Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/530 E. 2020/503 K. 05.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/530 Esas
KARAR NO:2020/503

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:11/06/2018
KARAR TARİHİ:05/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının sahibi olduğu …. A.Ş de 18.10.2010 – 20 07.2015 tarihleri arasında müşteri temsilcisi olarak çalıştığını, davalı şirket tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak 20.07.2015 tarihinde işten çıkarıldığını, davalı şirket patronu tarafından işe girdikten sonra teminat amaçlı olarak tarafından 12/04/2012 tarihli boş senet alınmış olduğunu ve işbu senetin teminat amaçlı olarak kalacağı herhangi bir işlem yapılmayacağı hususunun tarafına bildirildiğini, davalı şirket tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak işten çıkarılması üzerine feshin haksız olduğunun tespiti ve hak etmiş olduğu tazminatların tarafına ödenmemesi üzerine 08.09.2015 tarihinde … Mahkemesinde açmış olduğu davanın 19/04/2018 tarihinde sonuçlandığını, söz konusu dava neticesinde davasının kabul edilmiş 6.914,00 TL Kıdem Tazminatı ile 3.346,83 TL İhbar Tazminatının davalı şirketten alınarak tarafına verilmesine hükmedildiğini, tarafına hükmedilen tazminat alacaklarını 28/05/2018 tarihinde …. İcra Müdürlüğü nün … esas sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, söz konusu icra takibi neticesinde davalı haksız ve hukuka aykırı olarak kötüniyetli şekilde teminat olarak tarafından almış olduğu seneti …. İcra Müdürlüğü nün … esas sayılı dosyası ile icra takibine konu ettiklerini belirterek, dava dilekçesinde yazılı nedenlerle davamızın kabulüne karar verilmesini, ayrıca takip konusu alacağın en az %20’si oranında da kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında iş ilişkisi bulunduğunu, davacının, müvekkilinen kişisel ihtiyaçları sebebiyle borç istediğini, müvekkilinin de bu nedenle elden 15.000 TL borç para verdiğini, müvekkilinin verdiği borç para karşılığında ise takibe konu edilen 12.04.2012 tanzim, 12.04.2016 vade tarihli 15.000 TL değerinde bir bono alındığını, vade tarihinde ödenmemesi sebebiyle bono takibe konu edilmiş borçluya karşı 06.06.2018 tarihli … esas sayılı icra takibi başlatıldığını, davacının dava dilekçesinde iddia etmiş olduğu hususların gerçeği yansıtmadığını belirterek, cevap dilekçesinde belirtilen nedenlerle davanın reddi ile davalı aleyhine asıl alacağın %20 ‘sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE;
Dava ;menfi tespit davasıdır.
4857 sayılı İş Kanunun 1/2 fıkrası uyarınca bu Kanun, 4 üncü Maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu iş yerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.
Aynı kanunun 2/4 fıkrasına göre işveren adına hareket eden ve işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimselere işveren vekili denir. İşveren vekilinin bu sıfatla işçilere karşı işlem ve yükümlülüklerinden doğrudan işveren sorumludur.
Eldeki davada davacı; işe girerken kendisinden teminat senedi niteliğinde bono alındığını iddia etmiş, davalı ise borç verildiği için bono alındığını savunmuştur.
Her ne kadar davacının işe girdiği tarihte davalı, şirkette yetkili değil ise de şirket yetkilisinin davalı ile aynı soyadını taşıdığı, davacının …. İş mahkemesinde açtığı … Esas sayılı davanın 19/07/2016 tarihli 3.oturumunda tanık …’in beyanında davalıdan işyeri sahibi olarak bahsettiği, davacının işe girdiği tarihte, davalı doğrudan davacının işvereni değil ise de yukarıda belirtilen hususların çalışma ve ticari hayatın gerçeklikleriyle değerlendirilmesi neticesinde, davacının iddiayı ileri sürüş biçimi de gözetilerek, uyuşmazlığın işçi-işveren ilişkisi kapsamında kaldığı anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. ( Aynı yönde Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2016/19593 Esas- 2020/5934 Karar sayılı kararı, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/9317 Esas – 2017/3567 Karar sayılı kararı ve Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2015/15312 Esas – 2016/817 Karar sayılı kararı )
HÜKÜM: Gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince usulden REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin İstanbul İş Mahkemeleri olduğunun tespitine,
3-Karar kesinleştikten sonra HMK.nın 20.maddesi gereğince yasal sürede başvuru halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul İş Mahkemelerine gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına mahkememizce karar verilmesine,
4-Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı, vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.05/10/2020

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı