Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/584 E. 2021/984 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2018/584 Esas
KARAR NO:2021/984

DAVA:Alacak(Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:26/06/2018
KARAR TARİHİ:08/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 20/09/2017 tarihinde … A.Ş. (kısaca … Oto) ve onun tek hissedarı olan … ile Danışmanlık ve Aracılık Sözleşmesi imzaladığını, anılan sözleşme kapsamında müvekkilinin davalılardan …’a ait … Oto hisselerinin … Oto ile ilgili esas mukavelelerinden doğan haklarının ve … Oto’ya ait aktiflerin birlikte veya ayrı ayrı satışı veya benzer bir yöntemle üçüncü şahıslara devri için münhasır olarak yetkilendirildiğini, bu yetki kapsamında müvekkilinin satış işleminin gerçekleştirilmesi adına ilgili aracılık ve danışmanlık hizmetlerini sunma taahhüdü altına girdiğini, müvekkilinin sözleşmeden doğan tüm borçlarını maksimum özenle ve eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini, müvekkilinin satış işlemi için gerekli tüm hazırlıkları ve koordinasyonu gerçekleştirdiğini, elliden fazla potansiyel alıcı ile görüştüğünü ve nihayetinde … A.Ş. ile sözleşme müzakerelerinin başlatıldığını, 2018 yılı Ocak ayının sonlarına doğru ve ilgili çalışmalar esnasında davalılardan …’ın müvekkili şirket yetkililerinin anlam veremediği şekilde birtakım tartışmalara sebebiyet verdiğini, ardından davalılardan …’ın avukatı aracılığı ile müvekkili şirketin yetkilisi …’e şifahi olarak “müvekkili şirket ile çalışmama kararı aldıklarını” bildirdiğini, davalılarca taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 4. maddesinden kaynaklanan bilgi ve belge sunma yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, ancak Rekabet Kurumu’nun resmi internet sitesinden … Oto ile … arasında bir birleşme-devralma işleminin gerçekleşeceğini öğrendiklerini, satış işleminin gerçekleştirilmesine ve müvekkilinin başarı primlerini hak etmesine çok az süre kala şifahen müvekkili şirket ile çalışmama kararı alındığının iletilmesinin davalılardan …’ın sözleşme hükümlerine aykırı ve kötü niyetli davranarak sözleşmeden doğan ödeme borçlarını ifa etmekten kaçındığını gösterdiğini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; davalı … ile davalı … A.Ş. arasında imzalanan pay devri sözleşmesi uyarınca satış gelirinin (opsiyonlar dahil) belirlenerek, müvekkilinin 20.09.2017 tarihinde imzalanan Danışmanlık ve Aracılık Sözleşmesi’nden doğan ek başarı primi alacağının hesaplanmasını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak ve şimdilik kaydıyla; sözleşmeden doğan ek başarı primi alacağı olarak 10.000,00-TL., başarı primi alacağı olarak ise 100.000,00-TL. olmak üzere toplam 110.000,00-TL.’nin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili ise cevap dilekçesinde özetle; davacının dosyaya fotokopi bir sözleşme sunmuş olduğunu ve alacak haklarının dayanağının bu fotokopi sözleşme olduğunu ileri sürdüğünü, bahsi geçen sözleşmenin taraflar arasında çıkan uyuşmazlık sonucu karşılıklı olarak yırtılmak suretiyle imha edildiğini, imzalı sözleşme karşılıklı olarak imha edildiğinden, davacının alacağının dayanağı olarak mahkemeye sunduğu fotokopi sözleşmenin müvekkillerinden sadır bir sözleşme olmadığını, davacının sözleşmenin aslını dosyaya sunması gerektiğini, taraflar arasında sözleşmenin varlığı davacı tarafça ispat edilse dahi davacının bu sözleşmedeki yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini ve dava konusu alacağa hak kazandığını ispat etmesi gerektiğini, davacının sunduğu fotokopi sözleşmeye göre davacının başarı primine hak kazanabilmesi için davacının sözleşmenin 5. maddesinde sayılan yükümlülükleri eksiksiz yerine getirdiğini ve bu hizmetleri karşılığında satışın gerçekleştiğini, ek başarı primine hak kazanabilmesi için ise tüm bu yükümlülüklerine ek olarak satış gelirinin 54.000.000-TL. tutarı aştığını ispat etmesi gerektiğini, aksi halde davanın reddi gerektiğini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; davanın reddine ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında 20/09/2017 tarihinde imzalanan danışmanlık ve aracılık sözleşmesinden kaynaklanan başarı primi ve ek başarı primine ilişkin alacak davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; taraflar arasındaki ilişkiyi kanıtlayan 20/09/2017 tarihli Danışmanlık ve Aracılık Sözleşmesi, davacı şirketin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin eksiksiz şekilde yerine getirildiğine ve davalılar … ile diğer davalı … Oto yetkililerinin takdirini topladığına yönelik belgeler ve elektronik postalar, tarafların iradelerinin sözleşmenin 6. maddesinde ek başarı pirimine esas olan değerin davalı … Oto’nun net varlık değeri olarak belirlemek yönünde olduğunu gösterir tüm belge ve elektronik postalar, taraflar arasındaki yazışmalar, hazırlanan finansal tablo ve hesaplamalar da dahil her türlü doküman, satış gelirinin hesaplanmasına esas alınmak üzere … Oto’nun opsiyonlarını kanıtlar her türlü belge, davacı şirket yetkilisi … …’ın 01/02/2018 tarihli elektronik postası, Üsküdar 4. Noterliği’nin 29/03/2018 tarihli ve 06625 yevmiye numaralı ihtarnamesi, tanık beyanları, şirket paylarının devrine ilişkin sözleşme, bilirkişi incelemesi, tanık beyanı, keşif, ticari defterler, bilançolar ve sair kayıtlar, yemin ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalı taraf ise delil olarak; taraflar arasındaki mail yazışmaları, davalı şirketin ticaret sicil kayıtları, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi, yemin ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davacı vekili 07/08/2018 tarihli beyan dilekçesi ise davalılardan … A.Ş.’nin … A.Ş. tarafından devralındığını, TTK.’nun 136/4. ve 153/1. maddeleri uyarınca devredilen şirketin (… Oto) tüm aktif ve pasiflerinin devralan şirkete (… A.Ş.’ye) geçtiğini, bu sebeple huzurdaki davada kanuni taraf değişikliği yapılması gerektiğini belirterek, zorunlu taraf değişikliği talebinde bulunmuştur.
Davacının bu talebi mahkememizce yerinde bulunarak kabul edilmiş ve UYAP sistemi üzerinde gerekli taraf değişikliği işlemleri yapılmıştır.
Davalılar vekili, davacı tarafın davasını dayandırdığı Danışmanlık ve Aracılık Sözleşmesi’nin fotokopi olduğunu iddia etmiş, davacı şirket vekili ise 21/03/2019 tarihli duruşmada ilgili sözleşme aslının taraflarında mevcut olduğunu, eğer mahkeme isterse mahkeme kasasında muhafaza edilmek üzere sözleşme aslını dosyaya sunmak istediklerini beyan etmiştir. Akabinde davacı şirket vekili tarafından 21/03/2019 tarihinde (aynı gün) anılan sözleşme aslı dosyaya sunulmuş ve mahkememizce kasaya alınmıştır.
21/03/2019 tarihli duruşmada mahkememizce davalılar vekiline, müvekkili şirket ile … A.Ş. arasında akdedilen hisse devir sözleşmesinin noter örneğini sunması için süre verilmiş, ancak davacı vekilince bu konuda herhangi bir belge sunulmamıştır. Sonrasında mahkememizce 16/07/2019 tarihli duruşmada davacı vekiline anılan şirket pay (hisse) devrine ilişkin noter bilgilerini temin ederek bu konuda beyanda bulunması için süre verilmiştir.
Davacı vekili, 08/08/2019 tarihli beyan dilekçesinde; pay devrinin noter kanalıyla yapılmadığını düşündüklerini, buna ilişkin noter bilgilerini de temin edemediklerini bildirmiştir.
Dosya tarafları tanık deliline dayandıklarından ve eldeki uyuşmazlığın niteliği itibariyle tanıkların dinlenmesi gerektiği kanaatine varıldığından, mahkememizce taraflarca isim ve adresleri bildirilen tanıkların dinlenmelerine karar verilmiş ve davetiye çıkarılmıştır.
Davacı tanıklarından …, 11/12/2019 tarihli duruşmadaki ifadesinde özetle; kendisinin 2014 ile 2018 yılları arasında … Yönetimi … A.Ş.’nde mali işler sorumlusu olarak çalıştığını, ancak kadrolu çalışan olarak değil danışman olarak çalıştığını, … Oto A.Ş. ile …’ın … Yatırım ve Finansal Hiz. Dan. Tic. A.Ş. ile yaptığı sözleşmenin hazırlanmasında yer almadığını, sözleşmenin maddelerini ve sözleşmede kararlaştırılan ücreti detaylı olarak bilmediğini, bildiği kadarıyla sözleşmenin konusunun … Yönetimi … A.Ş.’nin 3. şahıslara satışı aşamasında müşteri bulmak, şirket değerini belirlemek ve görüşmeleri yürüterek nihayete erdirmek olduğunu, ancak kendisinin orada çalıştığı süre içerisinde gördüğü kadarıyla şirketin değeriyle ilgili olarak ortaya net bir rakam çıkmadığını, herhangi bir müşteri bulunmasının da söz konusu olmadığını, pazarlık aşamasına gelen bir müşteriye de şahit olmadığını, yani şirketin değerlemesi ve müşteri bulunmasıyla ilgili bir çalışma yapılmış olsa dahi kendisinin müşterilerin pazarlama aşamasına getirilerek, pazarlık masasına oturulduğu ile ilgili herhangi bir bilgiye sahip olmadığını, sözleşmenin imzalanması aşamasında şirkette bulunsa dahi fiilen imzalanma anında orada bulunup bulunmadığını hatırlamadığını, …’nun …’a teklif iletmiş olmasının muhtemel olduğunu, ancak … tarafından …’a gönderilen maili kendisinin görmüş olmasının mümkün olmadığını, teklif konusuyla ilgili maillerden haberinin olmadığını, pazarlık konusunun kendi konusu olmadığını, ayrıca …’a yapılan ödemeleri şirket sahiplerinden aldığı talimat üzerine yaptığını, yaptığı ödeme miktarlarının neye göre belirlendiği konusunda ise bilgisi bulunmadığını, kendisine “şu miktarı öde” dendiğini ve ödemeyi de ona göre yaptığını, … Yatırım tarafından belirlenen değerin yaklaşık 50 Milyon TL. civarında olduğunun konuşulduğunu ancak bu konuda net bir bilgisinin bulunmadığını, binlerce mail arasında belirlenen şirket değerinin fazla ya da düşük olması konusundaki tartışmalarla ilgili bir mail gelmiş ise dahi hatırlamadığını, …’ya gönderilen teaser ve information memorandumunun son halinden haberi olduğunu, onayı verenin … olduğunu, …’yu müşteri olarak bulanın ise … Yatırım olmadığını, …’nun müşteri olarak bulunmasının patronu …’ın girişimleri sayesinde olduğunu beyan etmiştir.
Davacı tanıklarından … …, 11/12/2019 tarihli duruşmadaki ifadesinde özetle; kendisinin … Yatırım A.Ş. ile … Oto … A.Ş. ve … arasındaki danışmanlık sözleşmesinin imzalanması aşamasında bulunup bulunmadığını hatırlamadığını, ancak sözleşmesinin başlangıcından itibaren sürecin içerisinde olduğunu, sözleşme gereğince …’ın yapacağı işin … Oto A.Ş.’nin şirket olarak değerini belirlemek, bununla ilgili döküm çalışmalarını yapmak, müşteri bulmak ve satış sürecinde yer almak olduğunu, … Oto A.Ş. tarafından verilen excel dosyaları baz alınarak şirketin değerlemesiyle ilgili bir çalışma yaptıklarını, buna göre taraflarına verilen bilgiler ışığında 54 Milyon TL. gibi bir değer belirlediklerini, daha sonra belirlenen bu değerin taraflarına bildirilen dokümandaki KDV’li rakamların baz alınmasından kaynaklandığını fark ettiklerini, akabinde KDV’li rakamı çıkararak şirketin değerini revize ettiklerini ve sonuç itibariyle şirketin değerini 20.2 Milyon TL. olarak tespit ettiklerini, bu hususu gerek … Oto ile gerekse … ile paylaştıklarını ve mutabık kaldıklarını, yapılan analizler sonucu bulunan 20.2 Milyon TL.’nin minimum değer olduğu konusunda da mutabık kaldıklarını, …, …, … ve kendisinin bulunduğu toplantıda belirledikleri bu değeri konuşarak bu değer üzerinde uzlaştıklarını, …’ın 20.2 Milyon TL. değerde mutabık kalarak “rakam budur” dediğini, ancak …’ın temenni olarak keşke 28 Milyon olsaydı dediğini, 20.2 Milyonun revizesi konusunda kendilerinden herhangi bir talepte bulunmadığını, müşteri olarak …’yu …’ın bulduğunu fakat bu süreç içerisinde kendilerinin de yaklaşık 50 firma ile görüşme yaptıklarını, …’nun da bunlardan biri olduğunu, bu 50 firmanın bir kısmıyla görüştüklerini, bir kısmıyla gizlilik sözleşmeleri dahi imzaladıklarını, bir kısmı ile de bizzat görüştüklerini, hatta rakamı 30 Milyona kadar çektiklerini, … ile görüşme aşamasında da son aşamaya kadar geldiklerini, yani … ile el sıkışıldığını, ancak henüz imza atılmadığını, … ile el sıkışma toplantısında …’ın anlaşma ortamında şirketin değerinin 54 Milyon TL. üzerinden belirlenen satış miktarından satışın yapılması halinde …’ın ek prim ödemesi alacağını ifade etmesi üzerine bu durumdan bir art niyet sezdiklerini, ancak bu konunun o anda gündeme gelmediğini, bunun sonrasında danışmanlık sözleşmesindeki baz değerin revize edilmesi için tekrar görüşme talebinde bulunduklarını, ancak …’ın buna şiddetle karşı çıktığını ve ondan sonra iplerin koptuğunu, sonrasında da …’ın devre dışı bırakılarak …’ya satışın gerçekleştirildiğini, burada önemli olan hususun …’ya yapılan gerçek satış değeri olduğunu, 20.2 Milyon TL.’nin … tarafından kabul edildiği veya onaylandığına dair herhangi bir belgenin bulunmadığını, şirketin değerinin 54 Milyon TL. olarak belirlenmesinde KDV’li değerlerin taraflarına sunulmuş olmasının etkili olduğunu, müşterilerle görüşüldüğünü ancak herhangi bir niyet mektubu sunulması aşamasına gelinmediğini beyan etmiştir.
Davalı tanıklarından İsmet …, 11/12/2019 tarihli duruşmadaki ifadesinde özetle; … Yatırım A.Ş. ile ağabeyi … arasında … Oto … A.Ş.’nin satılması, şirkete müşteri bulunması ve şirket ederinin tespiti hususlarında danışmanlık ve aracılık sözleşmesi yapıldığını, kendisinin sözleşme aşamasında bulunmadığını, ancak gözlemlediği kadarıyla ağabeyinin …’ın verdiği hizmetlerden tatmin olmadığını, …’ın müşteri bulamadığını, hatta şirketin satıldığı … şirketini de bizzat ağabeyinin bulup …’a gösterdiğini ve bunlarla görüşebilirsiniz dediğini, …’ın otomotiv sektörünü iyi bilmediği için şirketin değerlemesini de doğru yapamadığını, ağabeyinin de yapılan işten ve verilen hizmetten tatmin olmadığını, sonuç itibariyle yapılan toplantı neticesinde tatmin olmadığını da beyan ettiğini, sonrasında 23/01/2018 tarihinde göndericisi … Bey olan bir mail geldiğini, mailde artık … resmin dışındadır gibi bir ifadenin yer aldığını, kendisinin bu maili ağabeyinin yanımda açınca bizzat gördüğünü, bu tarihte henüz satışın yapılmamış olduğunu, sonraki aşamalarla ilgili olarak ise bilgisi bulunmadığını, bildiği kadarıyla ortada sözleşmenin varlığı konusunda gerek ağabeyi gerekse de … Oto yönünden bir tereddütün olduğunu, sözleşmenin neden feshedilmediğini ise bilmediğini, toplantılar aşamasında gelen mailden sonra …’ın hiç ortada olmadığını ve herhangi bir şekilde görüşmelere de katılmadığını, ihtarnameye cevap verilip verilmediğini de bilmediğini beyan etmiştir.
Davalı tanıklarından … ise 11/12/2019 tarihli duruşmadaki ifadesinde özetle; arkadaşı olan …’ın şirketini satmak istediğini ve bir danışmanlık şirketi arayışı içerisinde olduğunu bildiğini, kendisinin devreye girmesinin ise … ile … – … arasındaki sözleşmenin imzalanma aşamasından sonra ve şirketin satışı aşamasında olduğunu, kendisinin sözleşmenin imzalanıp imzalanmadığını bilmediğini, yıllardır şirket alıp-satan bir kişi olarak tecrübeli olduğu için arkadaşı olan …’a yardımcı olmak amacıyla …’nın …’ya satışı aşamasında devreye girdiğini, ancak satış aşamasında …’ın yer almadığını, duyduğu kadarıyla …’ın önceki aşamalarda yer aldığını ve bazı çalışmalar yaptığını, bu çalışmalara kendisinin şahit olmadığını, sadece duyduğunu, kendisinin zaten … alıcı olarak devreye girdikten sonraki aşamaları bildiğini, öncesine dair bilgilerinin ise duyumdan ibaret olduğunu, … tarafından bulunmuş başkaca bir müşteri bulunmadığı bilgisine sahip olduğunu beyan etmiştir.
Deliller toplandıktan ve tanıklar dinlendikten sonra taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, mahkememizce 25/10/2020 tarihli ara karar ile iddia, savunma, toplanan deliller üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından tanzim edilerek 25/03/2021 tarihinde dosyaya sunulan raporda özetle; davacı … A.Ş. ile davalılar … Kiralama A.Ş. ve … arasında “Danışmanlık ve Aracılık Sözleşmesi”’nin kurulduğu, sözleşme aslının mahkeme kasasına sunulduğu, sözleşmenin taraflarca 20/09/2017 tarihinde imzalanmış olduğu, davalılar vekili tarafından dosyaya sunulan 10/09/2018 tarihli dilekçede; davacı şirket yetkilisi …’ın 23/01/2018 tarihinde …’a gönderdiği mailden davalı şirketin tek yetkilisi …’in sözleşmeyi sonlandırdığının anlaşıldığını beyan ettiği, söz konusu mailin; “… günaydın, dünkü görüşme sonrası maalesef … resimden çıktı. Kendisi moral olarak yıkılmış durumda. En kötüsü de alacağımız paradan tamamen bağımsız olarak, bu kadar katma değeri sonrası senden toplantı sonunda duyduğu sözler. Bugün sana da uygunsa saat 10:30’da salim kafa ikimiz oturup şu komisyon işini halledelim. Senden teyit bekliyorum. ….” şeklinde olduğu, söz konusu e-mailin … tarafından gönderilmediği, …’ın ise dava konusu Danışmanlık ve Aracılık Sözleşmesi’nin tarafı dahi olmadığı, 20/09/2017 tarihli Danışmanlık ve Aracılık Sözleşmesi’nin sonlandırılmadığı kanaatine varıldığı, … A.Ş.’ye devrin yapıldığı 19/04/2018 tarihinde taraflar arasında akdedilen sözleşmenin halen yürürlükte olduğu, Danışmanlık ve Aracılık Sözleşmesi’nin 6.2. maddesinde; “Şirket ve/veya Hissedar, Danışman’a işbu Sözleşme’deki hizmetleri yerine getirdiği takdirde ve satışın gerçekleşmesi durumunda; 6.1 maddesindeki tutara ek olarak 100.000,00-TL.+KDV tutarını “Başarı Primi” olarak ve buna ek olarak satış gelirinin 54.000.000-TL. (Ellidörtmilyontürklirası) tutarını aşması halinde, şirket ve/veya hissedar, aylık ödemelere ve Başarı Primi’ne ilave olarak aşan tutar üzerinden de %6 + KDV tutarını “Ek Başarı Primi” olarak ödeyecektir.” şeklinde hüküm olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 9. maddesinde ise; “Bu Sözleşme ve eklerinde yapılacak her türlü değişiklik ancak tarafların onayı ile ve yazılı şekilde yapılması halinde geçerli olacaktır.” şeklinde hüküm olduğu, Ek Başarı Primi’nde esas alınacak 54.000.000-TL.’lik tutarın değiştirildiğine dair dosya kapsamında taraflar arasında akdedilmiş yazılı bir anlaşmaya rastlanmadığı, bu nedenle Ek Başarı Primi’nin değerlendirilmesinde 54.000.000-TL.’lik tutarın esas alınması gerektiği, dosya kapsamında satış gelirinin 54.000.000-TL.’yi aştığına dair bir delile de rastlanmadığı, … tarafından 20/12/2017 tarihinde …’a gönderilen e-mail’den … A.Ş ile ön protokol aşamasına kadar gelindiğinin görüldüğü, satışa dair ön protokol hazırlanana dek davacı şirketçe verilen hizmetler yönünden davalı tarafça bir tatminsizlik duyulduğuna ilişkin herhangi bir sürecin dosya kapsamında gözlenmediği, davalıların … A.Ş. ile yapılan satışın kendileri tarafından yürütüldüğünü beyanı etmiş olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 3.3 (ii) maddesinin ise “İşbu Sözleşme’nin yürürlükte olduğu süre boyunca, danışman sadece taraflarca mutabakata varılmış olan adaylarla (aday listesinde belirtilen) görüşecektir, danışmandan başka bir şirket veya şahıs işbu sözleşmenin konusu ile ilgili girişimde bulunamaz, işbu sözleşmenin yürürlükte olduğu süre boyunca başarılı bir girişimde bulunulsa dahi, işbu sözleşmenin ücretlere ilişkin hükümleri geçerliliğini koruyacaktır ve Şirket ve Hissedar danışmana işbu sözleşmenin 6. maddesinde belirtilen ücretleri ödeyeceklerini şimdiden kabul ve taahhüt ederler.” şeklinde olduğu, buna göre davalıların … A.Ş ile satışı kendilerinin yürütmeleri davacının 100.000,00-TL+KDV tutarını talep etmesine engel teşkil etmeyeceği belirtilerek ve sonuç olarak davacı … A.Ş. ile davalılar … Kiralama A.Ş. ve … arasında 20/09/2017 imza tarihli Danışmanlık ve Aracılık Sözleşmesi’nin kurulduğu, … A.Ş.’ye devrin yapıldığı 19/04/2018 tarihinde taraflar arasındaki sözleşmenin halen yürürlükte olduğu ve davacı şirketin sözleşme uyarınca 100.000,00-TL. + KDV ücrete hak kazandığı şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalılar vekili tarafından 08/04/2021 tarihli dilekçe ile rapora karşı beyan ve itirazda bulunulmuş, dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdii edilerek rapor alınması talep edilmiştir. Davacı vekili tarafından ise 12/04/2021 tarihli dilekçe ile bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazda bulunulmuştur.
Mahkememizce 14/07/2021 tarihli duruşmada; yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına gerek görülmediğinden, davalı vekilinin yeni heyetten rapor alınmasına yönelik talebinin reddine karar verilerek, Rekabet Kurumu Başkanlığı’na müzekkere yazılmasına ve 29/03/2018 tarih ve 18-09/164-82 sayılı karara konu şirketlere ilişkin hisse devir bedelini gösterir tüm belgelerin mahkememize gönderilmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Rekabet Kurumu Başkanlığı tarafından 27/07/2021 tarihli yazı ile mahkememizce yazılan müzekkereye cevap verilmiş, cevabi yazı ekinde şirket devrine ilişkin işlem dosyası gönderilmiş ve gönderilen evrakın “ticari sır” içerdiği belirtilerek mahkeme kasasında saklanması gerektiği ifade edilmiştir.
Ticari sır; teşebbüslerin faaliyet alanları ile ilgili olan ve gizli tutma iradesine sahip oldukları, yalnızca belirli ve kısıtlı bir kesim tarafından bilinen ve elde edilebilen, başta rakipleri olmak üzere üçüncü kişilere ve kamuya açıklanması halinde ilgili teşebbüsün ciddi zarar görme ihtimali bulunan, rakiplerce bilinmemesi önem arz eden, ancak kanunlarda öngörülen hallerde yetkili mercilere verilebilen, saklanması yönünde sahibinin açık veya örtülü iradesinin olduğu, gizli kalmasında menfaatinin bulunduğu, üçüncü kişilere açıklanmaması gereken gizli bilgilerdir.
Rekabet Kurumu Başkanlığı tarafından mahkememize gönderilen bilgi ve belgelerin “ticari sır içermekte olduğu” ve “mahkeme kasasında saklanması gerektiği” hususu açık ve net olarak belirtildiğinden, dosya taraflarının ısrarlı taleplerine rağmen ticari sır niteliğinde olan belgelere sadece mahkeme hakimi ve incelemeyi yapacak bilirkişilerce erişimin uygun olduğu kanaatine varılarak, belge örnekleri taraflara verilmemiş, sonrasında dosya ek rapor düzenlenmek üzere kök raporu düzenleyen bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir. (Rekabet Kurumu Başkanlığı’nca gönderilen belgeler bizzat hakimliğimizce incelenmiş ve tekrar kasaya alınmıştır.)
Bilirkişi kurulu tarafından tanzim edilerek 15/10/2021 tarihinde dosyaya sunulan ek raporda ise özetle; kök raporun 1. sayfasının altında yer alan 5.d. maddesinde ek başarı primi hususunun detaylı olarak heyetlerince değerlendirilmiş olduğu, davacı vekilinin itirazlarının ise 12. sayfada detaylı olarak değerlendirildiği, davacının alacağa hak kazanabilmesi için satış gelirinin 54.000.000-TL.’yi aşması halinde “aşan tutar” üzerinden %6+KDV tutarında ek başarı priminin şirket ve/veya hissedar tarafından ödeneceği, bunun için satış rakamının 54.000.000-TL.’yi aşmasının ön ve tek koşul olduğu, davacı ve davalı tarafın incelenen karşılıklı yazışmalarında bu rakamın yanlış olduğunun ve düzeltilmesi gerektiği hususunun tartılışdığı, hesaplama yapılırken KDV hesabının düşülmediği, bu yüzden rakamın yüksek çıktığı belirtilerek sözleşmenin ilgili maddesinin düzeltilmesinin talep edildiği, sözleşme ile belirlenen baz tutarın ancak sözleşme ile değiştirilebileceği açık olduğundan, sözleşmede kararlaştırılan baz rakamın (54.000.000-TL.’nin) karşılıklı olarak revize edildiği hususu belgelenmediğinden kök raporda ulaşılan görüşün aynen muhafaza edildiği, mahkemenin yazdığı müzekkereye T.C. Rekabet Kurumu Başkanlığı Hukuk Müşavirliği tarafından gönderilen 27/07/2021 tarih, E-36320193-641.04-29342 sayılı cevabi yazı ve eklerinin ticari sır içermesi nedeniyle heyetçe mahkeme kasasından alınarak açıldığı, gelen belgelerin incelendiği, (incelendikten sonra tekrar kapatılarak kasaya konulmak üzere mahkemeye iade edilmiştir) yapılan inceleme sonucunda Rekabet Kurumu’nca onaylanan ve izin verilen hisse devir sözleşmesinde yer alan ve ticari sır olduğu özellikle belirtilen şirket payları devir bedelinin, tarafların sözleşme ile belirledikleri 54.000.000-TL. baz rakamının altında kaldığı (incelenen belgeler ticari sır olduğundan rakam açıklanmamış, bizzat hakimliğimize incelenmiş ve payları devir bedelinin 54.000.000-TL.’nin altında olduğu görülmüştür), sonuç olarak davacının ek başarı primi alacağına hak kazanmadığı, sözleşme uyarınca sadece 100.000,00-TL. + KDV ücrete hak kazandığı şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu ek raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından 02/11/2021 tarihli dilekçe ile ek rapora itiraz edilerek yeni bir bilirkişiden rapor alınması veya itirazlar doğrultusunda yeniden ek rapor alınması yönünde talepte bulunulmuştur.
Davalılar vekili tarafından ise 04/11/2021 tarihli dilekçe ile ek rapora itiraz edilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Mahkememizce 08/12/2021 tarihli duruşmada; dosyada alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarının yargısal denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu kanaatine varılarak, davacı vekilinin yeni bir bilirkişiden rapor alınması veya ek rapor alınması yönündeki taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Eldeki dava; taraflar arasında 20/09/2017 tarihinde akdedilen “Danışmanlık ve Aracılık Sözleşmesi”’nden kaynaklandığı iddia edilen başarı primi ve ek başarı pirimi alacaklarının tahsili talepli alacak davasıdır.
Taraflar arasında akdedilen Danışmanlık ve Aracılık Sözleşmesi ile davacı şirket, … A.Ş.’nin değerinin belirlenmesi ile ilgili çalışmaları yapmak, şirkete müşteri bulmak, müşteri adayları ile görüşmeleri yürüterek şirketin satış işlemlerini gerçekleştirmek adına aracılık ve danışmanlık hizmeti taahhüdü altına girmiştir.
Sözleşmenin 6.2. maddesine göre; şirket ve/veya hissedar (davalı), danışmana (davacıya) işbu sözleşmedeki hizmetleri yerine getirdiği takdirde ve satışın gerçekleşmesi durumunda; yine sözleşmenin 6.1 maddesinde kararlaştırılan tutara ek olarak 100.000,00-TL.+KDV tutarında başarı primi, buna ek olarak satış gelirinin 54.000.000-TL. (Ellidörtmilyon Türk Lirası) tutarını aşması halinde aylık ödemelere ve başarı primine ilave olarak aşan tutar üzerinden %6+KDV’yi ek başarı primi olarak ödemeyi taahhüt etmiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi, belge, tanık anlatımları ve yazışmalara göre; davacı danışman şirketin sözleşme gereği yükümlendiği hizmetleri şirketin satışı aşamasına kadar eksiksiz bir şekilde yerine getirdiği, zira davalıların sözleşme gereğince davacıdan yeterince hizmet alamadığı konusunda dava öncesinde herhangi bir aksiyona girmediği, davacı şirket yetkilisi … tarafından 20/12/2017 tarihinde davalılardan …’a gönderilen e-mail’den de anlaşıldığı üzere … A.Ş. ile şirketin satışı için ön protokol aşamasına kadar gelindiği, ancak bu aşamadan sonra davacı şirketin devre dışı kaldığı anlaşılmaktadır.
Dava dışı … tarafından 23/01/2018 tarihinde davalılardan …’a gönderilen e-mail de mahkememizce incelenmiştir. Söz konusu e-mailin … tarafından gönderildiği açıktır. Oysa, dosyaya gelen İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarından da anlaşıldığı üzere davacı şirketi temsil ve ilzama yetkili tek kişi yetkilisi …’dir. …’ın şirketi temsil ve bağlayıcı karar alma yetkisi yoktur. Söz konusu e-mail davacı şirket yetkilisi … tarafından gönderilmemiştir. Dava dışı …’ın ise dava konusu Danışmanlık ve Aracılık Sözleşmesi’nin tarafı olmadığı sabittir.
Sonuç olarak mahkememizce 20/09/2017 tarihinde akdedilen Danışmanlık ve Aracılık Sözleşmesi’nin şirketin pay devrinin yapıldığı tarih itibariyle sonlandırılmadığı, dolayısıyla ayakta olduğu kanaatine varılmıştır. Bir başka ifade ile sözleşme konusu … A.Ş.’nin paylarının … A.Ş.’ye devrinin yapıldığı 19/04/2018 tarihi itibariyle taraflar arasında akdedilen sözleşmenin halen yürürlüktedir.
Sözleşmenin 6.2. maddesinde açıkça; danışmanın (davacının) sözleşmedeki hizmetleri yerine getirmesi halinde ve satışın da gerçekleşmesi durumunda; sözleşmede belirlenen danışmanlık ücretine ek olarak 100.000,00-TL.+KDV tutarında başarı primine hak kazanacağı kararlaştırılmıştır. Ek başarı primine hak kazanabilmenin koşulu olarak ise satış gelirinin 54.000.000-TL.’yi aşması bir tür ön şart olarak belirlenmiştir. Somut olayda; şirket paylarının devir bedeli 54.000.000-TL.’nin altında olduğundan davacı şirketin ek başarı primi talep etme hakkı hiç doğmamıştır.
Dosyada alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporları incelenip denetlenmiş, raporların taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine, taraflar arasındaki yazışmalara ve mevzuat hükümlerine uygun olarak tanzim edildiği, toplanan delillere, dosya kapsamına uygun olduğu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu saptanarak mahkememizce de benimsenmiştir.
Tüm dosya kapsamı, dosyada toplanan deliller, taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümleri, taraflar arasındaki e-mail yazışmaları ve mahkememizce benimsenerek hükme esas alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarının birlikte değerlendirilmesinde; taraflar arasında 20/09/2017 tarihinde Danışmanlık ve Aracılık Sözleşmesi imzalandığı, anılan sözleşme ile davacı şirketin … A.Ş.’nin şirket değerinin belirlenmesi, şirkete müşteri bulunması, müşterilerle yapılacak görüşmelerin yürütülmesi ve şirketin satış işlemlerinin gerçekleştirilmesi hizmetlerini üstlendiği, davalıların ise bu hizmetler karşılığında davacı şirkete danışmanlık ücreti ödemeyi, buna ek olarak sözleşmedeki hizmetlerin davacı şirketçe yerine getirilmesi ve şirketin satışının gerçekleşmesi durumunda 100.000,00-TL.+KDV tutarında başarı primi ödemeyi, ayrıca şirketin satış gelirinin 54.000.000-TL.’yi aşması halinde tüm bunlara ilave olarak aşan tutar üzerinden %6+KDV kadar ek başarı primi ödemeyi taahhüt ettiği, davacı şirketin sözleşme gereği yükümlendiği hizmetleri şirketin satışı aşamasına kadar eksiksiz olarak yerine getirdiği, hatta davacı şirketin bilgisi dahilinde taraflarca ön protokol yapılması aşamasına kadar gelindiği, ancak bu aşamada davacı şirketin devre dışı bırakıldığı, sözleşmeye konu şirket devri işlemlerinin 19/04/2018 tarihinde ve davacı şirketin dahil olmadığı bir şekilde gerçekleştiği, pay devri tarihi (19/04/2018) itibariyle taraflar arasındaki sözleşmenin halen ayakta ve tüm hükümleriyle birlikte yürürlükte olduğu, davacı şirketçe sözleşmede üstlenilen hizmetler yerine getirildiğinden ve satış da sözleşme yürürlükteyken gerçekleştiğinden, davacı şirketin sözleşmede belirlenen danışmanlık ücretine ek olarak 100.000,00-TL.+KDV tutarında başarı primine hak kazandığı, ancak davacı tarafın dava dilekçesinde KDV’ye ilişkin açık bir talebinin bulunmadığı, başarı primi olarak ise sadece 100.000,00-TL. talepte bulunarak harcı buna göre ikmal ettiği, bu hususta yargılama sırasında ıslah dilekçesi de sunmadığı, dava dilekçesindeki diğer alacak kalemi olan 10.000,00-TL.’nin ise ek başarı primine ilişkin olduğu, sonuç olarak; davacının talebi ile de bağlı kalınarak davalıların davacı şirkete 100.000,00-TL. başarı primi ödemekle yükümlü olup, bu tutardan müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, ancak şirketin satış geliri 54.000.000-TL.’yi aşmadığından, davacı şirketin ek başarı primine hak kazanamadığı kanaatine varılmış, davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; 100.000,00-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı şirkete ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin ise reddine,
2-Alınması gerekli 6.831,00-TL karar ve ilam harcından 1.878,53-TL peşin harcın mahsubu ile kalan 4.952,47-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Maliyeye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.878,53-TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 8.832,35-TL. (35,90-TL başvuru harcı, 5,20-TL vekaletname harcı, 8.400,00-TL bilirkişi ücreti ve 391,25-TL posta masrafı) yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 8.029,41-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 13.450,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 100,00-TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır