Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/737 E. 2019/162 K. 28.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/737 Esas
KARAR NO : 2019/162
DAVA : Sözleşmenin Kesin Hükümsüzlüğü (TBK md.27)
DAVA TARİHİ: 10/08/2018
KARAR TARİHİ: 28/02/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile … Ada, 164 parselde kayıtlı gayrimenkulün %40 oranındaki hissedarı dava dışı… arasında imzalanan 22/04/2015 tarihli ve yine aynı gayrimenkulün %60 oranındaki hissedarı dava dışı … arasında imzalanan 07/05/2015 tarihli Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinin, … Noterliği’nin 25/03/2016 tarih ve … yevmiye numaralı iki adet Düzenleme Şeklinde Müteahhitlik Devir Sözleşmeleri gereği bedelsiz olarak davalıya devredildiği, karşılıklı edimleri içermeyen devir sözleşmelerinin dilekçede açıklanan nedenlerle BK’nın 27 vd.maddelerinde yazılı olduğu üzere mutlak butlanla batıl/kesin hükümsüz/yok hükmünde olduğunu, müvekkili şirketin bu sözleşmelere bağlı olmadığını, sözleşmelerin doğduğu andan itibaren hiçbir hukuki değeri bulunmadığını, sözleşme metinlerinde Borçlar Kanununa aykırı hükümler olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği ve ayrıntılı olarak açıkladığı diğer nedenlerle … Noterliği’nin 25/03/2016 tarih ve … yevmiye numaralı iki adet Düzenleme Şeklinde Müteahhitlik Devir Sözleşmeleri’nin mutlak butlanla batıl/kesin hükümsüz olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 15/08/2018 tarihli dilekçesi ile dava değerini 301.000 TL olarak göstermiş ve bu miktar üzerinden harçlandırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu uyuşmazlığa neden olan …Mahallesi, 42 Pafta, 638 Ada, 164 parselin her iki hissedarı ile 07/05/2015 ve 22/04/2015 tarihlerinde imzalanan Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinin, … Noterliği’nin 25/03/2016 tarih ve … yevmiye numaralı iki adet Düzenleme Şeklinde Müteahhitlik Devir Sözleşmeleri ile müvekkiline devredildiğini, davacının ayrıca, dilekçesinde de açıkladığı üzere müvekkiline devrettiği sözleşmeleri 01/06/2018 tarihinde dava dışı … A.Ş.’ye de devrettiğini, iki kez farklı şirketlere devredilen sözleşmeler yönünden davacının işbu davada taraf sıfatının bulunmadığını, davacının dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarını ispatlaması gerektiğini, müvekkilinin devir sözleşmeleri ile arsa sahiplerine karşı sorumluluğu üstlenerek ağır bir yükün altına girdiğini, davacının da arsa sahiplerine olan sorumluluğu nedeniyle işbu sözleşmeleri müvekkiline devrettiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Dava; taraflar arasında düzenlenen … Noterliği’nin 25/03/2018 tarih, … ve… yevmiye nolu iki adet Düzenleme Şeklinde Müteahhitlik Devir Sözleşmelerinin, TBK 27.madde kapsamında dilekçede ileri sürülen nedenlerle hükümsüzlüğünün tespiti istemine ilişkindir.
Taraflar arasında…Mahallesi, 42 Pafta, 638 Ada, 164 parselde kayıtlı gayrimenkulün hissedarları ile davacı arasında imzalanan 22/04/2015 ve 07/05/2015 tarihli Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat sözleşmelerinden kaynaklanan hakların; dava konusu yapılan Müteahhitlik Devir Sözleşmeleri ile davalıya devredildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık iddia edildiği gibi devir sözleşmelerinin hükümsüz olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Kural olarak hiç kimse, isteği dışında, bir sözleşme ilişkisine girmeye mecbur değildir. Hiç kimse, bir sözleşmenin kurulması için bir öneride bulunmaya zorlanamayacağı gibi, kendisine yöneltilen bir öneriyi kabule de mecbur değildir.
Taraflar diledikleri sözleşmeyi yapabilme konusunda özgürdür ancak, bu özgürlük sınırsız olmayıp bazı hallerde kısıtlanabilmektedir. Zira 6098 sayılı TBK 27.maddesi; “Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkansız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmenin içerdiği hükümlerden bir kısmının hükümsüz olması, diğerlerinin geçerliliğini etkilemez. Ancak, bu hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, sözleşmenin tamamı kesin olarak hükümsüz olur” düzenlemesini içermekte olup, bu kapsamda sözleşme özgürlüğünün sınırları belirtilmiştir. Buradaki kesin hükümsüzlük kavramı, taraflar arasında yapılan sözleşmenin hiçbir anlam ifade etmemesini ve hukuki olarak geçersiz olmasını ifade etmektedir.
Somut olayda;…Pafta, 638 Ada, 164 parselde kayıtlı gayrimenkulün dava dışı iki hissedarı ile davacı arasında imzalanan 07/05/2015 ve 22/04/2015 tarihli Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinden doğan hakların, … Noterliği’nin 25/03/2016 tarih ve …yevmiye numaralı iki adet Düzenleme Şeklinde Müteahhitlik Devir Sözleşmeleri ile bedelsiz olarak davalıya devredildiği; yine davacı ile dava dışı hisse sahipleri arasında imzalanan sözleşmelerden doğmuş ve doğacak hakların tamamı tüm hukuk ve vecibeleri ile birlikte davalı tarafça devir ve temlik alındığı ve sözleşmede yazılı şartlar dahilinde kat karşılığı inşaat yapılacağının kabul ve taahhüt edildiği tarafların kabulünde olup; sözleşmelerin varlığı konusunda taraflar arasında herhangi bir çekişme bulunmamaktadır.
Davacı tarafça, taraflar arasında yapılmış … Noterliği’nin 25/03/2016 tarih ve … yevmiye numaralı iki adet Düzenleme Şeklinde Müteahhitlik Devir Sözleşmelerinin bedelsiz olarak davalıya devri nedeniyle hükümsüzlüğünün tespitini istemiş ise de; tacir olan taraflar arasındaki iş ticari nitelikte olduğundan, düzenlenen sözleşmelerde davacının TTK’nın 18.maddesi gereğince basiretli bir işadamı gibi hareket etmesi, özgür iradesiyle imzaladığı her iki sözleşmenin sonuçlarını öngörmesi ve buna göre işlem yapması zorunludur. Dava konusu devir sözleşmelerine göre, davacının, dava dışı hissedarlar ile yaptığı sözleşmelerden doğmuş ve doğacak haklarının tamamını tüm hukuk ve vecibeleri ile birlikte davalıya devir ve temlik ettiği, bu haliyle davacının kendi iradesi ile düzenlenen sözleşmelerden kaynaklı ileri sürdüğü hükümsüzlük nedenlerinin samimi ve inandırıcı olmadığı, bu konulardaki iddialarını destekler somut herhangi bir kanıtın bulunmadığı, her iki sözleşmenin de sözleşme serbestisi sınırları içinde yasaya uygun şekilde yapıldığı, yasaca özel bir şekle bağlı kılınmadığı, kaldı ki ileri sürülen nedenlerin TBK’nın 27.maddesinde sayılan hükümsüzlük hallerine girmediği, dolasıyla davacı tarafça ileri sürülen nedenlere dayalı taraflar arasındaki devir sözleşmelerinin TBK 27.maddesinde düzenlenen kanuna, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı olmadığı ve geçerli oldukları kanaatine varılmıştır.
Diğer yandan, gayrimenkulün dava dışı hissedarları ile yapılan Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmeleri kapsamında işin yapımını üstlenen davacının hisse sahiplerine karşı sorumluluğunun, dava konusu Düzenleme Şeklinde Müteahhitlik Devir Sözleşmeleri ile davalıya devir ve temlik edildiği görülmüştür. Başka bir anlatımla; davacı, sorumluluğunu üstlendiği işe ilişkin tüm hak ve borçlarını davalıya devrederek bir bakıma sorumluluktan kurtulmuştur. Kısaca, taraflar arasında yapılmış devir sözleşmelerine konu inşaat sözleşmelerin (bir bakıma devir sözleşmelerinin) karşılıklı edimleri içerdiği de anlaşılmıştır. Kaldı ki; bir hakkın karşılıksız devrini engelleyici bir yasa hükmü bulunmadığı gibi; hakkın karşılıksız devri, sözleşmeyi hükümsüz kılmaz.
İleri sürülen dava nedenlerine göre; taraflarca bildirilen delillerin toplanılması ve iddianın kanıtlanması halinde, ileri sürülen nedenler TBK’nın 27.maddesi kapsamında kesin hükümsüzlük halleri olarak değerlendirilemeyeceğinden, usul ekonomisi açısından deliller toplanılmaksızın mevcut haliyle dosya kapsamında değerlendirme yapılarak yukarıda açıklanan nedenlerle taraflar arasındaki devir sözleşmelerinin kesin hükümsüzlüğünden bahsedilemeyeceği kanaatine varılmakla, davanın reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının, 5.140,90 TL peşin ve tamamlama harcından mahsubu ile bakiye 5.096,50 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 24.010 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.