona erdiğini, davacıya ayıp ihbarında bulunulduğunu, müvekkilinin ayıp nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek davanın reddini savunmuş, davacının tazminata mahkumiyetini talep etmiştir.
Takibin başlatıldığı, …. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemede; davacı tarafça davalı borçlu hakkında davaya dayanak faturaya dayalı cari hesap alacağının tahsili amacıyla ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde davalı borçlunun vaki itirazı üzerine takibin durduğu ve yasal 1 yıllık süre içerisinde davacı tarafça, itirazın bertarafına yönelik dilekçede ileri sürülen nedenlerle eldeki davanın açıldığı görülmüştür.
Dava; fatura ve cari hesaba dayalı alacağın tahsili için davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ticari ilişki her iki tarafında kabulünde olup, davacı taraf, davalıya satışı yapılan mallara ilişkin düzenlenen faturalara dayalı cari hesap bakiye alacağının ödenmediğini ileri sürmüş; davalı taraf ise, davacıdan satın alınan hammaddenin ayıplı olduğunu savunmuştur.
Tacirler arası satış sözleşmelerinde 6102 sayılı TTK’nun 23. maddesi ile, bu madde yollamasıyla 6098 sayılı TBK’nun satış sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanacaktır. Dava konusu ısı bariyeri hammaddesinde açık ayıp veya olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılabilecek bir ayıp değil, gizli ayıp yani kullanımla ortaya çıkan bir ayıp iddiası söz konusu olduğundan ayıp ihbar süreleri bakımından TTK’nun 23.maddesi hükmü değil, yine TBK’nun 223. ve 225.madderi hükümleri dikkate alınacaktır. 6098 sayılı TBK’nun 223/2.maddesi “Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Öte yandan, TBK’nun 227.maddesi “(1)Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: 1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme. 4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme. (2) Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. (3) Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir. (4) Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. (5) Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.” hükmünü haizdir.
Somut olayda çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; taraflar arasındaki ticari satıma konu olan ve davalı tarafa teslim edildiği konusunda çekişme bulunmayan ısı bariyerleri hammaddesinde açık veya gizli ayıp bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise davalının süresinde muayene ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği ve davacının satılan malların bedelini talep edip edemeyeceği noktalarındadır.
Ticari ilişki ve bu kapsamda malların davalıya teslim edildiği iki tarafın kabulünde olduğuna göre, ayıp iddia ve ihbarlarının ispatı uzmanlık gerektirdiğinden davacı taraf isteminin yerinde olup olmadığı, yerinde ise miktarının tespiti amacıyla mahallinde keşfen inceleme yapılarak bilirkişi kurulu raporu alınmasına karar verilmiş, bu yönden … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Tal.sayılı dosyasından aldırılan raporların dosya arasında olduğu görülmüştür.
Bilirkişi SMMM … tarafından düzenlenen 15/02/2021 tarihli raporda özetle; ticari defterlerin incelenememesi nedeniyle alacak miktarının tespit edilemediği;
Makine mühendisi … tarafından düzenlenen 15/03/2021 tarihli raporda özetle; satım sözleşmesine konu hammaddelerden üretilen ısı bariyerlerinin yüzeyinde kusurlar tespit edildiği, kusurların hammaddeden kaynaklandığı; bu nedenle hammaddenin ayıplı olduğu;
Nitelikli hesaplamalar konusunda uzman bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda özetle; davalıya hammaddenin 08/01/2018 tarihinde teslim edildiği, hammaddenin uygun süre içerisinde muayene edilmediği, satışı yapılan ürünlere ilişkin ilk iade faturasının 17/01/2018 tarihli olduğu, davalı tarafça ayıp bildiriminin 24/07/2018 tarihli olduğu yönünde görüşler bildirilmiştir.
Bilirkişi raporları gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, itirazlar yerinde görülmemiş, Mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen takip dosyası, benimsenen bilirkişi raporları, toplanıp değerlendirilen delillere göre; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, davacı tarafça satışı yapılan hammaddenin davalıya teslim edildiği; yaptırılan bilirkişi incelemesi ile malın ayıplı olduğu belirlenmiş ise de, hammaddenin davalıya 08/01/2018 tarihinde teslim edildiği, davalı tarafça 17/01/2018 tarihli iade faturası düzenlendiği ve ayıp bildiriminin ise 24/07/2018 tarihinde yapıldığı; bu durumda davalı tarafça, sonradan ortaya çıkan ayıbın satıcıya hemen bildirilmediği anlaşılmıştır. Başka bir anlatımla, satılan mallara ilişkin satıcı tarafından kesilen faturaya karşılık, davalı tarafça 17/01/2018 tarihinde iade faturası kesildiğine göre, davalı taraf bu tarih itibariyle malların ayıplı olduğunu öğrenmiştir. Dolayısı ile satıcıya ayıp bildiriminin, değinilen yasal düzenlemeler gereği hemen bildirilmesi zorunlu olup, aksi durumda malın ayıplı haliyle kabulü sözkonusudur. Davalı taraf satıcıya ayıp bildirimini 24/07/2018 tarihinde yaptığına göre, malı ayıplı haliyle kabul etmiş sayılacağından bu konudaki savunmasına değer verilmemiştir.
Az yukarıda açıklandığı üzere davalının ayıp bildirimini satıcıya derhal bildirmediği ve davacı tarafça kesilen faturadaki malların miktar ve bedeline yönelik taraflar arasında da herhangi bir çekişme bulunmadığı; buna bağlı olarak da takipte talep edilen alacağa yönelik davalı borçlu tarafın itirazının haksız olduğu anlaşılmakla, davanın kabulü ile davalı aleyhine başlatılan takibe yapılan itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptaline; alacak likit ve itiraz haksız olduğundan davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalı borçlunun …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasındaki itirazının iptali ile, takibin talepnamedeki koşullarla devamına,
2-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 72.161 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 24.646,67-TL karar ve ilam harcından 3.608,54 TL peşin harç ve 1.804,03-TL icraya yatan harcın mahsubu ile geriye kalan 19.234,10-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 33.706,43-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 3.608,54 TL peşin harç ve 1.804,03-TL icraya yatan harç, 5,20 TL vekalet harcı, 384,90 TL keşif harcı, 250 TL keşif yol ücreti, 3.750,00 TL bilirkişi ücreti ve 262,70 TL tebligat giderlerinin toplamı 10.101,27 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzünde, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.25/11/2021

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı