Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/810 E. 2019/826 K. 30.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/810 Esas
KARAR NO : 2019/826

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/09/2013
KARAR TARİHİ : 30/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 20/04/2013 günü sürücü … yönetimindeki aracın yaya …’a çarparak ölümüne neden olduğunu, kaza tespit tutanağına göre sürücünün tali kusurlu ve yayanın ise asli kusurlu bulunduğunu ancak ceza uygulaması gereği kusur oranlarının belirtilmediğini, kaza sonucu ölen davacıların murisinin 47 yaşında olduğunu, ölenin aylık gelirinin 1.500,00-TL.-2.000,00-TL. civarında olduğunu, davacıların BK’nun 53. maddesi uyarınca cenaze kaldırma ve defin giderleri istem hakkının bulunduğunu, yine bu masrafların uzman bilirkişi aracılığı ile gelenek-görenek ve dinsel zorunluluklara göre hesaplanması gerektiğini, trafik kazasında eşini ve babalarını kaybeden davacıların büyük bir acı yaşadıklarını, davacıların murislerinin ölmesi sebebi ile manevi destekten yoksun kaldıklarını, davalı tarafa ait aracın davalı … şirketi nezdinde ZMSS ile sigortalı olduğunu, hasar dosyası kapsamında sigorta şirketince davacılara ödenen miktarın yetersiz olduğunu, anılan nedenlerle öncelikle olaya karışan … plakalı araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, trafik kazasında babalarını ve eşini kaybeden davacılar için şimdilik 1.000,00-TL. destekten yoksun kalma tazminatı ile 1.000,00-TL. cenaze ve defin giderleri olmak üzere toplam 2.000,00-TL. tazminatın sürücü ve işleten yönünden olay tarihinden itibaren, sigortacı yönünden temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınıp davacılara verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına, ayrıca davacı eş için 75.000,00-TL., her bir çocuk için ayrı ayrı 25.000,00-TL. olmak üzere toplam 150.000,00-TL. manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan aracın müvekkili nezdinde trafik sigorta poliçesi ile sigorta ettirildiğini, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe teminatı ile sınırlı olduğunu, trafik poliçelerinin sadece doğrudan zarar için teminat verdiğini, manevi tazminatın ise poliçe teminatı dahilinde olmadığını, davacı yanın talep ettiği destekten yoksun kalma iddiaları için bu konuda uzman bir aktüer tarafından yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde davacılar vekili ile mutabakata varıldığını, yapılan mutabakat neticesinde 19/09/2013 tarihinde 23.968,00-TL, 23/09/2013 tarihinde 3.063,00-TL. destekten yoksun kalma tazminatının davacı tarafa ödendiğini, davacının bu mutabakattan sonra dava yoluna gitmesinin kötü niyetli olduğunu, davacıların sadece kazanç elde etme mantığı ile hareket ettiğini, yine müteveffanın vefat etmesinden sonra davacıya bağlanan herhangi bir gelir olup olmadığının da araştırılması gerektiğini, şayet bağlanan bir gelir var ise bu gelirin de yapılacak aktüerya hesabında nazara alınması gerektiğini, anılan nedenlerle davalı şirket aleyhine bir karar oluşturulacak olması halinde faize esas alınacak tarihin dava dilekçesinin tebliğ tarihi olmasını, davacı tarafın haksız davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen kazanın tamamen müteveffanın kusuru neticesinde meydana geldiğini, davaya konu olayın 20/04/2013 günü özel halk otobüsü şoförlüğü yapan müvekkili davalı … yönetimindeki … plakalı aracın yolcu durağından henüz hareketi sonrası yol kenarına park etmiş 2 araç arasından kontrolsüz şekilde aniden yola çıkan …’ın aracın sağ ön köşe kısmına çarptığını, araca parçan …’ın yola düştüğünü, düşme sırasında da kafasını asfalt zemine çarpmasından dolayı hayatını kaybettiğini, yaşanan olay neticesinde Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından inceleme yapıldığını, kaza raporunda da görüldüğü üzere daha yeni yolcu durağından hareket eden müvekkilinin hızının çok düşük olmasına rağmen park etmiş araçların arasından duraksamadan yan taraftan araç üzerine gelen …’a çarpmasını engelleyecek herhangi bir tedbir alma veya manevra yapma şansı olmadığını belirterek davanın müvekkili yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … vekili ise cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen kazanın müteveffanın kusuru nedeni ile meydana geldiğini, davaya konu olayın özel halk otobüsü işleticisi müvekkili …’e ait ve diğer davalı … yönetimindeki … plakalı aracın yolcu durağından henüz hareketi sonrası yol kenarına park etmiş 2 araç arasından kontrolsüz şekilde telefonla konuşur vaziyette aniden yola çıkan …’ın aracın sağ ön köşe kısmıına çarptığını, araca çarpan …’ın yola düştüğünü ve düşme sonrası kafasını asfalt zemine çarparak vefat ettiğini, otobüs şoförünün vatandaşlarla birlikte …’a müdahale ettiğini ve hastaneye götürdüklerini, yaşanan kazadan sonra savcılık tarafından inceleme yapıldığını ve olayın oluş şeklinin aynı şekilde anlatıldığını, raporun 2. sayfasının 8. satırında yayanın ya çok aşırı dalgın vaziyette ya da gözlerinin yeterince görmemesi ve kulaklarının hiç duymaması durumunda böyle bir kazanın mümkün olabileceği, yayanın kazadan kaçınmaya yönelik hiçbir tedbir almadan yolun karşısına doğru bir anda yola çıkarak yürüyüşünü sürdürdüğünü, araca yayanın yandan çarpması şeklinde kazanın gerçekleştiği vurgusunun yapıldığını, kazanın oluş biçimi nazara alındığında kişinin yola çıkarken üstelik yaya geçidinin olmadığı ve araç trafiğinin olduğu bir yerde karşıdan karşıya geçtiği esnada yolu kontrol etmeden direk yürümesinin kazaya neden olduğunu, bu nedenle sürücünün kusurundan bahsetmenin mümkün olmadığını belirterek anılan nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçeleri, kaza tespit tutanağı, otopsi raporu, ifade tutanağı, sigorta poliçesi, hasar dosyası, Van Cumhuriyet Başsavcılığı’nın…Soruşturma sayılı dosyası, Van … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası, Van Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü’nün yazı cevabı, Van İl Emniyet Müdürlüğü’nün yazı cevapları ile bildirilen tüm deliller üzerinde inceleme yapan bilirkişilerin düzenlemiş oldukları rapor davanın delillerini oluşturmaktadır.
İddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu birlikte değerlendirilmiş ve mahkememizce yapılan yargılama sonrasında verilen 19/05/2015 tarihli, … Esas ve… Karar sayılı kararda özetle; “…tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde kazanın sürücü …’in yönetimindeki … plakalı otobüsle seyir halinde iken yaya …’ın park halinde bulunan araçlar arasından yola çıkması sonucunda meydana geldiği, sürücünün yayaya çarpmadan öncesi fren yaptığı ancak yayanın aniden yola çıkması nedeniyle kazayı engelleyemediği, sürücü …’in yağışlı havada ışıksız bir kavşağa yaklaşırken aracının hızını yol ve hava koşullarını dikkate alarak olası herhangi duruma uyarlayabilecek ya da aracını durdurabilecek biçimde düzenlemesi gerektiği halde buna uymadığı için kazada ikinci derece kusurlu sayılması gerektiği, yaya …’ın ise yol kenarında park halinde bulunan araçlar arasından yoldan gelen trafiği yeterince denetlemeden girmesi nedeniyle kazada birinci derecede kusurlu sayılması gerektiği, bu sonuca göre …’ın %80 oranında, …’in ise %20 oranında kusurlu bulundukları, bu tespitler ışığında meydana gelen trafik kazası sonrası vefat eden …’ın desteğinden yoksun kalan eşi ve çocuklarına davalı … Şirketi tarafından ödenen tazminatın yetersiz olup olmadığının irdelenmesi gerektiği, toplam hesaplanan destekten yoksun kalma miktarının tüm davacılar toplamının 28.575,43-TL. olduğu, sigorta şirketince yapılan ödemeler toplamının ise 27.031,00-TL olduğu, 2918 sayılı KTK.’nun 111/2. maddesine göre sigorta sirketi ile yapılan ibra sözleşmesnin (anlaşmanın) iptalini gerektirir koşullarının oluşmadığı, sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin yeterli olduğu, sigorta şirketince yapılan ödemenin işleten ve sürücüyü de borçtan kurtardığı, dolayıbıyla davacıların davalılardan talep edebilecekleri bakiye maddi tazminat alacaklarının kalmadığı, hesaplanan tazminat ile ödenen miktar arasında herhangi bir yetersizlik ve fahiş farkın bulunmadığı, 2918 sayılı kanunun 111/2. maddesinin somut olayda uygulama kabiliyetinin bulunmadığı, netice itibariyle davacılar ile davalı şirketin ibranamelerinin geçerli olduğu ve davacıları bağlayıcı nitelikte bulunduğu, davcıların destekten yoksun kalma talepleri yönünden davanın reddi gerektiği, 3 kişilik bilirkişi kurulunca düzenlenen kusur raporuna göre davacıların murisi mütevaffanın %80 gibi büyük oranda kazaya sebebiyet verdiği, bu nedenle hem tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile davacıların murisinin büyük oranda kazaya sebebiyet vermesi karşısında manevi tazminata hükmedilmesi durumunun da oluşmadığı gerekçeleriyle davanın tümden reddine karar verilmiştir. Mahkememiz kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş ve dosya temyizen incelenmek üzere Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’ne gönderilmiştir.
Mahkememiz kararını temyizen inceleyen Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 02/04/2018 tarihli, 2015/8987 Esas ve 2018/3693 Karar sayılı kararında;
“…1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
2- Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, 818 sayılı BK’nun 47. Maddesindeki (6098 sayılı B.K.’nun 56. maddesi) özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Mahkemece, murisin % 80 oranında kusurlu olduğu, büyük ölçüde kazaya sebebiyet verdiği ve tarafların ekonomik-sosyal durumları dikkate alındığı gerekçesi ile manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Belirtilen hususlar, olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu dikkate alındığında yazılı gerekçelerle davacılar için manevi tazminat taleplerinin tümden reddi doğru görülmemiş ve hakkaniyete uygun şekilde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.” denilmek suretiyle mahkememizin kararı bozulmuştur.
Mahkememizce 31/01/2019 tarihli duruşmada usul ve yasaya uygun Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 02/04/2018 tarih, 2015/8987 Esas ve 2018/3693 Karar sayılı bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1 maddesine göre; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.”Aynı kanunun 56/2 maddesine göre ise; “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”
Maddeye göre hakim, manevi tazminata hükmederken, olayın özelliklerini göz önünde tutmalı ve ona göre zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar vermelidir. Hakim, özel halleri göz önünde tutmalı ve manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği miktar adalete de uygun olmalıdır. Manevi tazminatın tarafların ekonomik durumları da nazara alınarak tazminat ödeme yükümlüsü olan tarafın fakirleşmesi, lehine tazminata hükmedilen tarafın ise zenginleşmesi sonucunu doğurmayacak hak ve nesafet kurallarına uygun, makul ve makbul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekmektedir. Manevi tazminat miktarı belirlenirken olayın özelliği, tarafların kusur durumu, kusurun ağırlığı, gibi hususlar da dikkate alınmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirmelidir. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması gibi bir amacı da yoktur. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır.
Somut olaya bakıldığında davacılardan … mütevaffanın sağ kalan eşi, …, … ve … müteveffanın çocuklarıdır olup davacılardan Feleknaz’ın eşini diğer davalıların ise babalarını kaybetmesi nedeniyle üzüntü duyacağı mutlaktır. Her ne kadar dosyada mevcut kusur raporlarına göre davalıların murisi yaya …’ın davaya konu kazanın meydana gelmesinde birinci derecede ve %80 oranında kusurlu olduğu, sürücü …’in ise ikinci derecede ve %20 oranında kusurlu bulunduğu ifade edilmiş ise de; Yargıtay bozma ilamında da vurgulandığı üzere olay sebebiyle davacıların duydukları acı ve elemin kısmen dahi olsa giderilmesine yönelik olarak tarafların tespit edilen mali ve sosyal durumları, olayın niteliği ve kazaya karışan tarafların kusur durumları, davacıların eş ve babalarını kaybetmesi sonucu duyduğu acı ve ızdırap, hak ve nesafet kuralları dikkate alındığında davacılardan müteveffanın eşi … için 10.000,00-TL., çocukları … için 3.500,00-TL., … için 3.500,00-TL. ve … için 3.500,00-TL. olmak üzere toplam 20.500,00-TL. manevi tazminatın yeterli ve adil olduğu, davacıları zenginleştirmeye ve davalıları da fakirleştirmeye yol açmayacağı vicdani kanaatine varılmış, ayrıca davalı … şirketi tarafından davacılara ödenen meblağ ile hesaplanan zarar arasındaki bu açık nispetsizlik bulunmadığı, davacılardan alınan ibranamenin geçerli olduğu ve davalı … şirketi tarafından davacıya yapılan ödemeyle davacıların maddi zararının karşılandığı ve 2918 sayılı kanunun 111/2. maddesinin somut olayda uygulama kabiliyetinin bulunmadığı anlaşılmakla maddi tazminat talebinin ise reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat istemine ilişkin davanın reddine,
2-Manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile davacılardan müteveffanın eşi … için 10.000,00-TL., çocukları … için 3.500,00-TL., … için 3.500,00-TL. ve … için 3.500,00-TL. olmak üzere toplam 20.500,00-TL. manevi tazminatın kaza tarihi olan 20/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, bu konudaki fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Manevi tazminat yönünden alınması gerekli 1.400,35-TL karar ve ilam harcının 519,20-TL peşin yatırılan harçtan mahsubu ile geriye kalan 881,15-TL ‘nin davalılar … ve …’den alınıp maliyeye gelir kaydına,
4-Maddi tazminat yönünden alınması gerekli 44,40-TL karar ve ilam harcının tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Maliyeye gelir kaydına,
5-Davacılar tarafından yatırılan 519,20-TL peşin harcın davalılardan alınıp davacılara verilmesine,
6-Reddedilen maddi tazminat yönünden davalı … tarafından yapılan 50,00-TL. Tebligat ve posta yargılama giderinin davacılardan alınıp davalı … A.Ş.’ye verilmesine,
7-Manevi tazminat yönünden aşağıda dökümü yapılan 2.929,10 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 400,31-TL’sinin davalılar … ve …’den alınıp davacılara verilmesine,
8-Manevi tazminat yönünden davacı … vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den alınıp davacıya verilmesine,
9-Manevi tazminat yönünden davacı … vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den alınıp davacıya verilmesine,
10-Manevi tazminat yönünden davacı … vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den alınıp davacıya verilmesine,
11-Manevi tazminat yönünden davacı … vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den alınıp davacıya verilmesine,
12-Davalı … vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalı …’e verilmesine,
13-Davalı … vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalı …’e verilmesine,
14-Reddedilen maddi tazminat yönünden davalılar vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.000,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalılara verilmesine,
15-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,

Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı, davalılardan … vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 30/10/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Yargılama Gideri Dökümü:
24,30 TL başvuru harcı
3,75 TL vekalet harcı
2.500,00 TL bilirkişi ücreti
401,05 TL tebligat ve posta ücreti
+___________________________
2.929,10- TL Toplam ‘nin
kabul ve red oranına göre 400,31- TL
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.