Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/652 E. 2019/367 K. 13.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/652 Esas
KARAR NO : 2019/367
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 16/07/2018
KARAR TARİHİ: 13/05/2019
Yukarıda tarafları, konusu, esas ve karar numarası yazılı mahkememiz dosyasının yapıp bitirilen açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili lehine E…Şti tarafından keşide edilmiş, …bank … Şubesi hesabına kayıtlı, … seri nolu 20/06/2018 keşide /ibraz tarihli 47.000,00 TL bedelli çekin müşterisine … Kargo firması tarafından kargo gönderimi sırasında hırsızlık nedeniyle çalındığını, çek hakkında çek iptali davası açıldığını, çek iptali davasında bahsi geçen çek için ödeme yasağı kararı alındığını, davacı yanın yine çekte cirosu olan firma/kişilerle ticari ilişkilerinin olmadığını, çalınan çeki elinde bulunduran davalı …’nin 22/06/2018 tarihinde …bank … Şubesine çeki ibraz etmiş olduklarını ödeme yasağı tedbirine uygun olarak ilgili açıklamanın çekin arka yüzüne yazılmış ve ödeme yapılmamış olduğunu, davalının müvekkili aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından icra takibi başlattığını, yetki itirazında bulunduklarını belirterek, müvekkili şirketin, davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkilinin, dava konusu çekte meşru ve iyi niyetli hamil ve ispat yükünün davacıya ait olduğunu, çekin herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamiline yazılı bir çek olsun ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek olsun çeki elinde bulunduran meşru hamilin çeki edinme nedenini ispatlamakla yükümlü olmadığını, bu hususta davacının yeni hamilin kötü niyetli olarak çeki iktisap ettiğini ve ağır kusurlu bulunduğunu kesin ve inandırıcı delillerle ispat etmesi gerektiğini, aksi durumda mücerretlik ilkesini ortadan kaldırmakta olduğunu, müvekkilinin gerçek kişi olması sebebiyle defter tutma yükümlülüğü olmadığını, müvekkilinin defterlerinde inceleme yapılamayacağı gibi, sadece davacının defterlerinde yapılacak incelemesinin bir ödeme vasıtası olarak sayılan çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti yönünde yeterli olmayacağından, davacının bu yöndeki talebinin reddi gerektiğini belirterek, davanın reddine davacının %20 den aşağı olmamak üzere tazminata yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Davacı taraf delil olarak; … Kargo şirketi gönderi kayıtları, tutanak, Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin… esas sayılı dosyası, İstanbul …İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası, Kocaeli CBS … soruşturma nolu dosyası, İstanbul … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası, bilirkişi incelemesi, keşif, tanık, yemin ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak; Tanık, bilirkişi, yemin vs. delillere dayanmıştır.
Dava; Menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; Çekin davacı rızası hilafına elinden çıkıp çıkmadığı, çekten ötürü davacının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür.
TTK m. 792’ye göre; “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür”, istirdat davası açılabilmesi için çekin rıza dışı elinden çıkmış olması, çeki ele geçiren kişinin bilinmesi ve çeki ele geçiren kimsenin kötü niyetti veya ağır kusurlu olması gerekmektedir. İstirdat davasında davalı taraf, çeki kötü niyetli olarak veya ağır kusurlu olarak iktisap eden kimsedir. Davacı ise çeki rızası dışında elinden çıkmış hamildir. Bu davada, davacının, senedin rızası hilafına elinden çıktığını ve senedi elinde bulunduran şahsın kötü niyetti veya iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerektiğini, davacı taraf ispaf yükü altındadır. Buna göre davacı, çekin rızası dışında elinden çıktığını, meşru hamilin kendisi olduğunu, çeki eline geçiren kimsenin kötü niyetli veya iktisapta ağır kusuriu olduğunu iddia ve ispat yükü altındadır.
Nitekim YARGITAY II. HD, T. 23.12.2014 ve E. 2014/10768 ıK. 2014/20288 sayılı kararında “…Dava, 6102 sayılı yasanın 792. maddesine dayalı istirdat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Çek üzerindeki ciro silsilesi tam olup, davalının yetkili hamil olduğu anlaşılmaktadır. Anılan yasa maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” şeklinde belirtilmektedir. Bu madde hükmüne göre, davalının çeki edinme nedenini kanıtlama yükümlülüğü yoktur. Davalının çekin rıza dışında elden çıktığını bilmesi veya bilebilecek durumda olması gerekir. Çekin rıza dışı elden çıkması halinde ispat yükü, çekin yetkili hamili olduğunu ve rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olup, davacının iddiasını kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Mahkemece davacının çekin yetkili hamili olduğu belirlenememiş, davalının dava konusu çeki hırsızlık eyleminden sonra iktisap etmiş olması ve defter kaydının bulunmaması davalının cirantası ile ticari ilişkisi bulunmadığını ve davalının çeki iktisapta ağır kusurlu olduğunu göstermemekte olduğu, davalının çeki edinme nedenini ispat yükümlülüğünde olmadığını, davalının çekin rıza dışı elden çıktığını bilmesi veya bilebilecek durumda olması gerektiğini, bu dava bakımından ispat yükünün çekin yetkili hamil olduğunu ve çekin rızası dışında elinde çıktığını ileri süren davacıya ait olduğunu ve davacının bu hususları kesin ve inandırıcı delillerle ortaya koyması gerektiğini, davalının çeki rıza dışı elden çıktıktan sonra iktisap etmesinin ve defter kaydının bulunmamasının davalının cirantası ile ticari ilişkide bulunmadığını ve davalının çeki iktisapta ağır kusurlu ortaya koymadığını ifade etmektedir.
Dava konusu çeke ilişkin davalının, şekil anlamda meşru ciro silsilesine dayanarak çeki iktisap ettiğinden bu durum davalı şirketin iyi niyetli hamil olduğunu ispatlar niteliktedir. Davacı tarafın, işbu çeki iktisap ederken kötü niyetli hareket edildiğini ispatlayamamaktadır. Bu durumda, davacı ispat yükünü yerine getiremediği gibi ileri sürdüğü delillerle de bu hususun kanıtlanması olanaklı olmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Takibin durdurulmuş olması dikkate alınarak, İİK. 72. maddesi gereğince takip konusu asıl alacağın %20 si oranında hesaplanacak tazminatın davacıdan alınıp davalıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 1.030,99 peşin harçtan mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacının yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan 5,20 TL vekalet harcı ve 8,20 TL vekalet pulu olmak üzere toplam 13,40 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap olunan 6.990,84 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın ve teminatın karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalı
Hakim …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.