Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/861 E. 2018/933 K. 28.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR.
ESAS NO : 2018/824 Esas
KARAR NO : 2018/916
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/09/2018
KARAR TARİHİ : 21/09/2018
Davacı vekili tarafından mahkememizde açılan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’nın davalı … ile 2012 senesinde müvekkilinin de müşterisi olan… Grubu’nda ….com projesinde ilk kez tanıştıklarını ve …’ın o dönem ….com’da proje yöneticisi olduğunu, müvekkili ile …’ın 2014 yılında iş ilişkisinin müvekkilinin ve müşterisi olan… Grubu’nda ….com projesi ile tarafların bir araya gelmeleri ile başladığını, müvekkilinin ….com projesinde ortaya koyduğu üstün başarı sebebiyle davalı …’ın müvekkille ortaklık yapmak istediğini ve bunu teklif ettiğini, 1 nolu müvekkilin 2 nolu müvekkil firma nezdinde o dönem zaten çalışmakta ve yaptığı kaliteli işler sebebiyle hem adını duyurmaya hem de firmasını büyütmeye devam ettiğini, …’ın müvekkili …’ya kuracağı … A.Ş için % 50 hisse karşılığında “… Sisteminin Video Özelinde” satışı yapmak istediğini sözlü olarak belirttiğini ve bu tarihten itibaren taraflar arasında ortaklık hususunda mutabak sürecinin başladığını, tamamen ortak olacağına olan inançla senelerdir kendi fikri mülkiyetindeki tasarım, fikir, yazılım, geliştirmeler ve tüm diğer ekleriyle birlikte müvekkillerine ait olan ürünün önce video daha sonra ise …’ın e-ticaret tarafında da ortak olalım teklifi üzerine % 50-%50 üzerinden hem video hem de e-ticaret olarak tamamını kapsayacak şekilde sözlü bir anlaşmanın taraflar arasında yapıldığını, müvekkillerine ait olan “… Yazılımı’nın” 2014 senesinden bugüne kadar halen daha aktif olarak tüm müşterilerinde de kullanıldığını ve kullanmaya devam eden davalıların bu duruma karşılık gelinen bu tarihe kadar hala tek kuruş lisans bedeli ödemediklerini, davalıların ürünün satın almasını da gerçekleştirmediklerini, ne kiralama ne de satın alma hususlarının taraflar arasında tek anlaşılan konunun ortaklık olduğundan gündeme dahi başta getirilmediğini, iş bu davayı huzura taşıdıkları şu anda dahi kullanımlarının hukuken temeli olmayan ne bir sözleşme ne de de yasaya dayanan haksız ve hukuksuz bir kullanım olduğunu, davalıların müvekillerini ne şirkete resmi ortak ettiklerini, ne de gelirden bir kuruş hak vermediklerini, “Yazılım Lisans ve Gelir Paylaşımı Sözleşmesi” gereğince de gelir paylaşımına ilişkin hiçbir ödeme yapılmadığını, davalı … ile müvekkili arasında imzalanmış olan yegane sözleşmenin “Yazılım Lisans ve Gelir Paylaşımı Sözleşmesi” olduğunu, müvekkillerine ait olan yazılım ürününün müvekkillerine aidiyetini yargı nezdinde de tespit edip ortaya koymak adına, her ne kadar ortada ne … ne de tarafların ortaklıkları varken, seneler öncesinde bile müvekkilleri tarafından müvekkillerine ait olan ürünün müvekkillerinin kendi müşterilerine kiralandığı ve satıldığı açıkken tüm bunlara rağmen İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasında delil tespiti davası açıldığını, …’da yazılım mühendisi bilirkişi marifetiyle tespit ve inceleme yapıldığını ve raporun sonuç kısmında “… YAZILIMI’nın … tarafından, …’DA işe başlamadan daha önce geliştirilmeye başlandığı, …’nın …’da çalıştığı süre de bu yazılımı geliştirmeye devam ettiği, … YAZILIMI’nın …’da çok sayıda domain adresinde kullanıldığı, değerlendirilmiştir” şeklindeki tespitten ürünün müvekkilleri tarafından geliştirildiği, müvekkillerine ait olduğu ve davalıların haksız kullanımlarının sürdüğü ve bu kullanımın ne hukuken ne sözleşmesel ne de kanuni hiçbir dayanağı bulunmadığının anlaşıldığını, süreç içerisinde de ortaklıkla ilgili hiç tereddüt olmaksızın senelerce ürün üzerinden geliştirmeler yapılıp çok sayıda müşteriye kullandırılınca lisans bedeli adı altında bir bedelin hiç konuşulmadığını, bilirkişi raporuyla da ortaya konduğu üzere onlarca müşteri tarafından lisansı ve tüm mülkiyet haklarının müvekkillerine ait olan ürün üzerinden davalıların haksız, hiçbir bedel ödemeksizin, kötüniyetle milyonlarla ifade edilecek kadar yüksek meblağlarda haksız kazanç elde ettiklerini, adı ister sözleşmeye göre gelir paylaşımı, isterse ortaklık esasında kar payı olsun tüm hakları müvekkilline ait üründen müvekkiline hiçbir hak verilmediğini beyanla, fazlaya dair tüm dava, takip ve şikayet hakları saklı kalmak kaydıyla haklı davalarının kabulüne, müvekkilinin davalılar nezdinde doğmuş, devam eden ve doğacak tüm hak ve alacaklarının davalılardan ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline, gecikmesinde sakınca bulunan halden ötürü ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Fikri ve Sanat Eserleri Kanunu’nun “Amaç” başlıklı 1.maddesine 21/02/2001 tarih 4630 Sayılı Kanun’un 2. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu 1/B-g maddesinde bilgisayar programı; bir bilgisayar sisteminin özel bir işlem veya görev yapmasını sağlayacak bir şekilde düzene konulmuş bilgisayar emir dizgesini ve bu emir dizgesinin oluşum ve gelişimini sağlayacak hazırlık çalışmaları, “h” maddesinde ara yüz; bilgisayarın donanım ve yazılım unsurları arasında karşılıklı etkilenme ve bağlantıyı oluşturan program bölümleri, “ı” maddesinde ara işlerlik; bilgisayar program bölümlerinin fonksiyonel olarak birlikte çalışması ve karşılıklı etkilenmesi ve alışverişi yapılan bilginin karşılıklı kullanım yeteneği olarak tanımlanmıştır.
Fikir ve Sanat ve Eserleri Kanun’u 1.maddesinde tanımlanması yapılan eserlerin yorumlanması ve kullanılmasından kaynaklanan maddi ve manevi uyuşmazlıklara bakmaya görevli mahkemenin aynı Kanun’un 76.maddesi gereğince dava konusunun miktarına ve kanunda gösterilen cezanın derecesine bakılmaksızın ihtisas mahkemeleri olduğu belirlenmiştir.
Davacı tarafça davacılara ait “… İçerek Yönetim Yazılımı” adlı ürünün davacılar tarafından geliştirildiği, davalıların lisans bedeli ödemeden haksız kullanım ve kazanımlarının devam ettiği, ürünün fikri ve mülkiyet hakkının devredilmediği, taraflar arasındaki Yazılım Lisans Gelir Paylaşımı Sözleşmesi’ne rağmen ortaklık ve gelirden kar verilmediği iddialarına dayalı olarak davacıların davalılar nezdinde doğmuş, devam eden ve doğacak tüm hak ve alacaklarının tahsili için davalılar aleyhine iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davaya konu olan uyuşmazlığın özel görevli ihtisas mahkemesi olan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi alanına girdiği, HMK 114.maddesi gereğince mahkemenin görevli bulunması dava şartı olup, HMK 115.maddesi gereğince de davanın her aşamasında re’sen gözetilebileceğinden mahkememizin görevsizliğine, Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin görevli bulunduğuna, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dava dosyasının İstanbul Nöbetçi Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verme gereği doğmuştur. (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2014/18182 Esas, 2015/13006 Karar ve 03/12/2015 tarihli kararı da bu yöndedir.)
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-HMK 114/1-c bendi gereğince mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince usulden reddine,
2-HMK 20 md gereğince süresinde talep halinde dosyanın İstanbul Nöbetçi Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Harç ve yargılama giderinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde harç ve yargılama giderinin ve gider avansının harcanmayan kısmının mahkememizce karar altına alınmasına,
Dair; HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar tarafların yokluklarında dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi.
Katip …
¸e-imzalı
Hakim …
¸e-imzalı