Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/95 E. 2021/101 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/95 Esas
KARAR NO:2021/101

DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30/01/2018
KARAR TARİHİ:11/02/2021

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 27/05/2013 tarihli araç kiralama sözleşmesi adı altında karma bir sözleşme imzalandığını, sözleşme gereği müvekkili şirket tarafından 15 adet aracın davalıya teslim edildiğini ve davalı ile tüketiciler arasında yapılan sözleşmelere bağlı alacaklarının 03/07/2013 tarihli temlik sözleşmesi gereği müvekkili şirkete devredildiğini, sonraki tüm ödemeler için de aynı temlik sözleşmesi imzalandığını ancak, bir süre sonra yapılan ihtara rağmen davalının sözleşmeye aykırı davranarak borcunu ödemediğini, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı 30/12/2017 tarihi itibariyle müvekkilinin davalıdan satılan mallardan ve nakit para havalelerinden kaynaklı olarak 403.632,99 TL alacaklı olduğunu; taraflar arasında yapılmış sözleşme gereği İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle 403.632,99 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin … ikamet ettiğini, genel yetki kuralı gereği … Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesini gerektiğini; esas yönünden ise, davacının, sözleşme ve ticari ilişki kapsamında edimlerini yerine getirmediğini, davacının sözleşmeye aykırı hareketlerinden dolayı müvekkilinin iflasına sebebiyet verdiğini, davacının teslim ettiği araçlardan 8 adedini şirket merkezinde tuttuğunu, geriye kalan 7 aracı ise ihtarname sonrası müvekkili bilgisi olmaksızın yeden anahtarları ile kaçırılmak suretiyle teslim aldığını, müvekkilinin satış yapamaz hale geldiğini, davacının ticari ilişki kurulması ve anlaşma sağlanması sonrasında edimlerine aykırı hareket etmekle birlikte haksız rekabet ve haksız kazanıma yönelik eylemlerinin olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Dava; taraflar arasında varlığı ileri sürülen sözleşmeler gereği davalıya satıldığı iddia edilen mallar ile ödendiği ileri sürülen nakitten dolayı bakiye alacağın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davalı vekili esasa cevap süresi içerisinde sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile genel yetki kuralı gereği yetki ilk itirazında bulunmuş, yetkili mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu savunmuş; davacı taraf ise, taraflar arasındaki sözleşme gereği İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüştür.
Taraflar arasında görülmekte olan eldeki davada öncelikle çözümlenmesi gereken sorun; mahkememizin bu davaya bakmakta yetkili olup olmadığı noktasındadır.
Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK’nın 6.maddesi gereğince genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemeleri olup; aynı yasanın 10.maddesi gereğince sözleşmelerden doğan davalarda, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de dava açılabileceği öngörülmüştür. Bunun yanında yine aynı yasanın 17.maddesi gereğince tacirler ve kamu tüzel kişileri arasında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıklarda bir veya birden fazla mahkeme, sözleşme ile münhasıran yetkili kılınabilir. Bu durumda taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sözleşmeyle belirlenen bu mahkemede açılır. Başka bir anlatımla, sözleşmeyle belirlenen mahkeme, münhasıran davaya başmakta yetkili hale gelir.
Somut olayda davacı taraf, her ne kadar araç kullanım sözleşmesine ve temlik sözleşmesine dayalı olarak alacak talebinde bulunduğunu iddia etmiş ise de, davacı tarafça ileri sürülen iddiaya göre dava, davalıya satılan ürün bedeli ve yapılan nakit ödemeye dayalı alacak istemine ilişkin olup, araç kiralama sözleşmesinden ve temlik sözleşmesinden kaynaklı bir istem sözkonusu olmadığından, davanın temel dayanağının taraflar arasında sözlü yapılan çerçeve sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır.
Taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak üzere talimat ile ve sonrasında mahkememizce alınan bilirkişi raporlarında ve alınan raporlara göre daha ayrıntılı ve gerekçeli olan bilirkişiler SMMM …, Pazarlama ve Reklamcılık konusunda uzman Prof. Dr. … ve Doç. Dr. … tarafından düzenlenen 21/10/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; araç kullanım sözleşmesine ve temlik sözleşmesine dayalı taraf ticari defter ve kayıtlarında herhangi bir kaydın bulunmadığı, ileri sürülen karma sözleşme konusu edimlerin çerçeve anlaşma niteliğine işaret ettiği, taraflar arasında davalının ileri sürdüğü şekilde bir çerçeve sözleşmesinin bulunduğunun değerlendirilebileceği yönünde görüş bildirilmiş; alınan bilirkişi kurulu raporu, bu konudaki mahkememiz değerlendirmeleriyle de uyumlu olduğundan mahkememizce de benimsenmiştir.
Bu tespitlere göre davacı tarafın isteminin, taraflar arasında yazılı olarak yapılmış araç kullanma ve temlik sözleşmelerinden kaynaklanmadığı, mahkememizin ve bilirkişilerin değerlendirmelerine göre, çerçeve sözleşmesinden kaynaklandığı, çerçeve sözleşmesinin ise yazılı olarak yapılmadığı ve yetki koşulunun bulunmadığı, dolayısı ile diğer sözleşmelerden kaynaklı bir alacak istemi bulunmadığından bu sözleşmelerdeki yetki koşulunun eldeki davaya uygulanamayacağı kuşkusuzdur. Bu durumda HMK’daki genel yetki kuralları ve HMK’nın 6.maddesindeki düzenleme gereğince davalı hakkında açılacak davanın, davalının yerleşim yeri mahkemelerinde açılması zorunludur. Davanın açıldığı tarih itibariyle davalı adresinin … Mah. … Sk. No:… … olduğu ve tebligatın da adı geçene bu adreste yapıldığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Bu durumda borçlu davalı adresinin mahkememiz yetki sınırları içerisinde bulunmadığı anlaşılmakla, davalının ikametgahı itibari ile HMK 6.maddesi gereğince yetkili mahkeme … Asliye Ticaret Mahkemesi bulunduğundan davalı vekilinin yetkiye ilişkin itirazının kabulü ile mahkememizin işbu davada yetkisizliğine, yetkili mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemesi bulunduğuna, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili … Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine ilişin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davalı tarafın yetki ilk itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliğine,
2-Yetkili mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğuna,
3-Karar kesinleştikten sonra HMK’nın 20.maddesi gereğince 2 haftalık yasal sürede taraflardan biri tarafından başvuru halinde dosyanın yetkili … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi halde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Harç ve yargılama giderinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde harç ve yargılama giderinin ve gider avansının harcanmayan kısmının mahkememizce karar altına alınmasına,
Dair, davacı taraf vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.11/02/2021

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı