Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/766 E. 2019/629 K. 18.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/654 Esas
KARAR NO: 2019/627

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ: 17/07/2018
KARAR TARİHİ: 18/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin … kasko poliçe numarasıyla sigortalı müvekkilinin malik ve işleteni olduğu… plakalı araç 10/03/2017 tarihinde kazaya karıştığını, bu kaza neticesinde müvekkilinin aracında hasar meydana geldiğini, hasar miktarının yüksek olması sebebiyle araç Pert- Total olarak kayda geçtiğini, pert kaydı neticesinde müvekkilinin aracının rayiç değeri her ne kadar 39.000,00 TL olarak tespit edilmişse de bu bedelin çok düşük olarak belirlendiği, bu sebeple müvekkilinin maddi zarara uğradığını, davalı sigorta şirketi ile müvekkili arasında imzalanan mutabakatname ile müvekkilinin aracı 15.600,00 TL bedelle dava dışı üçüncü bir şahsa sattığını, kalan 23.400,00 TL davalı şirket tarafından müvekkilinin hesabına ödendiğini, uzman bilirkişi mütalası ile müvekkile ait aracın gerçek rayiç bedelinin 52.033,00 TL olduğunun saptandığını, söz konusu rapor için 236,00 TL ücret ödendiğini, müvekkilinin aracında meydana gelen hasar nedeniyle ödenen bedel ile aracın gerçek rayiç bedeli arasındaki 13.033,00 TL bedelin ve tespiti için ödenen 236,00 TL ekspertiz ücretinin ödenmesi için davalı sigorta şirketine 21/06/2018 tarihinde ihtarname gönderildiğini, ancak davalı şirket ihtarnamede belirtilen süre içinde ödeme yapmadığı gibi taraflarına herhangi bir yazılı cevap da vermediğini, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kaza sebebiyle oluşan hasar onarım alacaklarının şimdilik 100,00 TL’ sinin ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiz oranı üzerinden ve kaza tarihinden, kabul görülmez ise ihtar tarihinden işletilecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tazminine, dava konusu değer kaybının tespiti için yapılan ekspertiz ücreti masrafı olarak 236,00 TL ‘ nin yargılama gideri olarak davalı tarafından müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; meydana geldiği tespit edilen hasar bedeli için davacı sigortalıya 23.400,00 TL hasar bedeli 08/06/2017 tarihinde ödendiğini, davacı tarafından imzalanmış ibranamenin mevcut olup bu haliyle davanın reddi gerektiğini, poliçedeki muafiyet ve istisnalar şartları dikkate alınması gerektiğini, müvekkili şirket araçta meydana gelen hasar bedeli 23.400,00 TL’ yi ödemekle üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğini, davacının söz konusu kaza kapsamında bakiye herhangi bir hasar bedeli alacağının kalmadığını, davacı tarafından belirlenmiş olan ekspertiz ücretinin de davacı tarafından ödenmesi gerektiğini, bu nedenle davacının ekspertiz ücret talebinin reddi gerektiğini, açıklanan nedenlerle taraflar arasında dava önceki düzenlenen ibraname çerçevesinde 23.400,00 TL hasar bedeli müvekkili şirket tarafından davacı vekiline ödenmiş olduğundan haksız davanın reddi gerektiğini, davacının haksız ve fahiş tazminat talebinin reddi gerektiğini, olay tarihinden itibaren avans faizi talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, kasko sigorta poliçesine dayalı maddi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır.
28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanun’un kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalada tükecici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birinin tükecinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlene olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanun’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
6502 sayılı TKHK’nın “Geçiş Hükümleri” başlıklı geçici maddenin 1. fıkrası ise “bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam eder” hükmünü içermektedir.
Gerçek kişi davacı ile davalı sigorta şirketi arasında kurulan ve hususi kullanıma tahsis edilmiş araç için yapılan kasko sigorta poliçesine ilişkin sözleşme 6502 sayılı TKHK’nın 3. maddesi anlamında bir tüketici işlemi olup görevli mahkeme bu anlamda Tüketici Mahkemesi olması ve görevli mahkemenin yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gereken bir kamu düzeni kuralı olması nedeniyle, (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 23/11/2017 tarih ve 2015/4929 E., 2017/10903 K. sayılı kararı) davacının davasının HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan usulden reddine, görevli mahkemenin istanbul tüketici mahkemesi olduğuna karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğuna,
3-HMK ‘nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
4-HMK ‘nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır