Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/792 E. 2020/717 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/792 Esas
KARAR NO:2020/717

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:05/09/2018
KARAR TARİHİ:11/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (haksız fiilden kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 28/02/2016 tarihinde … Mah. … Cad. … Sk. …/… adresinde davalı tarafından yapılan kazı çalışmaları sırasında müvekkili şirkete ait tesislere hasar verildiğini, hasara maruz kalan tesislerin onarımı için kullanılan malzeme ve işçilik gibi bedelleri kapsayan hasar bedeli olan 4.414,90-TL.’nin hasar veren aleyhine tahakkuk ettirildiğini, davalı tarafından hasar bedelinin ödenmemesi üzerine borçlu-davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, takipte davalının 03/01/2017 tarihinde borca itiraz ettiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, davalı borçlunun itirazının iptaline, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise 10/10/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; itirazın iptali davasının 1 (bir) yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğunu, huzurdaki davada 1 (bir) yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş bulunduğunu, davaya konu hasara müvekkilinin sebep olmadığını, bu nedenle husumet itirazlarının olduğunu, müvekkiline rücu edilmeye çalışılan hasar bedelinin müvekkili firmadan kaynaklandığına dair dosyada somut hiçbir delil bulunmadığını, ayrıca davaya konu alacağın likit olmaması sebebiyle icra inkar tazminatına da hükmedilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı takdirine ve yargılama masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; 28/02/2016 tarihinde … Mahallesi, … Caddesi, … Sokak …/… adresinde davalı tarafından yapılan kazı çalışmaları esnasında davacı şirkete ait kablo ve bantlara hasar verildiği iddiası ile meydana gelen hasarın giderilmesi ve enerji verilmesini müteakip hasara uğrayan tesislerin onarımı için kullanılan malzeme ve işçilik bedellerinden oluşan hasar bedelinin tahsili amacıyla … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi gereğince iptaline ilişkindir.
Taraflar arasında çözümlenmesi gereken ihtilafın; davacıya ait tesislerde meydana gelen hasara davalının sebep olup olmadığı, bu hasardan davalının sorumlu tutulup tutulamayacağı, başlatılan icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptalinin koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, ödeme emri, hasar tespit tutanakları, hasar keşif tutanakları, müvekkili şirketin kayıtları, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi ve sair her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalı taraf ise delil olarak; ödeme emrine itiraz dilekçesi, … projesi tapu bilgilerini gösterir yapı ruhsatı ve daire tapu örnekleri, …’ın 22/03/2016 tarihli … sayılı yazısı, 28/03/2016 tarihli hasara itiraz dilekçesi, …’ın 28/03/2016 tarih … sayılı yazısı, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, bilirkişi incelemesi, keşif, tanık beyanı ve sair delillere dayanmıştır.
Mahkememizce taraflarca celbi istenen deliller toplanmış ve dava konusu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası getirtilerek dosya içerisine alınmıştır. Celbedilen …. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; davacı vekili tarafından 20/12/2016 tarihinde davalı şirket hakkında 4.414,90-TL. hasar bedeli ve 322,23-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.737,13-TL. alacağın tahsiline yönelik olarak ilamsız takibi başlatıldığı, Örnek 7 nolu ödeme emrinin davalı borçluya 27/12/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı-borçlu şirket vekili tarafından 03/01/2017 tarihli dilekçe ile yasal süresi içerisinde takibe, borca ve tüm fer’ilerine itiraz edildiği, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, icra takip dosyasında davalı borçlu şirketin borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya ve/veya vekiline tebliğ edildiğine dair herhangi bir belge bulunmadığı, İİK’nun 67/1 maddesi uyarınca itirazın iptali davalarında 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren başladığından, davacı dosya alacaklısı tarafından 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı, dolayısıyla davalı tarafın hak düşürücü süreye ilişkin itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus; borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir. İtirazın iptali davaları icra takibine ve takip talebine sıkı sıkıya bağlı davalardan olup; davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereğince takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafa aittir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, mahkememizce 16/05/2019 tarihli duruşmada verilen ara kararla; davacı taraf iddiası, davalı yanın savunmaları ile sunduğu belgeler, dosyada toplanan ve getirtilen tüm delil ve belgeler ile tüm dosya kapsamına göre konusunda uzman bilirkişi heyeti marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenerek 14/11/2019 tarihinde ön bürodan dosyaya sunulan 06/11/2019 bilirkişi raporunda özetle; dava konusu hasarın 28/02/2016 tarihinde … … Mahallesi, … Caddesi, … Sokak adresinde meydana geldiği, 34,5 kV’lık yer altı kablosunun hasar gördüğü ve bölgede enerjinin kesildiği, dava konusu hasarın tamirat bedelinin KDV ve ceza dahil 4.414,90-TL. olduğu ve bu bedelin … birim fiyat ve bölge rayiç bedelleri ile uyumlu olduğu, ancak dosya üzerinden yapılan incelemeyle dava konusu hasarın kimin tarafından yapıldığının anlaşılmasının mümkün olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kök raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı … vekili tarafından UYAP üzerinden dosyaya sunulan 20/11/2019 tarihli dilekçe ile bilirkişi raporuna itiraz edilerek, dilekçede ileri sürülen itirazlar doğrultusunda bilirkişi heyetinden ek rapor alınması yönünde talepte bulunulmuştur. Bunun üzerine mahkememizce 29/01/2020 tarihli duruşmada taraf vekillerine davaya konu hasarın kimden kaynaklandığı hususunda yazılı beyanda bulunmak üzere süre verilmiş, sonrasında dosyaya sunulan dilekçeler ile dosya kapsamındaki itirazlar da değerlendirilmek suretiyle ek rapor düzenlenmesi için dosya kök raporu düzenleyen bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından tanzim olunan 17/07/2020 tarihli ek raporda ise özetle; dava konusu hasarın 28/02/2016 tarihinde … … Mahallesi, … Caddesi, … Sokak adresinde meydana geldiği, 34,5 kV’lık yer altı kablosunun hasar gördüğü ve bölgede enerjinin kesildiği, dava konusu hasarın tamirat bedelinin KDV ve ceza dahil 4.414,90-TL. olduğu ve bu bedelin … birim fiyat ve bölge rayiç bedelleri ile uyumlu olduğu, dava konusu olayın hangi sokak veya parsel içinde gerçekleştiğinin tespitinin uzmanlık alanları dışında olduğu, bu hususun kadastro fen bilirkişisi tarafından olay mahallinde kadastro paftası uygulanması neticesinde tespit edilebileceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi ek raporu da dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı … vekili tarafından UYAP üzerinden dosyaya sunulan 04/08/2020 tarihli dilekçe ile ek bilirkişi raporuna karşı yazılı beyanda bulunularak, davanın kabulüne karar verilmesi istenmiştir. Davalı şirket vekili ise ek rapora karşı sunduğu 05/08/2020 tarihli beyan dilekçesinde özetle; dava konusu hasarın kesinlikle müvekkili şirket tarafından gerçekleştirilmediğini, hasarın meydana geldiği ada/parselde müvekkili şirketin yürüttüğü bir inşaat projesi bulunmadığını, bu durumun kadastro bilirkişisi marifetiyle mahallinde yaptırılacak ölçüm sonucunda ortaya çıkacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 11/11/2020 tarihli duruşmadaki imzalı beyanında; dosyada gelinen aşama itibariyle fen ve kadastro uzmanı bilirkişi marifetiyle yapılacak keşif sonucunda sağlıklı bir değerlendirme yapılacağını düşünmediklerini, zira hasarın giderildiğini ve hasar gören kabloların eski haline getirilmiş olduğunu, bilirkişi tarafından mahallinde yapılacak incelemenin esasa etkisi olmayacağını, müvekkili kurum personelince tutulan tutanakların hasarın davalı şirket tarafından gerçekleştirildiğini tevsik eder nitelikte olduğunu belirterek mevcut dosya kapsamındaki raporlar doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Dosyada mevcut davacı … Sistem İşletme Direktörlüğü tarafından davalı şirkete gönderilen 22/03/2016 tarih – … sayılı yazıda özetle; … Mahallesi, … Caddesi, … Sokak, … Mevkii … adresinde 28/02/2016 tarihinde davalı tarafından kurumlarına ait tesislere hasar verildiği, verilen hasarın davacı kurumun ekipleri tarafından tamir edildiği, tamirat bedelinin ise KDV dahil 4.414,90-TL. olduğu belirtilerek bu borcun davalı şirketçe 15 gün içinde ödenmesi gerektiği hususları bildirilmiştir. Davalı şirket ise anılan bu yazıya karşı gönderdiği 28/03/2016 tarihli cevabında; 28/02/2016 tarihinde söz konusu bölgede davacı kurumun teknik personelince tespit edilen hasarın meydana geldiği yerin … ada … parselde yer aldığını, müvekkili şirketin anılan parselde herhangi bir çalışmasının olmadığını, zira söz konusu belgede bir başka inşaat firmasının faaliyet gösterdiğini belirterek, hasarla firmalarının hiçbir ilgisinin bulunmadığını ve söz konusu arıza nedeni ile kendilerinin de mağdur olduğunu ifade etmiştir.
Dosyada mevcut tapu senedi fotokopilerinden anlaşıldığı üzere; İstanbul ili, … ilçesi … köyü, … ada … parselin önceki maliki … isminde dava dışı şahıstır. … ili, … ilçesi … köyü, … ada … parselin yeni maliki ise davalı …Ş.’dir. Yine dosyada mevcut 28/12/2015 tarihli Yapı Ruhsatı’na göre davalı şirketin inşaat faaliyeti yürüttüğü taşınmaz … ada … parseldeki taşınmazdır. Dolayısıyla hasarın meydana geldiği … ada … parselde davalı şirketin faaliyette bulunduğuna dair dosyada herhangi bir bilgi, belge ve delil yoktur.
Huzurdaki dava, davalı şirkete ait altyapı tesislerine yönelik haksız fiilden kaynaklanan altyapı hasar bedelinin tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine karşı öne sürülen itirazın iptali istemine ilişkindir. İtirazın iptali davaları; icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.
İtirazın iptali davalarında ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklı-davacı taraftadır Davacı-alacaklı, alacağının varlığını ve haklılığını ispatla yükümlüdür. Huzurdaki davada ispat yükü davacı …’ın üzerindedir. Zira davacı …, öncelikle haksız fiilin unsurlarından olan “zarar ile zarar sorumlusu” olduğunu iddia ettiği “davalı şirket” arasındaki “illiyet bağını” kanıtlamakla yükümlüdür. Davalı şirketin, davacı … tarafından hasara neden olan tarafın bizzat davacı firma olduğu yönündeki iddialarını kesinlikle kabul etmemesi karşısında, davalının dava konusu hasara neden olduğunu ispat yükü davacı tarafın üzerindedir.
Tüm dosya kapsamı, dosyada toplanan delil ve belgeler ile dosyada alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında yer alan tespitlere göre; davaya konu hasarın … ili, … İlçesi, … ada … parselde meydana geldiği, davalı şirket tarafından yürütülen… adlı konut projesinin … ada … parselde (eski … ada … parselde) bulunduğu, dosyadaki tapu kayıtlarına göre … ili … ilçesi … köyü … Ada … parseldeki dubleks konutun davalı …Ş. adına kayıtlı olduğu, … ili … ilçesi … köyü … Ada … parsel adresli arsanın … adına kayıtlı olduğu, … Belediyesi’nin verdiği 28/12/2015 tarih ve … sayılı yapı ruhsatında ise … adlı sitenin bulunduğu yapının sahibinin …, yapının müteahhidinin davalı …Ş. olduğu, yapı adresinin ise … Mahallesi, … Sokak No:… Ada … Parsel …/… olduğu, davada ispat yükü üzerine düşen davacı kurumun (…’ın) iddiasını usulüne uygun kesin deliller ile ispatlayamadığı anlaşılmakla; davanın reddine, her ne kadar davalı tarafça davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmolunması istenilmiş ise de davalının bu yöndeki talebi yasal koşulları oluşmadığından mahkememizce yerinde görülmeyerek aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 54,40-TL karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 80,90-TL. harçtan mahsubu ile bakiye 26,50-TL. harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avanslarından geriye kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/2 ve devamı maddeleri uyarınca ve miktar itibarıyla kesin olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/11/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır