Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/818 E. 2020/532 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/818 Esas
KARAR NO:2020/532

DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:12/09/2018
KARAR TARİHİ:07/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesap ekstresinde yer alan 3.491,10-TL. ödenmeyen alacağın tahsili için davalı şirket alehyihe …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız takibe geçtiklerini, ödeme emrinin davalı borçluya gönderilmesi üzerine davalı borçlu vekili tarafından 09/08/2018 tarihinde borca itiraz edildiğini, böylece takibin durduğunu, davalı şirketin itirazının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek ve dilekçede ileri sürdüğü diğer nedenlerle …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı şirket aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılıma giderleri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, icra takibine konu alacağa dayanak olarak belirtilen 27/07/2017 tarihli ve … numaralı faturanın ödeme emri tebligatına eklenmediğini, bu nedenle ödeme emrinin iptali talebi için şikayet yoluna başvuracaklarını, dava konusu ödeme emrinin iptali halinde huzurdaki davanın konusuz kalacağını, bu sebeple şikayet davasının mahkemece bekletici mesele yapılmasını, takip başlatmada haksız ve kötü niyetli olan davacı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacı karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı cari hesaba dayalı alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın, İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasında çözümlenmesi gereken ihtilafın; davacı tarafın takip tarihi itibariyle davalıdan alacağı bulunup bulunmadığı, alacaklı ise miktarı ve alacağın likit olup olmadığı noktalarında toplandığı görülmektedir.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, cari hesap ekstresi ile faturalar, …. Noterliği’nin 03/07/2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi, müvekkili şirket defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesi, yemin, Yargıtay Kararları ve hür türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalı taraf ise delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, ödeme emrinin iptali hususunda açılan davaya ait dosya bilgileri, …. Noterliği’nin 03/07/2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, taraflara ait cari hesap özetleri, ticari defter kayıtları ve faturalar, taraflar arasındaki hür türlü banka kayıtları, faks, e-mail, telefon kayıtları, muhtelif yazışmalar, müvekkili şirket nezdinde tutulan her türlü kayıt, hukuki işlemler, taraflar arasındaki akdi ilişkinin ürün siparişi ve teslime çevrildiğine dair 22 ve 25 Aralık 2017 tarihli yazışmalar, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi, yemin ve her türlü yasal delille dayanmıştır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası celbedilerek incelenmiş, dosyanın incelenmesinde; davacının 3.491,10-TL. cari bakiye alacağından kaynaklı toplam alacağı tahsil amacıyla davalı şirket aleyhine ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalı şirkete 08/08/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı şirket vekili tarafından 09/08/2018 tarihli dilekçe ile borca itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, davacı tarafından 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK.) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlamak yükümlülüğü davacı tarafa ait olduğundan, bu kapsamda davacı tarafça bildirilen deliller toplanmış, mahkememizce icra takip dosyası getirilerek dosyaya kazandırılmış, takibe ve davaya dayanak faturalar ve cari hesap ekstresinin dosya arasında olduğu görülmüştür.
Sonrasında mahkememizce 14/05/2019 tarihli duruşmada uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 19/09/2019 tarihli raporda özetle; dava dilekçesi ekinde yer alan ve davalı şirketin muhasebe ve fınans müdürü tarafından davacı şirkete gönderilen 07/12/2017 tarihli e-mail yazışmasında; cari hesap ekstresi gönderilerek incelenmesi ve geri dönüş yapılmasının talep edildiği, davacı şirket tarafından gönderilen e-mailde davacı şirketin davalıdan 3.491,10-TL. tutarında alacaklı olduğunun belirtildiği, taraflar arasındaki akdi ilişkinin ürün siparişi ve teslime çevrildiğine ilişkin 22/12/2017 tarihli e-mail yazışmasında; davalı şirket çalışanı tarafından davacı şirkete hitaben “Yaptığımız çalışmaya istinaden 3.491-TL.’lik sipariş vereceksiniz. Bizim size fatura etmediğimiz … iadesini aldığımız için bu tutarı sipariş ederek kapayacağınız konusunda mutabık kalmıştık. Yılbaşı öncesi kofrelerden/setlerden sipariş gönderebilirsiniz. … Hanım sizlere setlerin listesini atmıştı.” denildiği, davacı şirket çalışanı tarafından davalı şirkete gönderilen 25/12/2017 tarihli e-mailde ise; “Bakiyeyi sıfırlamak için birebir oranda sipariş geçtik ancak sizin tarafınızdan karşılanmadı ürünler. İstediğimiz referanslardaki stok adetlerini tamamlayabiliyorsanız tekrar aynı referanslara sipariş geçelim. Ancak satış potansiyeli olmayan ürünlerden sadece bakiyeyi tamamlamak adına sipariş geçemeyiz.” denildiği, davacı şirketin iddiasının; davalı şirketin cari hesaptan kaynaklı olarak kendilerine 3.491,10-TL. borcunun bulunduğu yönünde olduğu, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarında yapılan incelemede; icra takip tarihi itibariyle davalının aynı tutarda borçlu olduğunun göründüğü, davalı şirketin iddiasının ise; davacı tarafa 3.491,10-TL. tutarında bir borçlarının bulunmadığı, zira taraflarca akdi ilişkinin devamı sırasında alınan bazı kararlarla, tarafların akdi yükümlülükleri ile ilgili değişiklikler yapıldığı, buna göre tarafların ortak iradesinin bakiye bir tutarı tahsil etmekten ziyade mutabık kalınan tutar kadar ürünün tedariki suretiyle yıl sonunda bakiye hesabın kapatılması yönünde olduğu, böylece taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinin ürün teslimine çevrildiği, tarafların karşılıklı ve birbirine uygun iradeleri ile artık cari hesap bakiyesini ürün siparişi yolu ile mal alarak sonlandırmasının kabul ve beyan edildiği, davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarında yapılan incelemeye göre davacı şirketin davalı şirkete 3.633,77-TL. tutarında borçlu olduğu, özetle davacı şirket kayıtlarına göre davalı şirketin davacı tarafa borcunun 3.491,10-TL., davalı şirket kayıtlarında ise davalının davacıdan 3.633,77 TL alacağı bulunduğu, taraflar arasındaki cari hesap mutabakatsızlığının 01/01/2017 tarihinden öncesine dayandığı, davalı şirketten 2016 yılı ticari defterleri ile yevmiye madde numaralarını da içeren cari hesap ekstresinin talep edilmiş, ancak Vergi Denetim Kurulu tarafından davalının 2016 yılı ticari defterleri incelenmeye başlandığından, kendilerine ibraz edilemediği, davalının ticari defter ve kayıtlarında (2016 yılından devreden) 2017 yılı açılış hesaplarında davacının 6.672,48-TL. borçlu olduğunun tespit edildiği, davacı şirketin 2016 yılı ticari defter kayıtlarında ise 31/12/2016 tarihinde davalı şirketin davacıya 452,91-TL. borçlu olduğunun belirlendiği, davacı şirketin incelenen 2016-2017-2018 yıllarına ait yevmiye, kebir ve envanter defterlerinin 6102 sayılı TTK.’nun 64. maddesi hükmü uyarınca açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, yevmiye defterinin 6102 sayılı TTK.’nun 64/5 hükmüne göre bulunması gereken kapanış (görüldü) tasdiklerinin mevcut olduğu görüldüğünden, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olduğu, bu sebeplerle ticari defterlerinin HMK.’nun 222. maddesi çerçevesinde davacı taraf lehine delil teşkil edeceği kanaatine varıldığı, davalı şirketin incelenen 2017-2018 yılına ait yevmiye, kebir ve envanter defterlerinin 6102 sayılı TTK.’nun 64. maddesi hükmü uyarınca açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, yevmiye defterinin 6102 sayılı TTK.’nun 64/5 hükmüne göre bulunması gereken kapanış (görüldü) tasdiklerinin mevcut olduğu görüldüğünden, davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olduğu, bu sebeplerle ticari defterlerinin HMK.’nun 222. maddesi çerçevesinde davalı taraf lehine delil teşkil edeceği kanaatine varıldığı, yine davalı tarafın 2016 yılı ticari defterleri Vergi Denetim Kumlu tarafından incelenmeye alındığından ve kendilerine ibraz edilemediğinden bu konuda değerlendirme yapılamadığı belirtilerek görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu raporu e-tebligat ile dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından 02/10/2019 tarihli dilekçe ile rapora itiraz edilerek itirazlar doğrultusunda ek rapor alınması talebinde bulunulmuş, yine davacı vekili tarafından 04/10/2019 tarihli dilekçe ile rapora karşı yazılı beyanda bulunulmuştur.
06/11/2019 tarihli duruşmada davalı vekili söz alarak; rapora itirazlarını tekrar ettiklerini, bilirkişi raporunda incelenmeyen 2016 yılı defterlerinin şirket merkezinde olduğunu, bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilmesi halinde rapordaki eksikliğin giderileceğini belirterek ek rapor alınması talebinde bulunmuştur.
Bunun üzerine mahkememizce 06/11/2019 tarihli duruşmada verilen 1 nolu ara karar ile dosyanın ek rapor alınmak üzere önceki bilirkişi kuruluna tevdi edilerek bilirkişilere davalı tarafın 2016 yılına ilişkin defterleri üzerinde yerinde inceleme yapma yetkisi verilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 17/03/2020 tarihli ek raporda ise özetle; dava dosyasındaki bütün belge ve bilgilerin mali yönden incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda kök rapordaki perspektifin özü korunmak kaydı ile; davalının ticari defter kayıtlarında 2016 yılı açılış hesaplarında davacının 49.140,15-TL. borçlu olduğu, 2016 yılı kapanış yevmiye maddesinde 6.672,48-TL borcu olduğunun tespit edildiği, davacının 2016 yılı defter kayıtlarında ise 2016 açılış hesaplarında davalının 48.711,15-TL. alacaklı olduğu, kapanış kaydında ise 452,91-TL. borçlu olduğunun belirlendiği, davalı şirketin 2017-2018 yılı kapanış yevmiye kaydı hesaplarında davacının 3.633,77-TL. borcu bulunduğunun tespit edildiği, aradaki farkın 2016 yılı açılışından ve davacı şirketin 2016 yılı kayıtlarında görüldüğü üzere davacının kestiği 9 adet fatura toplamı olan 6.695,68-TL.’nin davalının cari hesabında (Cari İşlem Akışı Kaydında) görülmediği ve bunun 2015 yılı kapanış farkı olan 429,72-TL.’den kaynaklandığının tespit edildiği, işbu faturaların kabul edilmesi ve 2015 yılı kapanış farkı mutabakatsızlığının ortadan kaldırılması halinde davalı şirketin davacı şirkete 3.491,09-TL. tutarında borçlu olacağı tespit edildiği, davacı şirketin 2017-2018 yılı kapanış kayıtlarında davalı şirketin davalıya 3.491,10-TL’sı borçlu olduğunun tespit edildiği, işbu 0.01-TL.’lik farkın ise davalı şirketin kestiği … nolu faturanın davacı şirkette kuruş farkı ile işlenmesinden kaynaklı olduğunun gözlendiği, davacı ve davalı şirketin incelenen 2016 – 2017 ve 2018 yıllarına ait yevmiye defteri, kebir defteri ve envanter defterlerinin 6102 sayılı TTK.’nun 64. maddesi hükmü uyarınca açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığının görüldüğü, yevmiye defterlerinin 6102 sayılı TTK.’nun 64/5. maddesi hükmüne göre bulunması gereken kapanış tasdikinin mevcut olduğu, davacı ve davalının ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK.’nun ilgili maddeleri yönünden usulüne uygun olarak tutulduğu, bu kapsamda taraf ticari defterlerinin HMK.’nun 222. maddesi çerçevesinde taraflar (davalı ve davacı taraf) lehine delil teşkil edeceği belirtilerek görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Ek bilirkişi kurulu raporu da taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından 18/06/2020 tarihli dilekçe ile ek rapora itiraz edilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkememizce dosyada alınan bilirkişi kök ve ek raporları, dosyada toplanan ve sunulan deliller uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, 02/09/2020 tarihli duruşmada tahkikata son verilerek dosya esas hakkında değerlendime yapılmak üzere incelemeye alınmıştır.
Davacı şirket tarafından davalı şirkete …. Noterliği’nden keşide edilen 03/07/2018 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamenin incelenmesinde; davacı tarafın davalı adına kestiği 27/07/2017 tarih ve 16.830,08-TL. meblağlı fatura bedelinin 13.338,98-TL.’lik kısmının davalı tarafça şirketlerine ödendiği, ancak tüm uyarı ve hatırlatmalara rağmen 3.491.10-TL. tutarındaki bakiye kısmın kendilerine ödemediği, davalı şirketin cari hesap ilişkisine göre şirketlerine 3.491,10-TL. tutarında borçlu olduğu, Türk Ticaret Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince faturayı alan kişinin, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde fatura içeriğine itirazda bulunmaması halinde fatura içeriği kabul etmiş sayılacağı belirtilerek, 3.491,10-TL.’nin ihtarnamenin tebliğini takiben 2 iş günü içerisinde şirketlerine ödenmesini talep ettiği görülmüştir.
Dosyada mevcut ve davalı şirket tarafından davacı şirkete gönderilen 22/12/2017 tarihli mailde; “Yaptığımız çalışmaya istanaden 3.491,00-TL.’lik sipariş vereceksiniz. Bizim size fatura etmediğimiz Valmond iadesini aldıkları için bu tutarı sipariş ederek kapayacağınız konusunda mutabık kalmıştık…” şeklinde bir ifadeye yer verildiği, buna karşı davacı şirketçe davalıya gönderilen 25/12/2017 mailde ise; “Bakiyeyi sıfırlamak için birebir oranda sipariş geçtik, ancak sizin tarafınızdan karşılanamadı ürünler, istediğimiz referanslardaki stok adetlerini tamamlayabiliyorsanız tekrar aynı referansla sipariş geçelim, ancak satış potansiyeli olmayan ürünlerden sadece bakiyeyi tamamlamak adına sipariş geçemeyiz.” denildiği, böylece davalı şirketin kendilerine olan borçlarını ancak kendilerinin istediği nitelikteki ürünlerin teslim edilmesi şartıyla kabul edebileceklerini bildirdiği, davalı tarafın ise bu hususu (davacının istediği nitelikte ürün göndermeyi) karşılamadığı anlaşıldığından, artık tarafların bakiye borcun davalının davacıya ürün teslim etmesi suretiyle kapatacağı konusunda mutabık kalmalarının söz konusu olmadığı, böyle bir mutabakat var ise dahi artık bunun ortadan kalktığı, dosyadaki karşılıklı mail yazışmalarına göre; davalı şirketin davalı şirkete takip ve dava konusu yapılan 3.491,10-TL. tutarında borcu olduğunu açıkça kabul ettiği, ancak bu borcunu davacı tarafa nakit ödeme yapmak suretiyle değil de ürün vermek suretiyle kapatmak istediği, sonrasında davalı tarafın davacıya istediği nitelikte ürünleri göndermediği, bu durumda ise davacı şirketin dava konusu yaptığı alacağı davalıdan nakit olarak istemekte ve bunu icra takibine konu yapmakta haklı olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamının ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi kök ve ek raporlarının birlikte değerlendirilmesinde; davacı şirketçe taraflar arasındaki ticari ilişkiye uygun olarak davalı şirket adına 27/07/2017 tarih ve 16.830,08-TL. meblağlı faturanın düzenlendiği, takip konusu bakiyenin dayanağı faturanın tarafların resmi ve mevzuata uygun ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, taraflarca sunulan ticari defter, kayıt ve belgelere göre düzenlenerek dosyaya sunulan ve mahkememizce benimsenen bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarına tespit edilen miktara göre taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibariyle 3.491,10-TL. tutarında alacaklı olduğu, davalının benimsenen bilirkişi raporu ile tespit edilen asıl alacak miktarına yönelik itirazının haksız olduğu anlaşılmakla, davanın kabulü ile itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek (yıllık %19,50 oranını geçmemek üzere) avans faizi uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, ayrıca İİK.’nun 67/2 maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemek olduğundan ve takip konusu alacaklar likit ve itiraz da haksız olduğundan, kabul edilen miktar üzerinden davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatını da kapsayacak şekilde aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 3.491,10-TL. asıl alacağa yönelik itirazının iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek (yıllık %19,50 oranını geçmemek üzere) avans faizi uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına,
2-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 698,22-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 238,48-TL karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 59,62-TL. harçtan mahsubu ile geriye kalan 178,86-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı olan toplam 1.795,62-TL. yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/2 vd. maddeleri uyarınca ve miktar itibarıyla kesin olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır