Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/906 E. 2021/495 K. 21.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/906 Esas
KARAR NO:2021/495

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:04/10/2018
KARAR TARİHİ:21/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 20/11/2017 tarihinde, … – … Karayolu … Mevkii’nde, … istikametine giden sürücü … yönetimindeki … plakalı aracın, … istikametinden gelen … ve … plakalı araçlara çarpması sonucu … plakalı aracın sürücüsü … ile … plakalı aracın sürücüsü …’nın yaralanması, … plakalı araçta yolcu olarak bulunan ve müvekkillerinden …’nın eşi diğer müvekkili …’nın ise babası olan …’nın ölümü ile sonuçlanan trafik kazası meydana geldiğini, trafik kazası tespit tutanağında … plakalı araç sürücüsü …’in 2918 sayılı KTK.’nun 52/1-b maddesini ihlal ettiği ve kusurlu olduğu, diğer araç sürücülerinin ise herhangi bir kusurunun bulunmadığı kanaatine varıldığını, trafik kazası sonucu vefat eden …’nın ölümüyle davacı eşi … ile davacı çocuğu…’in müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarını, kazada %100 kusurlu davalı …’in kullandığı … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle davalılardan … Sigorta A.Ş. nezdinde ZMMS (trafik) sigortası ile sigortalı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olması nedeniyle müvekkillerinin murisi …’nın ölümü ile sonuçlanan trafik kazasından dolayı davalı sigorta şirketi tarafından davacı eş …’ya 157.167,00-TL., davacı çocuk …’ya 2.140,00-TL. olmak üzere toplam 159.307,00-TL. tazminat ödemesi yapıldığını, sonradan yaptırılan hesaplama ile sigorta şirketince yapılan ödemenin yetersiz olduğunun öğrenildiğini, sigorta şirketinin yetersiz ödemesine ilişkin ibranamenin 2918 sayılı KTK.’nun 111/2 maddesi uyarınca iptalinin gerektiğini belirterek; 6100 sayılı HMK.’nun 107. maddesine göre belirlenecek maddi tazminat tutarlarının olay tarihindeki sigorta limitini aşmamak üzere her bir davacı için şimdilik 50,00-TL.’den 100,00-TL. maddi tazminatın temerrüt tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ayrıca murisin eşi … için 80.000,00-TL., çocuğu … için ise 50.000,00-TL. olmak üzere toplam 130.000,00-TL. manevi tazminatın ise davalı …’den tahsiline, öncelikle davalı sürücü …’in taşınır ve taşınmaz malları ile bankalardaki ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu trafik kazası sonucunda müvekkilinin yaralandığını ve ameliyat olduğunu, sonraki süreçte fizik tedavi gördüğünü, yaklaşık 1 (bir) yıl boyunca mesleğini yapamadığını, kazadan sonra kendinde olmadığını, kazaya dair tanığının olmaması ve sadece kazaya karışan araçların olması sebebiyle trafik kazası tespit tutanağındaki kusur tespitinin hatalı olarak yapıldığını, müvekkilinin sol şeritten giderken polisin sağ şeritte yolu kapaması ve sol şeritteki araçların aniden yavaşlaması sebebiyle müvekkilinin polislere ve öndeki araçlara çarpmamak için frene bastığını ve sonrasında havanın da yağmurlu olmasının etkisiyle aracın kayarak refüje çıktığını, ancak idarenin kusurunun doğabileceği düşüncesi ile bu husustan hiçbir şekilde kaza tespit tutanağında bahsedilmediğini, bu nedenle öncelikle mahkemece ATK’dan kusur raporu alınması gerektiğini, kazada vefat eden …’nın kanser hastası olduğunu, bu nedenle … … Hastanesi’ne müzekkere yazılarak ilgilinin hastane kayıtlarının istenilmesini ve tazminat hesabı yapılırken müteveffanın kanser hastası olduğu hususunun da değerlendirilmesi gerektiğini belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … Sigorta A.Ş. vekili ise cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde kaza tarihinde ZMMS (Zorunlu Trafik) sigortası ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigorta limitleri dahilinde olduğunu, davacıların davayı açmadan önce müvekkili şirkete başvurarak poliçe teminatı kapsamında tazminat talebinde bulunduklarını ve söz konusu talep üzerine hasar dosyası oluşturularak gerekeli evrakların tamamlandığını, tazminat miktarının tayini için aktüer tarafından davacılardan … için tespit edilen 157.167,00-TL. ve davacılardan … için tespit edilen 2.140,00-TL. olmak üzere toplam 159.307,00-TL. tazminatın davacılara ödendiğini, yapılan bu ödemenin müvekkili şirket tarafından yaptırılan aktüer hesabına göre yapıldığını, dolayısıyla mahkemece davanın açılmasına sebebiyet vermeyen müvekkili şirket aleyhine yargılama giderleri ile vekalet ücretine hükmolunmamasını, kazadaki kusur durumunun tespiti bakımından ATK’dan kusur raporu alınması gerektiğini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı ile diğer davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; 20/11/2017 tarihinde meydana gelen ölümlü trafik kazasından dolayı açılmış destekten yoksun kalma (maddi) ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; Trafik Sigortası Genel Şartları, trafik kazası tespit tutanağı, ifade tutanakları, … CBS’nin … Soruşturma sayılı dosyası, otopsi raporu, aile nüfus tablosu, mirasçılık belgesi, öğrenim belgesi ve her türlü delile dayanmıştır.
Davalılardan … vekili delil olarak; … CBS’nin … Soruşturma sayılı dosyası, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi, hastane kayıtları, tedavi raporu, kazaya ait her türlü yazılı, görsel ve işitsel veri, müşteki …’ın ifade tutanağı, Yargıtay kararları ve sair delillere dayanmıştır.
Davalılardan … Sigorta A.Ş. vekili delil olarak; ZMMS Genel Şartları, kazaya karışan araçlara ilişkin trafik tescil kayıtları, trafik kazası belge ve tutanakları, … plakalı araca ilişkin sigorta kayıtları ve poliçesi, hasar dosyası, ödeme belgeleri, kusur durumuna ilişkin keşif, Adli Tıp Kurumu incelemesi, SGK tarafından bağlanmış bir gelir bulunup bulunmadığına ilişkin SGK kayıtları, aktüer bilirkişi raporu, tanık beyanı ve diğer tüm yasal delillere dayanmıştır.
Mahkememizce … 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı ceza dava dosyasının UYAP örneği, … CBS’nin … Soruşturma sayılı dosyasının UYAP örneği, … Sigorta A.Ş.’ne ait hasar dosyası evrakları, … … Hastanesi’nin müteveffa …’ya dair dosyaya göndermiş olduğu tedavi evrakları, davalı …’e ve davacılara ait ESDA (ekonomik sosyal durum araştırma) belgeleri müzekkere ile celbedilerek dosyaya kazandırılmıştır.
ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim olunan 24/02/2020 tarihli kusur raporunda özetle; mevcut verilere göre davalı sürücü …’in, sevk ve idaresindeki otomobille seyir halindeyken yola gereken dikkatini vermesi, seyri sırasında uygun yol bölümünü takiple kontrollü olarak seyretmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, direksiyon hakimiyetini kaybedip karşı istikamet yol bölümüne geçmesi sonucu meydana gelen kazada asli derecede kusurlu olduğu, sürücü … ile sürücü …’nın ise sevk ve idarelerindeki araçlarla seyir halinde iken karşı istikamet yol bölümünden çıkan otomobille çarpıştıkları olayda kusurlarının bulunmadığını, sonuç olarak davalı sürücü …’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, sürücü … ve sürücü …’nın ise kusursuz olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen kusur raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalılardan … vekili tarafından rapora itiraz edilerek yeniden kusur raporu alınması yönünde talepte bulunulmuş ise de mahkememizce 08/07/2020 tarihli duruşmada ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlen kusur raporunun dosya içerisindeki belgelerle uyumlu, ayrıntılı inceleme sonucu düzenlenmiş, yargısal denetime ve hüküm kurmaya elverişli, aynı zamanda uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu kanaatine varılarak talebin reddine karar verilmiştir. Aynı celsede aktüer hesabı yapılmak üzere dosyanın bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiş ve dosya 28/07/2020 tarihinde bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Aktüer bilirkişi tarafından tanzim edilerek dosyaya sunulan 07/09/2020 tarihli raporda özetle; dosyadaki belgelerin incelenmesi neticesinde 20/11/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile hayatını kaybeden …’nın desteğinden yoksun kalan davacı eşi … için hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatının 211.951,07-TL., davacı kızı … için hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatının ise 30.574,27-TL. olduğu, buna göre davacıların hesaplanan toplam destekten yoksun kalma tazminatının 242.525,34-TL olduğu, hasar dosyasında sunulan banka dekontuna göre davalı … Sigorta A.Ş. tarafından müteveffanın eşi … için 02/07/2018 tarihinde 157.167,00-TL., kızı… için 27/06/2018 tarihinde 2.140,00-TL. ödeme yapıldığının görüldüğü, bu itibarla takdiri mahkemeye ait olmak üzere davalı sigorta şirketince davacı eş …’a ödenen destekten yoksun kalma tazminatının 09/09/2020 rapor tarihi itibariyle güncel değerinin 188.169,81-TL., davacı kızı…’e ödenen destekten yoksun kalma tazminatının 09/09/2020 rapor tarihi itibariyle güncel değerinin ise 2.564,78-TL. olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından davacılara yapılan ödemelerin hesaplanan güncel değerlerinin tenzili sonrası davacıların bakiye destekten yoksun kalma tazminatlarının ise davacı eş … için 23.781,26-TL., davacı kızı … için 28.009,49-TL. olmak üzere toplam 51.790,75-TL. olarak hesaplandığı, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalanan … plakalı aracın 2017 yılı teminat limitinin 330.000,00-TL olduğu, sorumluluk, temerrüt tarihi, manevi tazminat ve faiz türü gibi hukuki olgular hakkında nihai takdirin mahkemeye ait olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Aktüer bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalılardan … vekili tarafından rapora itiraz edilerek ek rapor alınması talebinde bulunulmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından da rapora itiraz edilerek ek rapor alınması yönünde talepe bulunulmuştur. Davacılar vekili de rapora itiraz ederek ek rapor talebinde bulunmuştur. Bunun üzerine mahkememizce 09/12/2020 tarihli duruşmasında verilen ara karar ile tarafların tüm itirazlarını karşılar nitelikte ek rapor düzenlenmek üzere dosya yeniden aktüer bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Aktüer bilirkişi tarafından mahkememize sunulan 09/03/2021 tarihli ek raporda özetle; Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 17/07/2020 tarihli, 2019/40 E. ve 2019/40 K. sayılı kararına göre 1. seçenek olarak yapılan hesaplamaya göre; 20/11/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile hayatını kaybeden …’nın desteğinden yoksun kalan eşi …’ın destekten yoksun kalma tazminatının 275.012,54-TL., kızı…’in destekten yoksun kalma tazminatının ise 26.579,48-TL. olduğu, buna göre davacılar için hesaplanan toplam destekten yoksun kalma tazminatının 301.592,02-TL. olduğu, 01/06/2015 tarihli Yeni Genel Şartlar esas alınarak 2. seçenek olarak yapılan hesaplamaya göre; 20/11/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile hayatını kaybeden …’nın desteğinden yoksun kalan eşi …’ın destekten yoksun kalma tazminatının 241,558,80-TL., kızı…’in destekten yoksun kalma tazminatının ise 26.502,92-TL. olduğu, buna göre davacılar için hesaplanan toplam destekten yoksun kalma tazminatının 268.061,72-TL. olduğu, hasar dosyasında sunulan banka dekontuna göre davalı … Sigorta A.Ş. tarafından müteveffanın eşi … için 02/07/2018 tarihinde 157.167,00-TL., kızı… için 27/06/2018 tarihinde 2.140,00-TL. ödeme yapıldığının görüldüğü, bu itibarla takdiri mahkemeye ait olmak üzere davalı sigorta şirketince davacı eş …’a ödenen destekten yoksun kalma tazminatının 08/04/2021 rapor/hesap tarihi itibariyle güncel değerinin 196.346,80-TL., davacı kızı…’e ödenen destekten yoksun kalma tazminatının 08/04/2021 rapor/hesap tarihi itibariyle güncel değerinin ise 2.676,11-TL. olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından davacılara yapılan ödemelerin hesaplanan güncel değerlerinin tenzili sonrası davacıların bakiye destekten yoksun kalma tazminatlarının ise 1. seçenek hesaplamaya göre; davacı eş … için 78.665,74-TL., davacı kızı … için 23.903,37-TL. olarak, 2. seçenek hesaplamaya göre; davacı eş … için 45.212,00-TL., davacı kızı … için 23.826,81-TL. olarak hesaplandığı, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalanan … plakalı aracın 2017 yılı teminat limitinin 330.000,00-TL olduğu, sorumluluk, temerrüt tarihi, manevi tazminat ve faiz türü gibi hukuki olgular hakkında nihai takdirin mahkemeye ait olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi ek raporu da dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından ek rapora karşı yazılı beyanda bulunulmuştur. Davalı taraf vekilleri tarafından ise ek rapora karşı ayrı ayrı itiraz dilekçeleri sunulmuş, ancak mahkememizce 21/04/2021 tarihli duruşmada kök ve ek aktüer bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu kanaatine varılarak davalıların itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili tarafından 21/04/2021 tarihinde talep artırım dilekçesi sunulmuş, dava dilekçesinde her bir davacı için 50,00-TL. olarak talep edilen kalemler ek bilirkişi raporunda yer alan 1. seçenek hesaplama doğrultusunda davacı … yönünden 78.615,74-TL., davacı … yönünden ise 23.853,37-TL. artırılarak gerekli harç ikmal edilmiştir.
İddia, savunma, dosyada toplanan deliller, … 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı ceza dava dosyası, ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 24/02/2020 tarihli kusur raporu, dosyada alınan aktüer bilirkişi ek raporunda AYM’nin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 17/07/2020 tarihli, 2019/40 Esas ve 2019/40 K. sayılı kararına göre 1. seçenek olarak yapılan hesaplama yönteminin gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu görüldüğünden benimsenerek hükme esas alınmıştır.
A) DESTEKTEN YOKSUN KALMA (MADDİ) TAZMİNAT YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
Dava konusu trafik kazası 20/11/2017 tarihinde meydana gelmiş, anılan kazada davacıların murisi … vefat etmiştir. Huzurdaki dava; ölümlü trafik kazasından kaynaklı olarak açılmış destekten yoksun kalma (maddi) ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.
6098 Sayılı TBK 53/3 maddesinde “…ölenin desteğinden yoksun kalan kişiler…” ifadesi kullanılmak suretiyle ölenin “destek” olması zarureti ortaya konulmuştur. Destek, başkasının geçimini kısmen veya tamamen, sürekli ve düzenli olarak sağlayan veya ona ileride bakması kuvvetle muhtemel olan kişidir. Destekten yoksun kalma tazminatı ise ölümün sonucu olarak ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek, yaşamının, desteğinin ölümünden önceki düzeyinde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde ve kendine özgü bir tazminat biçimidir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 06/03/1978 tarihli ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde; “…destekten yoksun kalma tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının, desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu…” hususu açıkça vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun yerleşmiş kararlarında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatı ile güdülen amaç; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25/05/1984 tarihli ve 1984/9-301 E., 1984/619 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi; destek yaşamış olsaydı, yardım ettiği kimseye yapabileceği yardım tutarını sağlamaktır.
2918 sayılı KTK.’nun 85. maddesine göre ise motorlu bir araç işleteninin sorumluluğu, kusura dayanmayan bir tehlike sorumluluğudur. Araç işleten ise araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişi olarak tanımlanmıştır. Motorlu bir aracın işletilmesi, cismani bir zarara ya da bir şeyin hasara uğramasına sebep olursa işleten kusursuz dahi olsa sorumlu olacaktır. İşletenin bu sorumluluğu, ağırlaştırılmış bir kusursuz sorumluluk, başka bir deyimle tehlike sorumluluğu halidir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK’nun) 91. maddesi ile araç işletenlere uygulamada “zorunlu trafik sigortası” olarak da adlandırılan “mali sorumluluk sigortası” yaptırma zorunluluğu getirilmiştir. KTK.’nun 91/1. maddesinde; “İşletenlerin, bu Kanunun 85 nci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne yer verilmiştir. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır.
Somut olayda; davalılardan …, dava konusu kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın hem maliki (işleteni) hem de sürücüsüdür. Davalılardan … Sigorta A.Ş. ise kaza tarihi itibariyle … plakalı aracın ZMMS (Zorunlu Mali Mesuliyet) sigortacısıdır. Kaza tarihi olan 20/11/2017 itibariyle davalı sürücü … adına trafikte tescili bulunan ve kaza tarihini de kapsayacak şekilde davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS (Trafik Sigortası) poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın sigorta teminat limitinin 330,000,00-TL. olduğu görülmüştür.
2918 sayılı KTK’nun 85. ve devamı maddelerine göre motorlu araçların işletilmesi nedeniyle bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına sebep olunursa gerek motorlu aracın işleteni gerekse maliki doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Benzer şekilde 2918 sayılı KTK.’nun 99. ve 101. maddelerine göre motorlu aracın zorunlu trafik sigortacısı da oluşacak bu zararlardan müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Tüm bu mevzuat hükümlerine göre; mahkememizce somut olayda davacı eş … ile davacı çocuk (kız) …’nın destekten yoksun kalma (maddi) tazminatı talepleri bakımından davalı …’in davaya konu kazaya karışan … plakalı aracın sürücüsü ve işleteni olması, diğer davalı … Sigorta A.Ş.’nin ise aracın ZMMS sigortacısı olması nedeniyle müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaları gerektiği kanaatine varılmıştır.
Öte yandan 2918 sayılı KTK.’nun “Tazminat ve Giderlerin Ödenmesi” başlıklı 99. maddesinin 1. fırkasına göre; “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren 8 (sekiz) iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” Aynı şekilde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.1 maddesine göre; “Sigortacı; hak sahibinin, kaza veya zararın tespit edilebilmesi için bu genel şartlar ekinde yer alan gerekli tüm belgeleri sigortacının merkez veya şubelerinden birine ilettiği tarihten itibaren 8 (sekiz) iş günü içinde tazminatı hak sahibine öder.”
Somut olayda davacılar tarafından davalı sigorta şirketine 12/06/2018 tarihinde maddi tazminat ödenmesi için talepte bulunulmuş olup, işbu talep dilekçesinin tebliği tarihinden itibaren 8 iş günü sonrası olan 22/06/2018 tarihi mahkememizce davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olarak kabul edilmiştir.
Diğer taraftan davalılardan … vekili her ne kadar olayda hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini iddia etmiş ise de; mahkememmizce bu talep yerinde görülmemiştir. Zira; dosya kapsamındaki nüfus kayıtlarına ve ceza dosyasındaki ifadelere göre; müteveffa …’nın içerisinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın sürücüsü dava dışı … müteveffanın öz yeğenidir. Yani … kazada ölen …’nin erkek kardeşi olan …’nın oğludur. Yüksek Yargıtay’ın yerleşik kararlarında da vurgulandığı üzere; yakın akrabalar arasında hatır taşımasından bahsedilmesi mümkün değildir. Çünkü yakın akrabalar arasında taşımanın menfaat karşılığı yapılması sözkonusu değildir. Hatır taşımasının temel kıstaslarından biri olan “menfaat karşılığı olmama” koşulu “amca – yeğen” ilişkisinde mevcut olmadığından, mahkememizce somut olayda hatır taşıması indirimi yapılamayacağı kanaatine varılmıştır.
Ayrıca davalı … vekili tarafından müteveffa …’nın kazadan önce kanser hastası olduğu, dolayısıyla bakiye ömrünün raporda hesaplanandan daha kısa olduğunu iddia edilmiş ise de; mahkememizce davalının bu yöndeki iddia ve savunmalarına da itibar edilmemiştir. Zira; destekten yoksun kalma sürelerinin hesabında müteveffanın muhtemel (bakiye) ömür süresine ihtiyaç duyulur. Yüksek Yargıtay da desteğin çalışma hayatını aktif ve pasif olmak üzere iki döneme ayırmaktadır. Desteğin iş görebilirlik yaşı da muhtemel yaşam süresi ile sınırlıdır. Desteğin ölümünden önceki sağlık durumuna göre muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi Yüksek Mahkeme uygulamalarına aykırıdır. Böyle bir yola girilmesi halinde müteveffanın muhtemel yaşam süresi subjektif olarak sınırlandırılmış olur. Bu durum ise doğru ve hukuki bir yaklaşım değildir. Somut olayda müteveffa (destek) … haksız fiil (trafik kazası) sebebiyle vefat etmiştir. Müteveffanın ölüm sebebi kanser olmayıp, muhtemel yaşam süresi boyunca davacılarla destek ilişkisinin süreceği kabul edilmelidir. Uygulamada da desteğin ölmemiş olması durumunda çalışabileceği yaşa kadar gelir elde edeceği ve davacılara destek olacağı kabul edilmektedir.
Sonuç olarak dosya kapsamına göre; 20/11/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde davacıların desteği olan …’nın vefat ettiği, anılan kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, kazaya karışan diğer sürücülerin ise kazada herhangi bir kusurlarının bulunmadığı, davalı sigorta şirketi tarafından davacılardan …’a 02/07/2018 tarihinde 157.167,00-TL., …’e 27/06/2018 tarihinde 2.140,00-TL. olmak üzere toplam 159.307,00-TL. ödeme yapıldığı, aktüer bilirkişi tarafından Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 17/07/2020 tarihli, 2019/40 E. ve 2019/40 K. sayılı kararına göre 1. seçenek olarak yapılan ve hükme esas alınan ek rapordaki hesaplamaya göre; 20/11/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile hayatını kaybeden …’nın desteğinden yoksun kalan eşi …’ın davalılardan talep edebileceği maddi tazminat miktarının 275.012,54-TL., kızı…’in talep edebileceği maddi tazminatın ise 26.579,48-TL. olduğu, buna göre davacıların davada talep edebilecekleri toplam destekten yoksun kalma (maddi) tazminatın 301.592,02-TL. olduğu, bu miktarın davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu poliçe teminat limiti (330.000,00-TL.) içerisinde kaldığı, davalı sigorta şirketi tarafından davacılara yapılan toplam ödemenin güncellenmiş değerinin 08/04/2021 ek rapor tarihi itibariyle 199.022,91-TL. olduğu, aktüer bilirkişi raporunda hesaplanan toplam 301.592,02-TL.’den davalı sigorta şirketinin davacılara yaptığı ödeme toplamının güncellenmiş değeri olan 199.022,91-TL. mahsup edildiğinde arada 102.569,11-TL. gibi bir fark bulunduğu, böylece davalı sigorta şirketince yapılan ödeme ile davacılardan alınan ibraname dikkate alındığında davacılara ödenen tazminat ile hükme esas alınan aktüer bilirkişi ek raporunda 1. seçenek olarak hesaplanan tazminat miktarı arasında açık farklılık olduğu, ödenen meblağ ile hesaplanan zarar arasındaki bu açık nispetsizlik karşısında davacılardan alınan ibranamenin geçerli olmadığı ve davalı sigorta şirketi tarafından davacılara yapılan ödeme ile davacının maddi zararının tamamen karşılanmadığı, davacıların kazada ölen (birinin eşi ve diğerinin babası) …’nın desteğinden yoksun kaldıkları, böylece davacıların kazada ölen …’nın meydana gelen trafik kazası sonucu ölmesi nedeniyle açtıkları bakiye destekten yoksun kalma tazminatı davasında haklı oldukları, sonuç olarak müteveffa …’nın desteğinden yoksun kalan davacı eş …’nın 78.665,74-TL., davacı kızı …’nın 23.903,37-TL. olmak üzere davalılardan toplam 102.569,11-TL. daha destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilecekleri, bu miktara davalılardan … Sigorta A.Ş. yönünden temerrüt tarihi olan 22/06/2018 tarihinden, diğer davalı … yönünden ise kaza tarihi olan 20/11/2017 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
B) MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1 maddesine göre; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.”
Aynı kanunun 56/2 maddesine göre ise; “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”
Maddeye göre hâkim, manevi tazminata hükmederken, olayın özelliklerini göz önünde tutmalı ve ona göre zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar vermelidir. Hâkim, özel halleri göz önünde tutmalı ve manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği miktar adalete de uygun olmalıdır. Manevi tazminatın tarafların ekonomik durumları da nazara alınarak tazminat ödeme yükümlüsü olan tarafın fakirleşmesi, lehine tazminata hükmedilen tarafın ise zenginleşmesi sonucunu doğurmayacak şekilde hak ve nesafet kurallarına uygun, makul ve makbul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekmektedir. Manevi tazminat miktarı belirlenirken olayın özelliği, tarafların kusur durumu, kusurun ağırlığı, gibi hususlar da dikkate alınmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirmelidir. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması gibi bir amacı da yoktur. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır.
Somut olaya bakıldığında davacılardan … mütevaffanın eşi, … ise mütevaffanın kızıdır. Davacı eş …’ın eşini, davacı çocuk (kız) …’in ise babasını kazada kaybetmesi nedeniyle üzüntü duyacakları mutlaktır. Müteveffa … 08/04/1964 doğumlu olup; kaza tarihinde yaklaşık 54 yaşında ve orta yaşta bir insandır.
Davalılardan … plakalı araç sürücüsü …’in sevk ve idaresindeki otomobille yağışlı havada tedbirsiz ve dikkatsizce seyretmesi, aracını kullanırken yola gerektiğince dikkatini vermemesi, seyir sırasında uygun yol bölümünü takiple kontrollü olarak seyretmesi gerekirken buna riayet etmemesi, böylece direksiyon hakimiyetini kaybedip karşı istikametteki yola geçerek kazaya sebebiyet vermesi, davalı …’in kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu, diğer sürücülerin ise kusursuz olması mahkememizce takdir edilen tazminatın belirlenmesinde etkili olmuştur. Tarafların tespit edilen mali ve sosyal durumları, olayın niteliği ve davacının yoğun (%100) kusur oranı, paranın satın alma gücü, davacı …’ın eşini ve davacı…’in babasını çok da ileri olmayan bir yaşta kaybetmesi sonucunda duyduğu acı ve ızdırap, hak ve nesafet kuralları dikkate alındığında davacı … için 30.000,00-TL., davacı … için 10.000,00-TL., olmak üzere toplam 40.000,00-TL. manevi tazminatın yeterli ve adil olduğu, davacıları zenginleştirmeye ve davayı da fakirleştirmeye yol açmayacağı vicdani kanaatine varılmış, fazlaya ilişkin talep ise reddedilmiş, hükmolunan manevi tazminata kaza tarihi olan 20/11/2017 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini kapsar şekilde açıklanan gerekçelerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat yönünden davanın kabulü ile;
Davacı … için 78.665,74-TL., davacı … için 23.903,37-TL. olmak üzere toplam 102.569,11-TL. destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan … Sigorta A.Ş. yönünden temerrüt tarihi olan 22/06/2018 tarihinden, diğer davalı … yönünden ise kaza tarihi olan 20/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılar … ve …’ya verilmesine,
2- Manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile;
a) Davacı … için 30.000,00-TL., davacı … için 10.000,00-TL. olmak üzere toplam 40.000,00-TL. manevi tazminatın kaza tarihi olan 20/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacılara ödenmesine,
b) Manevi tazminat bakımından fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Maddi tazminat yönünden alınması gerekli 7.006,49-TL karar ve ilam harcınından 797,36-TL peşin harç + ıslah harcının mahsubu ile kalan 6.209,13-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile maliyeye gelir kaydına,
4-Davacılar tarafından yapılan 2.595,31-TL. (35,90-TL başvuru harcı, 797,36-TL peşin harç ve ıslah harcı, 5,20-TL vekalet harcı, 1.100,00-TL bilirkişi ücreti, 323,00-TL adli tıp ücreti ve 333,85-TL tebligat ve posta ücreti) yargılama giderinin davalılardan alınıp davacılara verilmesine,
5- Manevi tazminat yönünden alınması gerekli 2.732,40-TL karar ve ilam harcının davalı …’den alınıp maliyeye gelir kaydına,
6-Davacı … maddi tazminat davasında vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 11.026,55-TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp bu davacıya verilmesine,
7-Davacı … manevi tazminat davasında vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.500,00-TL vekalet ücretinin davalı …’den alınıp bu davacıya verilmesine,
8-Davacı … maddi tazminat davasında vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp bu davacıya verilmesine,
9-Davacı … manevi tazminat davasında vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalı …’den alınıp bu davacıya verilmesine,
10-Davalı … vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL’nin davacılardan ayrı ayrı alınıp davalı …’e verilmesine,
11-Davacı tarafından yatırılan gider avansının geriye kalanın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılardan … vekilinin e-duruşma sistemi üzerinden yüzüne karşı, diğer davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin ise yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır