Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/934 E. 2021/15 K. 20.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/934 Esas
KARAR NO:2021/15

DAVA:İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11/10/2018
KARAR TARİHİ:20/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın … Şubesi ile davalı … arasında akdedilen ticari nitelikli bireysel müşteri sözleşmesi kapsamında davalıya çek karneleri verildiğini, davalı tarafından keşide edilen …, … ve … seri numaralı çeklerin hamilleri tarafından müvekkili bankaya ibraz edilmesi üzerine 5941 sayılı Çek Yasası gereğince müvekkili tarafından çek hamillerine toplam 3.045,00-TL. ödeme yapıldığını, ayrıca davalı nezdinde bulunan ancak iade edilmeyen 1 (bir) adet çek yaprağı için de müvekkili banka tarafından ödenmesi garanti edilen 1.410,00-TL.’nin bankaya depo edilmesi gerektiğini, borcun ödenmemesi ve garanti edilen tutarın bankaya depo edilmemesi üzerine davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, söz konusu takibe davalı tarafından … 5. İcra Müdürlüğü aracılığıyla 29/03/2017 tarihli dilekçe ile itiraz edildiğinin dosyanın tetkikinde fark edildiğini, itiraz dilekçesinin taraflarınca 09/10/2018 tarihinde icra dairesinde tebliğ alındığını, davalının itirazlarının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve icra takip sürecini sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu belirterek, davalı borçlunun …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazlarının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı asil cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, borca itiraz ettiği tarihin 29/03/2017 tarihi olduğunu, davacı tarafın itirazdan sonra dosyada defaten işlem yaptığını, dolayısıyla 1 (bir) yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunu, öncelikle mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı banka ile ipotek tesisi sonucu kredi sözleşmesi yaptığını, bu sözleşme ile bankadan kredi kullandığını, işlerinin aksaması sonucu kredi borçlarını ödeyemediğini, bunun üzerine ipotekli gayrimenkulün satışının istendiğini, bu aşamada tüm borçların ve çek hesabı borcunun kapatılarak ipotekli gayrimenkulün ipotekten kurtarıldığını, davacı banka avukatının özellikle çek paralarını da yatırmaları gerektiğini, aksi halde ipoteğin kaldırılmayacağını söylemesi üzerine çek paralarının ve tüm borçların ödendiğini, bu nedenle takibe itiraz ettiğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında akdedilen ticari nitelikli bireysel müşteri sözleşmesi kapsamında davacı banka tarafından davalıya verilen çek karneleri nedeniyle davalı tarafından keşide edilip de karşılığı ödenmediği iddia edilen çek yaprakları nedeniyle davacı banka tarafından çek hamillerine yapılmak zorunda kalındığı ileri sürülen ödemeler toplamı ile bunların fer’ileri nedeniyle davalı hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe yönelik itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; çek karnesi teslim beyannamesi, takibe konu çeklerin fotokopileri, çek raporu, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, davacı bankanın ticari defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesi ve sair yasal delillere dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, tüm ödeme kayıtları, cari hesap kayıtları, kredi kayıtları delillerine dayanmıştır.
İİK.’nun 67/1 maddesine göre itirazın iptali davalarında 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre itirazın alacaklı tarafa tebliği tarihinden itibaren başlar. Yani borçlunun itirazı alacaklı tarafa tebliğ edilmedikçe süre başlamaz. İcra dosyasında alacaklının icra işlemleri yapmış olması itirazın tebliği anlamına gelmez.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası celbedilerek incelenmiştir. İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacı banka tarafından 20/02/2017 tarihinde 3.753,88-TL. asıl alacak, 1.410,00-TL. gayrinakit toplamı (depo talep edilen) olmak üzere toplamda 5.163,88-TL. üzerinden takip başlatıldığı, davalı borçlu tarafından yasal süresi içerisinde borca itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, dosyadaki tebligat parçasından davalının 29/03/2017 tarihli borca itiraz dilekçesinin davacı banka vekili Av. …’a 09/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacı banka tarafından 11/10/2018 tarihinde harca esas değer olarak 3.753,88-TL. gösterilmek suretiyle huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır. Sonuç olarak davalı taraf her ne kadar huzurdaki davanın 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını iddia etmiş ise de davanın, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklı tarafa tebliğ tarihinden itibaren 1 (bir) yıllık süre dolmadan açıldığı anlaşılmıştır.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçluların icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereğince, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacı bankaya ait olduğundan, bu kapsamda davacı tarafça bildirilen deliller toplanmış, mahkememizce icra takip dosyası getirilerek dosyaya kazandırılmış, çek fotokopileri, çek statüleri listeleme raporları, çek karnesi talep beyannamesi, çek karnesi teslim beyannamesi, hesap hareketlerinin dosya içerisinde olduğu görülmüştür. Sonrasında mahkememizce 13/11/2019 tarihli duruşmada uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, davacı taraf iddiası, davalı tarafın takip dosyasındaki itirazları ve savunması, toplanan deliller, banka kayıt ve defterleri ve tüm dosya kapsamına göre konusunda uzman bankacı bilirkişiden rapor alınmasına karar verilerek dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen 09/01/2020 tarihli raporda özetle; davalıya seri numaraları …’den …’e kadar olan çeklerin bulunduğu çek karnesinin teslim edildiği, hesap hareketleri ve çek risk hareketlerinden 7 (yedi) adet çekin davalı tarafından ödendiği, dava konusu …, … ve … numaralı 3 adet çekin ise ibraz tarihlerinde davalının hesabında yeterli bakiyenin bulunmaması nedeniyle çeki elinde bulunduran lehtara hesaptan ödenemediği, lehtarın ödeme talebi üzerine 5941 sayılı Çek Kanunu’na göre bankaların ödemekle yükümlü bulunduğu tutar olarak; … seri numaralı çek için 1.000,00-TL., … seri numaralı çek için 1.045,00-TL. ve … seri numaralı çek için ise 1.000,00-TL. olmak üzere davacı banka tarafından toplam 3.045,00-TL. ödendiği, davalı uhdesinde bulunup bankaya iade edilmeyen 1 adet çekin karşılığında 20/01/2017 tarihinde geçerli bulunan ve bankaca ödemekle yükümlü olunan tutar olan 1.410,00-TL.’lik nakdin (hesapta çek bedelinin karşılıksız kalması halinde ödenmesi muhtemel banka sorumluluk tutarının) davacı bankada depo edilmesi talebi yönünden ilgili çek karnesi teslim formu ile çek sayfalarının akıbetlerini gösterir çek gayrinakdi risk dökümü bulunmadığından, bu talebe ait olarak görüş bildirilemeyeceği, sonuç olarak takip tarihi itibarıyla davacı bankanın davalıdan 3.045,00-TL. asıl alacağının bulunduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu davalı …’e 23/01/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı tarafından yasal süresi içerisinde rapora karşı herhangi bir beyan veya itirazda bulunulmamıştır. Davacı banka vekili ise 21/01/2020 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna itiraz ederek itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasını talep etmiştir. Sonrasında davalı asil …, 24/06/2020 tarihinde ön bürodan mahkememize sunduğu dilekçesiyle beyanda bulunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkememizce 24/06/2020 tarihli duruşmada; davacı tarafın itirazları dikkate alınarak ek rapor düzenlenmek üzere dosyanın kök raporu düzenleyen bilirkişiye tevdiine karar verilmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 16/07/2020 tarihli ek raporda özetle; davacı bankanın dosyaya sunmuş olduğu hesap ekstresinden de anlaşılacağı üzere davalıya davacı bankanın … Şubesi tarafından … nolu gerçek kişi vadesiz hesabı açıldığı, davacı bankanın davalının keşide ettiği dava konusu 3 adet adet çeke karşılık olarak çeklerin hamillerine 5941 sayılı Çek Kanunu’na göre bankaca ödemekle yükümlü olunan tutar olarak toplam 3.045,00-TL. ödediği, davalının gerçek kişi olması ve davacı banka tarafından ödeme yükümlülüğü nedeniyle yukarıda belirtilen tarihlerde ödenen bedeller için ödeme gününden itibaren takip tarihine kadar davalıya keşide edilmiş olan bir ihtarname olmadığı, bu nedenle davalı aleyhine temerrüt faizi uygulanamayacağı, ancak 3095 sayılı kanunun 1. maddesi gereğince yasal faiz hesaplanabileceği, ayrıca dava konusu … nolu çek ile ilgili olarak davacı bankanın dosyaya sunduğu herhangi bir çek teslim tutanağı bulunmadığı, fakat bu çek yaprağına ait gayri nakit riskinin davacı bankanın çek statüleri listesinde göründüğü, davalı tarafından kök rapora yapılan itirazlar ve açıklamalarda çek statülerini gösteren banka raporlarına karşı ve/veya dava konusu yapılan … nolu çeke ilişkin olarak herhangi olumsuz bir görüşün olmadığı, böylece çekin davalı tarafından davacı bankaya iade edilmemesi nedeniyle çekin davalı tarafından teslim alındığının anlaşıldığı, dava konusu bu çekin davalı tarafından muhtemelen itirazlarında da belirttiği üzere gömleğinin cebinde unutulduğu ve böylece çamaşır makinesinde yıkanmak suretiyle zayi olduğu, dava konusu … nolu çek ile ilgili olarak yetkili mahkemeden alınmış çekin iptaline ilişkin bir kararın bulunmadığı, davacı bankanın talep ettiği gayri nakit risk tutarı olan 1.410,00-TL. bedeli davalı taraftan borçlu hesabında depo etmek amaçlı talep edebileceği, dolayısıyla anılan çekin bankaca ödeme yükümlülüğü olan gayri nakit risk bedelinin (1.410,00-TL.) borçlu hesabında depo edilmek üzere davalı tarafından davacı bankaya ödenmesi gerektiği, sonuç olarak; takip tarihi itibariyle davacı bankanın alacağının 3.045.00-TL. asıl alacak (bankaca ödenen 3 adet çek sorumluluk bedeli), 1.062,55-TL. ödeme tarihinden takip tarihine tarar işlemiş %9 yasal faiz, 1.410,00-TL. … çek seri nolu teslim edilmeyen çeke ilişkin gayri nakit risk depo tutarı olmak üzere toplam 5.517,55-TL. olarak hesaplandığı, ancak talebe bağlılık ilkesi gereğince davacı bankanın davalı borçludan talep edebileceği toplam alacağın 5.163,88-TL. olması gerektiği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi ek raporu davalı asile 07/08/2020 tarihinde bizzat tebliğ edilmesine karşın davalı tarafından ek rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
6100 sayılı HMK.’nun 281/1 maddesine göre; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” HMK.’nun 281. maddesinin gerekçesinde ise maddede rapora itiraz için taraflara tanınmış bulunan 2 haftalık sürenin kesin süre olduğu ve hak düşürücü bir nitelik taşıdığı ifade edilmektedir. Dolayısıyla, taraflar bu süre içerisinde bilirkişi raporuna karşı itirazlarını dile getirmezlerse bilirkişi raporu itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir, yani itiraz etmeyen taraf artık rapora itiraz olanağını tümüyle kaybeder. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da bilirkişi raporuna yasal süresi içinde itiraz edilmemesi halinde diğer taraf yönünden usulü müktesep hakkın doğacağı belirtilmektedir.
Dosyada alınan bilirkişi kök ve ek raporu incelenip denetlenmiş, 16/07/2020 tarihli ek raporun bankacılık uygulamalarına, ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak tanzim edildiği, toplanan deliller ile dosya kapsamına uygun olduğu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu saptanarak mahkememizce de benimsenmiştir.
Davacı taraf iddiası, davalı taraf savunması, incelenen icra takip dosyası, dosyada alınan ve benimsenen ek bilirkişi raporu ile toplanıp değerlendirilen delillere göre; davacı banka tarafından davalıya çek karnesi teslim edildiği, dosya kapsamındaki belgelere göre 7 (yedi) adet çekin davalı tarafından ödendiği, ancak dava konusu yapılan …, … ve … seri numaralı 3 (üç) adet çekin ise ibraz tarihlerinde davalının hesabında yeterli bakiye bulunmaması nedeniyle ödenemediği, akabinde çek lehtarlarının ödeme talebi üzerine 5941 sayılı Çek Kanunu’na göre bankaların ödemekle yükümlü bulunduğu tutar olarak davacı banka tarafından toplamda 3.045,00-TL.’nin ödendiği, dava konusu … nolu çek ile ilgili olarak ise gayri nakit riskinin davacı bankanın çek statüleri listesinde göründüğü, davalı tarafından davacı bankadan teslim alınan ve bizzat davalının beyanına göre gömlek cebinde unutulmak suretiyle çamaşır makinesinde yıkanarak zayi olan bu çekin de davalı tarafından davacı bankaya iade edilmediği, ayrıca davalının zayi olan dava konusu … nolu çek ile ilgili olarak yetkili mahkemeden aldığı herhangi bir çek iptal kararının da bulunmadığı, dolayısıyla davacı bankanın gayri nakit risk tutarı olan 1.410,00-TL. bedeli davalıdan talep etmekte haklı olduğu, özetle; takip tarihi itibariyle davacı bankanın davalıdan 3.045.00-TL. asıl alacak ve 1.062,55-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.107,55-TL. nakdi alacağının bulunduğu, bunun yanında gayri nakdi alacak kalemi olan çek depo bedelinden dolayı da davacı bankanın davalıdan 1.410,00-TL. tutarında talepte bulunmakta haklı olduğu, sonuç olarak hükme esas alınan ek bilirkişi raporu ile de tespit ve hesap edilen miktara göre davalının itirazlarının haksız olduğu ve İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptalinin gerektiği anlaşılmakla, alacak likit ve itiraz da haksız olduğundan kabul edilen nakdi alacak üzerinden davalı aleyhine icra inkar tazminatını da kapsayacak şekilde, ayrıca davacı bankanın gayri nakdi alacak kalemi yönünden açtığı davanın da haklı olduğu görülmekle bu talebin de kabulüne ilişkin olarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile;
a) Davalı borçlunun …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takip dosyasında 3.045,00-TL. asıl alacak, 1.062,55-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.107,55-TL. nakdi alacağa yönelik itirazlarının iptali ile asıl alacağa (3.045,00-TL.’ye) takip tarihinden itibaren yıllık %9 yasal faiz işletilmek suretiyle takibin talepnamedeki diğer koşullarla aynen devamına,
b) Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan, itirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 821,51-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Davacı bankanın gayrinakdi alacak yönünden açtığı davanın kabulü ile;
…. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takip dosyasında; 1.410,00-TL. gayrinakdi alacak istemine yönelik davalı borçlunun itirazlarının iptali ile takibin gayrinakdi alacak yönünden talepnamedeki koşullarla aynen devamına,
3-Alınması gerekli 256,43-TL karar ve ilam harcından icraya yatan ve peşin harç toplamı olan 64,11-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 192,32-TL’nin davalıdan alınarak Maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 64,11-TL icraya yatan harç ve peşin harç, 5,20-TL vekalet harcı, 800,00-TL bilirkişi ücreti, 165,00-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.070,21-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.753,88-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının kesinleşme şerhi yazıldıktan sonra davacı tarafa iadesine,
Dair, HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/2 ve devamı maddeleri uyarınca ve miktar itibarıyla kesin olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/01/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır