Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/801 E. 2020/967 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/801 Esas
KARAR NO :2020/967

DAVA:Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ:07/09/2018
KARAR TARİHİ:24/12/2020

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 07/06/2018 tarihli 2014, 2015, 2016 ve 2017 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında ve devamı niteliğinde yapılan 09/07/2018 tarihli Erteleme Genel Kurul Toplantısında alınan kararların kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, erteleme genel kurul toplantısına çağrının usulsüz olduğunu, finansal tabloların açık, net, kuşkudan uzak ve dürüst resim ilkelerine uygun hazırlanmadığını; sadece 2017 yılına ilişkin bilanço ve kar/zarar hesabının incelemeye sunulacağının bildirildiğini; yönetim kurulunun ibrasına ve kar payı dağıtılmamasına yönelik alınan kararların hukuka aykırı olduğunu, davalı şirketin şeffaflıktan uzak şekilde yönetildiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davalı şirket 07/06/2018 tarihli Genel Kurul Toplantısında alınan tüm kararların ve 09/07/2018 tarihinde yapılan Erteleme Genel Kurul Toplantısında alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket 07/06/2018 genel kurul toplantısına davacıların asaleten ve vekaleten katıldıklarını, bu toplantının davacılardan …’un talebi üzerine ertelendiğini, çağrının usulsüzlüğü iddiasının yerinde olmadığını; davacıların ertelenen genel kurula katıldıklarını ve oylarını kullandıklarını, davacıların genel kurul öncesinde bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmadığını; faaliyet raporlarının şirket ticari defter ve kayıtlarına uygun olduğunu, yönetim kurulu üyelerinin seçilmesine ilişkin karara muhalefet edilmediğini, kararların usulüne uygun oylama ile alındığını, kar dağıtılmamasına ilişkin karar verme yetkisinin genel kurulda olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Dava; davalı şirketin 07/06/2018 tarihli olağan genel kurul toplantısında ve 09/07/2018 tarihli ertelenen olağan genel kurul toplantısında alınan kararların iptali istemine ilişkindir.
TTK’nun 446.maaddesi gereğince iptal davası açabilmek için toplantıda hazır bulunan ilgilinin karara olumsuz oy vermesi ve bu muhalefetini tutanağa geçirtmesi veya divan başkanlığına vermesi yasal zorunluluktur. Bu bağlamda, davacıların, davalı şirketin 07/06/2018 tarihli olağan genel kurul toplantısında ve 09/07/2018 tarihli ertelenen olağan genel kurul toplantısına iştirak ettikleri ve 07/06/2018 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 5 ve 7.gündem maddelerine ve 09/07/2018 tarihli ertelenen olağan genel kurul toplantısında alınan 1, 2, 3.maddelerine olumsuz oy kullandıkları ve kar dağıtılmamasına ilişkin gündemin 4.maddesi ile alınan karara muhalefet şerhi yazdırdıkları dolayısı ile dava açmaya hak ve sıfatlarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Diğer yandan davalı şirketin merkez adresi itibariyle (Beyoğlu) iş bu davaya bakmaya TTK’nın 445.maddesi gereğince mahkememiz yetkilidir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davaya konu genel kurul kararlarının iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
İddia ve savunmaların ileri sürülüş biçimine göre, uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden davaya konu genel kurul toplantılarında alınan kararların iptal koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda bilirkişi kurulu raporu alınmasına karar verilerek, taraf ticari defter ve kayıtları, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya konusunda uzman bilirkişi malimüşavir … ve Prof. Dr. …’ye tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 26/06/2019 tarihli raporun ve taraf vekillerinin itirazı üzerine aynı heyetten alınan 15/05/2020 tarihli ek raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi kurulu rapor ve ek raporunda özetle; davacıların, davalı şirketin toplam %10,46 oranında paya sahip ortağı oldukları, davacıların davalı şirketin 07/06/2018 tarihli olağan genel kurul toplantısına ve 09/07/2018 tarihli ertelenen olağan genel kurul toplantısına iştirak ettikleri, toplantılara çağrıya yönelik ileri sürülen kanuna aykırılıklar çağrı usulünün ağır biçimde ihlali niteliği taşımadığı, davacıların toplantıya katıldıkları ve alınan kararlara muhalif kaldıkları, bu nedenle Yargıtay yerleşik içtihatlarında da kabul edildiği üzere TMK 2.md anlamında dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmeyeceği, dolayısıyla genel kurul kararlarının iptalini veya butlanının talep edilemeyeceği;
Divan seçimine yönelik ilişkin gündemin 1.maddesiyle alınan kararın, kanuna veya esas sözleşmeye aykırılık taşımadığı, dolayısıyla iptal koşullarının oluşmadığı;
Yönetim Kurulu Faaliyet Raporlarının okunmasına ilişkin gündemin 2.maddesiyle alınan kararın, 2014, 2015, 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin faaliyet raporlarının usulüne uygun hazırlandığı ve iptal koşullarının oluşmadığı;
Özel Denetçi talebinin reddi ile ilgili karara karşı iptal davası açılamayacağı, TTK 439.maddesi gereği red kararına karşı mahkemeye müracaatla, şartlar mevcutsa denetçi tayini imkanının bulunduğu;
2014, 2015, 2016 ve 2017 yıllarına ait Bilanço ve Kar/Zarar hesaplarının görüşülmesine ilişkin gündemin 3.maddesiyle alınan kararı, bilançonun gerçeği yansıtmadığına ve kanuna aykırı biçimde düzenlendiğine ilişkin herhangi bir tespitte bulunulmadığı, bilanço kar ve zarar hesaplarına ilişkin kararın iptali koşulunun oluşmadığı;
Davalı şirket 2014, 2015, 2016 ve 2017 yıllarına ait bilanço karlarının dağıtılıp dağıtılmamasına ilişkin gündemin 4.maddesiyle alınan kararın, davalı şirketin kar elde ettiği, 28/03/2018 tarihli, 2014, 2015, 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin olarak genel kurul toplantısıyla alınan kararın, karın olağanüstü yedeklere ayrılmasına ilişkin karar afaki iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil ettiği, raporda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere bu karar bakımından iptal koşullarının oluştuğu;
Yönetim kurulu üyelerinin ibrasının geçerli bir şekilde yapıldığı ve bu kararın iptali bakımından koşulların oluşmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi kurulu rapor ve ek raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu kök ve ek raporu ile toplanıp değerlendirilen delillere göre; davacıların, hissedarı olduğu davalı şirketin 07/06/2018 tarihli olağan genel kurul toplantısına ve 09/07/2018 tarihli ertelenen olağan genel kurul toplantısına iştirak ettikleri, iptali istenilen gündem maddelerine olumsuz oy kullandıkları ve alınan kararlara muhalefet şerhi yazdırdıkları, davacıların gündem maddelerine bağlı alınan kararların iptaline ilişkin dava açma koşullarının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Benimsenen bilirkişi kurulu kök ve ek raporunda dayanak ve gerekçeleriyle açıklandığı üzere, ertelenen genel kurul toplantısına çağrı usulünün ağır biçimde ihlal niteliği taşımadığı, ayrıca davacıların ertelenen genel kurul toplantısına katıldıkları ve alınan kararlara muhalif oy kullandıkları, bu nedenle çağrıda usulsüzlük iddiasının yerinde olmadığı; faaliyet raporunun, bilanço ve mali tabloların usulüne kanuna uygun düzenlendiği, diğer yönlerden davalı şirket esas sözleşmeye aykırı durum mevcut olmadığı; diğer yandan iptali istenen özel denetçi atanmasına ilişkin alınan karara yönelik TTK hükümleri gereği şirkete özel denetçi atanmasının talep edilebileceği; kaldı ki anonim ortaklıklarda çoğunluk ilkesi gereği genel kurul kararlarının oy çokluğu ile alındığı, iptali istenilen kararların yasaya, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırılığından bahsedilemeyeceği anlaşıldığından bu yöndeki istemlerin reddine karar vermek gerekmiştir.
Kar payı dağıtılıp dağıtılmaması hususu her ne kadar şirket genel kurulun takdir yetkisinde ise de; somut olayda karın dağıtılmamasına ilişkin alınan kararın kanuna, esas sözleşmeye, dürüstlük ve objektif iyiniyet kurallarına aykırı olmaması gerekir. Buna göre davalı tarafça, kar dağıtılmaması kararının keyfi alınmadığını, şirket sürekliliği ve aktiflerinin sağlanabilmesi için gerekli olduğunu kanıtlanmalıdır. Zira, TTK’nda esas itibariyle, sermaye şirketlerinde yıllık kar dağıtımı bir zorunluluk olarak kabul edilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda kar payı dağıtılmamasına ilişkin ertelenen genel kurul gündeminin 4.maddesiyle alınan kararın; benimsenen bilirkişi kurulu kök ve ek raporunda dayanak ve gerekçeleriyle açıklandığı üzere, karın hangi gerekçelerle dağıtılmadığı hususunu bu konudaki kanıt yükü kendisinde olan davalı tarafça somut delillerle ispatlayamadığı gibi karın olağanüstü yedeklere ayrılmasının iyiniyet kurallarına aykırı olduğu anlaşıldığından, kar payı dağıtılmamasına ilişkin genel kurul gündeminin 4.maddesiyle alınan kararın dürüstlük kuralına aykırı olduğu kanaatine varıldığından iptaline karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-Davalı şirketin 09/07/2018 tarihinden yapılan genel kurul toplantısında 4.gündem maddesi ile alınan Kar Dağıtımı Yapılmamasına İlişkin kararın iptaline,
Davacı tarafın fazlaya ilişkin istemlerinin reddine,
2-Alınması gerekli 54,40-TL karar ve ilam harcından 35,90-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 18,50-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin harç 35,90 TL’nin davalıdan alınıp davacılara verilmesine,
4-Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacılara verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davacılar tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 5,20 TL vekalet harcı, 1.800 TL bilirkişi ücreti ve 306,58 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 2.147,68 TL’nin kabul ve red oranına göre 429,53 TL’sinin davalıdan alınıp davacılara verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 24/12/2020

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı