Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/635 E. 2020/71 K. 23.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/635 Esas
KARAR NO : 2020/71

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/07/2018
KARAR TARİHİ : 23/01/2020

Davacı vekili tarafından mahkememizde açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalı borçlu aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin davalı şirkete 25/04/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, sonrasında davalı tarafça icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, taraflar arasında 02/01/2017 tarihinde satış sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmeye göre davalının müvekkilinin ürettiği ürünleri %25 iskonto ile davacıdan satın alacağını ve satış sözlşemesinin diğer hükümlerine göre sipariş verdikten sonra 7 günlük süre içinde sipariş değişikliği ve sipariş iptali yapılabileceğini, satış bedelinin ise 90 günlük vadede ödeneceğini, müvekkilinin sipariş edilen ürünleri davalıya sattığını ve ürünleri teslim ettiğini, taraflar arasında 29/03/2018 tarihinde cari hesap bakiyesinin 10.750,60-TL olduğu hususunda mutabakat metni düzenlendiğini, davalının düzenlenen mutabakata rağmen icra takip tarihine kadar bu miktarı ödemediğini, davalının borç miktarını ödemek yerine ödemeden kaçınmak amacıyla Kartal … Noterliği’nin 04/04/2018 tarih ve… yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide ederek taraflar arasındaki satış sözleşmesini feshettiğini ve satın aldığı ürünlerin iade alınarak borcundan mahsup edilmesini talep ettiğini, davalı tarafın icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğini, sözleşmenin 5/b maddesi ile işbu sözleşme hükümlerinden doğabilecek anlaşmazlıkların çözümünde İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri’nin yetkili kılındığını, davalı tarafından itiraz dilekçesinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E., sayılı dosyası ile müvekkilinin, kendilerine borçlu olduğunu iddia ederek takas mahsup talep ettiğini, müvekkilinin davalıya böyle bir borcu bulunmadığını, davalının takip konusu alacağı ödememek için iade faturası kesip sözkonusu takibi başlattığını, icra dosyasına itiraz edildiğini, müvekkiline herhangi bir şekilde tebliğ edilen faturanın da bulunmadığını, davalı tarafından aleyhşne başlattıkları icra takibinden sonra 11/05/2018 tarihinde 3.516,93-TL müvekkili şirket hesabına gönderildiği için işbu davada bu ödemenin dikkate alınmasını, takip miktarının borç tutarı olan 7.233,67-TL’nin ödenmediğinden işbu itirazın iptali davasını açtıklarını belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde taraflar arasındaki bayilik sözleşmesine atıf yapıldığını, işbu sözleşmede yetkinin İstanbul Mahkemeleri ve icra dairelerinde olduğu hususu yönünden beyanda bulunulduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …E., sayılı dosyası incelendiğinde, borcun sebebinin taraflar arasındaki faturalar gösterildiğini, taraflar arasındaki 02/01/2017 tarihli bayilik sözleşmesine atıf yapılmadığını işbu sözleşmede de ödeme emrinin ekine konulmadığını, icra dosyasının içeriğinde de bulunmadığını, yetki itirazında bulunduklarını, yetki itirazlarının haklı görülmesi durumunda para alacağının götürülecek borçlardan olması ve davacı ile davalı şirketin adreslerinin İstanbul Anadolu Mahkemeleri ve icra dairelerinin yetki alanına girmesi sebebi ile icra dairesinin ve bu yolla mahkemenin yetkisiz olduğuna karar verilmesi gerektiğini, bayilik sözleşmesi gereğince, iki şirket arasında satım ilişkisi olduğunu, söz konusu sözleşmesi uyarınca, müvekkiline tanınan ödeme kolaylıkları, yapılan iskontalar ve satışa bağlı ciro prim oranlarına karşılık, müvekkilinde davacıya ait malları kendi portföyünde değerlendirip satışa çıkarttığını ve davacı şirkete her geçen gün yeni müşteriler kazandırdığını, davacı şirketçe müvekkili şirkete karşı sergilenen haksız ve küçük düşürücü hareketler nedeni ile sürdürülebilir halden çıktığını, vadesi gelmeden istenen faturalar ve borcun ödenmemesi halinde icra yoluna gidileceği tehdidi ve bu tehdidin müvekkili şirket yetkilisine değilde, çalışanına yapılması ve bu yolla müvekkili şirketin itibarının zedelenmesi sebepleri sonucunda, müvekkili şirketin söz konusu ticari ilişkiyi sonlandırmak istediğini, cari bir mutabakat yapılması ve müvekkili şirketin elindeki davacıya ait malların iadesinin yolunun, işbu miktarın cariden düşülerek ile geriye kalan bakiyenin davacı şirkete ödenmesi hususunda anlaşmaya vardıklarını, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E., sayılı icra dosyasından takip başlatarak cari hesap borcunu talep ettiğini, iadesini istedikleri mallar için kestikleri iade faturalarının bedelini tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E., sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, 3.516,9-TL’yi davacı şirkete ödeyerek geri kalan miktar açısından, icra takibine itiraz edildiğini, takas ve mahsup talebinde bulunduğunu, müvekkili şirketin ticari ilişkiyi sürdürmeme kararı aldığını, sözleşmeyi fesh etme yoluna gittiğini, davacı şirket tarafından yaşatılan sorunun o zaman başladığını, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… E., sayılı icra dosyasında alacaklı görünen şirketin, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E., sayılı dosyasında müvekkiline karşı borçlu olduğunu, eğer müvekkili şirketin borcu var ise söz konsu borcun karşılıklı olarak görünen bu alacak ve borçların takas ve mahsup edilmesini talep ettiklerini, haksız ve kötü niyetli davanın reddine, karşı yan aleyhine % 20’den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır.
6100 sayılı HMK’nun “Tarafların duruşmaya gelmemesi, sonuçları ve davanın açılmamış sayılması” başlıklı 150. maddesinin; 1. fıkrası; “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.”, 2. fıkrası; “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez.”, 3.fıkrası; “Duruşma gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hâllerde gün tespit ettirilmemişse, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle dosya işlemden kaldırılır.”, 4. fıkrası; “Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, eski davanın devamı sayılır.” hükümlerini içermektedir.
HMK.’nun 150/5 maddesinde ise; “İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Buna göre; HMK.’nun 150. maddesinin yukarıda zikredilen ilk üç fıkrasında belirtilen nedenlerle dosya işlemden kaldırılmış ise, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak 3 ay içerisinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibariyle açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.
Mahkememizde görülen itirazın iptali davasının 09/10/2019 tarihli duruşmasına davalı vekili katılmış ve davayı takip etmediklerini bildirmiş, davacı vekili duruşma öncesi herhangi bir mazeret de sunmamış, bu şekilde dosya taraflarca takip edilmediğinden mahkememizce dosya işlemden kaldırılmış ve hak düşürücü nitelikte olan 3 aylık süre içerisinde de dosyanın yenilenmesi için taraflarca başvuru yapılmadığından HMK’nun 150/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan dava süresinde yenilenmediğinden HMK 150/5 maddesi gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin yatırılan 69,79 TL’nin mahsubu ile geriye kalan 15,39 TL’ nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Uyarınca hesap ve takdir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ile karar verildi. 23/01/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır