Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/799 E. 2021/469 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/799 Esas
KARAR NO:2021/469

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:06/09/2018
KARAR TARİHİ:16/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05/09/2017 tarihinde sürücü …’in idaresindeki … plakalı araç ile … ili … Mahallesi mevkiinde seyir halinde iken şerit değiştirme hatası nedeniyle müvekkili … idaresindeki … plakalı araç ile çarpışması sonucunda çift taraflı yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucunda müvekkilinin ağır yaralandığını, müvekkilinde geçici ve sürekli işgücü kaybı meydana geldiğini, kazaya ilişkin olarak … CBS tarafından … Soruşturma sayılı dosya ile soruşturma başlatıldığını, … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’in kazanın meydana gelmesinde asli derecede ve tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin kazadan sonra hastanede operasyonlar geçirdiğini ve kaza sonrasında eski sağlığına kavuşamadığını, müvekkili tarafından hasar ödemesi için davalı kuruma başvuru yapıldığını, bunun üzerine davalı kurum tarafından … numaralı hasar dosyasının açıldığını, ancak davalı karşı tarafça tazminat taleplerinin reddedildiğini, kazayı sebebiyet veren … plakalı araca ait herhangi bir sigorta poliçesinin tespit edilemediğini, bu nedenle mevzuat gereği davalı … …’nın sigortasız aracın sebep olduğu kaza nedeniyle müvekkilinde oluşan maddi zararlardan kaza tarihi itibariyle geçerli teminat limiti dahilinde sorumlu olduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; 05/09/2017 tarihinde meydana gelen kaza sonucu müvekkilinde oluşan geçici ve sürekli işgücü kaybının tespiti ile buna göre ödenmesi gereken tazminatın hesaplanmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 200,00-TL. maddi tazminatın davalı … …’ndan alınarak müvekkiline ödenmesine, hükmolunacak tüm tazminata kaza tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin ise davalı karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … … vekili ise cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın maluliyetinin dava konusu kaza ile illiyet bağının bulunmadığını, müvekkili kuruma tazminat yüklenemeyeceğinden, öncelikle bu sebeple davacı tarafından açılan huzurdaki davanın reddinin gerektiğini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise maluliyet ve kusur durumlarının tespiti bakımından ATK’dan rapor alınması gerektiğini, müvekkili kurumun geçici işgöremezlik talepleri bakımından herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, mahkemece tazminat miktarı hesaplanırsa müterafik kusur indirimine de gidilmesini, müvekkili kurumun sorumluluğunun ancak poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesine yönelik talebinin haksız bir talep olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini belirterek ve dilekçesinde ayrıntılı şekilde açıkladığı diğer nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; 05/07/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacının uğradığını iddia ettiği cismani zararların tazminine yönelik olarak açılmış maddi tazminat davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; … CBS’nin … Soruşturma sayılı dosyası, davalı … … tarafından düzenlenen hasar dosyası, hastane kayıtları, SGK kayıtları, bilirkişi incelemesi, tanık beyanı ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak; … sayılı hasar dosyası, Trafik Sigortası Genel Şartları ile ilgili mevzuat hükümleri, bilirkişi incelemesi ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Mahkememizce … Soruşturma sayılı dosyanın akıbeti için … CBS’ye yazılan müzekkereye verilen cevapta; …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile ceza davası açıldığının bildirilmesi üzerine …. Asliye Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … E. sayılı ceza dosyasının UYAP örneğinin gönderilmesi istenmiştir. … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne müzekkere yazılarak davacıya ait tedavi evraklarının gönderilmesi sağlanmıştır. … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne yazı yazılarak tedavi evrakları istenmiştir. … …’na yazılan müzekkereye verilen cevapta; dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle Zorunlu Mali Mesuliyet ( Trafik ) Sigortası’nın bulunmadığının tespit edildiğinin, ayrıca poliçe kayıtlarının … … nezdinde değil Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde tutulduğunun bildirilmesi üzerine Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’ne yazı yazılarak hasar dosyası istenmiştir. SGK … İl Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye cevap verilmiş ve verilen cevapta davacıya rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılmadığının bildirildiği görülmüştür. …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı ceza dosyası, ifade tutanakları, kaza tespit tutanağı, olay yeri inceleme ve tespitine ilişkin tutanaklar, … Eğitim ve Araştırma Hastanesi davacıya ait tedavi evrakları, … Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Polikliniği tarafından düzenlenen 18/11/2019 tarihli rapor, tedavi evrakları dosyamız içine alınmıştır.
Dava konusu trafik kazası nedeniyle kazaya karışanların kusur durumlarının tespiti bakımından dosya ATK Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmiştir. ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 05/12/2019 tarihli ve … sayılı kusur raporunda özetle; davacı sürücü …’ın meskun mahalde seyri sırasında aynı istikamette solunda seyreden ve sağa manevra yapan araç nedeniyle ikazla birlikte etkili fren ve direksiyon tedbiri alması gerekirken etkili tedbir almayıp sevk ve idaresindeki motosikletin sağa manevra yapan otomobille çarpıştığı olayda tali kusurlu olduğu, sürücü …’in sağa manevra yapmadan önce yolu kontrol etmesi, gerisinden gelen araçların seyir durumunu dikkate alması gerekirken bu hususlara riayet etmeden sağa manevra yaptığı sırada sevk ve idaresindeki otomobilin aynı istikamette sağ gerisinden gelen motosikletle çarpıştığı olayda asli kusurlu olduğu, sonuç olarak; davacı sürücü …’ın %25 (yüzde yirmi beş) oranında, sürücü …’in ise %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen kusur raporu taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi sunmuş, davalı taraf kusur raporuna karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunmamıştır.
Mahkememizce Kahta Asliye Hukuk Mahkemesi’ne (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) talimat yazılarak, davacı yanın dinlenmesini talep ettiği tanıklar ilgili mahkemenin 2019/60 Talimat sayılı dosyasında celbedilerek dinlenmiştir.
Tanık Emir GÜNDÜZ 06/09/2019 tarihli talimat duruşmasındaki ifadesinde özetle; kendisinin olayı görmediğini, olayla ilgili bildiklerinin duyduklarından ibaret olduğunu, olaydan sonra …’ın sol gözünün görmediğini ve kolunu kullanmakta sıkıntı çekmekte olduğunu beyan etmiştir.
Tanık … ise 06/09/2019 tarihli talimat duruşmasındaki ifadesinde özetle; kendisinin olayı görmediğini, olayla ilgili bildiklerinin duyduklarından ibaret olduğunu, olaydan sonra …’ın sol gözünün %80-90 oranında görmediğini, kolunu kullanmakta sıkıntı çektiğini beyan etmiştir.
Davacı vekili 11/06/2019 tarihli duruşmada müvekkili davacının maluliyetinin tespiti için … Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı’na sevkini talep etmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 26/03/2015 tarihli, 2013/18924 Esas ve 2015/4895 Karar sayılı ilamına göre; “Haksız fiil sonucu çalışma gücünün kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite hastanelerinin Adli Tıp Ana Bilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler de dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden maluliyet raporu alınarak yapılması…” gerekmektedir. Bu nedenle mahkememizce davacının talebi uygun görülmüş, davacı asilin … Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı’na sevkinin sağlanarak maluliyet raporu alınmasına karar verilmiş ve bunun için de … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmıştır.
… 3. Asliye Ticaret Mahkemesi kanalıyla … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından ön rapor sunulmuş, ön raporda maluliyete ilişkin rapor düzenlenebilmesi için tamamlanması gereken eksiklikler bildirilmiştir. Davacı vekilince sunulan 14/10/2019 tarihli dilekçe üzerine mahkememizce … Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gögüs Hastalıkları, Psikiyatri ve Göz Hastalıkları bölümlerine ayrı ayrı müzekkere yazılmıştır. Ön rapordaki eksik hususlar ve belgeler tamamlandıktan sonra maluliyet raporu düzenlenmek üzere mahkememizce … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yeniden talimat yazılmıştır.
… Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 10/03/2020 tarihli maluliyet raporunda özetle; şahsın maluliyetinin hesaplanmasında olay tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ve Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği’nin esas alındığı, şahsın olay anındaki yaşının 21 olduğu, sağ göz görme kaybı için A cetveli II. Liste, ASN:1, AAÖ:35, SİGS:A olarak alındığında davacı …’ın 05/09/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasına bağlı yaralanması sonucunda vücut genel çalışma gücünden %32,3 (yüzdeotuzikivirgülüç) oranında kaybettiği, kaza tarihinden itibaren 1 (bir) ay süre ile işgöremezlik halinde kaldığı şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
ATK Maluliyet raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından rapora karşı yazılı beyan dilekçesi, davalı vekili tarafından rapora karşı itiraz dilekçesi sunulmuştur. Talimatla alınan maluliyet raporunun mevzuata uygun ve yeterli olduğu kanaatine varılarak, mahkememizce 12/07/2020 tarihli ara karar ile dosyanın aktüer … yapılmak üzere bilirkişiye tevdiine karar verilmiştir.
Aktüer bilirkişi Şenay KIRÇALI tarafından tanzim olunarak mahkememize sunulan 28/08/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dosyaya sunulan belgeler, ATK kusur raporu, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nce düzenlenen maluliyet raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacı …’ın 05/09/2017 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonrasında 1 (bir) aylık süredeki geçici iş göremezlik dönemine %25 kusur oranı yansıtıldığında talep edebileceği geçici işgöremezlik tazminatının 1.053,00-TL, %32,3 maluliyetine %25 kusur oranı yansıtıldığında talep edebileceği geçici sürekli işgöremezlik tazminatının 225.046,72-TL. olarak hesaplandığı, buna göre davacının toplam maddi zararının 226.099,72-TL. olabileceği, 2017 yılı için davalı … …’nın sorumlu olduğu teminat limitinin 330.000,00-TL. olduğu, davacı vekilinin başvuru dilekçesinin kabul edildiği tarihten sonraki 8 (sekiz) iş günü sonrası olan tarihin 25/06/2018 tarihi olduğu, sorumluluk, temerrüt tarihi ve faiz türü gibi hukuki olgular konusundaki takdirin ise münhasıran mahkemeye ait olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Aktüer bilirkişi raporu taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, taraflarca rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
07/10/2020 tarihli duruşmaya taraflardan gelen olmaması üzerine dosya mahkememizce HMK.’nun 150. maddesi gereğince işlemden kaldırılmıştır. Akabinde davacı vekili tarafından aynı gün (07/10/2020 günü) sunulan yenileme dilekçesi ile dosya yenilenmiş ve mahkememizce yeni duruşma günü belirlenmiştir.
Davacı vekili 03/12/2020 tarihli dilekçesi ile; dosyada aktüer raporu alındıktan sonra yasal asgari ücretin değiştiğini, bu nedenle 2021 yılı asgari ücret rakamları üzerinden yeniden aktüer … yapılması gerektiğini belirterek, dosyanın yeniden hesaplama yapılmak üzere ek rapora gönderilmesini talep etmiştir. Yasa hükümleri çerçevesinde oluşturulan Yargıtay kararları ile asgari ücretlerin uygulanma koşulları belirlenmiş ve bazı ilkeler ortaya çıkarılmıştır. Buna göre maddi tazminat hesapları yapılırken “en son bilinen ücret” unsurlarının hesaplamada gözetilmesi gerekir. Yüksek Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre; tazminat hesabının bilinen son gelir bilgileri doğrultusunda ve hüküm gününe en yakın asgari ücrete göre yapılması gerekir. Buna göre davacının talebi mahkememizce yerinde görülerek “bilinen en son gelir” olan 2021 yılı asgari ücret verileri üzerinden yeniden hesaplama yapılmak üzere dosyanın kök raporu düzenleyen aktüer bilirkişiye tevdiine karar verilerek dosya bilirkişiye teslim edilmiştir.
Aktüer bilirkişi tarafından mahkememize sunulan 04/01/2021 tarihli ek raporda ise özetle; Anayasa Mahkemesi’nin (AYM’nin) iptal kararı ile 01/06/2015 tarihli yeni Genel Şartlar esas alınarak davacının maddi zararının seçenekli olarak hesaplanmasında; 1. seçenek olarak; AYM’nin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 17/07/2020 tarihli, 2019/40 Esas ve 2019/40 K. sayılı kararına göre yapılan hesaplamada; sürücü …’in %75 kusur oranını yansıtıldığında davacı …’ın 05/09/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı 1 (bir) aylık iyileşme süresindeki geçici iş göremezlik zararının 1.053,00-TL., %32,3 maluliyet oranına göre sürekli iş göremezlik (efor kaybı) zararının 356.756,65-TL. olmak üzere davacının toplam maddi zararının 357.809,65-TL. olacağı, 2. seçenek olarak; 01/06/2015 tarihli Genel Şartlar’a göre yapılan hesaplamada; sürücü …’in %75 kusur oranını yansıtıldığında davacı …’ın 05/09/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı 1 (bir) aylık iyileşme süresindeki geçici iş göremezlik zararının 1.053,00-TL, %32,3 maluliyet oranına göre sürekli iş göremezlik (efor kaybı) zararının 269.648,98-TL. olmak üzere davacının toplam maddi zararının 270.701,98-TL. olacağı, 2017 yılı için davalı … …’nın sorumlu olduğu azami teminat limitinin 330.000,00-TL. olduğu, davacı vekilinin başvuru dilekçesinin kabul edildiği tarihten sonraki 8 (sekiz) iş günü sonrası tarihin 25/06/2018 tarihi olduğu, sorumluluk, temerrüt tarihi ve faiz türü gibi hukuki olgular konusunda takdirin mahkemeye ait olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi ek raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından rapora karşı itiraz ve beyan dilekçesi sunulmuş, davacı vekili tarafından 22/04/2021 tarihinde talep artırım dilekçesi sunulmuştur. Davacı vekili 22/04/2021 tarihli talep artırım dilekçesinde; sürekli işgöremezlik tazminatı taleplerini 328.847,00-TL. artırarak 328.947,00-TL.’ye, geçici işgöremezlik taleplerini ise 953,00-TL. artırarak 1.053,00-TL.’ye yükselttiklerini, mahkemece dosyada bu taleplerine göre karar verilerek talep ettikleri maddi tazminatın tamamına temerrüt tarihinden itibaren avans faizi işletilmesini talep etmiştir. Talep artırım dilekçesi davalı … …’na 05/05/2021 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı tarafça talep artırım dilekçesine karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
… …; 14 Haziran 2007 tarih, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesiyle … Şirketleri bünyesinde kurulmuştur.
Kamusal nitelikte olan ve ayrı bir tüzel kişiliği bulunan … …’nın yasal çerçevesi ise 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi ve … … Yönetmeliği’nde çizilmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/1. maddesine göre; “Bu Kanunun 13 üncü maddesi, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak aşağıdaki koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla … Şirketleri Birliği nezdinde … … oluşturulur.” Buna göre davalı … …’nın sorumluluğu; rizikonun gerçekleştiği tarihte geçerli zorunlu sigorta poliçesinin teminat limitleri ile sınırlıdır. Bir başka ifade ile … …, zarar görenlerin trafik kazası sonucunda uğramış olduğu zararları, ancak zorunlu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılar. Somut olayda; kaza tarihi olan 05/09/2017 (2017 yılı) itibariyle davalı … …’nın sorumluluk limiti 310.000,00-TL.’dir.
… … Yönetmeliği’nin “Hesaba Başvurulacak Haller” başlıklı 9. maddesinin (a) bendinde açıkça; sigortalının veya sigortayı yaptırmakta sorumlu olanın tespit edilememesi hallerinde kişide meydana gelen bedensel zararlar için … hesabına başvurabileceği belirtilmiştir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nda “yaralanma hallerinde”; tedavi dışında, yaralanan kimsenin çalışma gücünün tamamen veya kısmen azalması gibi durumlarda, bundan kaynaklanan zararların, ileride ekonomik yönden yoksun kalacağı zarar ve ziyan ile masrafların, kişinin olay nedeniyle mahrum kaldığı diğer ekonomik zararların poliçe kapsamında kalan zararlardan olduğu kabul edilmektedir. (Işıl Ulaş, Uygulamalı Sigorta Hukuku; 2002, 3.baskı, sh.709-710)
Sürekli iş göremezlik zararı, bir kişinin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi sonucunda fiziksel, psikolojik, duygusal ya da entelektüel potansiyelin azalmasından kaynaklaran bir zarardır. Yüksek Yargıtay kararlarında sürekli iş göremezlik zararına “güç kaybı veya efor kaybı zararı da denilmektedir. Bir başka ifade ile sürekli iş göremezlik zararı; beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç (efor) harcaması nedeniyle doğan zarardır. Bu durumdaki kişi çalışmasını sürdürebilir ise de yaşıtlarına ve kendisi ile aynı işi yapanlara göre (malul kaldığı oranda) daha fazla güç ve çaba harcayacağından, kazançlarında bir azalma olmasa dahi (sakatlığı oranında) tazminat isteme hakkı bulunmaktadır.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası dışında kalan hususların düzenlendiği 2918 sayılı KTK’nun 92. maddesinde; “geçici iş göremezlik ödeneği” sigorta kapsamı dışına çıkarılmamış olup, bu durum karşısında geçici iş göremezlik ödeneğinin de poliçe limiti ile sınırlı kalmak kaydı ile poliçe kapsamı içinde kaldığının kabulü gerekmektedir. (Yargıtay 10. HD.’nin 14/10/2010 tarih, 2009/5281 E.ve 2010/13730 K. sayılı ilamı) Geçici iş göremezlik ödeneği; motorlu aracın işletilmesi sırasında kişinin yaralanması sonucu yapılan tedavinin gerektirdiği bir gider (diğer gider) olup; bedeni zarara ilişkindir. Trafik kazası sonucunda yaralanmanın doğal bir sonucu olan ve kişi iyileşinceye kadar geçen geçici sakatlık dönemine ilişkin olan geçici iş göremezlik ödeneği, 2918 sayılı Kanunun 85. maddesi kapsamı içinde yer alan bedeni zararlardandır. Geçici iş göremezlik zararı, 2918 sayılı KTK’nun 98/1. maddesinde belirtilen “tedavinin gerektirdiği diğer giderler” kapsamında olduğundan, aynı maddenin 3. fıkrasında anılan giderlerin … … tarafından ödeneceği düzenlendiğinden ve zararlandırıcı sigorta olayı (trafik kazası) sonucunda sigortalıya yapılacak geçici iş göremezlik ödemesinin de bu sorumluluk kapsamında olduğu dikkate alındığında, geçici iş göremezlik tazminatının tedavinin gerektirdiği gider olarak zorunlu mali sorumluluk sigortası (trafik sigortası) kapsamında olduğunun kabulü gerekmektedir. Nitekim Yargıtay HGK tarafından verilen 13/10/2010 tarih, 2010/10-500 E. ve 2010/490 K. sayılı kararda da; zararlandırıcı sigorta olayı sonucunda sigortalıya yapılan geçici iş göremezlik ödemelerinin sorumluluk kapsamı içerisinde değerlendirilerek, zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçe limitleri içerisinde kalmak koşuluyla sigorta şirketinden, sigorta poliçesinin bulunmaması halinde ise … …’ndan tahsilinin mümkün bulunduğu kabul edilmiştir.
Öte yandan 2918 sayılı KTK.’nun “Tazminat ve Giderlerin Ödenmesi” başlıklı 99. maddesinin 1. fırkasına göre; “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren 8 (sekiz) iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” Aynı şekilde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.1 maddesine göre; “Sigortacı; hak sahibinin, kaza veya zararın tespit edilebilmesi için bu genel şartlar ekinde yer alan gerekli tüm belgeleri sigortacının merkez veya şubelerinden birine ilettiği tarihten itibaren 8 (sekiz) iş günü içinde tazminatı hak sahibine öder.” Somut olayda davacı vekili tarafından davalı … …’na 13/06/2018 tarihinde tazminat ödenmesi için talepte bulunulmuş, işbu talep dilekçesinin tebliği tarihinden itibaren 8 iş günü sonrası olan 26/06/2018 tarihi mahkememizce temerrüt tarihi olarak kabul edilmiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde; davacının motosiklete binerken takılması zorunlu koruyucu teçhizatı takıp takmadığının tespit edilerek buna göre kusur indirimi yapılması gerektiğini belirtmiştir. Davalının bu savunması dikkate alınarak mahkememizce hesaplanan tazminat miktarından müterafik kusur indirimi yapılıp yapılmayacağı ile ilgili de değerlendirme yapılmıştır. Şöyle ki; zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur; 6098 sayılı TBK.’nun 52. maddesinde düzenlenmiştir.
Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmalıdır.
Somut olayda, trafik kazası sonucunda yaralanan davacı motosiklet sürücüsünün kask takıp takmadığı hususu dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile ifadelerden anlaşılamamakla birlikte bu durumun sonuca herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Zira dosya kapsamındaki belgelerden anlaşıldığı üzere davacıda kaza nedeniyle oluşmuş herhangi bir kırık veya kafa travması yoktur. Dolayısıyla davacı sürücünün kask, dizlik, eldiven gibi ekipman takmamasının uğradığı yaralanmasına neden olduğu veya bunların kullanılmaması nedeniyle zararının arttığı hususu davalı sigorta tarafından ispat edilememiştir. Bu nedenle kazada emniyet tedbiri / kask kullanıp kullanmadığının maluliyetine neden olabilecek bir kusur olamayacağı, hastane raporlarına göre yaralandığı bölgeleri de dikkate alınarak ve ayrıca iddia eden davalı tarafça ispatlanamamış olması nedenleriyle mahkememizce tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmamıştır.
İddia, savunma, dosyada toplanan deliller, ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 05/12/2019 tarihli kusur raporu, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 10/03/2020 tarihli maluliyet raporu, dosyada alınan aktüer bilirkişi ek raporunda AYM’nin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 17/07/2020 tarihli, 2019/40 Esas ve 2019/40 K. sayılı kararına göre 1. seçenek olarak yapılan hesaplama yönteminin gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu görüldüğünden benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı ceza dosyası, ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 05/12/2019 tarihli kusur raporu, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 10/03/2020 tarihli maluliyet raporu, dosyada alınan ve mahkememizce de benimsenen aktüer bilirkişi ek raporu ile toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; 05/09/2017 tarihinde meydana gelen ve … plakalı otomobil ile … plakalı motosikletin karıştığı trafik kazası neticesinde davacı …’ın yaralanmasına neden olan kazada … plakalı araç sürücüsü …’in%75, davacı motosiklet sürücüsü …’ın %25 oranında kusurlu olduğu, kaza nedeniyle davacıda oluşan kalıcı maluliyet oranının %32,3 olduğu, davacının iyileşme (geçici iş göremezlik) süresinin ise kaza tarihinden itibaren 1 (bir) ay kadar olduğu, kaza tarihi itibariyle … plakalı araca ait herhangi bir trafik sigortası poliçesinin bulunmadığı, bu nedenle davalı … …’nın yasa ve ilgili mevzuat gereğince … plakalı sigortasız aracın karıştığı kaza nedeniyle davacıda meydana gelen yaralanmadan kaynaklı maddi zararlardan teminat limiti dahilinde ve sigortasız araç sürücüsünün kusuru nispetinde sorumlu olduğu, davacı …’ın davalı … …’ndan aktüer bilirkişi tarafından Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 17/07/2020 tarih ve 2019/40 E. -2019/40 K. Sayılı iptal kararı kapsamında 1. seçenek olarak hesaplanan ve mahkememizce de benimsenen hesaplamaya göre; 1.053,00-TL. geçici iş göremezlik tazminatı, 356.756,65-TL. sürekli işgöremezlik (efor kaybı) tazminatı olmak üzere toplam 357.809,65-TL. maddi tazminat talep edebileceği, ancak davacının ek rapor sonrası dosyaya sunduğu talep artırım dilekçesinde davada talep ettiği toplam maddi tazminatın 330.000,00-TL. olduğu, mahkememizin davacının bu talebi ile bağlı bulunduğu, öte yanden dosya kapsamına göre davalı … …’nın temerrüt tarihinin KTK.’nun 99. maddesi gereğinca davacı tarafça davalıya başvuru yapıldığı tarih olan 13/06/2018 tarihini izleyen 8 (sekiz) işgünü sonrası olan 26/06/2018 tarihi olduğu, yukarıda anılan mevzuat hükümleri ile yerleşik Yargıtay kararları birlikte değerlendirildiğinde; davalı … …’nın gerek sürekli iş göremezlik tazminatından, gerekse geçici iş göremezlik tazminatından kaza tarihi itibariyle geçerli teminat limiti ile sınırlı olmak kaydıyla sorumlu olduğu, sonuç olarak davalı … …’nın taleple bağlılık ilkesi gereğince ve davacının trafik kazası sonucu uğradığı cismani zararlardan dolayı kaza tarihinde geçerli teminat limiti olan 310.000,00-TL. limite kadar sorumlu olduğu, yukarıda detaylı olarak açıklandığı üzere somut olayda tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmasını gerektiren herhangi bir durumun söz konusu olmadığı kanaatine varılarak 310.000,000-TL. maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 26/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı … …’ndan alınarak davacıya ödenmesine dair aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; 1.053,00-TL. geçici işgöremezlik tazminatı, 328.947,00-TL. sürekli işgöremezlik tazminatı olmak üzere toplam 330.000,00-TL. maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 26/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gerekli 22.542,30-TL. karar ve ilam harcından, 1.162,90-TL. peşin harç + tamamlama harcından mahsubu ile kalan 21.379,40-TL’nin davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 3.208,94-TL. (35,90-TL başvuru harcı, 1.162,90-TL peşin harç+ tamamlama harcı, 5,20-TL vekaletname harcı, 1.100,00-TL bilirkişi ücreti, 323,00-TL Adli tıp faturası, 581,94-TL tebligat, posta) yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 31.550.00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır