Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/692 E. 2020/241 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/692 Esas
KARAR NO : 2020/241

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 25/07/2018
KARAR TARİHİ : 12/03/2020

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, davalı şirketin 27/04/2018 tarihli 2017 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan kararların hukuka aykırı olduğunu, bilanço kayıtları ile davalı şirket fiili durumunun bağdaşmadığını ve karın düşük gösterildiğini, bu nedenle finansal tablolar ile bilanço ve gelir tablosunun onaylanmasına, yönetim kurulunun ibrasına ve kar payı dağıtılmamasına yönelik alınan kararların hukuka aykırı olduğunu, davalı şirketin şeffaflıktan uzak şekilde yönetildiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davalı şirket 27/07/2018 tarihli Genel Kurul Toplantısında alınan 3, 4, 5, 6, 7 ve 8 nolu kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirketteki hisse oranının %0,03 olduğunu, davacı şikayeti üzerine bakanlıkça yapılan incelemeler sonrasında müvekkili şirketin 2008 yılında oluşan zararının diğer yıllar karı ile kapatıldığının tespit edildiğini, 2015 yılında yedek akçe ayrıldıktan sonra kar dağıtımı yapıldığını, 2017 dönem karı yatırım ve özkaynak güçlendirmesine ilave edildiğini, alınan kararın hayatın olağan akışına uygun olduğunu, davacıdan başkası tarafından açılmış bir iptal davası bulunmadığını, davacının iyiniyetli olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Dava; davalı şirketin 27/04/2018 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 3, 4, 5, 6, 7 ve 8 nolu kararların iptali istemine ilişkindir.
TTK’nun 446.maaddesi gereğince iptal davası açabilmek için toplantıda hazır bulunan ilgilinin karara olumsuz oy vermesi ve bu muhalefetini tutanağa geçirtmesi veya divan başkanlığına vermesi yasal zorunluluktur. Bu bağlamda, davacının, davalı şirketin 27/04/2018 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısına iştirak ettiği ve iptali talep edilen 3, 4, 5, 6, 7 ve 8.maddelerine olumsuz oy kullandığı ve kar dağıtılmamasına ilişkin gündemin 5.maddesi ile alınan karara muhalefet şerhi yazdırdığı, diğer gündem maddelerine ilişkin muhalefet şerhini 27/04/2018 tarihli dilekçe ile divan başkanlığına sunduğu, dolayısı ile dava açmaya hak ve sıfatının bulunduğu anlaşılmaktadır. Diğer yandan davalı şirketin merkez adresi itibariyle (Şişli) iş bu davaya bakmaya TTK’nın 445.maddesi gereğince mahkememiz yetkilidir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık genel kurul kararlarının iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
İddia ve savunmaların ileri sürülüş biçimine göre, uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden 27/04/2018 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan 3, 4, 5, 6, 7 ve 8 nolu kararların iptal koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda bilirkişi kurulu raporu alınmasına karar verilerek, taraf ticari defter ve kayıtları, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya konusunda uzman bilirkişi SMMM …ve Ekonomi ve Finans Uzmanı Dr. …’e tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 26/08/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunun ve davacı vekilinin itirazı üzerine aynı heyetten alınan 14/02/2020 tarihli ek raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi kurulu rapor ve ek raporunda özetle; davacının, hissedarı olduğu davalı şirketin 27/04/2018 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısına iştirak ettiği, iptali istenilen gündem maddelerine olumsuz oy kullandığı ve kararlara ilişkin muhalefet şerhi yazdırdığı, davacının gündem maddelerine bağlı alınan kararların iptaline ilişkin dava açma koşullarının bulunduğu;
Yönetim kurulu üyelerinin ibrasında oy kullanabileceklerin oranının %1,8708 olduğu, yönetimi ibra edenlerin oranının (%1,8708 – %0,7951) %1,0751 olduğu, bu kapsamda yönetim kurulunun oy çokluğuyla ibrasının geçerli olduğu; yönetim kurulu üyelerine TTK 395.ve 396.maddelerine göre işlem yapabilmeleri için izin verilmesine ilişkin alınan karara olumsuz oy kullananların oranın %0,3515, olumlu oy kullananların oranının %1,5193 olduğu; davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, bilanço ve gelir raporlarına göre davalı şirketin içi boşaltıldığına dair tespit veya değerlendirme imkanının bulunmadığı; şirketin mali tablolarına göre her dönemde karlılık olduğu, 2017 yılında faaliyet kar oranının önceki yıla göre yükseliş gösterdiği, bu nedenle davalı şirketin içi boşaltıldığı iddiasının kabulünün mümkün olmadığı; tüm bunlar dikkate alındığında, mali tablo ve raporların onaylanmasına ilişkin gündemin 3.maddesiyle alınan, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmesine ilişkin gündemin 4.maddesiyle alınan, yönetim kurulu üyelerinin seçilmesine ilişkin gündemin 6.maddesiyle alınan, yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı verilmesine ilişkin gündemin 7.maddesiyle alınan ve yönetim kurulu üyelerine TTK 395.ve 396.maddelerine göre işlem yapılabilmeleri için izin verilmesine ilişkin gündemin 8.maddesiyle alınan kararların iptal şartlarının oluşmadığı;
İptali talep edilen karın dağıtılmamasına ilişkin gündemin 5.maddesiyle alınan kararın; davalının, kar dağıtmama kararını keyfi almadığını, raporda belirtilen yasa hükümlerine uygun olarak aktiflerin yeniden sağlanabilmesi için gerekli olduğunu ya da şirketin sürekli gelişimi ve olabildiğince kararlı kar payı dağıtımı yönünden haklı olduğunu geçerli delillerle kanıtlaması gerektiği ancak, davalı tarafça bu yönde herhangi bir delil sunulmadığından karın tamamının dağıtılmamasına ilişkin alınan kararın iptal şartlarının oluştuğunun kabul gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi kurulu rapor ve ek raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, 27/04/2018 tarihli Genel Kurul Kararı, alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu rapor ve ek raporu ile toplanıp değerlendirilen delillere göre; davacının, hissedarı olduğu davalı şirketin 27/04/2018 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısına iştirak ettiği, iptali istenilen gündem maddelerine olumsuz oy kullandığı ve kararlara ilişkin muhalefet şerhi yazdırdığı, davacının gündem maddelerine bağlı alınan kararların iptaline ilişkin dava açma koşullarının bulunduğu; benimsenen bilirkişi kurulu raporunda dayanak ve gerekçeleriyle açıklandığı üzere, usulüne uygun tutulan davalı şirket ticari defter ve kayıtlara göre, davalı şirket 2017 yılı faaliyet kar oranının önceki yıllara göre yükseliş gösterdiği ve karlılığını arttırıcı nitelikte olduğu; bu nedenle şirketin içi boşaltıldığına ilişkin davacı taraf iddiasının yerinde olmadığı; yönetim kurulu üyelerine TTK’nın 395.ve 396.madde gereğince iznin yasa gereği yetkili organ olan genel kurulca verildiği, kaldı ki anonim ortaklıklarda çoğunluk ilkesi gereği genel kurul kararlarının oy çokluğu ile alındığı, dolayısıyla davacının dava konusu yaptığı mali tablo ve raporların onaylanmasına ilişkin gündemin 3.maddesiyle alınan, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmesine ilişkin gündemin 4.maddesiyle alınan, yönetim kurulu üyelerinin seçilmesine ilişkin gündemin 6.maddesiyle alınan, yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı verilmesine ilişkin gündemin 7.maddesiyle alınan ve yönetim kurulu üyelerine TTK 395.ve 396.maddelerine göre işlem yapılabilmeleri için izin verilmesine ilişkin gündemin 8.maddesiyle alınan kararların kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırılıklarının tespit edilmediği, dolayısı ile iptal şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından bu yöndeki istemin reddine karar verilmiştir.
Kar payı dağıtılıp dağıtılmaması hususu her ne kadar şirket genel kurulun takdir yetkisinde ise de; somut olayda karın dağıtılmamasına ilişkin alınan kararın kanuna, esas sözleşmeye, dürüstlük ve objektif iyiniyet kurallarına aykırı olmaması gerekir. Buna göre davalı tarafça, kar dağıtılmaması kararının keyfi alınmadığını, şirket sürekliliği ve aktiflerinin sağlanabilmesi için gerekli olduğunu kanıtlanmalıdır. Zira, TTK’nda esas itibariyle, sermaye şirketlerinde yıllık kar dağıtımı bir zorunluluk olarak kabul edilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda kar payı dağıtılmamasına ilişkin genel kurul gündeminin 5.maddesiyle alınan kararın; benimsenen bilirkişi kurulu raporunda dayanak ve gerekçeleriyle açıklandığı üzere hangi gerekçelerle dağıtılmadığı hususunu somut delillerle ispatlayamadığı anlaşıldığından, kar payı dağıtılmamasına ilişkin genel kurul gündeminin 5.maddesiyle alınan kararın dürüstlük kuralına aykırı olduğu kanaatine varıldığından iptaline karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-Davalı şirketin 27/04/2018 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında gündemin 5.maddesinde “karın dağıtılmaması” yönünde alınan kararın iptaline,
Davacı tarafın fazlaya ilişkin istemlerinin reddine,
2-Alınması gerekli 54,40-TL karar ve ilam harcından 35,90-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 18,50-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin harç 35,90 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 3.400 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davalı kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 3.400 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 5,20 TL vekalet harcı, 1.700 TL bilirkişi ücreti ve 308,33 TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 2.049,43 TL’nin kabul ve red oranına göre 292,77 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.