Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/536 Esas
KARAR NO: 2019/610

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 12/06/2018
KARAR TARİHİ: 17/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı borçludan alacağı faturalara dayalı olarak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, icra dosyasında ödeme emrinin 18/04/2018 tarihinde borçluya tebliğ edildiğini, borçlunun 768,00-TL kısmi ödeme yaptığını, ancak 25/04/2018 tarihli dilekçesi ile alacağa ilişkin borcu bulunmadığı iddiasıyla borca itiraz ettiğini, davalının kötü niyetli olarak borca yaptığı itirazın iptalini, takibin devamına ve davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı veya vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; İstanbul … İcra Müd.’nün … Esas sayılı icra dosyası, müvekkili ve davalının ticari defter ve kayıtları, tanık beyanı, yemin ve bilirkişi incelemesi delillerine dayanmıştır. Davalı taraf ise herhangi bir delil sunmamıştır.
Mahkememizce İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası celp edilerek incelenmiş, dosyanın incelenmesinde; davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine 5.267,09-TL. fatura ve cari hesap alacağının tahsili amacı ile 13/04/2018 tarihinde ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı şirkete 18/04/2018 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı şirket tarafından yasal süresi içinde 25/04/2018 tarihinde borca itiraz edildiği, bu nedenle takibin durduğu, esas davanın ise 12/06/2018 tarihinde ve 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlamak yükümlülüğü davacı tarafa ait olduğundan, bu kapsamda taraflarca bildirilen deliller toplanmış, takibe ve davaya dayanak faturalar ve cari hesap ekstresinin dosya arasında olduğu görülmüş, uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden mahkememizce 02/04/2019 tarihli duruşmada davacı taraf iddiası, davalı taraf savunması ve tüm dosya kapsamına göre rapor alınmasına karar verilerek 03/05/2019 tarihi inceleme günü olarak belirlenmiş, inceleme gün ve saati duruşmada hazır bulunmayan davalı şirkete ihtaratlı olarak 12/04/2019 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalıya ticari defter ve eki belgelerini sunmak veya yerinde inceleme talep edilecek ise inceleme adresine bildirmek ve incelemeye hazır tutmak üzere inceleme gününe kadar kesin süre verilmiş, aksi taktirde defter ve eki belgelerini sunmaktan ve bunlara dayanmaktan kaçınmış sayılacakları hususu açık ve net bir şekilde ihtar edilmiş, ancak yapılan bu ihtara rağmen davalı taraf inceleme günü mahkeme kalemine gelmediği gibi ticari defterlerini de sunmamış, yerinde inceleme yetkisi dahi talep etmemiştir. Dolayısıyla davalı taraf ihtarata rağmen defter ibraz etmediği için davacı tarafın ticari defter ve kayıtları ile dosyaya getirtilen ve sunulan belgeler üzeriden inceleme yapılmak üzere dosya konusunda uzman SMMM bilirkişisi …’e tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi tarafından düzenlenen 21/05/2019 tarihli bilirkişi raporunun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 21/05/2019 tarihli raporda özetle; davacı yanın sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış ve kapanış onayına sahip olduğu, davacı defterlerinin HMK 222’ye göre delil niteliğinde olup olmadığı hususunun mahkemenin takdirinde bulunduğu, davacı yanın ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucunda davalı yandan takip tarihi itibarı ile kaydi olarak 12.348,54- TL, dava tarihi itibarı ile (takipten sonra davadan önce yapılan ödemelerden sonra) 4.641,54-TL alacaklı göründüğü, davacının dava dilekçemsindeki talebinin ise 4.500,00-TL olduğu, HMK’nun 26. maddesindeki taleple bağlılık ilkesi gereiğnce bu hususta takdirin mahkemeye ait bulunduğu, davacı yanın davalı yanı takiple temerrü de düşürdüğü, bu nedenle faiz yönünden inceleme yapılmadığı, icra inkar tazminatı hakkında takdirin mahkemeye ait olduğu belirtilerek görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına tebliğe çıkarılmış, davacı taraf rapora karşı yazılı beyanda bulunmuş, blirkişi raporu davalı şirkete 24.05.2019 tarihinde tebliğ edilmesine karşın, davalı taraf HMK’nun 281/1. maddesinde belirtilen yasal süre içerisinde rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunmamıştır.
Davalı şirket yetkilisi 17.09.2019 tarihli duruşmadaki imzalı beyanında; Ankara’da bulundukları için davaya cevap vermediklerini, şirketlerinin çalışanı olan …’in mahkemece gönderilen ve ticari defterlerin sunulmasına ilişkin ihtarat içeren tebligattan kendilerini haberdar etmediğini, bu nedenle ticari defterlerini sunamadıklarını, bilirkişi raporuna karşı “bilgileri olmadığı için” itiraz edemediklerini beyan ve ifade etmiştir. Davalı şirket yetkilisinin duruşmadaki imzalı beyanlarından da açıkça anlaşıldığı üzere, mahkememizce davalı şirkete gönderilen ve ticari defterlerini sunmamaları halinde sonuçlarının ne olacağının açıkça bildiren ihtaratlı davetiye davalı şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Davalı şirketin kendisine tebligat yapılan işçisi …’in davalıyı yapılan bu tebligattan haberdar edip etmemesi ve bu nedenle defterlerin sunulmaması hususu davalının işçisi ile arasındaki bir mevzu olup; tebligatın usulüne uygun olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir. Zira davalı şirket yetkilisinin de kabulünde olduğu üzere davalıya gereken tebligat yapılmış ancak defterleri sunmamışlardır. Ayrıca davalı şirket yetkilisi bilirkişi raporundan da haberdar olmadıklarını, bu nedenle rapora itiraz edemediklerini bildirmiş ise de dosyadaki tebligat parçasından da anlaşılacağı üzere bilirkişi raporu davalı şirkete usulüne uygun olarak 24.05.2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bu noktada davalı tarafın bilirkişi raporundan haberdar olmadıkları yönündeki savunmalarına da mahkememizce itibar edilmemiştir.
Mahkememizce davalı tarafa 12.04.2019 tarihinde tebliğ edilen ihtaratlı davetiyede “inceleme günü olan 03.05.2019 günü saat:14.00’de ticari defter ve belgelerini sunmak veya yerinde inceleme talep edilecek ise inceleme adresini bildirmek ve incelemeye hazır tutmak üzere inceleme gününe kadar kesin süre verildiği, aksi takdirde defter ve belgelerinizi sunmaktan ve bunlara dayanmaktan kaçınmış sayılacağınız hususu ihtar olunur” denilerek gerekli uyarı yapılmış, davalı şirket bu ihtara rağmen inceleme günü defter ibraz etmemiş ve yerinde inceleme talebinde bulunmamıştır. Bunun üzerine bilirkişi tarafından sadece davacı taraf defterleri üzerinde inceleme yapılarak rapor hazırlandığı görülmüştür.
Bilirkişi raporu incelenip denetlenmiş, toplanan delillere dosya kapsamına uygun olduğu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu saptanarak mahkememizce de benimsenmiştir.
Tüm dosya kapsamının, bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinde; davacının taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine uygun olarak faturalar düzenlediği, bu faturaların davacının resmi ve mevzuata uygun ticari defterlerine kayıtlı olduğu, davacı tarafın bilirkişi incelemesi için defter, kayıt ve belgelerini ibraz ettiği, davacı tarafça sunulan ticari defter kayıt ve belgelerine göre düzenlenen bilirkişi raporuna göre hesaplanan alacak miktarı dikkate alınarak ve davacının talebi ile bağlı kalınarak takip tarihi itibariyle davalı tarafın davacıya 4.500,00-TL. tutarında borçlu bulunduğu ve bu miktara yönelik olarak davalı şirketin borca yaptığı itirazın haklı ve yerinde olmadığı anlaşılmakla, hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporunda tespit edilen miktara göre davanın kabulüne, alacak likit ve belirlenebilir nitelikte bir para alacağı olduğundan kabul edilen alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ilişkin olarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasındaki 4.500,00-TL. asıl alacağa ilişkin itirazının iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi yürütülmek suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminat tutarı olan 900,00-TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 307,39-TL karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 76,85-TL. harcın mahsubu ile geriye kalan 230,54-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı olan toplam 944,65-TL. yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin ve davalı şirket yetkilisinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Yargılama Gideri Dökümü:
35,90 TL başvuru harcı
76,85-TL peşin harç
5,20 TL vekalet harcı
750,00 TL bilirkişi ücreti
76,70 TL tebligat ve posta ücreti
+___________________________
944,65-TL Toplam
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.