Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/739 E. 2022/211 K. 04.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
11 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/739 Esas
KARAR NO:2022/211

DAVA:Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:29/09/2017
KARAR TARİHİ:04/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden …’ün hazır tavuk ve süt ürünleri sattığını, davalı tarafça müvekkillerinden …’ün şahsına ait olan ve 2012 yılından bu yana üzerine kayıtlı bulunan işyeri adresine, … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyası üzerinden 05/05/2017 tarihinde hacze gelindiğini, alacaklı karşı tarafa vergi levhası sundukları halde müvekkillerinden …’ün amcası, …’ün ise kardeşi olan …’e ait borç nedeniyle müvekkillerinden …’ün işyerinde bulunan malları üzerine haciz konulduğunu, bu nedenle … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile istihkak davası açtıklarını, alacaklı şirket vekili tarafından müvekkili …’e ait malların muhafazasının talep edildiğini, tüm ikna çabalarına rağmen alacaklı vekilinin muhafaza talebinden vazgeçmediğini, bunun üzerine müvekkillerinden …’ün işyerinde bulunan ve yaklaşık değeri 100.000,00-TL. olan mallarının zayi olacağı düşüncesiyle ve işin çözüme kavuşması için cebri icra tehdidi altında davaya konu senedi imzaladığını, müvekkilinin yapılan protokole borcu kabul etmediği ve senedin işyerindeki malların zayi olmaması adına imzaladığına dair metnin yazılmasını talep ettiğini, ancak alacaklı vekilinin buna kesinlikle müsade etmediğini, bu şekilde bir ifadenin protokole yazılması halinde muhafaza yapacağı yönünde tehditte bulunarak, senedi her iki müvekkiline (müvekkili … ile onun babası olan diğer müvekkili …’e) imzalattığını belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; cebri icra tehdidi ve ekonomik gelecek korkusuyla müvekkillerine imzalatılan dava konusu senetten dolayı müvekkillerinin davalı tarafa borçlu olmadığının tespiti ile dava konusu senedin irade fesadı nedeni ile iptaline, yargılama giderlerinin davalı karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin kambiyo senedine dayanan alacağını tahsil amacıyla dava dışı borçlular … ve … aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, dava dışı borçlu …’ün mallarının haczi için Ticaret Sicil Gazetesi’nde tescil edilen adresinde … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyası ile haciz yapıldığını, haciz mahallinde bulunan ve aynı zamanda dava dışı borçlu …’ün yeğeni olan davacılardan … tarafından istihkak iddiasında bulunulduğunu, …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında verilen … K. sayılı kararla takibin devamına karar verildiğini, akabinde borçlunun adresine tekrar hacze gidildiğini ve sonrasında davacılar ile …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosya borcuna istinaden yazılı protokol yapıldığını ve davaya konu 29.500,00-TL. bedelli bononun davacılar tarafından verildiğini, davacıların iddiasının aksine söz konusu protokolün tamamen tarafların karşılıklı ve birbirine uygun iradeleri ile imzalandığını, sonrasında davacılar tarafından huzurdaki menfi tespit davasının açıldığını, gerek davaya konu bonoda ve gerekse protokolde İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili kılındığını, ayrıca menfi tespit davalarının takibinin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yerde de açılabileceğini, dolayısıyla eldeki davada İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, dava dışı borçlulardan … ile davacılar arasında organik bağ bulunduğunu, haciz mahallinde …‘e ait evraklar bulunduğunu, ayrıca haciz adresinin … tarafından ticaret siciline tescil ettirilen adres olduğunu, davacılardan …’ün istihkak iddiasının muvazaalı olduğunu, işyerinin devrinin alacaklılardan mal kaçırmak kastı ile yapıldığını, davacı tarafça dava dosyasına sunulan faturaların mülkiyeti ispata elverişli olmadığını, söz konusu haciz işleminin borçlulardan dava dışı … aleyhine gerçekleştirildiğini, bu nedenle takip borçlusu olmayan davacıların kendilerinin haciz baskısı altında olduğunu, bu nedenle davaya konu senedi verdiğini iddia edemeyeceklerini belirterek ve dilekçesinde açıklanan diğer nedenlerle öncelikle dosyada yetkisizlik kararı verilerek yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, bu talep kabul edilmez ise davanın esastan reddine, ayrıca davacılar aleyhine takip konusu alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin ise davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davacıların rızaları hilafına ve haciz baskısı altında kendilerinden alındığı iddia edilen dava konusu bonodan dolayı İİK.’nun 72/3. maddesi kapsamında davalı … şirketine borçlu olmadıklarının tespitine yönelik olarak açtıkları menfi tespit davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyası, … 1. Asliye Hukuk (İcra Hukuk) Mahkemesi’nin … E. sayılı dava dosyası, vergi levhası, faturalar, haciz tutanağı, dava konusu bono (senet) ve diğer tüm yasal delillere dayanmıştır.
Davalı taraf ise delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyası, …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası, davacılar ile imzalanan protokol, müvekkili şirkete ait kayıtlar, davacıların ve dava dışı …’e at SGK kayıtları, davacıyarın ticari defter ve belgeleri ile ticaret sicil kayıtları, banka kayıtları, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi, yemin ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Huzurdaki dava ilk önce … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmış, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) verilen 03/04/2018 tarihli, 2017/485 E. ve 2018/271 K. sayılı yetkisizlik kararı üzerine dosya mahkememize gönderilerek yukarıdaki esasa kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce … İcra Dairesi’nin … Talimat sayılı dosyasının bir örneği, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının UYAP örneği, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 16/09/2021 tarihli, 2018/1010 E. ve 2021/1200 K. sayılı kararı dosya içerisine alınarak incelenmiştir.
Eldeki dava; kambiyo senedinden (bonodan) kaynaklanan menfi tespit talebine ilişkindir. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere; ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir (HMK md.190). Menfi tespit davalarında da ispat yükü kural olarak davalı alacaklıdadır. Ancak, kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan, borçlu olunmadığının ispatı davacı tarafa yani borçluya aittir.
Davacılar vekili, davacı şirket vekili tarafından 08/06/2017 tarihinde … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyası ile müvekkillerinin işyerine hacze gelinmesi üzerine ve haciz baskısı altında müvekkillerine protokol ile birlikte dava konusu bononun imzalatıldığını, tamamen cebri icra tehdidi altında imzalattırılan davaya konu bonodan dolayı müvekkillerinin davalı şirkete herhangi bir borçlarının bulunmadığını iddia etmiştir. Yukarıdaki açıklamalar da dikkate alındığında somut olayda ispat külfeti davacılar üzerindedir.
Mahkememizce dosyada mevcut “Protokol”’ün incelenmesi sonucunda; davacılar ile davalı şirket vekili arasında, borçluları dava dışı … ve … olan, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takip dosyası borcuna istinaden akdedildiği, davaya konu 08/06/2017 tanzim, 28/06/2017 vade tarihli, 29.500,00-TL. meblağlı bononun, davacılar tarafından anılan protokole istinaden davalı şirkete “nakden” kaydı ile imzalanarak verildiği, bonoyu düzenleyen davacıların …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyasının takip borçluları arasında olmadığı, düzenlenen protokol kapsamında davacılardan alınan bononun kayıtsız ve şartsız ödeme taahhüdü içerdiği ve kambiyo senedi vasfında olduğu, davacıların borçlusu olmadıkları icra takip dosyası borcunu kabul ederek davaya konu bonoyu imzalayıp davalıya verdikleri, böylece bono ve protokolün düzenlenme amacının …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyası borcunun tasfiyesine (ödenmesine) yönelik olduğu görülmüştür.
Borcun üstlenilmesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 195. ile 203. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Borcun üstlenilmesinde, alacaklı ile borcu üstlenen üçüncü şahıs arasında yapılan bir sözleşme ile asıl borçlunun borçtan kurtarılması hedeflenmektedir. Borcu üstlenen üçüncü kişi mevcut borç ilişkisi içinde artık yeni borçlu olmakta, böylece borcun üçüncü bir kişiye geçirilmesine ve borçlunun değişmesine imkan tanınmaktadır.
Somut olayda; 08/06/2017 tarihinde … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyası ile yapılan haciz işlemi, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası borçlularından olan … (ki …, davacılardan …’ün kardeşi, …’ün ise amcasıdır) aleyhine gerçekleştirildiğinden ve taraflar arasında akdedilen yazılı protokol ile üçüncü kişiye (…’e) ait borç üstlenilmiş olduğundan, mahkememizce takip borçlusu konumunda olmayan davacıların haciz baskısı altında olduklarını ve bu nedenle dava konusu senedi imzalayarak davalıya verdiklerini iddia edemeyecekleri kanaatine varılmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre; davaya konu bononun ve protokolün davalı şirketin dava dışı borçlulardan …’den olan alacağının tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan takip dosyası üzerinden talimatla yapılan haciz işlemleri sırasında ve bu dosya borcunun ödenmesi amacıyla davacılar tarafından imzalandığı, protokolün haciz tutanağından ayrı olarak taraflarca tanzim edildiği, söz konusu protokolün ve alınan bononun baskı altında ve zorla imzalatıldığına dair dosyada hernangi bir kayıt ve delil bulunmadığı, davacıların kendi serbest iradeleri ile dava dışı borçlu …’ün davalı şirkete olan borcunu ödemek amacıyla imzaladıkları protokolün ve dava konusu bononun TBK.’nun 195. ve devamı maddeleri uyarınca borcun üstlenilmesi niteliğinde olduğu, protokolde taraflar arasında tam bir mutabakat sağlandığı, dava dışı 3. şahsın borçlarının üstlenilerek davaya konu bononun davalı şirkete verildiği, bu hususun taraflar arasında akdedilen protokol içeriği ile de açıkça teyit edilerek imza altına alındığı, protokol içeriğinde bononun ihtirazi kayıtla karşı tarafa verildiğine dair herhangi bir kayıt ve ibarenin de bulunmadığı, resmi nitelikte düzenlenen haciz tutanağında dahi dava konusu bononun haciz ve muhafaza baskısı altında teminat amaçlı olarak davalı tarafa verildiği hususunda herhangi bir kayıt bulunmadığı, bu durumun aksinin davacı tarafça aynı kuvvette başkaca delil ve belgelerle ispat edilemediği, dava konusu bonoda nakden kaydının yazılı olduğu ve kambiyo senetlerinin sebepten mücerret olduğu, davacıların senedin (bononun) aksini aynı ölçüde yazılı bir belge ile ispatlaması gerektiği, sonuç olarak dava konusu bononun icra baskısı altında verildiğinin kabulünün mümkün olmadığı kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 09/12/2013 tarihli, 2013/15399 E. ve 2013/19559 K. sayılı, 08/10/2013 tarihli, 2013/11381 E. ve 2013/15599 K. sayılı ilamları ile İstanbul BAM 16. Hukuk Dairesi’nin 22/04/2021 tarihli, 2018/2823 E. ve 2021/882 K. sayılı kararı da benzer doğrultudadır.)
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 80,70-TL. karar ve ilam harcından 503,79-TL peşin harcın mahsubu ile kalan 423,09-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır