Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/545 E. 2018/808 K. 16.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/545 Esas
KARAR NO : 2018/808
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 17/01/2014
KARAR TARİHİ : 16/07/2018
Yukarıda tarafları, konusu, esas ve karar numarası yazılı mahkememiz dosyasının yapıp bitirilen açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı/karşı davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi ile; davalı tarafça İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında bonolara dayalı olarak yapılan takipten dolayı, bonolardaki imzalarının müvekkiline ait olmadığından bahisle, borçlu olmadığının, tespitine ve ödenen 4.000,00 TL nin istirdadına ve tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı/karşı davacı vekili sunduğu cevap dilekçesi ile; davacı firmanın daha önce bayileri olduğunu, ancak işlerin kötü gitmesi nedeniyle bayilik ilişkisinin sonlandırıldığını, karşılıklı anlaşma ile sonlandırılan ilişki dolayısıyla cari hesaptan kaynaklanan 100.399,22 TL lik borç karşılığında şirket yetkilisi olan …’ın annesine ait gayrimenkulün birinci derecesinde şirket lehine ipotek tesis edildiği ve ipotek belgesinde 100.000,00 Tl lik borcun ikrar edildiği, ancak bu taşınmazın satışından 48.380,00 TL ödenmiş olması nedeniyle bakiye kalan 51.620,00 Tl nin 35.000,00 Tl sinin takibe konu bonolara bağlandığı ve bakiye kısmında senetler ödendikten sonra ödeneceği belirtilmiş olmasına rağmen senetlerin ödenmemesi nedeniyle icra takiben girişildiği, imza inkarının doğru olmadığını ve kötü niyetli olduğunu, zira şirketin diğer ortağı ve senetler üzerinde imzası bulunan Osman Zaman tarafından işlemlerin birlikte yürütüldüğü, resmi olarak…’ün tek yetkili olmasına rağmen işlerin halen Osman Zaman ve … tarafından birlikte yürütüldüğünü, bu nedenle de bonolardan sorumlu olduklarını ve davacı şirket yetkilisi …’ın İstanbul … icra müdürlüğünün… esas sayılı dosyasından gönderilen talimat ile Düzce … icra müdürlüğünün…sayılı talimat dosyasından 04/11/2013 tarihli hacizden icra kefili olduğu ve borcun tahsilini ve ödeyeceğini beyan ederek, borcu da kabul ettiğini, bu nedenle borcu sabit olup, itirazın yersiz olduğunu ve davasının reddi gerektiğini beyan ettiğini, karşı dava olarak da sözleşmenin 2. Sayfasındaki hüküm uyarınca iş yerinde yapılan harcama miktarının 22.000,00 TL nin %25 oluşturan 5.500,00 Tl lik alacakları bulunduğu bu nedenle bu karşı taleplerinin kabulüne, davacı /karşı davalının davasının reddine ve tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Davacı taraf delil olarak; İstanbul … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası, Düzce … İcra müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyası, ticaret sicil müdürlüğü kayıtları, bilirkişi incelemesi, ticari defter ve kayıtlar, keşif, tanık beyanları ve her türlü yasal delillere dayanmıştır, davalı taraf delil olarak; bayilik sözleşmesi, cari hesap formu, tapu kaydı, ipotek belgesi, tanık, bilirkişi, keşif ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Dosyanı teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle, dosya imza incelemesi için grafolog bilirkişi Dr….’a tevdi edilmiş, bilirkişi sunduğu raporunda; …’ye atfen atılan imzalar ile …’a ait mukayese imzaları arasında dersim tarzı, imzaların başlangıcı ve bitirilişi, çizgisel hareketlerin biçimlenmesi, devinim noktaları, işleklik derecesi, ebat, mehil, istikamet, seyir, sürat, istif, kalem alışkanlıkları ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlik bulunmadığı ve senetteki imzaların …’ın eli ürünü olmadığını belirtmiştir.
Dosyanı teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle, dosya bilirkişiler, Hukukçu bilirkişi Doç. Dr. … ve bankacı bilirkişi … ‘e tevdi edilmiş ve sunulan bilirkişi raporunda;
Asıl dava yönünden bonolardaki imzanın davacı yetkilisine ait olmaması nedeniyle davacı şirketin bonolardan dolayı borçlu olmadığı, ve kambiyo senetlerine dayalı 4.000,00 TL lik ödemenin de bu nedenle borçlu olmadan ödenmiş olmasından dolayı istirdatı gerektiği ve dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte talep edilebileceği, karşı dava yönünden yapılan incelemede; davalı tarafın sözleşmenin 24/03/2010 tarihinde akdedildiği, oysa sicil kaydı dikkate alındığında 15/03/2010 tarihinde şirketin kurulduğu ve bayilik faaliyeti izni için kurulduğu izlenimi doğduğu bu nedenle de 24/10/2013 tarihine itibar edilmesi gerektiği buna göre de 4 yıllık süre dolmadan sözleşmenin sonlandırıldığı ve sözleşme hükmü gereğince de %25 dekorasyon giderinin ödenmesi gerektiği, buna göre de 5.500,00 Tl nin davalı/karşı davacı tarafça , davacı /karşı davalıdan dava tarihinden itibaren avans faizi ile talep edebileceğini belirtmiştir.
Dava, asıl dava yönünden icra takibine konu edilen bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile bu bonolar için ödenmiş olan 4.000,00 Tl nin istirdatı ve tazminat talebi iken karşı dava yönünden, sözleşmenin süresinden önce sona erdirilmiş olması nedeniyle sözleşme hükmü gereğince yapılan dekorasyon giderinin %25 ini oluşturan 5.500,00 Tl nin davacı /karşı davalıdan tahsil istemine ilişkindir.
Asıl davada, davacının bonolardan dolayı davalı /karşı davacıya borçlu olmadığının tespiti ile bu senetler dolayı yapılan 4.000,00 TL lik ödemenin de dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalı /karşı davacıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir. Zira, bonolar üzerindeki imzanın şirket adına atılmış olduğu ve tanzim tarihi itibariyle şirketin yetkilisi olan …’ın tek başına yetkili olduğu, alınan bilirkişi raporu ile de imzanın bu kişiye ait olmadığı sabit olduğu, bu nedenle de davacı şirketin bonolardan sorumlu tutulamayacağına kanaat getirilmiştir. Davalı tarafça her ne kadar, savunmada dile getirdiği mutat ve teamül ile dayandığı hukuk genel kurulu kararında, dile getirildiği gibi, ayni şekilde şirket yetkilisine ait olmamasına rağmen davacı tarafça ödenip, kabul edilmiş bir çek, senet ve bunlara ilişkin ödeme belgesi davalı tarafça sunulmadığından, bu yönde delil ibraz edemediğinden, savunması dikkate alınmamıştır. Yine, davalı/karşı davacının, davacı /karşı davalının şirket yetkilisi …’ın borcu kabul ettiği şeklindeki beyanı da, borç ödenmiş olsa bile menfi tespit davası açılabileceği ve açıkça davanın menfi tespit davası olduğu ve borcun icra tehdidi altında ödendiği ile borca kefil olan şirket yöneticisi olduğu ve bunun tüzel kişi yönünden bir borç kabulü sayılamayacağı, zira gerçek kişi ve tüzel kişiliğin iki ayrı kişilik olduğu da dikkate alındığında davalı tarafın bu yöndeki savunmalarına da itibar edilmemiş, dikkate alınmamıştır.
Bonolardaki imzanın, davacıya ait olmadığı ve bonolardan dolayı ödemenin de icra tehdidi altında yapıldığı sabit olmakla, 4.000,00 TL nin dava tarihiden itibaren davalı/karşı davacıdan alınarak davacı /karşı davalıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacı /karşı davalının, davası kabul edilmiş olmasına rağmen, tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir. Zira, hem davacı hem davalı tüzel kişi olup, tüzel kişiler arasındaki senet vs. Alımlarında şirket yetkilisi, pazarlamacısı veya imzalandıktan sonra posta yoluyla gönderilebildiği sabit olup, davacının , davalının bayisi olduğu hususu da dikkate alındığında davalının, senetteki imzanın sıhatini bilemeyebileceği ve davacı /karşı davalı tarafça da davalı /karşı davacının bu durumu açıkça bildiğine dair kötü niyetini ispatlar, gösterir her hangi bir delil sunamadığı ve imzanın davacıya ait olmadığının ancak yargılama sürecinde bilirkişi incelemesi ile sabit hale geldiği anlaşılmakla, kötü niyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı /karşı davacının, karşı davası yönünden yapılan değerlendirmede davasının kabulü gerekmiştir. Zira, sözleşme hükmü açık olup, davalı /karşı davacı tarafından üstlenilen ve davacı /karşı davalı kabulünde olan dekarosyan giderinin sözleşmenin süresinden önce 4 yıl dolmadan 4. Yılın içinde sona erdirilmiş olması nedeniyle davalı /karşı davacının 22.000,00 TL lik toplam dekorasyan giderinin %25 ini talep edebileceği ve bu miktarında da talep gibi 5.500,00 TL olarak istenebileceğine karar vermek gerektiği şeklinde gerekçe ile davacı/karşı davalının kabulüne ve davacının İstanbul 32 İcra Müdürlüğünün 2013/23713 esas sayılı dosyasında takibe konu edilen 20.000,00 TL ve 15.000,00 TL olmak üzere toplam 35.000,00 TL lik senetlerden dolayı davalı /karşı davacıya borçlu olmadığının tespitine, yapılan 4.000,00 TL lik ödemenin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı /karşı davacıdan alınmasına, kötü niyet tazminat talebinin reddine ve yine davalı /karşı davacının davasının kabulü ile 5.500,00 TL nin davacı/karşı davalıdan alınarak davacıya verilmesine şeklideki mahkememiz hükmüne karşı, davalı /karşı davacı tarafça temyiz talebinde bulunulmuştur. Temyiz incelemesini yapan Yargıtay … Hukuk Dairesinin 20/03/2018 tarih … esas … karar sayılı kararı ile ” Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı …Şti’nin menfi tespit davasına yönelik tüm temyiz itirazlarının reddine,
Karşı davacı …Şti’nin karşı davaya yönelik aşağıda belirtilen bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
Karşı davacı vekili 03/04/2014 havale tarihli ikinci cevap dilekçesinde alacağın en yüksek ticari faizi ile tahsilini istemiştir. HMK’nun 141/1. maddesi gereğince taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbesçe; … iddia veya savunmalarını genişletebilir, yahut değiştirebilirler. Bu durumda mahkemece karşı dava tarihinden itibaren talep gözetilerek alacağın faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde olumlu veya olumsuz herhangi bir hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir. ” gerekçesi ile mahkememiz kararı kısmen temyiz eden lehine bozulmuş, yukarıda esasına tevdi olunun dosyada yapılan yargılama neticesinde, usul ve yasaya uygun olan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamı uyarınca bozma dışında kalan hususlar kesinleşmiş olduğundan, bozma dışında kalan hususlar yönünden yeniden her hangi bir değerledirme yapılmamış, sadece bozulan davalı /karşı davacının 5.500,00 TL lik alacağına ilişkin faiz değerlendirmesi yapılmıştır. Buna göre davalı /karşı davacı vekilinin karşı dava dilekçesini sunarken 5.500,00 TL lik alacağını davacı /karşı davalıdan tahsiline şeklindeki dilekçesinden sonra, mahkememize sunduğu 03/04/2014 tarihli dilekçesi ile karşı dava olarak talep ettiği 5.500,00 TL lik alacağına en yüksek faiz uygulanması yönünde talepte bulunduğu, buna göre de HMK 141/1 maddesi uyarınca başta talep edilmemiş olmasına rağmen, iddiasını ve talebini genişletmiş olduğundan, tarafların tacir oması hususları da dikkate alınarak, karşı dava tarihi olan 06/03/2014 tarihinden itibaren davalı /karşı davacının talep ettiği 5.500,00 TL’ye avans faizi uygulanmak suretiyle, davacı/karşı davalıdan alınıp, davalı /karşı davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı/karşı davacının karşı davasının kabulü ile 06/03/2014 tarihinden itibaren 5.500,00 TL nin davacı /karşı davalıdan avans faizi ile alınarak davalı/karşı davacıya verilmesine,
2-Karşı dava yönünden kabul edilen 5.500,00 TL üzerinden alınması gerekli 375,71TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 93,95 TL harcın mahsubu ile 281,76 TL harcın davacı/karşı davalıdan alınarak Hazineye irat kaydedilmesine,
3-Karşı dava yönünden davalı/karşı davacı tarafça yatırılan 25,20 TL başvuru harcı, 93,95 TL peşin harç, 3,80 TL vekalet harcı, 6,00 TL vekalet pulu 1.442,05 TL tebligat/posta/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.571,00 TL yargılama giderinin davacı /karşı davalıdan alınarak , davalı /karşı davacıya verilmesine,
4-Karşı dava yönünden davalı/karşı davacı kendisin vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 660,00 vekalet ücretinin 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin altında kalması nedeniyle AAÜT 10 ve 13 maddeleri dikkate alınarak 2.180,00 TL ye yükseltilerek davacı/karşı davalıdan alınarak davalı /karşı davacıya verilmesine,
5- Karşı dava yönünden davalı /karşı davacı tarafından yatırılan ve harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı /karşı davacıya verilmesine,
Dair, dava dosyasının daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olmasından dolayı Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere davalı /karşı davacı vekilinin yüzüne karşı davacı/karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalı
Hakim …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.