Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/668 E. 2020/89 K. 29.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/668 Esas
KARAR NO : 2020/89

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 04/05/2018
KARAR TARİHİ : 29/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 15/03/2017 günü, davalı …’in … plakalı aracı ile bölünmüş yolda yüksek hızda seyrederken karşıdan karşıya geçmek isteyen davacıların oğlu müteveffa 11 yaşındaki …’e çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini, trafik kazasında ölen davacıların çocukları …’in 11 yaşında ise de, ailesi ile birlikte sürdürdüğü köy yaşantısında baba mesleği olan tarım ve hayvancılık işlerinde çalışarak, yaz ve kış aylarında da hayvanlara bakarak ailesine yardım etmekte olduğunu, oğullarının ölümüyle baba … ve oğlu …’in oğullarının ölümüyle onun maddi ve manevi desteğinden yoksun kaldıklarını bildirirek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacı … için 10.135,41-TL ve diğer davacı … için 10.367,60-TL olmak üzere toplam 20.503,01-TL’nin 12/04/2017 olan temerrüt tarihinden itibaren işletilecek faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücretiyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının yolun karşısına geçerken yola çıkacağı anda yolu kontrol edip yol üzerinde güvenle durduramayacak kadar yaklaşmış araçlar varsa bu araçların geçişini beklemesi gerektiğini ve yolun boş olduğundan emin olduktan sonra yola çıkması gerektiğini, yayanın tam aksine yolu kontrol etmeden dikkatsizce yola çıktığını, davacının yolun karşısına geçerken ilk geçiş hakkının araçta olması nedeniyle yolu kontrol edip yol üzerinde gelen araç varsa bu aracın geçişini beklemesi yolun boş olduğundan emin olduktan sonar geçişini tamamlaması gerekirken aksine yol üzerinde seyir halinde olan aracı dikkate almadan yola çıkıp kazaya sebebiyet verdiğini, yayanın asli kusuru sebebi ile meydana gelen kaza nedeniyle müvekkili kurumun sorumluluğuna gidilmesinin mümkün olmadığını, davacı anne/babanın çocuğun yaşı itibari ile bakım ve gözetim yükümlülüğünü yerine getiremediğinden dolayı yine kazanın meydana gelmesinde asli derecede kusurlu olduklarını, davacının müvekkili şirkete yapmış olduğu başvurunun usulüne uygun olmadığını, tam teşekküllü devlet ya da üniversite hastanelerinden kesin ve sürekli maluliyet oranını gösterir sağlık kurulu raporu ile başvuru yapması gerektiğini, eksik belgelerle yapılan başvuruyu değerlendirilmeye almadıklarını, davacının haksız ve mesnetsiz davasının müvekkili şirket bakımından reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Davacılar tarafından davalı aleyhine, dava dışı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracıyla yüksek hızda seyrederken davacıların müşterek çocukları …’e çarpması sonucu ölümüne sebebiyet verdiğinden, davacıların duydukları üzüntü ve çocuklarının ölümü nedeniyle uğramış oldukları destekten yoksun kalma zararlarına karşılık dava dışı araç sürücüsünün sigorta şirketi olan davalı aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın meydana gelen trafik kazası sonucunda davacıların müşterek çocuklarının ölümü nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu görülmüştür.
Mahkememizce davaya konu olarak … Cumhuriyet Başsavcılığının …Sor. Sayılı dosyasının UYAP sureti, hasar dosyası ile poliçe evrakları, … yazı cevabı, … Asliye Ceza Mahkemesinin … Es. Sayılı dosyasının UYAP sureti celp edilip incelenmiştir.
Mahkememizin 27/03/2019 tarihli duruşma ara kararı gereğince kusur durumunun tespitinin yönünden, dosya Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmiş, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi kanalı ile alınan 27/06/2019 tarihli raporun tetkikinde, sürücü …’in % 15 oranında kusurlu olduğu, müteveffa yaya …’in % 85 oranında kusurlu olduğu kanaatiyle rapor hazırlanmıştır.
Kusur oranının tespitinden sonra dosya konusunda uzman aktüerya uzmanı bilirkişi…’a tevdiği edilmiş, adı geçen bilirkişice sunulan 18/11/2019 tarihli bilirkişi raporunun dosya içerisinde bulunduğu görülmüştür.
Bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacı anne …’in talep edebileceği toplam tazminatın 10.912,18-TL (talep 10.367,60-TL), davacı baba …’in talep edebileceği toplam tazminatın 11.019,91-TL olmak üzere toplam 21.932,09-TL olarak hesaplandığı, poliçe limiti yönünden; teminat limitinin 310.000,00-TL olması nedeniyle davacının davalı Sigorta Şirketi’nden talep edebileceği toplam tazminat bedelinin poliçe limiti dahilinde ve 21.932,09-TL olduğu hususunda görüş ve kanaatini bildirmiştir.
6098 Sayılı TBK 53/3 maddesinde “…ölenin desteğinden yoksun kalan kişiler…”  ifadesi kullanılmak suretiyle ölenin “destek” olması zarureti ortaya konulmuştur. Destek, başkasının geçimini kısmen veya tamamen, sürekli ve düzenli olarak sağlayan veya ona ileride bakması kuvvetle muhtemel olan kişidir. Destekten yoksun kalma tazminatı ise ölümün sonucu olarak ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek, yaşamının, desteğinin ölümünden önceki düzeyinde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde ve kendine özgü bir tazminat biçimidir.
Hayatta olduğu süre boyunca sürekli ve düzenli olarak annesine-babasına bakan veya eğer ölüm gerçekleşmiş olmasaydı, az çok yakın bir gelecekte bu bakımı sağlayacak olan çocuklar anne-babası için destektirler. Bakma para ve para ile ölçülebilecek bir kıymet olabileceği gibi, bir hizmet ifası veyahut benzeri yardımlar şeklinde de olabilir. Bu nedenle çocuğun ölüm tarihinde nakdi gücünün bulunmaması annesine-babasına maddi bir destek olmayacağı ya da ileride olamayacağı sonucunu doğurmaz. Nitekim Yüksek Yargıtay da birçok kararında bu hususu dile getirmiş, çocuğun annesine-babasına her koşulda ve belirli bir düzeyde hayatta olduğu sürece ya da gelecekte sürekli ve düzenli olarak destek olacağını gösterdiğini vurgulayan kararlar vermiştir. Çocuğun desteğinin miktarı tarafların yaşam düzeyi, sağlık, sosyal ve ekonomik durumları ile orantılı olarak değişebilirse de çocuğun ileride annesine hiç destek olmayacağı yönündeki savunmalara itibar edilemez. Anne-babanın destekten yoksun kalmış sayılabilmesi için zaruret durumuna düşmesi, en zaruri ihtiyaçları dahi karşılayamaz hâle gelmesi gerekli de değildir. Annenin-babanın geliri bulunmasının, varlıklı olmasının, çocuğunun nakdi olarak bakımına ihtiyaç duymamasının önemi yoktur. Her annenin-babanın, çocuğun ölümü ile onun desteğinden yoksun kalacağı kabul edilmelidir. Sonuç itibariyle çocuk az ya da çok sürekli ve düzenli olarak anne-babasının desteğidir. Çocuğun ölümü üzerine anne-baba onun desteğinden mahrum kalacaktır.
İddia, savunma, toplanan deliller, ATK Raporu, bilirkişi raporunun kapsamı tümüyle birlikte değerlendirilmiş, alınan bilirkişi raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden,mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamının ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinde; mahkememizce İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi kanalı ile alınan 27/06/2019 tarihli raporun tetkikinde, sürücü …’in % 15 oranında kusurlu olduğu, müteveffa yaya …’in % 85 oranında kusurlu olduğu, yapılan aktüerya incelemesi sonucunda, meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacı anne …’in talep edebileceği toplam tazminatın 10.912,18-TL (talep 10.367,60-TL), davacı baba …’in talep edebileceği toplam tazminatın 11.019,91-TL olmak üzere toplam 21.932,09-TL olarak hesaplandığı, poliçe limiti yönünden; teminat limitinin 310.000,00-TL olması nedeniyle davacının davalı sigorta şirketinden talep edebileceği toplam tazminat bedelinin poliçe limiti dahilinde ve 21.932,09-TL olduğu anlaşılmasına rağmen davacının talebiyle bağlı kalınması gerektiğinden davacısının davasının kabulü ile davacı … için 10.367,60 TL, Davacı … için 10.135,41 TL olmak üzere toplam 20.503,01 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 25/04/2017 tarihinden itibarden değişebilir oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacılara verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile;
Davacı … için 10.367,60 TL,
Davacı … için 10.135,41 TL olmak üzere toplam 20.503,01 TL destekten yoksun kalma tazminatının 25/04/2017 tarihinden itibarden değişebilir oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacılara verilmesine,
2-Alınması gerekli 1.400,56-TL karar ve ilam harcının 70,03-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 1.330.53-TL eksik harcın davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 111,13-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 893,21-TL olmak üzere toplam 1.004,34-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı … vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp bu davacıya verilmesine,
5-Davacı … vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp bu davacıya verilmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır