Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/895 E. 2020/921 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/895 Esas
KARAR NO :2020/921

DAVA:Alacak (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:02/10/2018
KARAR TARİHİ:17/12/2020

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının maliki olduğu taşınmaz üzerine, taraflar arasında yapılmış 27/06/2007 tarihli İntifa Hakkı Tesisi Vaadi ve Yatırım Hakkında Protokol gereği davacı lehine tapuya 31/10/2008 tescil tarihli 15 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiğini ve sözleşme kapsamında davalıya 1.500.000 USD + KDV ödeme yapıldığını ancak, sözleşmelerin rekabet mevzuatı ve kararları çerçevesinde süresinden önce 31/10/2013 tarihinde sona erdiğini ileri sürerek sözleşmelerin hukuken ve fiilen imkansız hale gelen kısmı için ödenen ve kıstelyevm usulü ile hesap edilen tutarı ve ayrıca istasyonun 305 gün geç faaliyete geçilmesi nedeniyle bu dönem için davalıya ödenen ve kıstelyevm usulü ile hesap edilen tutar için şimdilik 1.961.346,44 TL’nin denkleştirici adalet prensibi uyarınca sözleşmenin sona erdiği tarihten itibaren güncellenmiş bedel üzerinden davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı süresinde açılmadığını; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin bir yıllık yapıldığını, sözleşmenin Rekabet Kurumu kararı gereğince sona ereceğini düşünerek 15 yıllık intifa bedeli ödendiği iddiasının kabul edilemeyeceğini, davacının talebinin yerinde olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Dava; taraflar arasında yapılmış intifa hakkı tesisi vadi ve yatırım hakkında protokolün, Rekabet Kurumu kararı gereğince süresinden önce sonlandırılması nedeniyle, hukuken ve fiilen imkansız hale gelen kısma denk gelen süre için ödenen ve geç faaliyete başlanması nedeni ile bu dönem (305 gün) için ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereği güncel değerlerinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
İntifanın tesis edildiği taşınmazda ödenen intifa bedelinin kullanılmayan kısmına tekabül eden bölümün istenebilmesi için öncelikle somut olay bakımından intifa hakkının tapudan terkin edilmiş olması gerekir. Bu husus dava şartı olan ve resen gözetilmesi gereken bir husustur. İntifa hakkının, sözleşmede öngörülen süresi dolmadan ve taraflara atfedilen bir kusur bulunmaksızın terkini sonucunda, malike ödenen intifa bedelinin bakiye süreye isabet eden kısmı, malik nezdinde sebepsiz zenginleşme oluşturur. Yani, bakiye süreye isabet eden bedelin istenebilmesi için intifanın tapudan terkini gerekir. İntifa tapudan terkin edilmediği sürece davalının sebepsiz zenginleştiğinden söz edilemeyeceğinden, alacak talebinin de hukuki bir dayanağı bulunmayacaktır.
Getirtilen tapu kayıt örneğinden intifa hakkının terkin edildiği görülmüştür.
Yanlar arasındaki uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden; davaya dayanak ve konu yapılan yanlar arasındaki sözleşmelerin sonlandırılması nedeniyle davacı taraf isteminin yerinde olup olmadığı, varsa miktarının tespiti için bilirkişi kurulu raporu alınmasına karar verilmiş, taraf ticari defter ve kayıtları, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya bilirkişiler SMMM … ve ekonomist Dr. …’e tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 09/01/2020 tarihli raporun ve taraf vekillerinin itirazı üzerine aynı heyetten alınan 27/03/2020 tarihli ek raporunun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi kurulu kök raporunda özetle; taraflar arasında yapılmış 27/06/2007 tarihli İntifa Hakkı Tesisi Vaadi ve Yatırım Hakkında Protokol kapsamında, … İli, … İlçesi, … Caddesi, No:…, … adresindeki taşınmaz üzerine davacı lehine 15 yıl süreli intifa hakkı verilmesinin kararlaştırıldığı; incelenen resmi senetten de anlaşıldığı üzere davacıya söz konusu taşınmaz üzerine 31/10/2008 tarihinden itibaren 2.715.711 TL (1.770.000 USD) bedelle 15 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiği ancak, Rekabet Kurumu kararı gereğince sözleşmelerin 31/10/2013 tarihinde sonlandığı; davacı taleplerinin 2 yıllık zamanaşımına tabi olduğu ve bu serinin geçtiği, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde davacı lehine 15 yıllık intifa hakkının süresinden önce sonlandırılması nedeniyle davacının kalan süreye isabet eden intifa bedeli alacağının 1.810.474,00 TL olduğu; fesih tarihi itibariyle işlememiş süreye tekabül eden intifa hakkı bedeli tutarının, denkleştirici adalet ilkesine göre güncellenmiş karşılığının 3.033.339,71 TL ve işlemiş faizin ise 1.646.064,65 TL olarak hesaplandığı; geç faaliyete başlanması nedeni ile bu dönem için ödenen bedele ilişkin istemin, sözleşmenin feshedildiği tarihe kadar herhangi bir ihtar ve söz konusu süreye ilişkin bir talebi olmadığı, bu nedenle geç başlamadan dolayı 305 günlük süreye ilişkin talebin yerinde olmadığı, diğer yandan EPDK’dan izin alınmadan akaryakıt bayilerinin açılamayacağı ve satış yapılamayacağı göz önüne alındığında davacının bu yöndeki isteminin kabulünün mümkün olmadığı yönünde görüş bildirilmiş; 27/03/2020 tarihli ek raporda ise; dava konusu talebin on yıllık zamanaşımına tabi olduğu ve sürenin geçmediği; kök raporda hesaplanan işlememiş süreye tekabül eden tutara 305 gün geç başlama döneminde davacı tarafça yapılan 151.286,18 TL ödemenin eklenmesi sonucu 1.961.760,18 TL hesaplandığı ancak davacı talebiyle bağlı kalınması gerektiği; davacı taraf itirazları kapsamında davacının fesih tarihi itibariyle talep edebileceği işlememiş süreye tekabül eden intifa hakkı bedeli tutarının, denkleştirici adalet ilkesine göre güncellenmiş karşılığının 3.286.117,37 TL, işlemiş faiz ise 1.783.236,35 TL olarak hesaplandığı; ancak bu yönden kök rapordaki tespitlerinde değişiklik olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Davalı taraf, davanın sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği 2 yıllık zamanaşımına uğradığı yönünde zamanaşımı def’inde bulunmuş ise de; taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşmeden kaynaklanması nedeniyle somut olayda 6098 sayılı TBK’nın 146.maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekeceğinden ve 10 yıllık sürenin de geçmediği anlaşıldığından davalı tarafın zamanaşımı def’i yerinde görülmemiş ve bilirkişilerin kök raporda bu yöndeki değerlendirmelerine itibar edilmemiştir.
Somut olayda, intifa hakkının sözleşmede öngörülen süreden önce taraflara yüklenen bir kusur bulunmaksızın Rekabet Kurumu kararına dayalı olarak sona ermiş olması ve tapu kayıtlarına göre intifa hakkının tapudan terkin edilmiş olması nedeniyle intifa bedelinin kullanılmayan kısmına tekabül eden bölümün istenebileceği kuşkusuzdur. Diğer yandan bilirkişi raporunda vurgulandığı üzere; istasyonun 305 gün geç faaliyete geçmesi nedeniyle bu süre için de intifa bedeli istenilmiş ise de; sözleşmenin devamı sürecinde karşı tarafa bu yönde bir ihtar yapılmadığından davacı tarafça bu yönde bir istemde bulunulamaz.
İstasyonun 305 gün geç faaliyete geçmesi nedeniyle bu dönem için davalıya ödenen bedelin talep edilemeyeceği yönündeki ve fesih tarihi itibariyle işlememiş süre için ödenen bedelin (1.810.474 TL) talep edilebileceği yönündeki bilirkişilerin kök ve ek raporlarındaki değerlendirmeleri, somut olaya ilişkin mahkememiz değerlendirmeleriyle de uyumlu olduğundan; bu bilirkişilerin bu konudaki görüşleri mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır. Buna göre;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, benimsenen bilirkişi kurulu raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre;
Taraflar arasında yapılmış 27/06/2007 tarihli İntifa Hakkı Tesisi Vaadi ve Yatırım Hakkında Protokol kapsamında, 31/10/2008 tarihli resmi senet gereği davalıya ait taşınmaz üzerine davacı lehine 15 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiği, Rekabet Kurumu kararları gereğince intifa sözleşmesinin 31/10/2013 tarihinde sonlandırıldığı ve tapudan intifa hakkının terkin edildiği; bu kapsamda benimsenen bilirkişi kurulu raporunda dayanak ve gerekçeleriyle açıklandığı üzere sözleşme ilişkisinin sona ermesi nedeniyle davacının bakiye süreye isabet eden intifa bedeli için karşı taraftan talep edebileceği alacağının 1.810.474,00 TL olduğu; istasyonun faaliyete geç başladığı dönem yönünden (305 günlük süre) sözleşme fesih tarihine kadar ödenen bedelin iadesine ilişkin davacı taraf talebinin bulunmadığı gibi bu hususta karşı tarafa herhangi bir ihtarname de gönderilmediği, bu sebeple bu yöndeki davacı taraf isteminin yerinde olmadığı; kaldı ki, mevzuat gereği EPDK izni olmadan akaryakıt bayiliğinin açılamayacağı ve satış yapılamayacağı, intifa hakkının tesis edildiği tarihten sonra faaliyete başlanan süre içinde istasyonun faaliyete geçirilmesi amacıyla gerekli izinlerin alındığının iddia ve ispatlanamadığı; davanın da yasada öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde açıldığı anlaşıldığından, benimsenen bilirkişi kurulu raporunda ve yukarıda açıklandığı üzere intifa hakkının süresinden önce sonlandırılması nedeniyle bakiye süreye isabet eden 1.810.474,00 TL intifa alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, belirlenen-tespit edilen alacak miktarını aşan davacı taraf isteminin açıklanan nedenlerle yerinde olmadığından reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-1.810.474,00 TL’nin dava tarihi olan 02/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafın fazlaya ilişkin isteminin reddine,
2-Alınması gerekli 123.673,48-TL karar ve ilam harcından, başlangıçta alınan 33.494,89-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 90.178,59-TL harcın davalıdan tahsili ile maliyeye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin harçtan karar ve ilam harcı için mahsup edilen 33.494,89 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 96.166,59 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 18.282,88 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 5,20 TL vekalet harcı, 2.000 TL bilirkişi ücreti, 211 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 2.252,10 TL’nin kabul ve red oranına göre 2.078,86 TL’sinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 17/12/2020

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı