Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/713 E. 2020/763 K. 23.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/713 Esas
KARAR NO:2020/763

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:02/08/2018
KARAR TARİHİ:23/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, bu ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesap ekstresinde müvekkili …’in 100.980,44-TL alacaklı olduğunu, yapılan hizmetlerin bedelinin alınamadığını, tahsil edilmeyen cari hesap ekstresinden kaynaklanan alacak nedeniyle ihtarname gönderildiğini, davalının borcunu ödemediğini bunun üzerine … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, davalının itiraz ederek haksız olarak takibi durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirke tarafından … firmasına verilen sipariş üzerine davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği faturaya konu nakış işlerinin yapıldığını, dantel ve kumaştan oluşan elbise modelinin, dantel kısmının davacı tarafından nakış aşamasından tıkıldığını, ancak davacı şirket tarafından dantelin yönünün ters olması, takarken dantel veya kumaşın delinmesi ve dantelin yanlış yönde takılması vb. Ayıplı ifalar gerçekleştiğini, bu nedenle elbiselerde geri dönülmez hasara neden olduğunu, defolanan ürünlerin bir çoğunun hem kumaşı hem de danteli zayi olduğunu, kurtarılabilecek olan elbiselerin müvekkili tarafından örgücülere gönderilerek tadil edilmiş, ancak bir kısmının zayi olduğunu…. Davacının ayıplı ifasının yanı sıra gecikmeli teslimatları nedeniyle müvekkili şirket tarafından, 3. Şahıslara yönelik taahhütlerine riayet edemediği iddiası ile davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE;
Dava ; eser sözleşmesinden kaynaklı alacak nedeniyle başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı; davalı ile olan sözleşme ilişkisi gereği kumaşlara nakış işlenerek davalıya teslim edildiğini, davalının borcunu ödemediğini, ihtar çekilmesi üzerine davalının ayıp ihbarında bulunduğunu, başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptalini talep etmiş, davalı ise ürünlerin ayıplı olduğunu, whatsapp programından ayıp ihbarında bulunulduğunu, bu nedenle reklamasyon faturası düzenlendiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasında eser sözleşmesi düzenlendiği, bu çerçevede davacının kumaşlara nakış işleyerek davalıya teslim ettiği çekişmesizdir.
İhtilaf; teslim edilen ürünlerin ayıplı olup olmadığı, süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı, ayıp nedeniyle bedelde indirim yapılıp yapılmayacağı noktalarındadır.
Ayıp ihbarı herhangi bir şekle tabi değil ise de, süresinde ayıp ihbarında bulunduğunu iddia eden taraf bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Hemen belirtmek gerekir ki elektronik yazışmalar ile de ayıp ihbarında bulunulabilir.
Eldeki dosya açısından durum değerlendirildiğinde, malların teslim edildiğinde çekişme bulunmadığı, davalı tarafından cep telefonu yazışmaları sunulmuş ise de, bunun gerçekten davacı şirket yetkilisi ile yapılıp yapılmadığının belirli olmadığı, davacı ile yapılmış olsa dahi davacı tarafından davalıya farklı tarihlerde mal teslim edildiğinin anlaşıldığı, davalının sunduğu yazışmaların hangi tarihte teslim edilen ürünlere ilişkin olduğunun net olmadığı, Türk Borçlar Kanunun 474.maddesinde belirtilen “fırsat bulur bulmaz” ihbarda bulunma gerekliliğinin sağlandığının davalı tarafından ispat edilemediği, zira davalının sunduğu ürünlerdeki ayıbın açık ayıp niteliğinde olduğu, kaldı ki bilirkişi tarafından davalının telefon yazışmasında resmini gönderdiği ürün ile bilirkişi heyetine sunduğu ürünün aynı ürün olmadığının tespit edildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde davalının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığının kabulü gerekmiştir.
Mali yönden yapılan incelemede; tarafların defterlerinin birbiriyle uyumlu olduğu, aradaki farkın davalı tarafından keşide edilen reklamasyon faturasından kaynaklandığı ancak reklamasyon faturası düzenlenmesinin şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla davacının icra takibine konu ettiği alacağın cari olduğu görülerek davanın kabulüne ve likit olan alacak hakkında davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
Her ne kadar bilirkişi tarafından davalının davadan sonra yaptığı ödeme mahsup edilmiş ise de, bu hususun infazda gözetilmesi gerektiğinden, rapora bu yönden itibar edilmeyip aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyasında takibe yaptığı itirazın İPTALİ ile takibin aynen devamına,
2-Alacak belirlenebilir olduğundan iptaline karar verilen kısmın %20’si oranındaki 20.298,59 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davadan sonra yapılan ödemelerin infazda gözetilmesine,
4-Alınması gerekli 6.932,98-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.225,79-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 5.707,19-TL ‘nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 1.225,79-TL peşin harç, 35,90-TL başvuru harcı, 5,20-TL vekalet harcı, 8,20-TL vekalet pulu ve 2.464,00-TL tebligat/posta/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 3.739,09-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap olunan 13.591,83-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 23/11/2020

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı