Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/820 E. 2019/770 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/820 Esas
KARAR NO : 2019/770

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/06/2018
KARAR TARİHİ : 17/10/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği daha sonra görevsizlik kararı verilerek mahkememize gönderilen dosyadaki dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalılardan yaptığı alışverişe karşılık imzaladığı tip sözleşmenin altındaki imzalı kısımlarının kesilerek sonradan üzerinin doldurulduğunu ve senet haline getirilen belge ile müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasından takip başlatıldığını, dava dışı başka bir şahıs tarafından da durumun farkedilmesi üzerine açılan ceza davasında alınan bilirkişi raporunda senedin koparılarak sonradan doldurularak hazırlandığının tespit edildiğini, davalı ve eşi aleyhine suç duyurusunda bulunulduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle icra takibine konu senet nedeniyle davalılara borçlu olunmadığının tespitine, davalıların kötüniyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın, müvekkiline 30/03/2015 vade tarihli, 144.350 Kuveyt Dinarı bedelli bonodan dolayı borçlu olduğunu, davacının borcunu ödememesi üzerine aleyhine takip başlatıldığını, müvekkilinin eşi … ile davacı taraf arasında hatıra dayalı birçok iş ve işlem gerçekleştirildiğini, davaya konu bononun da, davacıya nakit olarak verilen borca karşılık alındığını, müvekkilinin davacıdan olan alacağının, müvekkilinin eşi diğer davalı ile davacı taraf arasındaki ticari ve her ne şekilde olursa olsun alacak ve borç ilişkisinden bağımsız olduğunu, söz konusu bononun kayıtsız ve şartsız borç ikrarını içerdiğini ve yasal unsurlarının tam olduğunu, davacı taraf iddialarının gerçek dışı olduğunu ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuş, davacının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davacı ile geçmişte ticari ilişkilerinin bulunduğunu ancak, işbu menfi tespit davasında taraf sıfatının bulunmadığını, davanın dayanağı icra takibinde de taraf sıfatının bulunmadığını ileri sürerek davanın husumetten reddini savunmuştur.
İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinden, takip alacaklısı davalı … tarafından, davacı borçlu hakkında 25/03/2014 düzenleme, 30/03/2015 vade tarihli, 144.350 KWD (Kuveyt Dinarı) bedelli bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine girişildiği görülmüş, diğer davalı …’ın takipte ve dayanak bonoda taraf sıfatının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dava; İİK 72/3.maddesi gereği takip sonrası açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere, kural olarak İİK’nın 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davalarında borçlu olunmadığı ileri sürülmüş ise; alacağın varlığını ve miktarını kanıtlamak yükümlülüğü alacaklıdadır. Ancak, alacağın kambiyo senedine dayanması halinde bu genel kuralın istisnası olarak borçlu olunmadığının kanıt yükümlülüğü, iddiayı ileri süren borçlu taraftadır.
Davacı taraf, takibe ve davaya dayanak bononun, imzasının bulunduğu belge üzerinde yapılan hileli işlemler neticesinde ortaya çıktığını ve davalıya borç bulunmadığı iddiasıyla menfi tespit talebinde bulunmuştur. Bu durumda kanıt yükü kendisinde olan davacı tarafça kambiyo senedi niteliğinde bulunan ve altındaki imza inkar edilmeyen senede karşı her türlü iddianın yine senetle kanıtlanması gerekir.
Davalı … yönünden yapılan yargılama sonrasında; adı geçen davalının incelenen takip dosyasında ve takibe dayanak bonoda taraf sıfatı ve alacak iddiası bulunmadığına göre adı geçene yönelik borçlu olunmadığının tespiti de istenemeyeceği anlaşıldığından, bu davalıya karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Diğer davalı … yönünden yapılan yargılama sonrasında; davaya dayanak yapılan takip konusu bononun iddia edildiği gibi davalı tarafça, taraflar arasındaki sözleşmelerde bulunan davacı taraf imzasının üzerinin hileli işlemler ile doldurulduğu kanıt yükü kendisinde olan davacı tarafça kanıtlanamamıştır. Davacı takip borçlusu, imzaladığını kabul ettiği boş sözleşme veya bono metninin aradaki anlaşmaya aykırı olarak alacaklı tarafça doldurulup tedavüle çıkartıldığını yazılı belgeyle kanıtlamak zorundadır. Diğer yandan iddianın ileri sürülüş biçimine göre, bu konudaki ceza mahkemelerinden verilecek bir mahkumiyet kararının da, ceza ve hukuk yargılama hukuku kurallarının ve kanıt araçlarının farklılığı göz önüne alındığında eldeki somut uyuşmazlık açısından sonuca etkili olmayacağı kuşkusuzdur. Bu durumda kayıtsız ve şartsız borç ikrarını içeren, yasal unsurları tam olan takip ve dava konusu bonodan dolayı davacı tarafın borçlu olmadığından söz edilemeyeceği, ayrıca davacının iddiasının ispatı yönünden yemin deliline de dayanmadığı anlaşıldığından, davacı tarafça HMK 200 ve izleyen maddeleri hükümleri uyarınca yasal delillerle kanıtlanamayan bu davalıya yönelik açılan davanın ve takip durdurulmadığından ve bu nedenle koşulları oluşmadığından davalı …’ın tazminat isteminin ayrı ayrı reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Koşulları oluşmadığından davalı …’ın tazminat isteminin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 37.107,75 TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 37.063,35 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 82.793,54 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,
5-Davalı … tarafından yapılan 50 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,

Dair; davacı vekili ile davalılardan … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalı …’ın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.
17/10/2019

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.