Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/581 E. 2020/909 K. 16.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/875 Esas
KARAR NO:2020/957

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:23/05/2018
KARAR TARİHİ:23/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin hisse sahibi olduğu … İlçesi, … Mahallesi, … parsel sayılı taşınmazın … Genel Müdürlüğü tarafından istimlak edildiğini, … … Müdürlüğü’nce kamulaştırma bedelinin tespiti için …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası açıldığını, anılan davada kamulaştırma bedelinin tespit edilerek bedelin davalı bankanın … Şubesi’ne yatırıldığını, kamulaştırma bedelinin … için 23.221,92-TL., … için 13.933,15-TL., … için 13.933,15-TL., … için 13.933,15-TL., … için 13.933,15-TL., … için 13.159,10-TL. ve … için ise 6.966,59-TL. olmak üzere toplamda 99.854,26-TL.’nin müvekkillere ödenmesine karar verildiğini, kamulaştırma bedelinin müvekkillerine ödenmesi için …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında bedelin vekil olarak tarafına ödenmesi hususunda 25/10/2017 tarihinde bankaya talimat yazıldığını, mahkemece yazılan talimatın davalı banka tarafından geçerli ve hukuki bir gerekçe gösterilmeksizin kendilerine ödenmediğini, hesaba yatan paranın zamanında hak sahiplerine ödenmemesi, faiz işletilmemesi nedeniyle değer kaybettiğini, bu bedelin vadeli bir hesapta olsaydı bugün (dava tarihi) itibariyle en az 103.865,26-TL. olacağını, eğer dolar alınmış olsaydı (26.906,92-USD) bugünkü değerinin 103.276,83-TL., EURO alınmış olsaydı (22.882,93-EURO) bugünkü değerinin 108.007,43-TL. olabileceğini, müvekkillerinin bankaca yapılan keyfi uygulama sonucu kayba uğradığını, davalı bankanın bu uygulamasının Borçlar Kanunu hükümlerine göre haksız fiil niteliğinde olduğunu, kamulaştırma bedelinin halen müvekkillerine yahut vekil olarak kendilerine ödenmediğini, her geçen gün müvekkillerinin alacağının değer kaybettiğini, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiile ilişkin hükümleri çerçevesinde müvekkilinin tazminat hakkının doğduğunu belirterek, davalı bankanın kusuru nedeniyle müvekkillerinin uğradığı maddi zararların karşılanabilmesi bakımından ileride yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda alınacak rapor sonrasında artırılmak üzere ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 1.000,00-TL. maddi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan 25/10/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı bankadan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili ise cevap dilekçesinde özetle; kamulaştırma konusu …, …, … Mah. … parsel sayılı taşınmazın şubece yapılan tapu kaydı sorgulamasında; “…. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası için kesinleşmemiş mahkeme kararı vardır” şerhinin görülmesi üzerine bahsi geçen şerh için …. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yazı yazılarak bu şerhin ödemeye engel olup olmadığının sorulduğunu, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 10/01/2018 tarihinde tebliğ edilen yazı ile bu durumun …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden sorulması gerektiğinin bildirilmesi üzerine bu defa …. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne 11/01/2018 tarihinde ödemeye engel bir durum olup olmadığının sorulduğu, bu mahkemenin 01/02/2018 tarihinde şubeye tebliğ olunan yazısında bedelin davalılara ödenmesi yönünden takdirin müdürlüğe bırakıldığının bildirilmesi üzerine …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ilgili yazısı ek yapılmak suretiyle 05/02/0018 tarihinde ödeme yapılmasının uygun olup olmadığı hususunun …. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yeniden sorulduğunu ve mahkemece 04/04/2018 tarihli cevabi yazıda “Av. … … tarafından 03/05/2018 tarihinde şubeye ibraz edilen ödeme yapılmasında bir sakınca bulunmadığı” ibaresine istinaden ödeme aşamasına geçildiği, davacılar vekili Av. … …’in vekil kılındığı Kartal 6. Noterliği’ne ait vekaletnamelere teyit alınması aşamasında bahsi geçen noterliğin taşınması sebebiyle aynı gün teyit verilemeyeceği bilgisinin alındığını, bu durumun avukata da bildirildiğini, avukatın talimatı üzerine söz konusu bedelin 08/05/2018 tarihinde teyit alınarak ödemenin gerçekleştiğini, müvekkili bankanın herhangi bir kusurunun bulunmadığını, dolayısıyla açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; dava dışı … Genel Müdürlüğü’nce “istimlak bedeli” olarak davacılar adına yatırılan meblağın, davalı bankanın ilgili şubesi tarafından davacılara zamanında ödenmediği ve geç ödendiği iddiası ile davacıların uğradıklarını ileri sürdüğü maddi zararların tazminine yönelik alacak (tazminat) davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; mahkeme kararı, başvuru evrakları, bilirkişi incelemesi ve diğer yasal delillere dayanmıştır.
Davalı banka ise delil olarak; 25/10/2017 tarihli müzekkere, takyidatlı tapu kayıtları, karşı yan vekilinin şubeden para talep yazısı, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yöneltilen dilekçe, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin cevabi yazısı, … Asliye Hukuk mahkemesi’ne 11/01/2018 tarihli yazısı, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin para ödenmesinin şube inisiyatifinde olduğuna dair yazısı, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ilgili yazısı ek yapılmak suretiyle 05/02/2018 tarihli yazısı, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin cevabi yazısı, karşı yan noter evrakı, karşı yanın şubelerinden talebi, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, …. AsliyeHukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, …. Asliye Hukuk dava dosyası, ödemelerin yapıldığına dair dekontlar, her türlü yasal delile dayanmıştır.
Mahkememizce 19/02/2020 tarihli duruşmada; iddia, savunma, toplanan deliller üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek dosya rapor düzenlenmek üzere bilirkişi kuruluna tevdi edilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından 07/09/2020 tarihinde dosyaya sunulan raporda özetle; davalı bankanın gerek tapu kayıtlarını dikkatli bir şekilde incelememesi, gerekse ilgili mahkemelerden gelen cevabi yazılara rağmen yanlış dosya hakkında müzekkere yazmaya devam etmesi nedenleriyle davacıların alacağıyla hiç ilgisi olmayan ve tamamen farklı bir dosya ile ilgili olarak mahkemelerle gereksiz yere yazışmalar yaptığı, böylece davacılara ödenmesi gereken bedeli ödemekte geciktiği, bu gecikmeye davalı bankanın kendi kusuruyla sebep olduğu, mahkeme kararının gereğini yerine getirmesi gerekirken hatalı incelemeler ve gereksiz yazışmalar sonucunda davacılara ödenmesi gereken paranın ödenmesini geciktiren davalı bankanın davacıların uğradığı zararı tazmin ile yükümlü olduğu, ödenmesi gereken paraya 19/10/2017 tarihli mahkeme kararı gereğinin yerine getirilmesi için mahkemece davalı bankaya gönderilen müzekkerenin tarihi olan 25/10/2017 tarihinden, fiilen ödemenin yapıldığı tarih olan 08/05/2018 tarihine kadar geçen süre zarfında yasal faiz işletilmesi gerektiği, buna göre; 99.857,26-TL. (19/10/2017 tarihi itibariyle anapara toplamı) + 10.070,24-TL. (08/05/2018 tarihine kadar işlemiş %9 yasal faiz) + 503,53-TL. (işlemiş faizin BSMV’si) olmak üzere davacıların davalı bankadan talep edebilecekleri toplam tutarın 110.431,03-TL. olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı banka vekili tarafından 29/09/2020 tarihli dilekçe ile rapora itiraz edilmiştir. Davacılar vekili 16/09/2020 tarihinde talep artırım dilekçesinde; dava dilekçesinde 1.000,00-TL. olan taleplerini bilirkişi kurulu tarafından Tablo-2’de hesaplanan ve davalı bankaya ödeme için başvurulan 25/10/2017 tarihinden ödemenin yapıldığı 08/05/2018 tarihine kadar işleyen 10.070,24-TL. işlemiş yasal faiz ile 503,53-TL. işlemiş faizin BSMV’sinin toplamı olan 10.573,53-TL.’ye yükseltmiştir. (10.070,24-TL. ile 503,53-TL.’nin toplamı 10.573,53-TL. değil, 10.573,77-TL. yapmaktadır. Ancak davacılar vekili sonuç olarak 10.573,53-TL. tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalı bankadan alınarak müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İddia, savunma, toplanan deliller, tüm dosya kapsamı, dosyada alınan bilirkişi kurulu raporu bir bütün olarak değerlendirilmiş, dosyada alınan bilirkişi raporunun gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine ve dosyada mevcut belgelere uygun olduğu, aynı zamanda uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu anlaşılmış, bilirkişi raporu mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Bankalar, özel yasa ile kurulan ve kendilerine alanlarında çeşitli imtiyazlar tanınan kuruluşlar olup, sahip oldukları bu vasıfları sebebiyle yaptıkları tüm işlemlerin güvenilen tarafı konumunda olmak zorundadırlar. Bu durum, bankaların bir güven kurumu olarak kabul edilmesini ve bankaların sorumluluğunun özel güven sebebiyle ağırlaştırılmasını gerekmektedir.
6102 sayılı TTK.’nun 18/2 maddesine göre tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi lazımdır. Nitekim bankaların da tacir olarak bütün işlemlerinde basiretli davranma yükümlülüğü olup, bankalardan beklenen basiret ölçüsü ve özen yükümlüğü herhangi bir tacirden daha ağırdır. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına göre, kural olarak bankaların sorumluluğu kusursuz ve yasalardan doğan bir sorumluluktur. Bir güven kuruluşu olan bankaların kendilerine tanınan ayrıcalıklar ve aynı zamanda uzman kuruluşlar olmaları nedeniyle basiretli tacir olmanın da ötesinde yükümlülükleri bulunduğu açıktır.
TBK’nun 386. maddesi gereğince, tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir. (Tandoğan, Haluk (2008) Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, Kira ve Ödünç Verme (Âriyet, Karz) Sözleşmeleri, C I/2, 4. Baskı, İstanbul, Vedat, s. 298 vd.) Türk Borçlar Kanunu’nun 386. ve 387. maddeleri uyarınca ödünç alan, akdin sonunda ödünç verilen parayı eğer kararlaştırılmışsa faizi ile iadeye mecburdur. Bir başka deyişle bankalar müşterilerinin hesaplarında bulunan paraları istendiğinde veya belli bir vadede ayni veya misli olarak iade etmekle yükümlüdürler.
Usulsüz tevdi ise, saklayanın kendisine bırakılan parayı aynen geri vermek zorunda olmaksızın mislen geri vermesinin açık veya örtülü olarak kararlaştırıldığı bir sözleşmedir ve o paranın yararı ve hasarı saklayana ait olur (TBK m. 570). Yine saklayan, saklatan tarafından kendisine açıkça yetki verilmedikçe, saklanan diğer mislî eşya veya kıymetli evrak üzerinde tasarrufta bulunamaz (TBK m. 570/3).
Bankacılık Kanunu hükümleri gereğince bankaların kendilerine yatırılan paraları istenildiğinde veya belli bir vadede ayni veya nispi olarak iade etmesi gerekir. Zira mevduat sözleşmesi; tüketim ödüncü ile usulsüz tevdi sözleşmesinin unsurlarını taşıyan karma bir sözleşme niteliğindedir. Mevduattan söz edilebilmesi için paranın mülkiyetinin bankaya geçmiş olması gerekir. Bir başka ifade ile mevduatın mülkiyeti para bankaya yatırıldığı anda bankaya geçmektedir. Paranın mülkiyetinin bankaya intikali ile taraflar arasında sürekli bir borç ilişkisi doğar ve saklama devam ettiği sürece de sürekli borç ilişkisi devam eder. Yukarıda açıklandığı üzere bankalar güven kuruluşları olup, kendilerine  tanınan ayrıcalıklar ve aynı zamanda  uzman kuruluşlar olmaları nedeniyle basiretli tacir olmanın da ötesinde yükümlülükleri bulunmaktadır.
Somut olayda; davacılara ait kamulaştırma bedeli dava dışı … tarafından davacılara ödenmek üzere davalı bankaya aktarılmış, …. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından davalı bankanın … Şubesi’ne yazılan 25/10/2017 tarihli müzekkerede “… … … Şubesi’ne yatırılan kamulaştırma bedelinin ilgililerine veya vekilleri Av. …’e DERHAL ÖDENMESİ…” hususu açıkça bildirilmiştir. …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davacılara ödenmesine karar verilen kamulaştırma bedeli davalı banka hesabına aktarılmakla ve davalı bankaya ilgili mahkemece yazılan 25/10/2017 tarihli müzekkere ile bu bedelin davacılara veya vekillerine derhal ödenmesi bildirilmekle, artık bu para (kamulaştırma bedeli) davalı banka nezdinde bulunan davacılara ait bir mevduat niteliği kazanmıştır. Bir başka ifade ile davalı bankanın hesabına aktarılan tutar artık davacılara ait mevduat gibidir.
Bir güven kuruluşu olan ve basiretli bir tacir gibi davranması gereken davalı bankanın …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 25/10/2017 tarihli müzekkeresindeki açık talimat gereğince şubesine aktarılan kamulaştırma bedelini (mevduatı) davacılara veya vekillerine derhal ödenmesi gerekirken ödemediği, görevi olmamasına karşın mahkemenin talimatının dışına çıkarak gereksiz yazışmalar yaptığı, davacılara derhal ödenmesi gereken bedeli basiretli bir tacir gibi davranmayarak ve tamamen kendi kusurundan kaynaklanan nedenlerle ödemekte geciktiği, davalı bankanın bu gecikmeye tamamen kendi kusuruyla sebep olduğu, ilgili mahkeme kararının gereğini derhal yerine getirmesi gerekirken hatalı incelemeleri ve gereksiz yazışmaları sonucunda davacılara ödenmesi gereken paranın geç ödenmesine sebebiyet verdiği, davalı bankanın …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kamulaştırma bedelinin davacılara derhal ödenmesine dair talimatını içeren 25/10/2017 tarihinden ödemenin yapıldığı 08/05/2018 tarihine kadar geçen süre zarfında asıl alacağa işleyecek yasal faiz ve BSMV’den sorumlu olduğu, bilirkişi raporunda hesaplanan 10.070,24-TL. işlemiş yasal faiz ve 503,53-TL. BSMV toplamı olan 10.573,77-TL.’nin davacıların uğradığı zarar miktarı olduğu, davalı bankanın davacıların uğradığı bu zararı tazmin ile yükümlü olduğu, ancak davacılar vekilinin talep artırım dilekçesindeki toplam talebi 10.573,53-TL. olduğundan ve taleple bağlılık ilkesi gereğince mahkememizce bu miktar aşılamayacağından, 10.573,53-TL.’ye dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; 10.573,53-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı bankadan alınarak davacılara verilmesine,
2-Alınması gerekli 722,28-TL. karar ve ilam harcından, dava açılırken yatırılan peşin harç + ıslah harcı toplamı olan 199,90-TL.’den mahsubu ile kalan 522,38-TL. harcın davalıdan alınıp Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı olan toplam 2.338,20-TL. yargılama giderinin davalıdan alınıp davacılara verilmesine,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan toplam 4.080,00-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafına iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/12/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır