Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/742 E. 2020/568 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/742 Esas
KARAR NO:2020/568

DAVA: Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:13/08/2018
KARAR TARİHİ:13/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirket ile müvekkili arasında 02.09.2015 tarihinde düzenlenmiş olan … Sigorta Poliçesi ile “… İli … İlçesi … Mah … Cad. NO… D…” adresinde kiracı olarak faaliyet gösterdiği işyerinin sigorta edilmiş olduğunu, bu poliçe ile … nedeniyle meydana gelen zararların ve iş durması nedeniyle meydana gelen zararların sigorta teminatına dahil edilmiş olduğunu, meydana gelen terör olayları sebebiyle 14.03.2016 tarihi itibariyle süresiz sokağa çıkma yasağının başlamış olduğunu ve sokağa çıkma yasağı devam ederken işyerinin tamamen yıkılmış olduğunu ve sokağa çıkma yasağı ile müvekkilinin ticari faaliyetinin tamamen durmuş olduğunu, meydana gelen zararlar için davalı … nezdinde … no.lu hasar dosyasının açıldığını ve tayin edilen eksperin taşınmaz üzerinde yapmış olduğu incelemede, söz konusu taşınmaza ait eşyalar ile birlikte taşınmazın tamamen yıkıldığının tespit edilmiş olduğunu, davalı şirket ile yapılan görüşmelerde ekspertiz raporunun, gerekli bilgi ve belgelerin eksiksiz şekilde şirkete ulaştığının belirtilmiş olduğunu, ancak hiçbir sonuç elde edilememiş ve davalı ile yapılan tüm görüşmelere rağmen olumlu ya da olumsuz sürecin hiçbir şekilde neticelendirilmemiş olduğunu, davalı … şirketinin poliçede öngörülen 15 günlük azami ödeme süresi aşması ve TTK ’nun 1427/3. maddesi uyarınca yapılan ihbardan itibaren 3 aylık süre geçmesine rağmen, bugüne kadar hasar miktarının veya herhangi bir avansın ödenmediğini, bu nedenle işbu davanın açılması zorunluluğunun hasıl olduğunu, açıklanan nedenlerle her bir talep bakımından (terör teminatı ve iş durması teminatı) ayrı ayrı karar verilerek, her 2 taleplerinin kabulüne ve … no.lu poliçe kapsamındaki zarar tutarının belirlenerek, bu tutarın 16.06.2016 tarihinden itibaren avans faizi ile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 19/02/2020 tarihli dilekçesinin tetkikinde, sigorta poliçesi kapsamında ” … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Caddesi, No:.. D:… ” adresinde bulunan taşınmaz iş yeri zararı karşılığı olarak 88.300,00 TL ‘ nin temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle davalı taraftan tahsiline, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ayrıca zamanaşımı itirazlarının da bulunduğunu, riziko gerçekleştikten sonra poliçenin düzenlendiğini, düzenlenen poliçenin TTK hükümlerinde hükümsüz olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere davacının taleplerinin kabul edilmesi halinde 5233 sayılı kanun kapsamında davanın … İl Valiliği adına T.C İçişleri Bakanlığı’ na ihbarını talep ettiklerini, zira ilgili dönemde meydana gelen terör olayları sebebiyle doğan zararlar devler tarafından ödendiğini, arz edilen sebeple davacının ilgili kurumlara tanzim başvurusu olup olmadığının, zarar değerlendirilmesi yapılıp yapılmadığının, zarar kapsamında mezkur mallar için herhangi bir nam altında ödeme yapılıp yapılmadığının ilgili kurumlardan sorulmasını talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle davada ihbar taleplerinin olduğunu, davanın zamanaşımından, usul ve esastan reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce davaya konu olarak, … Valiliğine yazılan müzekkere cevapları, İçişleri Bakanlığına yazılan müzekkere cevapları, sigorta şirketinden celp olunan hasar dosyası sureti ve poliçe celp edilip incelenmiştir.
Mahkememizin 20/09/2019 tarihli ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişiler olarak sigorta konusunda uzman …, İnşaat Mühendisi … ve Elektrik – Elektronik Mühendisi …’ un seçilmesine karar verilmiş, adı geçen bilirkişilerce sunulan 25/12/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunun dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
Bilirkişi heyetince sunulan raporun tetkikinde; … Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığının 23.03.2017 tarihli Zarar Tespit Komisyon Kararı doğrultusunda davacı sigortalı …’e sulhen 425.000,00 TL ödeme yapılmış olduğu, yaşanan terör olayları sonrasında davacıya ait işyerinin bulunduğu binanın … Valiliği tarafından yıktırılmış olması ve bu nedenle zarara ilişkin herhangi bir belgenin bulunmaması nedeniyle, heyetlerince yapılabilecek başkaca bir inceleme imkanı olmadığından, davacının toplam gerçek zarar miktarının 425.000,00 TL olduğu, Yangın Sigortası Genel Şartlarının C.10 maddesine istinaden, sigorta sözleşmesinden doğan bütün talepler 2 yılda zamanaşımına uğradığından, dava konusu olay ile ilgili olarak 13.05.2018tarihinde açılan davanın 2 yıllık zamanaşımı sonrasında açılmış bulunduğu, toplam zarar miktarı olan 425.000,00 TL’nin % 75 oranındaki 318.750,00 TL’ lik kısmı, hırsızlık ve yağmalama sonucu oluşan zarar miktarı olduğundan Hırsızlık Sigortası Genel Şartlarının A.5.3 maddesine göre bu zararların sigorta teminatı dışında kaldığı, 425.000,00 TL’nin % 25 oranındaki 106.250,00 TL zarar hasar sonucu oluştuğundan, Terör Teminatı doğrultusunda davacıya ödenmesi gereken miktar olduğu, bu miktardan sigortacının payı olan % 80 hlik kısmına tekabül eden 85 000,00 TL’den % 2 oranındaki 1.700.00 TL muafiyet tenzili ile bakiye 83.300,00 TL zararın davacıya ödenmesi gerektiği kanaatiyle rapor alınmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava iş yeri sigortası gereği, davacı yana ait iş yerinin yıkılması nedeni ile talep edilen tazminat istemine ilişkindir.
… İli, … ilçesi, … Mahallesi, … Caddesi, No:.. D :… adresinde bulunan iş yerinin 02.09.2015-02.09.2016 tarihleri arasında davalı nezdinde terör teminatını da içeren … SİGORTA POLİÇESİ ile sigortalandığı, … ilinde meydana gelen terör olayları nedeni ile 14.03.2016 tarihinde süresiz olarak sokağa çıkma yasağı ilan edildiği, yaşanan olaylar nedeni ile davacı yan iş yerinin tamamen yıkıldığı, sokağa çıkma yasağının 14.11.2016 tarihinde kaldırıldığı dosya kapsamından anlaşışmıştır.
Taraflar arasında, eldeki davanın 2 yıllık zaman aşımı süresi içerisinde açılıp açılmadığı, poliçenin riziko gerçekleşmeden önce düzenlenmiş olup olmadığı, sigortalının beyan yükümlülüğüne aykırı hareket edip etmediği ihtilaf konusudur.
Davalı taraf davacının eksik bilgi vererek rizikodan sonra 08.03.2016 tarihinde poliçe düzenlettiğini iddia etmektedir. Taraflar arasında ki sigorta poliçesinin 02.09.2015 tarihinde düzenlendiği poliçeden anlaşılmaktadır.
Olay tarihlerinde … ve diğer bir kısım yerlerde sokağa çıkma yasağı ilan edildiğinin, güvenlik güçlerinin terör örgütü üyelerine yönelik operasyonlar yaptığının ulusal televizyon ve basında yer aldığı, davalı şirketin acentelerinin olaylardan önce yoğun olarak konut ve iş yeri sigortası poliçesi tanzim etmesinin, davalıyı muhtemel risklere karşı uyarmamasının davalı … ile acente arasındaki ilişkiyi ilgilendirdiği, rizikodan önce poliçe tanzim edilmesinin tek başına kötü niyeti göstermeyeceği, anılan bölgede uzun yıllardır terör örgütüne karşı güvenlik güçlerinin operasyonlarının devam ettiği, davalının TTK’nın 18/2. maddesine göre basiretli bir tacir gibi hareket etmesi, riziko analizi konusunda gerekli dikkat ve özeni göstermesi gerektiği anlaşıldığından, dava konusu olayda TTK’nın 1435. maddesi anlamında sigortalının beyan yükümlülüğünü ihlal ettiğinden söz edilemeyecektir.
6102 Sayılı TTK’nın 1427. maddesi ”… (2) Sigorta tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her hâlde 1446 ncı maddeye göre yapılacak ihbardan kırkbeş gün sonra muaccel olur. … sigortaları için bu süre onbeş gündür. Sigortacıya yüklenemeyen bir kusurdan dolayı inceleme gecikmiş ise süre işlemez. … (4) Borç muaccel olunca, sigortacı ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düşer.” hükmünü,
1420. Maddesi ise ”(1) Sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl ve 1482 nci madde hükmü saklı kalmak üzere, sigorta tazminatına ve sigorta bedeline ilişkin istemler her hâlde rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren altı yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
(2) Diğer kanunlardaki hükümler saklıdır.” hükmünü havidir.
Mal sigortalarında TTK’da ayrı bir hüküm olmadığından sigorta hukuku genel hükümlerdeki bu madde mal sigortalarında da uygulanır.
Somut olayda, davacı sigortalının rizikonun gerçekleştiğini en erken sokağa çıkma yasağının ortadan kalktığı 24.11.2016 tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir, ancak davacı taraf davalı yana 14.08.2016 tarihinde hasar ihbarında bulunduğunu zararını bu tarihte öğrendiğini beyan etmiş olup, zararın bu tarihte öğrenildiğinin kabulü halinde dahi eldeki dava 13.08.2018 tarihinde 2 yıllık zaman aşımı süresi içerisinde belirsiz alacak davası olarak açılmış olup, davanın belirsiz alacak davası olarak açılması nedeniyle zararın belirli hale gelmesinden sonra 6100 sayılı HMK’nun 107/2. maddesi gereği yapılan artırımın ıslah olarak nitelenemeyeceği ve belirsiz alacak davalarında zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için değil, tüm dava için kesileceğinden davalının zarar bedelinin ve ıslah miktarının zaman aşımına uğradığına ilişkin beyanlarına itibar edilmemiştir.
… Valiliği Zarar Tespit Komisyonu tarafından 20.04.2017 tarihinde davacı yana 425.000 TL ödeme yapıldığı gelen yazı cevabından anlaşılmıştır.
Davacının talep edebileceği zarar miktarının tespiti teknik bilgiyi gerektirdiğinden bilirkişi heyetinden rapor alınmış, düzenlenen raporda davacının talep edebileceği toplam zarar miktarının 88.300,00 TL olduğunun bildirildiği görülmüş, bilirkişi raporu ve ıslah dilekçesi göz önüne alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-)Davanın KABULÜ İLE; 88.300 TL’nin temerrüt tarihi olan 28.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine
2-)Alınması gereken 6.031,77 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin ödenen 68,31 TL harç ve ıslah yolu ile ödenen 1.440,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.523,46 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından peşin ödenen 1.508,31 TL harcın davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine
3-)Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 12.279 ,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine
4-)Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile yapılan 35.90 TL başvuru harcı ile 2.411,30 TL posta, tebligat ve bilirkişi ücretinin davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine
5-)Gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.13/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır