Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/825 E. 2021/512 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/825 Esas
KARAR NO:2021/512

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:13/09/2018
KARAR TARİHİ:23/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; olay günü olan 30/06/2018 tarihinde sürücü …’un sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile … istikametinden … istikametine doğru seyrettiği esnada yol çalışması sebebiyle gerekli trafik işaretlerine uymayarak yanlış yola girmesi neticesinde aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek bariyerlere çarpması sonucunda tek taraflı yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin bu kazada yolcu konumunda olduğunu, kaza tespit tutanağında … plaka sayılı araç sürücüsü …’un 2918 sayılı kanunun 47/1-c maddesinde yazılı bulunan kuralı ihlal ettiğini ve kazanın meydana gelmesinde tamamen kusurlu olduğunu, müvekkili …’a ise herhangi bir kusur isnat edilmediğini, müvekkilinin söz konusu kaza dolayısıyla yaralandığını ve … Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındığını, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın kaza tarihini kapsayacak şekilde davalı Türkiye Sigorta Anonim Şirketi (… Sigorta Anonim Şirketi) nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, müvekkilinin kaza nedeniyle uğradığı iş gücü kaybından doğan sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminatları için huzurdaki davanın açılması zaruretinin doğduğunu belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarını saklı tutarak şimdilik 3.500,00-TL. sürekli iş göremezlik, 100,00-TL. geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 3.600,00-TL. maddi tazminatın davalı sigorta şirketine başvuru tarihi olan 17/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin ise davalı karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen kaza sebebiyle müvekkili şirkete başvuruda bulunulduğu belirtilmekte ise de sunulan belgelerin gerekli koşulları taşımadığını, bu nedenle davacının talebinin değerlendirilmesinin ve dosyasının sonuçlandırılmasının 17/08/2018 tarihinde şirketlerine ibraz edilen belgelerle mümkün olmadığını, geçerli bir başvuru olmadığından davanın öncelikle dava şartları yokluğu nedeniyle usulden reddinin gerektiğini, esasa ilişkin olarak ise dava konusu kazada yaralandığı belirtilen davacının daimi sakatlığa maruz kalıp kalmadığının, kalmış ise derecesinin, müvekkili şirkete sigortalı olan aracın kusur oranının ve davacının gerçek zararının ancak yargılama ve uzman bilirkişilerce yapılacak hesaplama neticesinde tespit edilebileceğini, davacının yolcu olması sebebi ile gerçekleşen tek taraflı kazadaki müterafik kusurunun araştırılmasının ve hatır taşımasının da değerlendirilmesi gerektiğini, geçici iş göremezliğe ilişkin tazminatlardan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumlu tutulabilmekte olduğunu, öte yandan müvekkili şirketçe geçici iş göremezliğe ilişkin tazminat tutarlarının doğrudan sorumlu tutulamayacağını, bu nedenle davacı yanın işbu taleplerinin reddinin gerektiğini, dava konusu kaza sonucu daimi sakatlığa uğradığı belirtilen davacıya bu kaza sebebiyle SGK tarafından herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının, maaş bağlanıp bağlanmadığının araştırılmasının da gerektiğini beyanla öncelikle davanın dava şartları yokluğundan usulden reddine, faiz talebinin reddine, davanın her halükarda reddine, dava harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; 30/06/2018 tarihinde dava dışı …’un kullandığı … plakalı araçta davacının yolcu olarak bulunduğu sırada meydana gelen yaralanmalı trafik kazası nedeniyle davacının uğradığı daimi ve geçici iş göremezlik nedeniyle maruz kaldığı zararların tazminine ilişkin maddi tazminat davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; kaza tespit tutanağı, ifade tutanakları, … Devlet Hastanesi epikriz raporu, … Devlet Hastanesi Genel Adli Muayene Raporu, … Sigorta Anonim Şirketi’ne ait … numaralı sigorta poliçesi, … Sigorta Anonim Şirketi’ne 17/08/2018 tarihinde teslim edilen başvuru dilekçesi, … Sigorta Anonim Şirketi’nin 20/08/2018 tarihli cevabi yazısı ve nüfus kayıt örneği delillerine dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak; trafik sigorta poliçesi, SGK kurumundan müzekkere ile dava konusu kazaya uğradığı belirtilen davacıya bu kaza sebebiyle bir ödeme yapılıp yapılmadığı ve maaş bağlanıp bağlanmadığının sorulması, müterafik kusur tespiti yönünden Adi Tıp Kurumu’ndan alınacak kusur raporu, bilirkişi incelemesi, kazaya ilişkin tutanaklar ve kanunen ibrazı mümkün her türlü delile dayanmıştır.
Mahkememizce … Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılarak … Soruşturma sayılı dosyanın bir suretinin gönderilmesi istenmiştir. Anılan soruşturma dosyasının incelenmesinde; şüphelinin olay tarihinde sevk ve idaresindeki … plakalı aracıyla … İlçesi Gönen yol ayrımında seyir halinde bulunduğu bir sırada yanında mağdurlar olduğu halde direksiyon hakimiyetini kaybederek çelik bariyere çarpması sonucunda mağdurların doktor raporunda belirtildiği şekilde yaralandıkları, mağdurların alınan beyanlarında yaralanmaları nedeniyle şüpheliden şikayetçi olmadıkları tespit olunarak şikayet yokluğu nedeniyle olay hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Mahkememizce … Devlet Hastanesi’nden davacının tedavisine ilişkin tüm bilgi ve belgeler, davalı sigorta şirketinden poliçe ve hasar dosyası istenmiştir.
Dava konusu kazadaki kusur durumlarının tespiti bakımından dosya mahkememizce ATK Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmiştir. ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim olunan 16/08/2019 tarih, … sayılı kusur raporunda özetle; sürücü …’un sevk ve idaresinde bulunan otomobili ile meskun dışı mahalde gündüz vakti seyri sırasında gerekli dikkat ve özeni yola verip, bahse konu kaza mahalline geldiği esnada görüş alanını kontrol altında bulundurması, seyir yolu üzerinde bulunan trafik işaret levhalarına da riayet ederek seyrine istikamet şeridini takiben müteyakkız şekilde devam etmesi gerekirken bu hususlara riayet etmeden nizamlara aykırı şekilde sola dönülmez levhasının bulunduğu yerde sola dönüş yaptığı sırada gerçekleşen kazada asli ve tam kusurlu olduğu, araçta yolcu olarak bulunan … ve …’un dava konusu kazaya etken kusurlu davranışına rastlanılmadığı ve sonuç olarak sürücü …’un %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, … ve …’un ise kusursuz olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin kusur raporu dosya taraflarına tebliğ edilmiş ancak taraflarca rapora karşı herhangi bir beyan veya itiraz dilekçesi sunulmamıştır.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden rapor alınmak suretiyle yapılması gerekmektedir.
Dava konusu kaza sebebiyle davacının maluliyet oranının tespit edilebilmesi için dosya ATK 2. İhtisas Kurulu’na gönderilmiş, ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 23/12/2019 tarihli ve … karar sayılı maluliyet raporunda özetle; … kızı, 1971 doğumlu …’un 30/06/2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının 11/10/2008 tarihli ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 olarak kabul olunarak Gr1 VII (12Ba…………7)A %11, E cetveline göre %12.1 (yüzdeonikinoktabir) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
ATK 2. İhtisas Kurulu’nca düzenlenen 23/12/2019 tarihli maluliyet raporu dosya taraflarına elektronik tebligat yöntemi ile usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı sigorta şirketi vekili 06/01/2020 tarihli, davacı … vekili ise 13/01/2020 tarihli dilekçeleri ile maluliyet raporuna ayrı ayrı itiraz etmişlerdir. Davalı sigorta şirketinin 06/01/2020 tarihli dilekçesindeki talebi doğrultusunda mahkememizce 28/01/2020 tarihinde ATK 2. İhtisas Kurulu’na yeniden müzekkere yazılarak bu defa Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre maluliyet raporu düzenlenmesi istenmiştir.
ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 27/03/2020 tarihli ve … karar sayılı maluliyet raporunda özetle; … kızı, 1971 doğumlu …’un 30/06/2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının 30/03/2013 tarihli, … sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre Üst Ekstremite, Hareket Kısıtlılığı, Şekil 2.8’e göre üst ekstremite %2, Tablo 2.3’e göre kişinin tüm vücut engellilik oranının %1 (yüzdebir) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 27/03/2020 tarihli maluliyet raporu da dosya taraflarına tebliğ edilmiş, davacı vekilince 27/05/2020 tarihli dilekçe ile ATK maluliyet raporuna itiraz edilerek, ATK’dan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre yeni bir maluliyet raporu alınması yönünde talepte bulunulmuştur. Davacı vekilinin bu talebi mahkememizce 17/07/2020 tarihinde; dava konusu kazanın meydana geldiği tarihin 30/06/2018 olması nedeniyle yerinde görülmemiş ve dilekçe üzerine şerh düşülerek reddedilmiştir.
Yargılama devam ederken 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarihli, 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan“…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan Genel Şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve Genel Şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
Davacı vekili 14/10/2020 tarihli duruşmada Anayasa Mahkemesi tarafından ZMSS Genel Şartları’nın iptal edildiğini, buna göre bütün maluliyet raporlarının artık Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde alınması gerektiğini beyan etmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı sonrası ortaya çıkan durum ve emsal uygulamalar bu yönde olduğundan, mahkememizce dosyada daha önceden ATK. 2. İhtisas Kurulu’ndan alınmış olan 24/12/2019 tarihli maluliyet raporu doğrultusunda hesaplama yapılmasına karar verilerek dosya aktüer bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Aktüer bilirkişi … tarafından tanzim edilerek dosyaya sunulan 11/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı …’un olay tarihinde 47 yaşında olduğu, olay tarihinden itibaren hesap tarihi olan 10/01/2021 tarihine kadar ilk 122 gün için geçici iş göremezlik sonraki 803 gün için işlemiş dönem tazminatı hesaplandığı, rapor tarihinde davacının 50 yaşında olduğu, 50 yaşında bir kadının PMF 1931 tablosuna göre bakiye ömrünun 22 yıl olduğu, rapor tarihinden pasif dönem başlangıcı olan 60 yaşına kadar 10 yılı aktif dönem, pasif dönem başlangıcından sonra bakiye ömür bitiş yaşı olan 72 yaşına kadar 12 yılı pasif dönem olarak hesaplama yapıldığı, dosyada davacının olay yılına ait gelirini gösteren SGK kaydının bulunmadığı, bu nedenle malulün aylık net gelirinin bilinen dönem ve aktif dönem için AGİ dahil asgari ücret, pasif dönem için ise AGİ hariç asgari ücret olarak hesaplamaya dahil edildiği, dosya içerisinde mevcut ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin 16/08/2019 tarihli raporunda sürücü …’un %100 oranında kusurlu olduğunun, … ve …’un ise kusursuz olduğunun tespit edilmiş olduğu, 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 Esas, 2020/40 Karar ve 17/07/2020 tarihli kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin kimi bölümleri ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiği, böylece artık Genel Şartlar’da belirtilen tazminat yöntemiyle değil, 90. madde değişikliğinden önceki içtihatlarla istikrar kazanmış olan PMF Yaşam Tablosu ve Progresif Rant Yöntemi’ne göre tazminat belirlenmesi gerektiğinin anlaşıldığı, 30/06/2018 tarihinde meydana gelen yaralanmalı trafik kazasında davacı …’a ilişkin tazminat tutarı hesabında meslekte kazanma gücü yönünden aktüeryal hesap dikkate alınacaksa; hak edilmiş geçici iş göremezlik tutarının 6.612,20-TL., hak edilmiş işlenmiş dönem tutarının 7.013,80-TL., hak edilmiş aktif dönem tutarının 41.032,07-TL., hak edilmiş pasif dönem tutarının 44.563,45-TL. olduğu, toplam tazminat tutarının ise 99.221,52-TL. olduğu, tazminat tutarı hesabında tüm vücut engellilik oranı yönünden aktüeryal hesap dikkate alınacaksa; hak edilmiş geçici iş göremezlik tutarının 9.918,30-TL., hak edilmiş işlemiş dönem tutarının 546,59-TL., hak edilmiş aktif dönem tutarının 3.391,08-TL., hak edilmiş pasif dönem tutarının 3.682,93-TL. olduğu, toplam tazminat tutarının ise 17.538,90-TL. olduğu, poliçe limiti yönünden dosya içerisinde mevcut olay tarihini kapsayan … poliçe numaralı ZMSS poliçesindeki sakatlanma ve ölüm için kişi başına limitin 330.000,00-TL. olması nedeniyle davacının davalı sigorta şirketinden talep edebileceği toplam tazminat bedelinin poliçe limiti dahilinde olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 17/07/2020 tarihli, 2019/40 E. ve 2020/40 K. sayılı iptal kararı sonrasında zararın kapsamının belirlenmesinde ZMSS Genel Şartlar’ının esas alınmasına son verilmiş olup, buna göre Genel Şartlar’da belirlenen maluliyet tespiti işlemlerinin ve hesaplama şeklinin uygulama olanağı kalmamıştır. Maluliyet oranının tespitinde esas alınacak yönetmelik ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’dir.
Yargıtay 17. HD.’nin 03/12/2020 tarihli, 2019/6271 E. ve 2020/8104 K. sayılı ilamında; Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ile artık ZMSS sigortası kapsamındaki tazminatların ZMSS Genel Şartlar’ına göre belirleneceğine ve sigorta tazminatı dışında kalan hallerin poliçe şartları ile düzenleneceğine dair düzenlemenin iptal edildiği, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı sonrası artık davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.’nun ve 6098 sayılı TBK.’nun haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerektiği hususları belirtmiştir.
Ankara BAM 26. Hukuk Dairesi ise 20/05/2021 tarihli, 2019/266 E. ve 2021/944 K. sayılı ilamında özetle; Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı sonrasında artık maluliyet oranının belirlenmesinde “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” çerçevesinde alınan rapora göre karar verilmesi gerektiğini ifade etmiştir.
Yukarıda belirtilen Yüksek Mahkeme kararları gereği dosyada alınan aktüer bilirkişi raporunda “Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” çerçevesinde alınan 23/12/2019 tarihli maluliyet raporuna göre yapılan hesaplamalar mahkememizce hükme esas alınmıştır. Mahkememizce 24/02/2021 tarihli duruşmada; dosyada alınan aktüer bilirkişi raporunun yargısal denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu kanaatiyle davalı sigorta şirketi vekilinin yeniden bilirkişi raporu alınması yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili 09/03/2021 tarihli talep artırım dilekçesi ile; dava dilekçesinde sürekli sakatlık (maluliyet) tazminatı için 3.500,00-TL ve geçici iş göremezlik tazminatı için 100,00-TL olarak talep ettikleri miktarı bilirkişi raporu doğrultusunda sürekli sakatlık (maluliyet) tazminatı taleplerini 89.109,32-TL, geçici iş göremezlik tazminatı taleplerini ise 6.512,20-TL artırarak toplam 99.221,52-TL tazminat miktarının temerrüt tarihi olan 17/08/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır.
Zorunlu mali sorumluluk sigortasında yaralanma hallerinde tedavi dışında, bu kimsenin çalışma gücünün tamamen veya kısmen azalması gibi durumlarda bundan kaynaklanan zararları ve ileride ekonomik yönden yoksun kalacağı zarar, ziyan ve masrafları, kişinin olay nedeniyle mahrum kaldığı diğer ekonomik zararların da poliçe kapsamında kalan zararlardan olduğu kabul edilmektedir. (Işıl Ulaş, Uygulamalı Sigorta Hukuku; 2002, 3.baskı, sh.709-710)
Sürekli iş göremezlik zararı, bir kişinin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi sonucunda fiziksel, psikolojik, duygusal ya da entelektüel potansiyelin azalmasından kaynaklanan bir zarardır. Yüksek Yargıtay kararlarında sürekli iş göremezlik zararına “güç kaybı veya efor kaybı zararı da denilmektedir. Bir başka ifade ile sürekli iş göremezlik zararı; beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç (efor) harcaması nedeniyle doğan zarardır. Bu durumdaki kişi çalışmasını sürdürebilir ise de yaşıtlarına ve kendisi ile aynı işi yapanlara göre (malul kaldığı oranda) daha fazla güç ve çaba harcayacağından, kazançlarında bir azalma olmasa dahi (sakatlığı oranında) tazminat isteme hakkı bulunmaktadır.
Geçici iş göremezlik zararı ise; zarar görenin yaptığı iş ve gelir durumu itibariyle iyileşme süresinde elde edemediği kazançlarından ibarettir. Bir diğer ifade ile trafik kazası sonucunda yaralanmanın doğal bir sonucu olan ve kişi iyileşinceye kadar geçen geçici sakatlık dönemine ilişkin olan geçici iş göremezlik tazminatı, 2918 sayılı kanunun 85. maddesi kapsamındaki bedeni zararlardandır. 2918 sayılı KTK’nun 98/1. maddesinde belirtilen “tedavinin gerektirdiği diğer giderler” kapsamında olan geçici iş göremezlik tazminatı, tedavinin gerektirdiği bir gider kalemi olarak zorunlu mali sorumluluk sigortası (trafik sigortası) kapsamındadır. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası dışında kalan hususların düzenlendiği 2918 sayılı KTK’nun 92. maddesinde; “geçici iş göremezlik ödeneği” sigorta kapsamı dışına çıkarılmamış olup, bu durum karşısında geçici iş göremezlik ödeneğinin de poliçe limiti ile sınırlı kalmak kaydı ile poliçe kapsamı içinde kaldığının kabulü gerekmektedir. (Yargıtay 10. HD.’nin 14/10/2010 tarih, 2009/5281 E.ve 2010/13730 K. sayılı ilamı)
Diğer taraftan davalı sigorta şirketi vekili her ne kadar olayda hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini iddia etmiş ise de; mahkememizce bu talep yerinde görülmemiştir. Zira; … plakalı aracın sürücüsü dava dışı … davacı …’un öz kızıdır. Yüksek Yargıtay’ın yerleşik kararlarında da vurgulandığı üzere; yakın akrabalar arasında hatır taşımasından bahsedilmesi mümkün değildir. Çünkü yakın akrabalar arasında taşımanın menfaat karşılığı yapılması söz konusu değildir. Hatır taşımasının temel kıstaslarından biri olan “menfaat karşılığı olmama” koşulu “anne – kız” ilişkisinde mevcut olmadığından, mahkememizce somut olayda hatır taşıması indirimi yapılamayacağı kanaatine varılmıştır.
Öte yandan davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde olayda müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirtmiş, davalı yanın bu savunması dikkate alınarak mahkememizce hesaplanan tazminat miktarından müterafik kusur indirimi yapılıp yapılmayacağı ile ilgili de değerlendirme yapılmıştır. Şöyle ki; zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur; 6098 sayılı TBK.’nun 52. maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmalıdır. Somut olayda, trafik kazası sonucunda yaralanan davacı araç içerisinde yolcu konumunda olup, davacı yolcunun müterafik kusuru olduğuna veya bu nedenle zararının arttığına dair dosyada somut bir delil yoktur. Davalı bu hususu ispat edememiştir. Davacının gerek hastane gerekse adli tıp raporlarına göre yaralandığı bölgeleri dikkate alındığında mahkememizce tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmamıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyası, hasar dosyası, kaza tespit tutanağı, ifade tutanakları, … Devlet Hastanesi tedavi evrakları, ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 16/08/2019 tarihli kusur raporu, ATK 2. İhtisas Kurulu’nun 23/12/2019 tarihli maluliyet raporu, dosyada alınan ve mahkememizce de benimsenen aktüer bilirkişi raporu ile toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; 30/06/2018 tarihinde meydana gelen yaralanmalı trafik kazasında davacının kızı olan … plakalı aracın dava dışı sürücü …’un %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, araçta yolcu konumunda olan davacı …’un kusursuz olduğu, hükme ve aktüer hesabına esas alınan ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 23/12/2019 tarihli maluliyet raporuna göre davacıda oluşan kalıcı maluliyet oranının %12.1 (yüzdeonikinoktabir) olduğu, davacının iyileşme (geçici iş göremezlik) süresinin ise kaza tarihinden itibaren 4 (dört) ay kadar olduğu, kazaya neden olan … plakalı aracın kaza tarihini de kapsayacak şekilde davalı sigorta şirketi nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunduğu, davalı sigorta şirketinin yasa ve ilgili mevzuat gereğince … plakalı aracın karıştığı kaza nedeniyle davacıda meydana gelen yaralanmadan kaynaklı maddi zararlardan teminat limiti dahilinde ve sigortalı aracın dava dışı sürücüsünün kusuru nispetinde sorumlu olduğu, aktüer bilirkişi tarafından Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 17/07/2020 tarih ve 2019/40 E. -2019/40 K. Sayılı iptal kararı kapsamında hesaplanan ve mahkememizce de benimsenen hesaplamaya göre 92.609,32-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 6.612,20-TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 99.221,52-TL. maddi tazminat talep edebileceği, hesaplanan bu miktarın poliçe limiti içerisinde olduğu, dosya kapsamına göre davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinin KTK.’nun 99. maddesi gereğince davacı tarafça başvurunun yapıldığı 17/08/2018 tarihini izleyen 8 (sekiz) iş günü sonrası olan 29/08/2018 tarihi olduğu, yukarıda anılan mevzuat hükümleri ile güncel Yargıtay kararları birlikte değerlendirildiğinde davalı sigorta şirketinin gerek sürekli iş göremezlik tazminatından, gerekse geçici iş göremezlik tazminatından kaza tarihi itibariyle geçerli teminat limiti ile sınırlı olmak kaydıyla sorumlu olduğu, yukarıda detaylı olarak açıklandığı üzere somut olayda tazminattan müterafik kusur indirimi ve hatır taşıması indirimi yapılmasını gerektiren herhangi bir durumun ise söz konusu olmadığı kanaatine varılarak, hükmolunan tazminata temerrüt tarihi olan 29/08/2018 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğine dair aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; 92.609,32-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 6.612,20-TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 99.221,52-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 29/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 6.326,14-TL karar ve ilam harcından, 365,90-TL. peşin harç + ıslah harcının mahsubu ile kalan 5.960,24-TL harcın davalıdan alınarak Maliyeye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 2.323,62-TL. (35,90-TL başvuru harcı, 365,90-TL peşin harç + ıslah harcı, 5,20-TL vekalet harcı, 800,00 TL bilirkişi ücreti, 236,62-TL posta masrafı, 880,00-TL adli tıp rapor ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 13.376,04-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır