Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/775 E. 2020/342 K. 13.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TC
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO:2018/775
KARAR NO:2020/342

DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:29/08/2018
KARAR TARİHİ:13/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan ve yukarıda tarafları, konusu, esas – karar numarası yazılı bulunan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Yüksek Planlama Kurulu’nun … sayılı kararı ile …’a bağlı olarak hizmet veren ve perakende satışından sorumlu olan bir Anonim Şirket olduğunu, davalı … ile müvekkili şirket arasında 24/04/2008 tarihinde “Alçak Gerilim Elektrik Enerjisi Satışına İlişkin Perakende Satış Sözleşmesi” düzenlendiğini ve sözleşme kapsamında davalının müvekkili şirketin ticari elektrik abonesi olduğunu, davalı borçlunun … Mahallesi … Caddesi No:… Dükkan: … adresinde mukim işyerinde elektrik kullandığını, ancak elektrik kullanımına bağlı fatura borçlarını ödemediğini, davalı tarafından ödenmeyen fatura borçlarının tahsili amacıyla 12/04/2018 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine takip başlatıldığını, ancak davalı tarafından 09/05/2018 tarihinde takibe itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, davalının anılan sözleşmenin tarafı olması ve sözleşme kapsamında elektrik tüketimine ilişkin fatura borçlarını ödememesi sebebiyle itirazında haksız ve kötüniyetli olduğunu, esasen alacağın tahsilini uzatmak gayesi ile borca itiraz ettiğini belirterek, davalının haksız mesnetsiz itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi, delil listesi ve tensip zaptı davalıya 14/10/2018 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın davalı süresinde davaya cevap vermemiştir. Ancak davalı … … vekili Av. …, 11/06/2019 tarihli ön inceleme duruşmasındaki imzalı beyanında; müvekkilinin takip konusu borcun muhatabı olmadığını, 2011 yılı sonu itibariyle dava konusu aboneliğin bulunduğu işyerini devrettiğini ve borcu kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında akdedilen elektrik satışına dair ticari nitelikli abonelik sözleşmesine dayalı olarak …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla girişilen ilamsız icra takibinde, davalı borçlu tarafından yapılan itirazın, İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında çözümlenmesi gereken ihtilafın; davalının sözleşme ile kurulan aboneliğini usulünce sonlandırıp iptal ettirmedikçe tahakkuk eden enerji kullanım bedelinden sorumlu olup olmayacağı, davalı abonenin davacı şirkete ticari abonelik sözleşmesinden kaynaklı borcunun bulunup bulunmadığı, borcu var ise miktarı, davacının davalı aleyhine başlattığı icra takibine konu ettiği kalemleri talep etme hakkının bulunup bulunmadığı, sözleşmeye konu borcun ödenmemesi sebebiyle başlatılan icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptalinin koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili delil olarak; 24/04/2008 tarihli Alçak Gerilim Elektrik Enerjisi Satışına İlişkin Perakende Satış Sözleşmesi, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, davalı/borçlu tarafından ödenmemiş muhtelif tarihli faturalar, her iki tarafın ticari defter ve kayıtları, tanık beyanı, yemin, keşif, bilirkişi incelemesi ve her türlü yasal delillere dayanmıştır. Davalı vekili ise 24/06/2019 tarihinde ön bürodan mahkememize sunduğu delil dilekçesinde; T.C. Maliye Bakanlığı – Gelir İdaresi Başkanlığı – İnternet Vergi Dairesi’nce düzenlenen 16/04/2018 tarihli davacının vergi mükellefiyetini terk ettiğine ilişkin belgeye, tanık beyanına, gerekirse keşif icrasına, yemine ve diğer her türlü hukuki delile dayanmıştır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası aslı celbedilerek dosya içerisine alınmıştır. İcra takip dosyasının incelenmesinden; davacı şirket tarafından davalı … aleyhine 12/04/2018 tarihinde borcun sebebi olarak “… …’nin 7.691,65-TL. tutarlı ödenmeyen gecikmiş enerji bedeli” gösterilmek suretiyle 7.691,65-TL. enerji bedeli (asıl alacak), 3.095,61-TL. gecikmiş gün faizi, 557,20-TL. faizin KDV.’si olmak üzere toplam 11.344,46-TL. üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, Örnek 7 nolu ödeme emrinin davalı borçluya 04/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği, sonrasında davalı borçlu … … tarafından yasal süresi içerisinde ve 10/05/2018 havale tarihli dilekçe ile takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisine, borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, sonrasında ise 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde davacı şirketçe davalı aleyhine huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Davalı tarafça her ne kadar borca itiraz dilekçesi ile birlikte davaya konu takibin yapıldığı …. İcra Müdürlüğü’nün yetkisine de itiraz edilerek yetkili icra dairesinin … İcra Müdürlüğü olduğu iddia edilmiş ise de, tacir olan taraflar arasında 24/04/2008 tarihinde akdedilen Alçak Gerilim Elektrik Şebekesinden Elektrik Satışına İlişkin Sözleşmesi’nin “Anlaşmazlıklarda Yetkili Organ” başlıklı 15. maddesine göre; sözleşmenin uygulanmasından doğan anlaşmazlıkların giderilmesinde … Yakası Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili kılınmıştır. Bu durumda İstanbul’un Avrupa yakasında bulunan … İcra Daireleri ve Mahkemeleri somut uyuşmazlık yönünden açıkça yetkili olup, tacir olan davalı tarafın yetki itirazı mahkememizce yerinde görülmemiş ve reddine karar verilerek dosyanın esasına girilmiştir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlamak yükümlülüğü davacı şirkete ait olduğundan, bu kapsamda davacı tarafça bildirilen deliller toplanmış, takibe ve davaya dayanak abone sözleşmesi, elektrik faturaları, borç listesini gösteren tüketim ekstrelerinin dosya arasında olduğu görülmüştür.
Uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, mahkememizce iddia, savunma ve toplanan deliller üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına ve konusunda uzman elektrik mühendisi bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Elektrik mühendisi bilirkişi … tarafından tanzim edilerek 30/07/2019 tarihinde ön bürodan mahkememize sunulan bilirkişi kök raporunda özetle; davacı şirket ile davalı … arasında ekine 01/11/2007 tarihli kira kontratı ve vergi levhası eklenmek suretiyle davalı tarafından fırın olarak işletilecek işyerine elektrik temini için “Alçak Gerilim Elektrik Enerjisi Satışına İlişkin Perakende Satış Sözleşmesi” akdedildiği, anılan sözleşmenin konusunun davalıya elektrik enerjisi satışına yönelik olduğu, taraflar arasında 24/04/2008 tarihi itibariyle ticari münasebetin başladığı, davacı şirketçe davalı adına düzenlenen son ödeme tarihleri 28/11/2013, 08/09/2014 ve 11/07/2016 olan dava konusu faturaların davalı tarafından ödenmediği, dosyadaki belgelerin incelenmesi sonucunda davalı …’nin işyerini 31/12/2011 tarihinde kapattığı, ancak davalının tarafı olduğu sözleşmenin 10/c maddesindeki yükümlülüğünü yerine getirmediği ve aboneliğini usulünce sonlandırarak ilişik kesme belgesini almadığı, bu şekilde elektrik kullanımının devam ettiğinin anlaşıldığı, dosyadaki belgelere göre davalının 24/04/2008 tarihinde başlayan aboneliğinin ancak 27/05/2016 tarihinde sonlandırıldığı, sonuç olarak takip ve davaya konu borcun davalı …’ye ait olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kök raporu taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından rapora karşı rapor doğrultusunda karar verilmesi yönünde yazılı beyanda bulunulmuştur. Ancak rapor kendisine tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafça kök rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
Bilirkişi kök raporu mahkememizce re’sen incelenmiş, ancak bilirkişi tarafından raporda sadece taraflar arasındaki akdi ilişki ile sözleşme maddelerinin irdelendiği, herhangi bir hesaplama yapılmaksızın değerlendirme yapıldığı, mevcut haliyle herhangi bir hesaplama içermeyen bilirkişi raporunun itirazın iptali davasında hüküm kurmaya uygun olmadığı anlaşılmıştır. Bunun sonucunda 27/11/2019 tarihli duruşmada mahkememizce dosyanın re’sen önceki bilirkişiye tevdii edilerek davacı tarafça dava konusu icra dosyasında takibe konu edilen enerji bedeli, gecikmiş gün faizi ve faizin KDV’si yönünden davacı tarafın talep edebileceği alacağın miktarını belirlemek üzere hesaplama yapılmak suretiyle ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Elektrik mühendisi bilirkişi … tarafından tanzim edilerek 04/02/2020 tarihinde ön bürodan mahkememize sunulan ek bilirkişi raporunda ise özetle; davacı tarafından dosyaya sunulan satış faturaları üzerinde yapılan inceleme fatura içeriğinin dava konusu Alçak Gerilim Elektrik Enerjisi Satışına İlişkin Perakende Satış Sözleşmesi’nden kaynaklı elektrik faturalarını kapsadığının anlaşıldığı, sözleşmeye göre aylık %1,4 faiz oranı üzeriden yapılan hesaba göre; davacı şirketin davalıdan ödenmeyen 28/11/2013 tarih – 852,55-TL. meblağlı fatura yönünden 646,91-TL., 08/09/2014 tarih – 990,80-TL. meblağlı fatura yönünden 639,40-TL. ve 11/07/2016 tarih – 5.848,30-TL. meblağlı fatura yönünden ise 1.828,57-TL. olmak üzere takip tarihine kadar toplam 3.114,88-TL. işlemiş faiz alacağı bulunduğu, sonuç olarak davacı şirketçe takip dosyasında davalı … aleyhine elektrik enerjisi satışına dair sözleşmenin 5/f maddesine göre gecikme zammı uygulandığı, uygulanan faiz oranının 6183 sayılı kanunun 51. maddesine göre belirlenen oranları aşmadığı, toplamda ise 11.367,21-TL.’lik borcun davalı …’ye ait olduğu, davalının elektrik enerjisi satışına ilişkin sözleşmenin 10/c maddesine göre yükümlülüğünü yerine getirmediği ve aboneliğini sonlandırarak ilişik kesme belgesini almadığı, böylece abonelik sona erene kadar sözleşme konusu işyerinde elektrik kullanımının devam ettiği ve davalının da bu kullanımdan dolayı sorumlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Ek bilirkişi raporu davalı vekiline 09/02/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, ancak davalı tarafça ek rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
Taraflar arasında akdedilen ve dosyaya bir örneği sunulan 24/04/2008 tarihli Alçak Gerilim Elektrik Enerjisi Satışına İlişkin Perakende Satış Sözleşmesi mahkememizce incelenmiş, sözleşmenin bizzat davalı … tarafından imzalandığı görülmüştür. Davalı ve/veya vekili yargılama sırasında akdedilen sözleşmedeki imzayı inkar etmemiş olduğundan davalı …’nin davacı tedarikçi şirketin ticari abonesi konumunda olduğu anlaşılmıştır.
Anılan sözleşmenin “Sözleşmenin Sona Ermesi ve Feshi” başlıklı 10. maddesinin (c) bendine göre; “Müşteri tek taraflı olarak sözleşmeyi sona erdirmek istediğinde şirkete yazılı olarak başvuruda bulunur. Başvuruda yer alacak sona erdirilme tarihi yazılı başvurunun şirkete ulaşmasını müteakip yedi günden az olamaz. Sözleşmesini sona erdirecek müşteri, aboneliğin iptaline ilişkin tüm işlemleri yaptırıp, ilişik kesme belgesini alarak aboneliğini iptal ettirmek zorundadır. Aksi taktirde, söz konusu aboneliğe ilişkin olarak daha sonra doğabilecek her türlü sorumluluk müşteriye ait olur.”
Davalı vekili 11/06/2019 tarihli ön inceleme duruşmasındaki imzalı beyanında, müvekkilinin takip konusu borcun muhatabı olmadığını, 2011 yılı sonu itibariyle dava konusu aboneliğin bulunduğu işyerini başkasına devrettiğini, ayrıca bu adresteki vergi mükellefiyet kaydını da 31/12/2011 tarihi itibariyle kapattığını iddia ederek buna ilişkin belge sunmuş ise de, gerek yukarıda anılan sözleşme hükmü, gerekse dosya kapsamındaki belgeler dikkate alındığında dava konusu aboneliğin 27/05/2016 tarihine kadar kapanmadığı ve devam ettiği anlaşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin istikrar kazanmış uygulamasına göre; abonelik iptal ettirilmedikçe o abonelik üzerinden tüketilen elektrik, su ve doğalgaz aboneliklerine ilişkin sözleşmelerden doğan bedellerden, fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumludur. Buna göre; elektrik abonelik sözleşmesini imzalayan ve aboneliği devam eden abone, abonesi olduğu tesisatta kullanılan elektrik bakımından elektrik dağıtım şirketine karşı sözleşme gereğince sorumludur.
Somut davada; davalı …, davacı dağıtım şirketinin ticari elektrik abonesidir. Davalı, aboneliğin tesis edildiği işyerini devretmiş ve vergi mükellefiyetini kapatarak abonelik konusu işyerinden taşınmış olsa dahi abonelik kaydını iptal ettirmediğinden, abonelik suresince tahakkuk eden tüketimden ve faturalardan da sorumludur. Fiili kullanıcıya karşı rücu hakkı mevcut olan davalı abonenin sözleşmesi iptal edilmediği sürece, fiili kullanıcı ile beraber elektrik dağıtım şirketine karşı kullanım bedelinden dolayı müteselsil sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur.
Davalı tarafından adına olan aboneliğin kapatılmasına yönelik yargılama aşamalarındaki iddialarını doğrular nitelikte herhangi bir belge dosyaya sunulmadığından ve ayrıca davalı abone, aboneliğin iptal edildiği yönündeki iddiasını ispatlayamadığından, mahkememizce davalının davaya konu abonelik sözleşmesinden kaynaklı sorumluluğunun 27/05/2016 tarihine kadar devam ettiği kanaatine varılmıştır. Bir başka ifade ile davalı abone …, davacı şirket nezdindeki abonelik sözleşmesini usulünce sonlandırması gerektirken bunu yapmadığından ve böylelikle mevcut aboneliği devam ettiğinden, tahakkuk eden elektrik kullanım bedellerinden de sorumludur. Nitekim, yukarıda belirtilen ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27/04/2011 tarihli; 2011/19-104 Esas ve 239 Karar sayılı kararında da benimsenmiştir.
İddia, savunma, toplanan deliller, icra takip dosyasının kapsamı, bilirkişi kök ve ek raporları tümüyle birlikte değerlendirilmiş; dosyada alınan bilirkişi kök ve onu tamamlayan ek raporun gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine ve dosyada mevcut belgelere uygun, aynı zamanda uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve mahkememizce benimsenerek hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporlarının birlikte değerlendirilmesinde; taraflar arasında 24/04/2008 tarihinde davalının fırın olarak işlettiği işyerinde kullanılacak elektrik enerjisi satışına yönelik olarak Alçak Gerilim Elektrik Enerjisi Satışına İlişkin Perakende Satış Sözleşmesi akdedildiği, davacı şirketçe davalı adına düzenlenen ve takip konusu yapılan fatura bedellerinin davalı tarafından davacıya ödenmediği, sözleşmenin 5/f maddesine göre aylık %1,4 faiz oranı üzeriden yapılan hesaplama sonucunda davacı şirketin davalıdan ödenmeyen 28/11/2013 tarih – 852,55-TL. meblağlı fatura yönünden 646,91-TL., 08/09/2014 tarih – 990,80-TL. meblağlı fatura yönünden 639,40-TL. ve 11/07/2016 tarih – 5.848,30-TL. meblağlı fatura yönünden ise 1.828,57-TL. olmak üzere takip tarihine kadar toplam 3.114,88-TL. işlemiş faiz alacağının bulunduğu, davacı şirket tarafından takip talebinde 7.691,65-TL. enerji bedeli (asıl alacak), 3.095,61-TL. gecikmiş gün faizi, 557,20-TL. faizin KDV.’si olmak üzere toplamda 11.344,46-TL. talep ettiği, böylece takipte talep edilen işlemiş gecikmiş gün faizinin yerinde olduğu ve aynı zamanda 6183 sayılı kanunun 51. maddesine göre belirlenen oranları aşmadığı, davalının elektrik enerjisi satışına ilişkin sözleşmenin 10/c maddesinde yer alan ve sözleşmenin nasıl sonlandırılacağına ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmediği, aboneliğini usulünce sonlandırarak gerekli ilişik kesme belgesini almadığı, böylece abonelik sona erene kadar sözleşme konusu işyerinde elektrik kullanımının devam ettiği, abonelik sözleşmesini iptal ettirmeyen davalı …’nin fiili kullanıcı ile beraber elektrik dağıtım şirketine karşı kullanım bedelinden dolayı sorumlu olduğu, sonuç olarak taleple bağlılık ilkesi gözetildiğinde davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 7.691,65-TL. enerji bedeli (asıl alacak), 3.095,61-TL. gecikme faizi ve 557,20-TL. gecikme faizinin KDV’si olmak üzere toplam 11.344,46-TL. tutarında alacağı bulunduğu, açıklanan nedenlerle davalının takibe yönelik itirazının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu ve itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptalinin gerektiği kanaatine varılmakla, ayrıca haklı bulunan alacak miktarı likit ve itiraz haksız da olduğundan, kabul edilen miktar üzerinden davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatını da kapsayacak şekilde aşağıdaki gibi karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile: davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 7.691,65-TL. enerji bedeli (asıl alacak), 3.095,61-TL. gecikme faizi ve 557,20-TL. gecikme faizinin KDV’si olmak üzere toplam 11.344,46-TL.’ye yönelik itirazının iptaline, takibin talepnamedeki kayıt ve şartlarda aynen devamına,
2-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 2.268,90-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 774,94-TL karar ve ilam harcından 193,74-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 581,20-TL. eksik harcın davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı olan 1.331,94-TL. yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK.’nun 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak 2 (iki) hafta içinde HMK.’nun 342. maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK.’nun 343. maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile yine HMK.’nun 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olarak verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.13/07/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır