Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/780 E. 2022/92 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/780 Esas
KARAR NO : 2022/92
DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/08/2018
KARAR TARİHİ : 03/02/2022

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkili şirketin %25 oranında paya sahip ortağı ve aynı zamanda şirket müdürü olduğunu, geri kalan %50 oranında payın diğer yetkili müdür … ‘a, %25 oranında payın ise davalının babası …’ın gayri resmi eşi …’a ait olduğunu; davalının, müvekkili şirkete zarar verici eylem ve davranışlarının bulunduğunu; davalının babası … …’ın müvekkili şirkete herhangi bir mal satışı olmamasına rağmen müvekkili şirket aleyhine fatura ve irsaliyeye dayalı icra takibi başlattığını, takibe yapılan itiraz üzerine, …. ATM’nin 2016/… E sayılı dosyasından verilen kararla müvekkili şirketin davalının babası olan … …’a 317.233 TL borçlu olduğuna ilişkin karar verildiğini, davalının babasının müvekkili şirketten gerçekte bir alacağı bulunmadığını, davalının dilekçede ayrıntılı olarak bildirilen kusurlu eylemleri nedeniyle şirketin borçlandırıldığını; … ATM’nin 2015/… E sayılı dosyasından davalı aleyhine sorumluluk davası açıldığını ve işbu dava ile yine davalı aleyhine çeşitli mahkemelerde açılan temsil ve yönetim yetkisinin kaldırılması, alacak ve sorumluluk davalarının birleştirildiğini; davalının, müvekkili şirketi babasına borçlandırdığını ve şirketi zarara uğrattığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle 317.230 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını; dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların yersiz ve mesnetsiz olduğunu; … ATM’nin 2016/… E sayılı dosyasına konu alacağın, taraflar arasındaki düzenli ticari ilişkiden kaynaklandığını ve bu yönde karar verildiğini; müvekkilinin davalı şirketi zararlandırıcı herhangi bir işlem ve eyleminin bulunmadığını ileri sürerek dilekçesinde ayrıntılı olarak bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Dava; davalı gerçek kişinin davacı şirketin yöneticisi olduğu dönemdeki işlemleri nedeniyle … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/… E sayılı itirazın iptali davasına konu takip nedeniyle, davacı şirketin doğrudan uğranıldığı ileri sürülen zararın davalıdan tazmini istemine ilişkindir.
Yönetim Kurulu Üyelerinin/Yöneticilerin sorumluluğu; zarar verene yüklenebilecek ve onun hukuk düzenince onaylanmayan bir davranışından kaynaklanan zararların giderilmesidir.
TTK’nun 644.maddesinin yollamasıyla aynı yasanın 553. maddesi; “Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirket hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. Kanundan veya esas sözleşmeden doğan bir görevi veya yetkiyi, kanuna dayanarak, başkasına devreden organlar veya kişiler, bu görev ve yetkileri devralan kişilerin seçiminde makul derecede özen göstermediklerinin ispat edilmesi hali hariç, bu kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu olmazlar. Hiç kimse kontrolü dışında kalan, kanuna veya esas sözleşmeye aykırılıklar veya yolsuzluklar sebebiyle sorumlu tutulamaz; bu sorumlu olmama durumu gözetim ve özen yükümü gerekçe gösterilerek geçersiz kılınamaz.” hükmünü içermektedir.
Yine aynı yasanın TTK’nın 369.maddesine göre; yönetim kurulu üyeleri ve yönetimle görevli üçüncü kişiler, görevlerini tedbirli bir yöneticinin özeniyle yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmek yükümlülüğü altındadır.
Yönetim Kurulu Üyelerinin (veya yöneticileri) TTK’na istinaden hukuki sorumluluklarına hükmedilebilmesi için zarar, kanuna veya esas sözleşmeye aykırılık, kusur ve illiyet bağı koşullarının gerçekleşmiş olması ve bunların iddiayı ileri süren tarafça kanıtlanması gerekir.
Somut olayda davacı taraf, eldeki sorumluluk davasına konu davalı yöneticinin zararlandırıcı işlem ve eylemlerini, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/… E sayılı itirazın iptali davasına konu takibe dayanak fatura borcuna dayandırmış; işbu davada gerçekte satışı yapılmayan ancak, şirketin borçlandırılmasına sebep olan fatura ve irsaliyelerin hayali ve muvazaalı düzenlendiğini ileri sürmüştür. Anılan mahkemece yapılan yargılama sonrasında 18/10/2017 tarih, 2016/… E ve 2017/822 K sayılı kararla davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmiş; bu kez kararın istinafı üzerine, … BAM … HD.’nin 03/06/2021 tarih, 2020/ … E 2021/ … K sayılı kararıyla istinaf talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
… BAM … HD.’nin 03/06/2021 tarih, 2020/… E 2021/… K sayılı kararında ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, senede karşı senetle ispat kuralı gereğince, faturalardaki muvazaa iddiasının usulüne uygun yazılı delillerle ispatlanamadığı; takibe dayanak faturaların her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Diğer yandan, davalı-borçlu şirketin faturanın tarafı olması nedeniyle muvazaa iddiasının tanık beyanlarıyla ispatlanamayacağı kuşkusuzdur.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/10/2017 tarih, 2016/… E ve 2017/822 K sayılı kararında, muvazaa iddiasının şirket yöneticilerine karşı açılacak sorumluluk davasında ileri sürülebileceği yönünde değerlendirme yapılmış ve eldeki dava da bu değerlendirmeye göre açılmış ise de;
Davada ileri sürülen muvazaalı borçlanma iddiasının, … ATM’ce verilen kararın istinafı üzerine … BAM … HD’nin yukarıda değinilen kararında etraflıca tartışılıp değerlendirildiği; buna göre, taraflar arasındaki ticari ilişkide muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı, borcun gerçek bir borç olduğunun sübuta erdiği ve mahkemece bu konuda verilen kararın da kesinleştiği; sonuç olarak, şirket yöneticisi davalının TTK’nın 553.vd.kapsamında sorumluluğunu gerektirir zararlandırıcı herhangi bir eylem ve işleminin somut olay bakımından gerçekleşmediği kanaatine varılmakla davanın reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 5.417,50 TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 5.336,80 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 30.656,10 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.03/02/2022

Başkan …
e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.