Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/941 E. 2021/372 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/941 Esas
KARAR NO:2021/372

DAVA:Tazminat (Kara Taşımacılığı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:15/10/2018
KARAR TARİHİ:26/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Kara Taşımacılığı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin…A.Ş.’nin bayiliğini üstlenmiş, … alanı ile iştigal eden ve telefon satışı gerçekleştiren bir firma olduğunu, 18/09/2018 tarihinde müvekkili şirket temsilcisinin 3 (üç) adet cep telefonunu … isimli şahsa teslim edilmek üzere “alıcısına teslim” olarak davalı … çalışanına teslimini gerçekleştirdiğini, müvekkili şirket temsilcisinin kargonun ulaşıp ulaşmadığını kontrol etmek amacıyla kargo alıcısıyla iletişime geçtiğini ve kargonun alıcısı …’e ulaşmadığı bilgisini aldığını, bunun üzerine internet üzerinden yapılan kontrolde kargonun alıcısından farklı bir şahsa teslim edildiğinin ortaya çıktığını, kargonun teslim edildiği kişinin adının … olduğunu, alıcısına teslim şartıyla gönderilen kargonun kargo alıcısıyla hiçbir bağlantısı bulunmayan …’e teslim edilmesinin davalı şirketin …/… Şubesi çalışanlarının ağır kusurlu olduklarını gösterdiğini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; müvekkili şirketin davalı şirket gönderdiği kargo içeriğinde bulunan 3 (üç) adet cep telefonunun bedeli olan 24.337,00-TL.’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin taşıma sözleşmesine aykırı herhangi bir işlemi bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından 18/09/2018 tarihinde … isimli şahsa gönderilmek üzere 1 adet kargonun teslim alındığını, alıcının yakını olduğunu belirterek … kaşesi ile kargoyu almaya gelen şahsın kargo bilgilerini eksiksiz olarak vererek ve teslim nüshasına imza atarak kargoyu teslim aldığını, kargonun varış birimine ulaşması ile varış birimine gelen ve kargo bilgilerini eksiksiz olarak veren şahsın alıcıya ait kaşe ile kargoyu teslim almak istediğini beyan ettiğini, kargoyu teslim alan kişinin alıcı adına kargonun geleceğini bilen kişiler olduğunu ve bu durumun da şüpheli olduğunu, somut olayın 3. kişinin dolandırıcılık eylemi olduğunu ve husumetin haksız fiilin failine yöneltilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin kusurlu olduğu varsayımında ise kargo içeriğinin ispat edilmesi gerektiğini ve taşıyıcının ancak kanunen belirlenen limitler dahilinde ve sınırlı olarak sorumlu olduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; davanın reddine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacı karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davacının kargo şirketi aracılığıyla gönderdiğini iddia ettiği 3 (üç) adet cep telefonunun, kargo alıcısı yerine 3. kişiye teslim edilmesi nedeniyle ziyaa uğradığı iddiasıyla ve bundan dolayı uğranıldığı ileri sürülen zararın tazminine yönelik alacak davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; … ve … nolu ambar tesellüm fişleri, dava konusu olayda ziyaa uğrayan cep telefonlarının faturaları, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi, müvekkili şirket nezdinde bulunan her türlü yazı, dilekçe, belge, tutanak, dosya, e-mail çıktısı vb. tüm evraklar ile kanuni ve takdiri diğer delillere dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak; Yargıtay kararları, taşıma faturası, teslim nüshası, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi, yemin ve sair delillere dayanmıştır.
Mahkememizce … A.Ş.’ye müzekkere yazılarak, davalı firmanın … … Şubesi tarafından yapılan ve dava konusu ihtilafa konu taşımaya ait fatura, ambar fişi aslı ve teslimatın hangi tarihte kime yapıldığına dair teslim – tesellüm belgesi aslının gönderilmesi istenmiştir. Mahkememizce yazılan müzekkere üzerine davalı …Ş.’nin vekili tarafından 28/01/2020 tarihli dilekçe bu hususta beyanda bulunulmuştur. Anılan dilekçede özetle; şirketlerince yapılan tüm araştırmalara rağmen mahkemece istenen dava konusu kargoya ait taşıma faturası, ATF ve teslim belgesi asıllarının bulunamadığı, bu nedenle dosyaya daha önce sunulan örnek nüshalar üzerinde değerlendirme yapılması talep edilmiştir.
Mahkememizce deliller toplandıktan ve tarafların beyanı üzerine dosyada başkaca celbi gereken bir delil kalmadığı anlaşıldıktan sonra 12/02/2020 tarihli duruşmada verilen ara karar ile uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden; davacı taraf iddiası, davalı taraf savunması, dosyada toplanan mevcut bilgi ve belgeler dikkate alınmak üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek, dosya rapor düzenlenmek üzere bilirkişi kuruluna tevdi edilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 16/06/2020 tarihli raporda özetle; dava konusunun, davacı şirketin dava dışı … isimli şahsa teslim edilmek üzere davalı şirket aracılığı ile gönderdiği kargo içerisindeki 3 (üç) adet cep telefonu teslimatının belirtilen şahsa yapılmamasından dolayı 3 (üç) adet cep telefonunun bedeli olan 24.337,00-TL.’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline ilişkin olduğu, karayolu taşımacılığını düzenleyen mevzuat ile Karayolu Taşıma Yönetmeliği (KTY)’ne göre dava konusu taşıma sözleşmesi kurulurken ve ifa edilirken düzenlenmesi gereken belgelerin büyük bir kısmının dosyaya delil olarak sunulmamış olduğu, inceleme ve değerlendirmelerin heyetçe mevcut delil durumuna göre yapıldığı, bu hali ile davacının iddia ettiği taşıma sözleşmesinin varlığı kanıtlanmış olmakla birlikte, taşınan emtianın adedi, cinsi, niteliği, emtianın değerli bir taşıma olduğunun taşıyıcıya yazılı olarak bildirilip bildirilmediği, taşıma sözleşmesinin usulüne uygun şekilde ifa edilip edilmediği, bedelin ödenip ödenmediği, belgelerin düzgün tutulup tutulmadığı, alıcı teyit belgesinin ne şekilde düzenlendiği, kayıp durumunda ihbarın yapılıp yapılmadığı gibi önemli unsurları içeren belgelerin dosyada bulunmadığı, davalının Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’ndan … sıra no ile 13 Mart 2017 -13 Mart 2022 tarihleri arasında geçerli olan M2 yetki belgesi ile kargo taşımacılığı hizmeti verme yetkisinin olduğunun anlaşıldığı, Seri …, Sıra No:… olan 18/09/2018 tarihli ve davacının imzasını havi ambar tesellüm fişi fotokopisinin hem davacı, hem de davalı delilleri arasında sunulmuş olduğu, anılan ambar tesellüm fişi ve taşıma faturası üzerinden inceleme yapıldığı, ambar tesellüm fişinin ihtiva ettiği hususlarda davalı tarafın ikrarının bulunduğu, davalı tarafça “şirketin taşıma sözleşmesine aykırı bir işleminin bulunmadığı” ve “18/09/2018 tarihinde … isimli şahısa gönderilmek üzere 1 adet kargonun teslim alındığı” denemek suretiyle dava konusu taşımayı yaptığını kabul ettiği, ayrıca 18/09/2018 tarihli taşıma faturasında Kargo cinsi: Paket-1, Ücrete esas ağırlık: 4.33 kg, Alıcı: … açıklamasının olduğunun belirlendiği, teslim alan hanesinde Alıcı: … isim, kaşe ve imza ve el yazısı ile … (soyadı tespit edilememiştir) ibaresinin bulunduğu, davacı göndericinin veya dava dışı alıcının emtianın kaybı (alıcıya teslim edilmemesi ya da yanlış alıcıya teslim edilmesi) sebebi ile TTK.’nun 889. maddesi gereğince davalı taşımacıya gönderilmesi gereken ihbarnameyi göndermediğinin anlaşıldığı, bir başka ifade ile davacının TTK.’nun 889. maddesinde belirtilen 7 gün içinde bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediği, bu sebeple kayıp olduğunu iddia ettiği emtia üzerinde taşımacıdan talep edebileceği haklarının kısıtlı olacağının anlaşıldığı, taşıma konusu emtianın ağırlığının yani ücrete esas ağırlığın 4.33 kg olduğunun tespit edildiği, bu nedenle dava tarihi olan 18/10/2020 tarihi itibarı ile bir SDR’nin 5.41-TL. olduğu göz önüne alındığında; davacının davalıdan talep edilebileceği tazminat bedelinin 5.41 x 8.33 x 4.33 = 195,132-TL. olarak hesaplandığı şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekilince 30/06/2020 tarihinde, davalı vekilince ise 01/07/2020 tarihinde bilirkişi raporuna karşı ayrı ayrı beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuştur.
Mahkememizce 27/1/2021 tarihli duruşmada; davacı vekilinin itirazlarını karşılar nitelikte ek rapor düzenlenmek üzere dosyanın kök raporu düzenleyen bilirkişi kuruluna tevdi edilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından 22/02/2021 tarihinde dosyaya sunulan ek raporda ise özetle; kök raporda davacı tarafın sunduğu belgelerin taşıma sözleşmesinin varlığını kanıtlayamadığı, davacı yanın dosyaya sunduğu fatura bilgilerinin işbu dava ile ilgisinin olmadığı, faturanın muhatabı dava dışı …’ın adresinin İstanbul olarak kaydedildiği, oysa telefonların …’da bulunan alıcıya gönderildiği, dosyada taşıma sözleşmesini kanıtlayan belgeler olmamakla birlikte, davalı tarafça verilen cevapta taşıma sözleşmesine bağlı olarak 18/09/2018 tarihinde … isimli şahsa gönderilmek üzere 1 adet kargonun teslim alındığı yönünde kabul ve ikrarının bulunduğu, davalı tarafın bu beyanı ile taraflar arasında 18/09/2018 tarihinde … isimli şahsa gönderilmek üzere 1 adet kargonun teslim alındığı ve taraflar arasında bir taşıma sözleşmesinin kurulduğu, ancak yine de bu kargonun içeriği ve değerinin bilinemediğinin tespit edildiği, davacı tarafça sunulan belgelerden taşıma konusu emtianın değeri ile ilgili bir değer tespit tutanağı tutulup tutulmadığı ile taşınan emtianın değerinden davalı taşımacının bilgisinin olup olmadığı hususlarının tespitinin mümkün olmadığı, emtianın belirlenen değerinden taşımacının sorumlu tutulabilmesi için değer beyanının taşıma belgesinde yazılı olarak belirtilmesinin ve sınırlı sorumluluğun aşılabilmesi için taşıma senedine değer geçilmiş olmasının, bu durumda ek ücretin ödenmiş olup olmadığının belirlenmesinin ya da ayrıca tarafların ortak imzaları ile düzenlenmiş bir değer tespit tutanağı bulunmasının gerektiği, davalının taşımak için aldığı emtiayı alıcı …’e değil, … … (soyadı tespit edilemeyen) adlı kişiye teslim ettiği, yani başka bir anlatımla yanlış kişiye teslim ettiği, bu sebeple de emtianın kaybedilmiş sayılması gerektiği sonucunun ortaya çıktığı, kayıp olan kargonun davacının iddia ettiği gibi cinsi, niteliği, değerli bir ürün olduğu iddia ediliyor ise; değer tespit tutanağının tutulup tutulmadığı, taşıma belgesine değerinin yazılıp yazılmadığı, emtianın değerinden davalı taşımacının bilgisinin olup olmadığı ve yük kaybında sınırlı sorumluluğun aşılabilmesi için taşıma senedine değer geçilmiş olması ve ek ücretin ödenmiş olup olmadığının tespit edilemediği, bu sebeple TTK.’nun 882. maddesinde belirtilen yöntemle kayıptan kaynaklanan tazminat hesabı yapmak gerektiği ve yukarıda anlatılan sebeplerle taşıyıcı lehine sınırlı sorumluluk hükümlerinin uygulanmasının gerekeceği, kaybolan kargo cinsi emtianın ücrete esas ağırlığının 4.33 kg olduğunun tespit edildiği, dava tarihi olan 18/10/2020 tarihi itibarı ile 1 (bir) SDR’nin 5.41-TL. olduğu göz önünde tutularak davacı tarafından davalıdan talep edilebilecek tazminat bedelinin 5.41 x 8.33 x 4.33 = 195.132-TL. olduğunun hesaplandığı, davalı ve davalı vekilinin kök rapora vaki itirazlarının böylece incelendiği, itirazlar yönünde gerekli araştırmaların yapıldığı ve kök rapordaki sonuç ve kanaatlerini değiştirecek yeni bir sonuç ve kanaatin hasıl olmadığı belirtilerek görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu ek raporu dosya taraflarına tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından 15/03/2021 tarihli dilekçe ile ek rapora karşı beyan ve itirazda bulunulmuş, davacı vekili tarafından ise 19/03/2021 tarihli dilekçe ile ek rapora itiraz edilerek yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması talep edilmiştir. Mahkememizce 26/05/2021 tarihli duruşmada dosyada alınan bilirkişi kök ve ek raporlarının yargısal denetime, hüküm kurmaya elverişli ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve delillere uygun olarak düzenlendiği anlaşılmakla davacı vekilinin yeni bir bilirkişiden rapor alınması yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Dava; taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taşıma konusu emtianın gönderiye ait fatura üzerinde ismi yazılı alıcısına teslim edilmeyerek zayi olması nedeniyle davalının sorumluluğu ve sorumluluğunun sınırlı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Taşıyıcının sorumluluğu 6102 sayılı TTK.’nun 882. maddesi ile sınırlandırılmıştır. Buna göre taşıyıcının sorumluluğu sınırsız sorumluluk değildir. Gönderinin tamamının zıyaı veya hasarı halinde, TTK.’nun 880. ve 881. maddeleri uyarınca ödenecek tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır. (TTK. 882/1) Özel Çekme Hakkı bir tür para birimi olup, TCMB kur listesinden günlük TL karşılığı belirlenebilir. TTK.’nun 882/4. maddesine göre Özel Çekme Hakkı; eşyanın taşıma amacıyla taşıyıcıya teslim edildiği tarihteki veya taraflarca kararlaştırılan diğer bir tarihteki, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nca belirlenen değerine göre Türk Lirasına çevrilir”
Somut olayda; davaya konu 18/09/2018 tarihli taşıma faturasında kargo cinsinin paket-1, ücrete esas ağırlığın 4.33 kg, kargo alıcısının … olarak gösterildiği, taşıma senedinde taşınan emtianın değerinin ise açıkça belirtilmediği, davacının davalı … aracılığı ile gönderdiği emtiaların alıcısı …’e teslim edilmediği, teslimatın …’e ait kaşeyi teslimat evrakına basarak imzalayan …’e isimli şahsa teslim edildiği, davacı göndericinin veya dava dışı alıcının emtianın kaybı (alıcıya teslim edilmemesi ya da yanlış alıcıya teslim edilmesi) sebebi ile TTK.’nun 889. maddesi gereğince davalı taşımacıya yasa gereğince gönderilmesi gerekli olan ihbarnameyi göndermediği, taşımaya konu emtialar taşıma boyunca davalı taşıyıcının sorumluluğunda olduğundan, taşınmaları sırasında meydana gelen ziya ve zarardan davalının sorumlu olduğu, ancak davacının kayıp olduğunu iddia ettiği dava konusu emtialar üzerinde davalı taşımacıdan talep edebileceği haklarının 6102 sayılı TTK.’nun 882. maddesi gereği sınırlı olduğu, zira Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 22/01/2007 tarih, 2005/13534 E. ve 2007/492 K. sayılı, 24/02/2014 tarih, 2013/3439 E. ve 2014/3385 K. sayılı kararlarında da vurgulandığı gibi taşıma senedinde değer belirtilmediğinden, emtianın zayi olmasından dolayı davalı taşıyıcının sınırlı sorumluluğun söz konusu olduğu, yük hasarında sınırlı sorumluluğun aşılabilmesi için ancak taşıma senedinde taşınan emtianın değerinin belirtilmesi ve ek ücret ödenmiş olmasının gerektiği, dava ve taşıma konusu emtianın ağırlığının 4.33 kg olduğu, dava tarihi olan 18/10/2020 tarihi itibarı ile 1 SDR’nin 5.41-TL. olduğu, buna göre davacının davalıdan talep edilebileceği tazminat bedelinin sadece 195,14-TL. olabileceği, davacının fazlaya dair isteminin ise mevcut deliller ışığında haklı olmadığı ve reddinin gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; 195,14-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin isteminin reddine,
2-Alınması gerekli 13,33-TL karar ve ilam harcının 415,62-TL peşin harçtan mahsubu ile geriye kalan 402,29-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 13,33-TL peşin harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 gereğince hesap ve takdir olunan 195,14-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 5,20-TL vekalet harcı, 1.600,00-TL bilirkişi ücreti ve 120,40-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.761,50-TL yargılama giderinin, kabul ve red oranına göre 14,12-TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/05/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır