Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/754 E. 2022/1142 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/754 Esas
KARAR NO:2022/1142

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:15/08/2018

BİRLEŞEN … 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:… Esas

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:16/11/2018
KARAR TARİHİ:15/12/2022

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı asıl ve birleşen davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında yazılı bir sözleşme olmamasına karşın taraflar arasındaki mutabakat gereğince, Aralık 2017 tarihinden bu yana … … gibi içecek üretimi yaptırdığını, bu kapsamda davalının ihtiyaç duyduğu şişleri zamanında tedarik ederek davalıya ulaştırdığını ve ödemeleri aksatmadan yaptığını, müvekkilinin üzerine düşen edimleri eksiksiz olarak yerine getirdiğini ancak, davalı şirketin müvekkili şirkete ürettiği ürünlerde birçok kez kusurlu davrandığını, hatalı imalatlar ve uygulamalar yaptığını, müvekkili şirketin dilekçede ayrıntılı olarak açıkladığı üzere zarara uğramasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle şimdilik 10.000 TL maddi ve 40.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yerleşim yeri itibariyle … Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, yetki itirazında bulunduklarını; davacı tarafın dava konusu zarar taleplerine ilişkin davadan önce herhangi bir talebinin olmadığını, ayrıca süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığını, davacı taraf ile müvekkili şirket arasındaki ticari ilişkinin güven esasına dayandığını, davacı tarafın müvekkiline olan bakiye borcunu ödemekten kaçınmak için eldeki davayı açtığını; müvekkili şirketin iyiniyetli olarak müvekkili şirkete teslim edilmeyen ve üzerinde inceleme yapılmayan dava konusu … Vitamin Water ürünlerinden bozuk olduğu iddia edilen partiye ilişkin bir kısmını iade aldığını ve nakliye bedelini de ödediğini, davaya konu olayda, sadece bir partide yaşadığını iddia ettiği problem üzerine davacının tüm zararının karşılandığını, davacının herhangi bir maddi ve manevi kaybı olmadığını, davacı tarafın bu husustaki diğer iddialarının ispatı gerektiğini; şişeler üzerindeki son kullanma tarihinin silinmesinde müvekkilinin herangi bir kusurunun bulunmadığını, ihraç edilecek ürünlerin gecikmesinde müvekkiline atfedilecek kusur bulunmadığını, taahhüt edilen bir teslim tarihi bulunmadığını, ürünlerin paketlerinde oluşan deformasyonun davacının özensiz nakliyesinden kaynaklandığını, davacının dürüstlük kuralına aykırı hareket ettiğini ileri sürerek dilekçesinde ayrıntılı olarak bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki kapsamında, davalıya satışı yapılan mallar sebebiyle davalıdan toplam 807.775,89 TL fatura alacağının bulunduğunu, yapılan ihtara rağmen ödenmemesi nedeniyle alacağın tahsili amacıyla … 2. İcra Müdürlüğü’nün… E sayılı dosyasından başlatılan takibe de davalı tarafça itiraz edildiğini, borca ve yetkiye yapılan itirazın haksız olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiş; 22/11/2022 tarihli dilekçesi ile; müvekkili şirketin elinde kalan ürün bedellerinin 215.526,92 TL olduğunu, elde kalan ürünlerden/malzemelerden bir kısmının hurdaya satıldığını ve hurda satış bedelinin 24.900 TL olduğunu, bu nedenle elinde kalan ürün bedelleri yönünden taleplerinin 190.626,92 TL olduğunu; bu halde taleplerinin, 474.539,61 TL cari hesap alacağı ve 190.626,92 TL elde kalan ürün bedeli olmak üzere toplam 665.166,53 TL olduğunu bildirmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, takibin ve davanın İstanbul İcra Dairelerinde ve Mahkemelerinde açılması gerektiğini, bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını; asıl davada ileri sürdüğü nedenlerle davacının müvekkili şirketi zarara uğrattığını, müvekkilinin davacı şirkete borcu bulunmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuş; davacının kötüniyet tazminatına mahkumiyetini talep etmiştir.
Birleşen davada takibin başlatıldığı, … 2. İcra Müdürlüğü’nün… E sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemede; davacı tarafça davalı borçlu hakkında fatura alacaklarının tahsili amacıyla ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde davalı borçlunun yetkiye, borca ve faiz oranına itirazı üzerine takibin durduğu ve yasal 1 yıllık süre içerisinde davacı tarafça, itirazın hükümden düşülmesine yönelik dilekçede ileri sürülen nedenlerle birleşen davanın açıldığı görülmüştür.
Asıl dava; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalıdan satın alınan ürünlerdeki ayıp iddiasına dayalı uğranıldığı ileri sürülen maddi ve manevi zararların davalıdan tazmini istemine;
Birleşen dava; taraflar arasındaki aynı ticari ilişki kapsamında fatura alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan takibe vaki itirazın İİK’nın 67.md gereğince iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ticari ilişki her iki tarafında kabulünde olup, asıl davada davacı taraf, davacı taraftan satın alınan ürünlerin ayıplı olduğunu ileri sürerek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuş; birleşen davada davacı taraf ise, taraflar arasındaki aynı ticari ilişki kapsamında düzenlenen fatura konusu alacak kalemleri olan cari hesap alacağı ile karşı tarafça sipariş edilip alınmayan ve bu nedenle elde kalan ürün bedellerinin tahsilini talep etmiştir.
Asıl davada davalı taraf davanın açıldığı mahkememizin yetkisine itiraz etmiş; birleşen davada ise davalı taraf takibin başlatıldığı icra dairesi ile davanın açıldığı mahkememizin yetkisine itiraz etmiştir.
Asıl davada yetki itirazının değerlendirilmesi bakımından;
Asıl dava; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalıdan satın alınan ürünlerdeki ayıp iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemeni ilişkin olup; TBK’nun 89.maddesi gereğince para borcunun ifa yeri, alacaklının yerleşim yeridir. HMK’nun 10.maddesi gereğince borcun ifa edileceği yerdeki mahkemelerin de yetkili olduğu düzenlenmiş olup, davacı alacaklının yerleşim yeri Sarıyer olduğundan, mahkememiz işbu davaya bakmakta yetkilidir. Bu nedenle davalı tarafın yetki itirazı yerinde görülmemiştir.
Birleşen davada yetki itirazının değerlendirilmesi bakımından;
Birleşen dava; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında düzenlenen fatura alacağının tahsiline yönelik alacağın tahsili için girişilen takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup; TBK’nun 89.maddesi gereğince para borcunun ifa yeri, alacaklının yerleşim yeridir. HMK’nun 10.maddesi gereğince borcun ifa edileceği yerdeki mahkemelerin de yetkili olduğu düzenlenmiş olup, davacı alacaklının yerleşim yeri … olduğundan ve … Asliye Ticaret Mahkemeleri yetki alanında bulunduğundan, … Asliye Ticaret Mahkemeleri işbu birleşen davaya bakmakta yetkilidir. Bu nedenle birleşen davada davalının yetki ilk itirazı birleştirme kararı veren mahkemece yerinde görülmemiştir.
Taraflar arasında görülmekte olan asıl ve birleşen davalardaki yetki sorucu yukarıda değinildiği şekilde çözüldükten sonra asıl dava yönünden çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının davalıdan satın aldığı ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıp nedeniyle davacının zarara uğrayıp uğramadığı, uğramış ise miktarının tespiti;
Birleşen dava yönünden çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, davalıya satışı yapılan ürünlere ilişkin düzenlenen faturalar konusu alacak kalemlerinden dolayı davacının cari hesap alacağının bulunup bulunmadığı, ayrıca davalı tarafın siparişi üzerine 3.kişilerden temin edilen ürünlerden davalı tarafça alınmayan ürünlerin bulunup bulunmadığı, varsa davacının elinde kalan ürün bedellerinin tespiti noktalarında toplanmaktadır.
Yanlar arasındaki uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş;
Asıl dava yönünden, taraf ticari defter ve kayıtları ile getirtilen-sunulan belgelerle üzerinde inceleme yapılmak suretiyle dosya konusunda uzman bilirkişi SMMM …’den alınan 09/09/2019 tarihli bilirkişi raporunun;
Birleşen dava yönünden, birleşen davacı vekilinin birleşen davaya ilişkin, bileştirme kararı öncesi mahkemece alınan bilirkişi raporuna yönelik 01/10/2020 tarihli dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar dikkate alınarak, birleşen davacı tarafça, 3.kişilerden alınıp elde kaldığı ileri sürülen mallara ilişkin birleşen dosyaya rapor veren bilirkişi SMMM …’den alınan 31/01/2020 tarihli ek raporun;
Davalı-birleşen davacı tarafın elde kaldığını ileri sürdüğü mallara ilişkin, davalı-birleşen davacı vekilinin 02/04/2021 tarihli dilekçesinde liste halinde bildirdiği malzemelerin yerinde olup olmadıklarının, yerinde ise takip tarihi olan 21/09/2018 tarihi itibari ile değerlerinin tespiti için mahallinde keşfen bilirkişi incelemesi yapılmak üzere … Asliye Ticaret(Asliye Hukuk) Mahkemesi’nin … Tal.sayılı dosyasına talimat yazılmış, bu yönden Gıda Mühendisi bilirkişi Volkan AYTAN tarafından düzenlenen 01/10/2021 tarihli bilirkişi raporunun;
Bu kez, alınan 31/01/2021 tarihli bilirkişi ek raporu, 09/10/2020 tarihli ara kararımızdaki görevlendirmenin gereklerini tam olarak yerine getirmediği bu kapsamda davacı ile malların alındığı ileri sürülen 3.kişi firmaların defterleri üzerinde inceleme yapılmadan rapor düzenlendiği anlaşılmakla, davalı tarafın itirazları göz önüne alınarak 09/10/2020 tarihli ara kararımızın gereklerini yerine getirecek şekilde ek rapor alınmasına karar verilmiş; bu yönden alınan 20/09/2021 tarihli ek raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Asıl dava yönünden alınan 09/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; taraf ticari defter ve kayıtlarının birbirleri ile uyumlu olduğu, tarafların 31/08/2018 tarihinde bakiyede mutabık oldukları; davacının dava dilekçesinde belirttiği hatalı ürün olan … marka içeceği Şubat/Mart 2018 döneminde davacı şirkete verilen sipariş toplamının Nisan 2018 döneminde iade faturası düzenlenerek davalıya iade ettiği, davacının 2018 yılı brüt satışlarının 2017 yılına oranla %81 artış gösterdiği, 2018 yılında davacı şirketin dönem net zararının üretim maliyeti ve faaliyet giderlerinden kaynaklandığı; bu kapsamda, davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararın tespit edilemediği, davacının … ile ticari ilişkisinin 2018 yılında devam ettiği, dava dışı bu şirkete satışlarında azalma olup olmadığının dosyaya sunulan belgelerden tespit edilemediği, davacının dava konusu dönemde brüt satışlarında azalma olmadığı, davacı şirketin itibar kaybı yaşayıp yaşamadığı yönündeki değerlendirmenin mahkemeye ait olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Birleşen dava yönünden alınan 31/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkinin sona erdiğinde, davalı birleşen davacı … Gıda’nın elinde kalan hammadde, ambalaj, malzeme vs.geriye bedel mukabili geri alacağına ilişkin herhangi bir yazılı sözleşme bulunmadığı, … Gıda Şirketinin de kabulü veya buna ilişkin ikrarı bulunmadığı, 08/2018 tarihli ve 333.236,28 TL’lik faturanın gerçek bir mal yada hizmet alımı/satımı olmadığı, … Gıda Şirketi tarafından süresinde faturaya itiraz edildiği, ayrıca bu faturanın defterlerde kayıtlı olmadığı, bu kapsamda birleşen davacı … Gıda’nın faturayı ispatlayamadığı; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, birleşen davaya konu faturalardan kaynaklı, taraf ticari defter ve kayıtlarına göre, davacının davalıdan 474.539,61 TL alacaklı olduğu, ticari defterlerin birbirlerini teyit ettiği yönünde görüş bildirilmiştir.
Talimat ile aldırılan 01/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda, davalı birleşen davacı … Gıda … A.Ş.’nin elinde kalan malzemelerin tespiti ile güncel fiyatlarının tespit edildiği görülmüştür.
En son alınan 20/09/2021 tarihli ek raporda özetle; birleşen davada davacı tarafın alacak talebinin 17 adet fatura bedeli yönünden 476.028,39 TL; bir takım hammadde, ambalaj, malzemenin sipariş edilip geri iade alınmayan ve bu nedenle elde kalan ürün bedelleri yönünden 333.236,28 TL olduğu; talimatla alınan bilirkişi raporu doğrultusunda birleşen davacı şirket elinde kalan malzeme/hammaddenin hurda satış bedelinin 24.900,01 TL olarak hesaplandığı; yine davacı tarafın beyanı kapsamında, elinde kalan bu ürünlerden satışı yapılan Taç Kapak diye tabir edilen cam şişe kapaklarının satış bedelinin 56.159,85 TL olduğu; bu kapsamda davalı tarafça geri teslim alınmayın davacının elinde kalan ürünler yönünden birleşen davalı şirkete kesilen 333.236,28 TL fatura bedelinden, birleşen davacı şirket elinde kalan malzeme/hammaddenin hurda satış bedeli 24.900,01 TL ve dava dışı başka şirkete yapılan satıştan kaynaklı 56.159,85 TL’nin mahsubu sonrasında davacının bu yöndeki alacağının 252.176,42 TL olduğu; buna göre birleşen davacının birleşen davalıdan, fatura alacak kalemlerinden cari hesaptan kaynaklı 474.539,19 TL + elinde kalan ürün bedellerinden kaynaklı 252.176,42 TL olmak üzere toplam 726.715,61 TL alacaklı olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Asıl dava yönünden yargılan yargılama sonrasında;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, asıl dava yönünden alınan 09/09/2019 tarihli bilirkişi raporu ve toplanıp değerlendirilen delillere göre; 09/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda dayanak ve gerekçeleriyle ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, davacı tarafın 2018 yılı satışlarının önceki yıla göre artış gösterdiği, uyuşmazlık dönemindeki zararın üretim maliyetinden ve faaliyet giderlerinden kaynaklandığı; bu durumda davacı tarafça dava dışı şirkete yapılan satışlardaki azalma iddiasının ispatlanamadığı, davacı tarafça sipariş edilen dava konusu … marka içeceğin davalıya iade edildiği; davacı şirketin dava konusu dönemde brüt satışlarında azalma olmadığı, dolayısıyla davacı şirketin zararının bulunmadığı anlaşıldığından davacı tarafın maddi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Bunun yanında davacı taraf manevi tazminat isteminde de bulunmuş ise de, davacı tarafın bu yöndeki iddialarının soyut olduğu gibi yukarıda açıklandığı üzere davacı tarafça uğranıldığı ileri sürülen zararın ispatlanamadığı, davacı tarafın ticari itibarı ve saygınlığını zedeleyici nitelik ve boyutta bulunmadığı, dolayısı ile manevi tazminat koşullarının gerçekleşmediği anlaşıldığından davacı tarafın manevi tazminat isteminin de reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen dava yönünden yapılan yargılama sonrasında;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, asıl dava yönünden alınan 20/09/2021 tarihli bilirkişi raporu ve toplanıp değerlendirilen delillere göre; taraflar arasındaki ticari ilişki her iki tarafında kabulünde olup, birleşen davada davacı taraf, fatura konusu alacak kalemleri olan cari hesap alacağı ile karşı tarafça sipariş edilip alınmayan ve bu nedenle elde kalan ürün bedellerinin tahsilini talep etmiştir.
20/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda dayanak ve gerekçeleriyle ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, usulüne uygun tutulan birbirini teyit eden taraf ticari defter ve kayıtlarına göre, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, birleşen dava ve takip konusu faturalara dayalı cari hesaptan kaynaklı davacının davalıdan 474.539,61 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Birleşen davacı taraf vekili 22/11/2022 tarihli beyanı ile; birleşen dava ve takibe dayanak aynı faturalar kapsamında davalı tarafça sipariş edilip alınmayan ve bu nedenle davacı tarafın elinde kalan ürün bedellerinin 215.526,92 TL olduğunu; yine aynı dilekçesi ile, elde kalan ürünlerden/malzemelerden bir kısmının hurda olarak satışı nedeniyle, bu miktardan hurda satış bedeli olan 24.900 TL’nin düşümü sonucu elinde kalan ürün bedelleri yönünden davacı taraf alacak talebinin 190.626,92 TL olduğunu bildirmiştir. 20/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda her ne kadar birleşen davacı taraf elinde kalan ürün bedelinin 333.236,28 TL olarak hesaplanmış ise de, davacı tarafça yapılan bu açıklamalar doğrultusunda elde kalan ürün bedelleri yönünden davacı taraf talebiyle bağlı kalınması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Bu kapsamda, 20/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda dayanak ve gerekçeleriyle ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, dava ve takibe dayanak faturalara dayalı davacının davalıdan cari hesap yönünden 474.539,61 TL ve davalı tarafça sipariş edilip teslim alınmayarak elde kalan ürünler yönünden davacı tarafın 22/11/2022 tarihli beyanları dikkate alınarak hurdaya satışı yapılan ürün bedellerinin ile başka şirketlere satışı yapılan ürün bedellerinin mahsubu neticesinde davacı taraf talebiyle bağlı kalınarak 190.626,92 TL olmak üzere toplam 665.166,53 TL alacaklı olduğu; elde kalan ürünlerin bir kısmının dava tarihinden sonra hurda malzeme olarak satışının yapılarak alacak talebinden mahsubunun talep edildiği anlaşıldığından birleşen davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Asıl Davanın REDDİNE,
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince maddi tazminat davası yönünde alınması gerekli olan 80,70 TL, manevi tazminat davası yönünde alınması gerekli olan 80,70 TL olmak üzere toplam 161,40 TL karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 853,88 TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 692,48 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
b-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maddi tazminat yönünden hesap ve takdir olunan 9.200 TL, manevi tazminat yönünden hesap ve takdir olunan 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
2-Birleşen … 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas Sayılı davasının KABULÜ ile,
a)Davalı takip borçlusunun … 2.İcra Müdürlüğü’nün… Esas Sayılı dosyasında toplam 665.166,53 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar asıl alacak yönünden talepnamedeki koşullarla devamına,
b)İtirazın iptaline karar verilen toplam 665.166,53 TL alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 133.033,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
c)Davacının takipte talep ettiği bakiye 142.609,36 TL alacak hakkında, konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına,
d-Alınması gerekli 45.437,53-TL karar ve ilam harcından 4.038,88 TL icra yatan harcın ve 9.755,92 TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 31.642,73-TL harcın birleşen davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
e-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 91.168,32-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
f-Davacı tarafça yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 4.038,88 TL icra yatan harcın ve 9.755,92 TL peşin harç, 5,20 TL vekalet harcı, 419,80 TL keşif harcı, 200 TL keşif yol masrafı, 3.600 TL bilirkişi ücreti ve 225 TL tebligat giderlerinin toplamı 18.205,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 15/12/2022

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı